21. May 2011, 08:18 PM | #141 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 418
Tesekkür: 51
95 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
beyza kardeşim.Ben senin bu benim mesajımı olduğu gibi kopyalamanın anlamını kavrayamadım.Yoksa hırsızlık mı yaptın benim mesajımı çalıp da.Maksadınız nedir öğrenmek istiyorum...
__________________
Ya İslam'la yükselir, Ya inkarla çürürsün.. Bu yol mezarda bitmiyor, gittiğinde görürsün!...(NECİP FAZIL KISAKÜREK) |
|
7. November 2011, 07:10 AM | #142 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Oct 2011
Mesajlar: 107
Tesekkür: 791
69 Mesajina 174 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Dost1 kardeşim yüreğine sağlık Rabbim (bir önceki sayfada yaptığınız) açıklamalarınızdan dolayı sizden razı olsun..
Diğer kardeşlerim sizlerden de Rabbim razı olsun gerçekten her açıklamanız sağlam temeller üzerinde ve asla ama asla kuşku barındırmamakta.. |
yeşil Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (10. November 2011) |
21. December 2012, 07:39 PM | #143 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
İBRÂHİM suresi 40. ayet
رَبِّ اجْعَلْنٖى مُقٖيمَ الصَّلٰوةِ وَمِنْ ذُرِّيَّتٖى رَبَّنَا وَتَقَبَّلْ دُعَاءِ Rabbic'alni mukîmes salati ve min zurriyyeti rabbena ve tekabbel dua "Rabbim! Beni, salatı özenle yerine getiren bir insan yap. Soyumdan bir kısmını da. Rabbimiz, duamı kabul et!" Ben arapça bilmiyorum ama bu ayetin tercümesi yukarıdaki gibiyse, bir peygamber neden soyundan gelenlerin tamamını değil de bir kısmını, salatı özenle yerine getiren insanlar yapması için rabbine yalvarır? Buradaki salat namaz değilmi ki bir kısmı için yerine getirmesi niyaz ediliyor??? |
21. December 2012, 09:08 PM | #144 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleyküm ! Değerli Bartsimpson Kardeşim!
İbrahim Suresinin 40. ayetini konu bütünlüğü içerisinde görelim mi? (72/14, İbrâhîm/31- 41): 31İman eden kullarıma söyle: Salâtı ikame etsinler [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluştursunlar-ayakta tutsunlar] ve alış-veriş ve dostluğun olmadığı bir günün gelmesinden önce, kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden açık ve gizli olarak harcamada bulunsunlar.” 32-34Allah, gökleri ve yeri oluşturan, gökten su indirip de onunla size rızık olarak çeşitli meyveler çıkarandır. Ve Allah, emri gereğince denizde yüzüp gitmeleri için gemileri emrinize verdi/ sizin yararlanacağınız özelliklerde yarattı, ırmakları da emrinize verdi. Sürekli olarak dönüş hâlinde olan güneşi ve ayı da emrinize verdi/ onları da yararlanacağınız özelliklerde yarattı. Geceyi ve gündüzü de sizin emrinize verdi. Ve O, Kendisinden istediğiniz her şeyden size verdi. Allah'ın nimetini saymak isterseniz de sayamazsınız! Şüphesiz insan kesinlikle çok yanlış; kendi zararına iş yapan, çok iyilikbilmez biridir. 35-41Ve hani bir zaman İbrâhîm: “Rabbim! Bu şehri güvenli kıl! Beni ve oğullarımı putlara tapmamızdan uzak tut! Rabbim! Şüphesiz putlar insanlardan birçoğunu saptırdılar. Şimdi kim bana uyarsa, artık o, şüphesiz bendendir; kim bana karşı gelirse… Artık Sen şüphesiz çok bağışlayan ve çok merhamet edensin. Rabbimiz! Şüphesiz ben çocuklarımdan bir bölümünü salâtı ikame etmeleri [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] için, Senin dokunulmazlaşmış Ev'inin yanında, ekinsiz bir vadiye yerleştirdim. Rabbimiz! Verdiğin nimetlerin karşılığını ödemeleri için artık Sen de insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir. Ve onları bazı meyvelerden rızıklandır. Rabbimiz! Şüphesiz Sen bizim gizlediğimiz şeyleri ve açığa vurduğumuz şeyleri bilirsin. –Ve yerde ve gökte, hiçbir şey Allah'a gizli kalmaz.– İhtiyarlık hâlimde bana İsmâîl'i ve İshâk'ı lütfeden Allah'a sonsuz övgüler olsun. Şüphesiz ki Rabbim duamı çok iyi işitendir. Rabbim! Beni salâtı ikame eden [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturan-ayakta tutan] biri kıl! Soyumdan da. Rabbimiz! Duamı da kabul et! Rabbimiz! Hesabın kurulduğu günde benim için, anam-babam için ve mü’minler için bağışlamada bulun!” demişti." Kusursuzluk sadece Allah'a mahsustur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
22. December 2012, 08:20 AM | #145 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Salat eğer sadece namaz olsaydı "bir bölümünü" demezdi diyorum.... Salat ; [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturmaları-ayakta tutmaları] ise, bunu yapacak olan kişiler ehil kişiler olmalı yani "bir bölümü"... Saygılarımla, Allah'a emanet olun. |
|
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | dost1 (22. December 2012) |
