hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > BİLİM VE TEKNOLOJİ > Bilim ve Teknik

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 4. December 2012, 05:52 PM   #1
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart Bilim ve Kuran İlişkisi

Alak Suresi 1-5 ayetler;

Yaratan Rabbinin İsmi ile oku. (Ikra’bismi rabbikellezî halak)
İnsanı bir alaktan yarattı.
Oku ve senin Rabbin(eğiten, öğreten), sonsuz kerem sahibidir
Ki O, kalem ile öğretti.
İnsana bilmediği şeyleri öğretti.


İkra (oku) emriyle başlıyor Kuran. İlk emir “Yaratan Rabbinin ismi ile oku!”

Yaratıcının bir çok ismi, esması var. Her isminde de sahip olduğu yücelik sıfatları var.

"Rabb" kelimesi mâlik, yaratıcı, sâhip, bir şeyi ıslâh eden, terbiye eden, efendi anlamlarını ifade etmektedir.

Rabbin ismi ile okumak; her şeyin sahibi, yaratıcısı, düzenleyicisi, öğreticisi, efendinin esmalarını, sıfatlarını, okumak, anlamak, görmek, idrak etmek,

Rabbin sıfatlarını, kalem ile yarattıklarını, insana bilmeğini bir sürede öğreten, eğiten, ıslah edendir.

Bildiğimiz veya bilmediğimiz her şeyin yaratıcısı Rabdir.

İnsana yarattıklarını okuması, ilgi alaka kurması için aklı, ağzı, gözü, kulağı veren ve indirdiği kelamlar ile destekleyen Rabbe hamd olsun, bunları ihsan eden Rabdir.



RAB kendi isminde esmasıyla nelerin okunması gerektiğini açıklıyor.

Okunacak olanlar nelerdir?
1-İndirilen ayetler: kelamlar, kitap
2- Allahın yarattığı ayetler: adem, insan, kainat, dünya, mars, ay, beden, canlılık, atom, molekül, DNA, ses, toprak, ateş, su….


- Allah adına indirilen kelamlar herkesin ağzına, kulağına, aklına, söz olarak düşünsünler, uyarıları dikkate alsınlar, rehber edinsinler diye verilmiştir.
- Onun dışında Allah ol demiş, insanı dünyayı, evreni, gördüğümüz göremediğimiz herşeyi yaratmış, canlı ayetler olarak ortaya koymuştur.


Kuranı okumak ; indirilen ayetleri okumak
Bilimle uğraşmak ; yaratılan ayetleri okumak
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mustafabey Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
kuman (14. March 2013)
Alt 4. December 2012, 05:57 PM   #2
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Casiye 2: Kitap(el kitâbi), azîz ve hakîm olan Allah tarafından indirilmiştir.
Casiye 3: Muhakkak ki mü'minler için göklerde ve yerde mutlaka âyetler( âyâtin) vardır.


İki türlü ayet vardır
1- Allahın yarattığı ayetler; herşey
2- Allahın indirdiği ayetler; kitap, kelam

Okuyabilen için bilimin konusu olan o kadar çok ayet var ki; biz Müslüman geçinen toplumlarda o ayetleri okuyanlar çok az. Ayetleri okumaya uzağız.

Allahın yarattığı bu ayetleri okumaya bir tanım yaparsak; doğayı incelemek, maddenin kimyasını araştırmak, evreni keşfetmeye çalışmak, yaratılan kanunları, mikroskopik canlıları, DNA’yı, atomu, molekülleri, elektronları, insanın duygularını, hayvan içgüdülerini, marsı, ayı, denizi, atmosferi ….. kısacası pozitif bilim olarak nitelenen her türlü ilimle uğraşmak, öğrenmek, bu konuda deneyler yapmak, içinde bulunduğumuz dünyayı, maddi alemi keşfetmek Allahın yarattığı ayetlerini okumaya çalışmaktır. Edison veya başkaları Allahın ayetlerini okuyup, lambayı icat etmeselerdi, biz geceleri karanlıkta kalırdık. İşin bu tekniki gelişme boyutu olsada Allahın yarattığı ayetlerle meşgul olmak, bu ayetleri okumak en büyük ibadetlerdendir.


İşte Allahın yarattığı ayetleri okuyanlar, bilgilerini artırıyorlar, gözle gördüğümüz icatları yapıyorlar, Allahın yaratma sıfatlarını görüyorlar. Burada insana herşeyi öğreten, alınan bilginin kaynağı Allahtır, bu bilgiler yaratılan ayetler araştırarak elde ediliyor, yine Allahın insana ikram ettiği akılla, Allah ayetlerini okuyanları mükafatlandırır.