22. December 2012, 04:20 PM | #146 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Sayın Bartsimpson.
Biraz ukalalık yapacağım. Katlanır mısınız? 'Derli toplu bir bilgiye ulaşmak için isterseniz, bilgisayarınızdan ''İşte Kur'an'' sitesine girerseniz oradan ''makaleler'' kısmında ''Salât'' kelimesine ve bu kelimenin bilgi yönünden çevresinin bereketine erişebilirsiniz. ''Salat'' bir yönü ile karşındakine yardım, dolayısı ile karşılıklı yardımlaşmadır. Bu yardımın ne kadar olduğu Nahl-71/Mu'minun-4'de anlatılmış olup, bunun bir kerelik olmadığı,devamlı olduğu ve yardıma ihtiyacı olana hangi kerteye kadar yardım/infak yapılacağı ve orada tutulacağı Nahl-71/Mu'minun-5. ayeti ile izah edilmiş olduğu görülecektir. Şu halde ''Bakara-219/2 + Mu'minun-4/5 + Nahl-71'' ayetlerinin sentezi salat'ın ekonomik ve sosyal yönden özüdür. Salat'ın ekonomik ve sosyal yönden de amacına ulaşabilmesi için de Kur'an bize ''salatı ikâme'' edin; yaşamın tümüne devamlı uygulayın demekte ve bunun için de bize İbrahim Peygamber üzerinden o günün ''beyt'' bu günün ''devlet'' dediğimiz, dayanışmalı ekonomik ve sosyal birliği, toplumsal yaşamı, kollektivizmi önermektedir. Şimdi ''beyt'in çevresinin bereketsiz/bekkede/çorak/verimsiz'' olması ile ''çevresinin bereketli/verimli olması''nın izahı gerekmektedir. Çevre bereketli olduğu zaman ihtiyaçlarınız için onları gidip bol bol toplarsınız, satın alırsınız, teşvik edip bolluk yaratıp ucuza kapatır, sermayeye kârı da katarak kat kat ribayı yer, emek sarfetmeden, malı bir yerden başka bir yere naklederek ''kolay para'' kazanabilirsiniz. Ya da dağıtımını yapmaz kendinizde toplar, kenz yapıp başkalarını mahrum bırakırsınız. Bu Bakara-219/1'de ''kumar ve içki'' diye anlatılan yoldur; kapitalizmdir, sömürü yoludur. Çevre bekkede, çörak ve kurak, bereketsiz ve vermsiz olduğu zaman ise ihtiyaçlar içeriden üretilir, yani emeğiniz karşılığıdır; kendi emeğinizle üretir öyle elde edersiniz. Şu halde bereketi, zenginliği üreten emektir. Bu da beyt içinde elbirliği ile yapıldığından kollektivist bir sosyal ve ekonomik bir hayatın izahıdır. İhtiyacı karşılamayı amaçlayıp, basit bir ifade ile malı yığıp da bayatlatmaya, çürütmeye karşı, başkasının aleyhine zenginleşmeye karşı, fitneye karşı bir sistemdir. Fazlayı üretip de diğer kişilerin üretme hakkına tecavüz etmeyi önler. Fazla üretilmiş ise bu fazlaya ''nafile'' denir; ihtiyaç fazlası bu üretim başkasına gitmesi gereken hakkın tecavüzüdür; dolayısı ile başkalarının hakkını haksız olarak ele geçirmedir: ihtiyaç sahiplerine iade edilmelidir. Bu zekattır. Verilmediği zaman zimmet oluşturur, kul hakkıdır ve Maide-38'e tabidir. İslam beyt yani havra-manastır-mescid diye adlandırılan toplumlar biçimlerinde gizli, gözlerden uzak kapalı ve ufak topluluklar olarak (Sumela manastırları, Kapadokya