Casiye 4: Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı bütün canlılarda da kesin bilgiyle inanan bir topluluk için ayetler (âyâtun) vardır.
Casiye 5: Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, Allah'ın gökten rızık indirip onunla ölümünden sonra yeryüzünü diriltmesinde, rüzgarları yönlendirmesinde akıl eden bir topluluk için ayetler (âyâtun) vardır.
Casiye 6: İşte bunlar, Allah’ın âyetleridir(âyâtu allâhi). Onları sana gerçek olarak okuyoruz. Artık Allah’tan ve O’nun âyetlerinden(ve âyâti-hi) sonra hangi söze(hadîsin) inanacaklar?
Casiye 7: Bütün yalancı günahkârların vay haline.
Casiye 8: Kendisine Allah’ın âyetlerinin(âyâti allâhi) okunduğunu işitir de, sonra büyüklük taslayarak sanki onları hiç duymamış gibi direnir. İşte onu elem dolu bir azap ile müjdele!
Casiye 9: Âyetlerimizden(min âyâti-nâ) bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!
Casiye 10:Arkalarından cehennem (onları izlemektedir). Kazandıkları şeyler, onlara hiçbir yarar sağlamaz. Allah'tan başka edindikleri veliler(evliyâe) de. Onlar için büyük bir azab vardır.
Casiye 11: İşte bu bir hidayettir. Rablerinin âyetlerini (bi âyâti) inkâr edenlere ise elem dolu çok kötü bir azap vardır.
Casiye 12: Allah, içinde gemilerin, emriyle akıp gitmesi, O’nun lütfunu aramanız ve şükretmeniz için denizi sizin hizmetinize verendir.
Casiye 13: Göklerdeki ve yerdeki her şeyi kendi katından (bir nimet olarak) sizin hizmetinize verendir. Elbette bunda düşünen bir toplum için ayetler(âyâtin) vardır.

Allahın kanunları(Sünnetullah) bu yarattığı ayetlerdir. Bu yaratılan ayetlerin, kanunların dışına kimse çıkamaz. Kimsenin elinde böyle bir güç yoktur. Bilim insan faaliyetidir ve Allahın yarattığı ayetleri, Sünnetullahı araştırır.

Resullere indirilen kelamlar ise uyarıcıdır, rehber, insanlığa ulaştıran, iyiyi kötüden ayıran hadis ve hadiselerin anlatıldığı kitaplar. Bu rehberi kullanarak, Allahın insana yaratılışta verdiği aklı, düşünceyi, algılama yeteneğini kullanarak insan meziyetleri ortaya çıkarmamız gereklidir. Din insanın sınırlarını çizer. Çizilen akıl, düşünce ve mantıktır. Kırmızı çizgiler; istek ve arzular, duygular, hayaldir. Bunların kontrolüne girmeyin der. Allahın dinde insan vasfında koyduğu bu kanunların dışına çıkarsanız, yanarsınız, yani insanlıktan uzaklaşırsınız, sorunların ardı arkası kesilmez, bu süreç toplumun helakına kadar gider.

Görüntüde olan gözle görülmeye çalışılan her şey yanıltıcıdır, din olaya görüntü, görünüm açısından bakmaz. Görünenler ortaya çıkabilenlerdir, tezahürdür. Dini anlamak için görüntüye, şekle değil onun içeriğine, düşünce boyutuna bakmak gereklidir.


Bilim ne işe yarar;


Yeryüzü insanın hakimiyetine verilmiştir, insanoğlu aklıyla bilgisiyle sahip olur yeryüzüne. Yeryüzünde işlenen topraktır, önceleri toprağın üstünde bitenler avcılar ve toplayıcılar tarafından toplanmış, sonra aklı biraz çalıştırıp toprağı sürmeye başlanıp tarım geliştirilmiş, tarım imparatorlukları kurulmuş, daha sonra akıl ve düşünce yoğun bir şekilde kullanılarak toprağın altına girilmiş, madde şekillendirilmiş, cevherleri sömürülmeye başlanmış, adına sanayi demişler, birileri bundan mahrum kalmış, daha da ileri gitmişler atom seviyesinde şekillendirme başlamış, adına nano teknoloji demişler, bu gelişmeleri elde elde edenlerde insan, onlar zamanın gereklerine uygun hareket ediyor bilimde düşüncede ilerliyor biz geri kalanlar geçmişle halleniyoruz, geçmişe esir olmuşuz da farkında değiliz.

Bilim bu dünya nimetidir, ilmeden nimetlerinden faydalanır, ilmetmeyenler her alanda geri kalır, insanlıktan uzaklaşır.

Bilgisizliğin olduğu yerde tapma, tapınma ve isteme vardır.
Bilginin olduğu yerde ilmetme, öğrenme vardır.
Kuranın bir araçtır, insanı doğruya, hakikate yönlendiren bir araç
Kurandaki kelam ve kelimeleri anlayamazsanız, araç olmaktan çıkar, amaç haline dönüşür.
Arapçası veya türkçesini anladığınızda ne kadar değer verirseniz okadar yaşamınıza hayata geçirirsiniz.
İçeriğini anlamaz, arapça okur, süs olarak evinizde bulundurursanız, algılamanızı bir başkasının şekillendirdiğine göre veya gördüklerinize, duyduklarınıza göre kafanızda kurgular, hayalinizle, istek arzularınızla, duygularınızla hissetmeye çalışırsınız. Kuran çok yüce ulaşamadığınız bir kitap olarak kalır. Cahillik, tapma ve tapınma, insanlıktan mahrumiyet gibi sonuçları ortaya çıkar, türk toplumu yüzlerce yıldır kurandan uzak kalmıştır, duygularıyla, istek ve arzularına ve hayallerine göre hareket eden bir toplum ortaya çıkmıştır. Sonuçlarını; toplumu, içinde yaşadığımız ortamı izleyip gözlemleyebilirsiniz.

Dini bir kavram olan İNSANı ortaya çıkarmak için indirilen ayetleri, İNSANLIĞI geliştirmek için yaratılan ayetleri (ilim=bilim konusu) okumalıyız.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mustafabey Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (4. December 2012), Miralay (6. December 2012)
Alt 13. April 2013, 08:46 PM   #3
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Din medeniyettir, medenileşmektir. Medenileşme, göçebe anlayışını ve onun ortaya çıkardığı her türlü yapılaşmayı bir üst seviyeye çıkarabilmektir. Yaşamda toplum olarak verilecek mücadele ile bir toprak üzerine tutunmak ve o toprağı benimsemek, aynı toprağı işlemek, üzerinde yapılaşmak ve şehirleşmektir.
Dinin olduğu, algılandığı yerde, anlaşıldığı yerde insanlar yaşar, bir düzen vardır, ahlak vardır, çalışma vardır, doğruluk vardır, gelişme vardır, ilim irfan vardır, eğitim ögretim vardır, düşünce vardır, akletme vardır, körü körüne ezber yoktur, sorunlar çözüme kavuşur, kanunlar sabittir sürekli değişmez, insanların hayatı planlıdır, ahirete(geleceğe) iman vardır, yolları düzgündür eğrilik yoktur, insanlar güleryüzlüdür, güven huzur vardır, insanlar selamlaşırlar.

Dinin algılanmadığı, yanlış anlaşıldığı, dinin karanlık yüzünün ortaya çıktığı yerde insanlık ölmüştür, göçebeler bedeviler yoğundur, korku korkutma vardır, kaos hakimdir, güçlüler güçsüzleri ezer, hakkını yer, orman kanunları geçerlidir, kırmızı luzumsuz ışıktır, kırmızı ışıkta durulmaz, eşkiyalık vardır, anlama yoktur ezber makbuldür, kanunlar sık sık değişir, sabit kanun yoktur iktidarın isteğine göre değişir, kanunlar bile göçebedir, işler kılıfına uydurulur, din istek ve arzulara göre yorumlanır, dinin yoğun yaşandığı yerde duygusallık tavan yapar, insanlar hayal denizinde yüzerler, bir tane bile düz yol olmaz, yollar hep eğridir, yeni yerleşim yerlerinde de aynı eğrilik devam eder, eğrilik kaderidir bu toprakların, toprak bile isyan eder bu eğriliğe çölleşir, tuzlanır, bozarır, şehirleşme mimari berbattır, ortak akıl yoktur, biraraya gelip insanlar toplumun lehine karar alamazlar, alınan kararlarda hep birilerinin çıkarı vardır, toplum hep zarardadır, toplum medeniyete ulaşamaz, taklit, özenti vardır….

Bir yerde dinin, huzurun(İSLAM) olup olmadığını anlamak için o yerin şehirleşmesine, yollarına bakmak bile bir fikir verir.
Bizde bakalım kendi şehirleşmemize, şehirler ne anlatıyor, dinleyin duyun!