yeraltı şehirleri şeklinde yaşayamazdı. Medine gibi geniş toplumsal yaşama geçmeli idi. İşte ihtiyaç karşılama veya ihtiyaca göre ekonomiye uygun olarak kapitalistler veya serbest ticaret yapanlar da ''Bakara:219/2deki avfe ve Nahl:71/Mu'minun-4,5'' prensiplerine uymaları şartıyla islam yaşamına kabul edilmişlerdir. Bu da ''zekatı ita'' emridir. Namaz'a gelince; eğer Arapça biliyorsanız. lügattan '' maz kelimesini araştırın. Karşılığı olarak kapitalisti bulursunuz. ''na'' ektir ve olumsuzluk anlatır; ''anti'' manâsında bir ektir.Kelime birleşik olarak ''namaz''dır ve kaspitalist olmayan demektir. Namaz hakkında ki görüşlerim için şunlara bakınız: http://www.hanifler.com/showthread.php?t=1037&page=19 Bir yazınızda ''vakıf''tan bahsetmiştiniz. ''Bakara:219/2-Nahl:71/Mu'minun-4,5'' karşısında, ne...? ve nasıl vakfedilecektir? Vakıf malı kaçırılmış mal, hırsızlık malı/zimmet değil midir. Ayrıca vakıf imtiyaz tanımak değil midir, hele bir de icareteynli ise? Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (4. September 2018 Saat 05:43 PM ) değiştirilmiştir. |
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (2. February 2013) |
22. December 2012, 07:46 PM | #147 |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Estağfurullah Sevgili Galip,
Ukalalık ne kelime acizane bilgileniyoruz sayenizde ve size sevgi ile katlanırız her daim... Ama bunlar çok ütopik konular ve pratikte uygulaması çok ama çok zor. Otoritenin kralı olsanız dahi işin içinde insan faktörü oldukça bir yerde testi çatlak verir ve su sızdırır. "Allah emridir amenna deriz" ama islam akıl dini ise ve kolaylık emrediyorsa bu toplumsal konular uygulamada çok zor görünüyor. Ayrıca sevgili Fers'in 10 ev örneği de bir nevi vakıflaşma örneği değil mi? Hizmetin öldükten sonrada devamını sağlamak vakıf ile olur. Buna neden karşısınız onu hala anlamadım? Not : bu cevabımı 4. editleyişim Hakkı yılmazın tavsiye ettiğiniz açıklamalarını halen okumaktayım (ne yazıkki daha önce vakit bulamamışım) gerçekten ????????? Ve Biz bir zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kılmıştık. –Siz de İbrâhîm'in makamından kendinize bir musallâ [salât gerçekleştirilecek yer] edinin.– Ve Biz İbrâhîm ile İsmâîl'e, “Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için hem de rükû edenler, secde edenler için tertemiz tutunuz” diye ahit almıştık. (Bakara/125) Ayetinden de anlaşılıyor ki günümüzde mekke müslümanların hac ve ibadet mekanıdır diyenler ne yazıkki yanılgı içindedirler. Mekke müşrikler ve gayri müslimler tarafından çoktan zapt edilmiş ve fethedilmiştir. Savaşı Kudüste aramayalım. Fetih çoktan gerçekleşti. Mescidi Aksa kılıfı.... Konu bartsimpson tarafından (22. December 2012 Saat 09:31 PM ) değiştirilmiştir. Sebep: Hakkı yılmazın açıklamalarını halen okumaktayım |
22. December 2012, 09:49 PM | #148 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Sayın Bartsimpson.
Ben de yarın yazmayı düşünüyorum ve öyle yapacağım. Fakat son satırdaki ''hizmetin öldükten sonra devamı" ifadesine takıldım. Ölmüş, yok olmuş biri sağlığında zorunlu ihtiyaçtan fazlasını kenz yaparak, başkasının olan mal mülk ve parayı, mameleki iç etmiş, yani gizleyerek zimmetine geçirmiş, bunu sağlığında veya ölümünden sonra sahip olması gerekenlere iade etmeyip veya edilmesini sağlamayıp, ölümünden sonra belirli bir kesimin faydasına sunup hayır-dua beklemesi kadar abes bir düşünce olamaz. Bence o mal üzerinde başkalarının (faydalanamayanların) hakkı o vakıf durdukça devam edeceğinden kendi defterine devamlı olarak günah yazılacak. Hakkı gasp et, sonra da o gasptan, o kul hakkından hayır dua bekle..... Yok artık. Saygılarımla. Galip Yetkin. Konu galipyetkin tarafından (10. April 2017 Saat 08:56 AM ) değiştirilmiştir. |
22. December 2012, 10:27 PM | #149 | |
Super Moderator
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23 |
Alıntı:
Ama bak gel buna şöyle bir kılıf bulalım Biz yetişkinler bir ömür boyu çalışıp didiniyoruz. Devlet (sağlık giderlerimizi karşılamak ve ihtiyarlığımızdaki geçimimizi sağlamak için) kazancımızdan sigorta kesintisi yapıyor. Bu da yetmiyor "sen çok kazandın sana hizmet getireceğim birazda bana ver" diyor ve kazancımızdan "vergi" alıyor. Sonra benim kazancımla yaptığı hizmetleri (yol, fabrika, hastane, kamu kurumları) gayrımüslimlere ve müşriklere "özelleştirme" adı altında satıyor. Sonraaaa ben bu insanlardan bu hizmetleri almak için tekrar ve tekrar kazancımdan para ödemek zorunda kalıyorum. Bu arada zar zor dişimizden tırnağımızdan biriktirip bankada biraz tasarruf ediyoruz. Devlet bu tasarrufuna da "bana sormadan tasarruf eder ve para istiflersin ha, olmadıııı" diyor ve ondan da gelir vergisi (stopaj) kesiyor. Bu kadar badireye rağmen biraz birikim yapabilenler bir araba yada ev almaya kalkıyorlar ya "almaz olaydılar" emi. Ben yakın zamanda Allah'ın nasib etmesi sayesinde bir araba sahibi oldum. Bak faturasında ne diyor. Araç bedeli 16.921,03.TL %37 ÖTV 5.625,29.TL %18 KDV 3.749,18.TL buraya trafiğe (devletin vatandaşa hizmet için kurduğu bir kurumuna) verilen ruhsat bedeli, plaka tescil bedeli, ve bunların bürokrasisini bilmediğin için muameleciye verilen haraç ve harçlar ile, zorunlu sigorta bedelini yazmadım. Yani "bre zındık sen benden gizli tasarruf ederde araba almaya kalkarsan bende araç bedelinin %55'ini ...... kazık olarak ...karım" diyor. Bitmediiii. Sonra da diyor ki "iliğini kurutucam senin iliğini... bittin oğlum sen. her altı ayda bir bu arabayı aldığın için lanet edeceksin ve bana eşşek gibi tesbit ettiğim kadar taşıt vergisi ödeyeceksiin. Bitmediiii. Ayrıca bu aracın gitmesi için benzin denen bir nesne lazım bunu alacaksın ve ben bunu gavura 1 liraya satıcam sana 4 katına satıcam ve sende eşşek gibi alıcaksın" "Haa. bunlardan bıktın ve satmaya mı kalktın o zaman yine bana alım satım vergisi ödeyeceksin." "Aldığın parayı da bankaya koy ki ondan da rahat rahat gelir vergisi (stopaj) alabileyim" Hadi bunların hiç birini yapamadık kıt kanaat geçiniyoruz. "Aldığın her gıda ve zorunlu ihtiyaç maddesinden ve geçimliğinden KDV ve ÖTV alır seni canından bezdiririm" diyor... Biraz uzun oldu ama diyeceğim o ki; Vallahi Galipciğim, ben kendi hakkımı devletten koruyup saklayamıyorum ki bırak benim kazancımda hakkı olanları düşüneyim!!!! Vakıflar hiç değilse şimdilik vergiden muaf Not : Hakkı Yılmaz'ın tavsiye ettiğiniz yazılarını halen okuyorum. Allah Razı olsun ziyadesi ile faydalanmaya çalışıyorum ve çalışacağım... Sevgi ile kalın. Konu bartsimpson tarafından (22. December 2012 Saat 10:38 PM ) değiştirilmiştir. |
|
22. December 2012, 11:02 PM | #150 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2012
Mesajlar: 304
Tesekkür: 0
59 Mesajina 91 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22 |
Otoritenin kralı olsanız dahi işin içinde insan faktörü oldukça bir yerde testi çatlak verir ve su sızdırır...(bartsimpson)
"Allah emridir amenna deriz" ama islam akıl dini ise ve kolaylık emrediyorsa bu toplumsal konular uygulamada çok zor görünüyor...(bartsimpson) |
Bookmarks |
Etiketler |
kuran, satan, tezgahında, şeytan |
|
|