Din akıl sahiplerine indirilmiştir. Akıl toprağın altında gizlenmiş olarak bekleyen, işlenmesi gereken bir maden gibidir. Altın nasıl saf halde toprakta bulunmuyor, toprakta bulunma oranı çok az , eser seviyede bulunuyor. İşte altın cevheri bulup işlemek o kadar zahmetli, bu zahmeti çekenler ve gerekli donanımı bilgiyi elde edenler altını topraktan ayırıp çıkarıyor, bir değer haline getiriyor,işte aklı elde etmek içinde mücadele etmek gerekiyor. Akıl insanda, bizim hamurumuzda, toprağımızda var ama parçalanmış olarak var çıkarıp bütün etmemiz gerekiyor, çok zahmetli. Akıl bizim kaybettiğimiz bir değer değil, zahmet edip çıkarmadığımız bir değer.
Yeryüzü insanın hakimiyetine verilmiştir, insan aklıyla bilgisiyle sahip olur yeryüzüne. Yeryüzünde işlenen topraktır, önceleri toprağın üstünde bitenler avcılar toplayıcılar tarafından toplanmış, sonra aklı biraz çalıştırıp toprağı sürmeye başlanıp tarım geliştirilmiş, tarım imparatorlukları kurulmuş, daha sonra akıl ve düşünce yoğun bir şekilde kullanılarak toprağın altına girilmiş, madde şekillendirilmiş, cevherleri açığa çıkartılıp saflaştırılmış, adına sanayi demişler, birileri bundan mahrum kalmış, biz geri kalanlar geçmişle halleniyoruz, geçmişe esir olmuşuzda farkında değiliz.


Aklı elde edebilelim ki dini anlayıp yaşayabilelim. Biz aklı ortaya çıkarma zahmetinde bulunmayıp, eskimiş, geçmişten miras kalanları, atamızın aklını, akıl zannediyoruz. Elimizde olan bize ulaşan bunlar miras, biz bunu akıl zannediyoruz, evet bu mirasın içinde akıl yokmu? Var ama oda kalıntı, zamana uymuyor, eskinin aklı, işe yaramaz mı? Yarar ama hep onarmak lazımdı!
Aklı elde edemezsek, dini anlayamayız, aydınlamayız, kör sağır ve dilsiz olarak kalırız, pisliğin içine batarız, ilk yaratılışımız çamur gibi kalırız. Dünya içinde bir şey yapamayız , yerimizde sayar dururuz.


Aklın fonksiyonları; aklın ortaya çıkma halleri;

Sapmayı engeller, sapanlara doğruya yönlendirir
İyiyi kötüden ayırır,
Bilgisizliği bilgiye çevirir,
Kulaklardaki ağırlığı kaldırır, sağırlık biter, duymayanı duyurur,
Görmeyen gözlerin önündeki perdeleri kaldırır,
İlmi ve düşünceyi oluşturur,
Allahın sıfatlarını görür,
Allahın rahmetini görür, aklın kendisi insana verilen en büyük şefahattir,
Akıl sahibi kazandığı bilgilerle hurafelerden, büyücülerden, fitne ve fesattan korunur,
Allahın izzet ve ikramlarını görür,
Uyanıktır, uyanmayı sağlar, zihnen ölenleri diriltir,
Karanlıktan aydınlığa çıkarır,
İlgi kurar, ilişkilendirir, mantığı oluşturur,
Kelam ve kelimelerin anlaşılmasını sağlayarak aydınlatır,
İkdidar sahibidir, yönetim merkezidir,
Duyguları kontrol eder, güder, büyütür, olgunlaştırır, sevgiyi ortaya çıkarır
Bedeni kontrol eder, istek ve arzularını görür, onları aç bırakmaz, doyurur
Hayalleri dizginler, mantığı çıkarır karşısına, Allahın yarattığı kanunları hatırlatır,
Boş beyinleri doldurur,
Kainat kitabını okur,
İdrak eder, algıları açıktır, hadiselerdeki ibreti ve uyarıyı alır
Akıl bir sofradır, yemesini bilene
Tek tek parçalardan bütünü gören, birleştirendir.
Akıl Allahın insanlığa verdiği nimettir.

Aklımız başımıza toplamazsak, akla sahip olamazsak bizi samiriler, firavunlar, hamanlar, karunlar güder, ateşe doğru bizi çekerler, Allahın kanunları herkes için, her toplum için aynı çalışıyor, onlar sürü halinde sürülürler, Allah acı suyla tatlı suyu birbirine karıştırmaz, ateş halkı ile akıl sahiplerini bir tutmaz, torpil beklemeyin!
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
bilim, kuran, İlişkisi


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:51 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam