hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Küfür ve Kafirler > Kafirler

 
 
Seçenekler Stil
Alt 12. October 2008, 02:42 AM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Kafirlik,kafirler

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim!

Gaflete düşmemek için Küfr ve kafir kelimelerinin gerçek anlamlarını idrak edebilme düşüncesiyle bu kelimelerin geçtiği ayetleri sizlerle paylaşmak istedim.

Bakara; Elif, Lâââm, Miiiym;
Eliyf, Lâm, Miym.

Bakara;2: Zalikel Kitab’u lâ raybe fiyh, hüden lil müttekıyn;
işte O Kitap , kendisinde şüphe-kuşku olmayandır... Hüdadır/hidayet kaynağıdır, gerçeği göstericidir, O, muttakıyler/korunmak isteyenler, korunanlar için.

Bakara;3: Elleziyne yu'minune bil ğaybi ve yukıymunas salate ve mimma rezaknahüm yünfikun;

Ki onlar gayb’a/gaybda iman edenler/inanıp güven duyanlar ve salat’ı/namaz’ı,sosyal desteği ikame edenlerdir. Ve kendilerine rızk olarak verdiklerimizden infak/ Allah yolunda, Allah adına sarfederler ederler

Bakara;4: Velleziyne yu'minune bi ma ünzile ileyKe ve ma ünzile min kabliK (E) * ve bil ahıreti hüm yukınun;
Ve dahi onlar sana inzal olunana da senden önce inzal olunana da iman edenlerdir/inanıp güven duyanlardır. Ve onlar ahiret boyutuna da kesinlikle inanıp güvenirler.

Bakara;5: Ülaike alâ hüden min Rabbihim ve ülaike hümül muflihun;
İşte onlar rabblerinden olan bir Huda /hidayet kaynağı,yol gösterici üzerindedirler ve işte onlar muflihundur /gerçek kurtuluşa erenlerdir.

Bakara;6-: İnnelleziyne keferu sevaün aleyhim eenzertehüm em lem tünzirhüm la yu'minun;
Kesinlikle o kafirleri/gerçeğin üzerini örtenleri inzar etmiş/uyarmış olsan da olmasan da onlara müsavidir/aynıdır,birdir; iman etmezler/inanıp güvenmezler.

Bakara;7: HatemAllahu alâ kulubihim ve alâ sem'ihim ve alâ ebsarihim ğışaveh* ve lehüm azabün azîym;
Allah, kalblerini, kulaklarını/işitmelerini mühürlemiş ve gözlerinin üzerinde de bir perde vardır. Ve onlar için büyük bir azab öngörülmüştür.

Bakara;171: Ve meselülleziyne keferu kemeselilleziy yen'ıku bi ma la yesmeu illâ duaen ve nidaen, summün bükmün umyün fehüm la ya'kılun;
O küfre sapanların durumu, bağırıp çağırma dışında bir şeyi işitmeyen varlıklara haykıranın durumuna benzer. Sağırdırlar, dilsizdirler, kördürler. Bu yüzden akıllarını işletemez onlar.

Bakara;257:Allahu Veliyyülleziyne amenu yuhricühüm minez zulümati ilenNur* velleziyne keferu evliyaühümüt tağutu yuhricunehüm minen Nuri ilez zulümat* ülaike ashabün nar* hüm fiyha halidun;
Allah, iman sahiplerinin Velî'sidir; onları karanlıklardan aydınlığa çıkarır. Küfre sapanlara gelince, onların dostları tağuttur ki, kendilerini nurdan karanlıklara çıkarır. Bunlar cehennemin dostlarıdır. Orada sürekli kalacaklardır onlar.

Bakara258: Elem tera ilelleziy hacce İbrahîyme fiy Rabbihi en atahullahul mülk* iz kale İbrahîymu Rabbiyelleziy yuhyiy ve yumiytu, kale ene uhyiy ve umiyt* kale İbrahîymu feinnAllahe ye'tiy bişŞemsi minel meşrikı fe'ti bi ha minel mağribi febühitelleziy kefer* vAllahu la yehdil kavmez zalimiyn;
Allah kendisine mülk ve saltanat verdiği için, Rabb'i hakkında İbrahim'le çekişeni görmedin mi? İbrahim şöyle demişti: "Benim Rabb'im odur ki, hayat verir ve öldürür." O da şöyle demişti: "Ben de hayat veririm, hem de öldürürüm." İbrahim, "Allah, güneşi doğudan getiriyor, hadi sen onu batıdan getir" deyince, küfre sapan o adam apışıp kalmıştı. Allah, zalimler toplumunu doğruya ve güzele kılavuzlamaz.

En’am;7: Ve lev nezzelna aleyke Kitaben fiy kırtasin felemesuhu bi eydiyhim lekalelleziyne keferu in haza illâ sıhrun mübiyn;
Eğer biz sana parşömen üzerine yazılı bir kitap göndermiş olsaydık, onlar da ona elleriyle dokunmuş olsalardı, o küfre batmışlar, hiç kuşkusuz şöyle deyivereceklerdi: "Bu, apaçık bir büyüden başka şey değildir."

En’am; 8: Ve kalu lev la ünzile aleyhi melek* ve lev enzelna meleken lekudıyel emru sümme la yunzarun;
Şunu da söylediler: "Bu peygambere bir melek indirilseydi ya!" Eğer böyle bir melek indirmiş olsaydık iş mutlaka bitirilmiş olurdu da kendilerine göz bile açtırılmazdı.

En’am; 9: Ve lev cealnahu meleken lecealnahu racülen ve lelebesna aleyhim ma yelbisun;
Eğer o peygamberi bir melek kılsaydık kuşkusuz onu bir er kişi yapacaktık ve içine yuvalandıkları kuşku ve karmaşayı onların üzerlerine giydirmiş olacaktık.

En’am 10: Ve lekadistühzie bi Rusulin min kablike fehaka billeziyne sehıru minhüm ma kânu bihi yestehziun;
Yemin olsun ki, senden önceki resullerle de alay edildi; fakat eğlence konusu yaptıkları şey, o maskaralığı sergileyenleri kıskıvrak sarıverdi.

Kehf;55:Ve ma meneanNase en yu'minu iz caehümül hüda ve yestağfiru Rabbehüm illâ en te'tiyehüm sünnetül evveliyne ev ye'tiyehümül azâbü kubüla;
Kendilerine hidayet geldikten sonra, insanları iman etmekten, Rablerinden af dilemekten alıkoyan şey şundan başkası değildir: Evvelkilerin yol ve yöntemlerinin kendilerine de gelmesini yahut bizzat azabın karşılarına dikilivermesini beklemek.

Kehf;56: Ve ma nursilül murseliyne illâ mübeşşiriyne ve münziriyn* ve yücadilülleziyne keferu bil batıli li yudhıdu bihil Hakka vettehazu ayatiy ve ma ünziru hüzüva;
Biz, elçileri sadece müjdeleyiciler ve uyarıcılar olarak göndeririz. Küfre sapanlar ise bâtıla yapışarak onunla hakkı kaydırmak için uğraşıyorlar. Onlar, ayetlerimi ve uyarıldıkları şeyleri eğlence edindiler.

kehf57: Ve men azlemü mimmen zükkire bi ayati Rabbihi fea'reda anha ve nesiye ma kaddemet yedah* inna cealna alâ kulubihim ekinneten en yefkahuhu ve fiy azanihim vakra* ve in ted'uhüm ilel hüda felen yehtedu izen ebeda;
Kendisine Rabbinin ayetleri hatırlatıldığı halde, onlardan yüz çeviren ve iki elinin hazırlayıp önden gönderdiği şeyleri unutandan daha zalim kim olabilir? Şu bir gerçek ki, biz onların kalpleri üzerine onu anlamamaları için kabuklar geçirdik, kulakları içine de ağırlıklar koyduk. Onları hidayete çağırsan da bu durumda hidayete asla ulaşamazlar.

Enfal;30: Ve iz yemküru bikelleziyne keferu liyüsbituke ev yaktüluke ev yuhricuk* ve yemkürune ve yemkürullah* vAllahu hayrul makiriyn;
Küfre sapanlar, seni tutup bağlamaları yahut öldürmeleri ya da yurdundan çıkarmaları için sana tuzak kuruyorlardı. Onlar tuzak kurarlar, Allah da tuzak kurar. Ama Allah, tuzak kuranların en hayırlısıdır.

Enfal;31: Ve iza tütla alehim ayatüna kalu kad semi'na lev neşaü lekulna misle haza in haza illâ esatıyrul evveliyn;
Ayetlerimiz onlara okunduğunda şöyle derler: "Tamam, işittik. İstersek bunun gibisini elbette ki söyleriz; öncekilerin masallarından başka şey değil ki bu!"

Enfal;32: Ve iz kalullahümme in kâne haza hüvel hakka min ındike feemtır aleyna hıcareten mines Semai evi'tina bi azâbin eliym;
Şunu da söylemişlerdi: "Allahımız! Eğer bu, senin katından gelmiş gerçeğin kendisiyse, gökten üstümüze taş yağdır. Yahut bize korkunç bir azap musallat et."

Enfal;33: Ve ma kânAllahu liyüazzibehüm ve ente fiyhim* ve ma kânAllahu müazzibehüm ve hüm yestağfirun;
Oysaki, sen onların içinde iken Allah onlara azap etmeyecekti. Onlar, af dileyip dururken de Allah onlara azap etmezdi.

Enfal;34:Ve ma lehüm ella yüazzibehümullahu ve hüm yasuddune anil Mescidil Harami ve ma kânu evliyaeh* in evliyauhu illel müttekune ve lâkinne ekserehüm la ya'lemun;
Onlar Mescid-i Haram'dan geri çevirip dururken, Allah onlara neden azap etmeyecekmiş? Onlar onun dostları/koruyucuları da değillerdir. Onun dostları/koruyucuları takva sahiplerinden başkası değildir. Ama onların çokları bunu bilmezler.

Enfal;35: Ve ma kâne Salatühüm ındel beyti illâ mükâen ve tasdiyeten, fezukul azâbe bi ma küntüm tekfürun;
Onların o evdeki namazı; ıslık çalmak, el çırpmak/engel olmaktan başka bir şey değildir. O halde, inkâr etmekte olduğunuz için tadın azabı.

Enfal;36: İnnelleziyne keferu yünfikune emvalehüm li yasuddu an sebiylillâh* fe seyünfikuneha sümme tekûnu aleyhim hasreten sümme yuğlebun* velleziyne keferu ila cehenneme yuhşerun;
O küfre sapanlar mallarını Allah yolundan alıkoymak için harcarlar, harcayacaklardır da. Sonunda bu kendileri için bir hasret olacak, sonra da mağlup edilecekler. Küfre sapanlar doğruca cehenneme sürülecekler.

Enfal;37:Li yemiyzAllahul habiyse minet tayyibi ve yec'alel habiyse ba'dahu alâ ba'din feyerkümehu cemiy’an feyec'alehu fiy cehennem* ülaike hümül hasirun;
Böylece Allah, pisi temizden ayıracak, pis kısmı birbirleri üstüne yığıp hepsini bir yerde toplayarak tümünü cehenneme sokacak. Hüsrana uğrayanların da kendileridir bunlar.

Enfal;38: Kul lilleziyne keferu in yentehu yuğfer lehüm ma kad selef* ve in yeudu fe kad medat sünnetül ‘evveliyn;
Küfre sapanlara söyle: "Eğer son verirlerse eskide kalmış olan, kendileri için affedilir. Eğer yeniden başlarlarsa, daha öncekilere uygulanan yol ve yöntem, eskisi gibi devam etmiş olacaktır."

Enfal;39: Ve katiluhüm hatta la tekûne fitnetün ve yekûned diynü küllühu Lillah* feinintehev feinnAllahe bi ma ya'melune Basıyr;
Fitne kalmayıncaya ve din tümüyle Allah'ın oluncaya kadar onlarla savaş. Vazgeçerlerse kuşkusuz ki Allah, ne yaptıklarını iyice görecektir.

Enfal;40:Ve in tevellev fa'lemu ennAllahe Mevlaküm* nı'mel Mevla ve nı'men Nesıyr;
Eğer yüz çevirirlerse bilin ki, Allah sizin Mevlâ'nızdır. Ne güzel Mevlâ'dır O, ne güzel destekler; ne güzel Nasîr'dir O, ne güzel yardım eder.

Hac;72: Ve iza tütla aleyhim ayatüNa beyyinatin ta'rifü fiy vucuhilleziyne keferul münker* yekâdune yestune billeziyne yetlune aleyhim ayatiNa* kul efeünebbiüküm bişerrin min zâliküm* enNar* veadehAllahulleziyne keferu* ve bi'sel masıyr;
Onlara açık-seçik ayetlerimiz okunduğunda, o küfre sapanların yüzlerinde bir hoşnutsuzluk/yadsıma görürsün. Kendilerine ayetlerimizi okuyanlara saldıracak olurlar. De ki: "Size şu yaptığınızdan daha kötü bir şey haber vereyim mi: Ateş! Allah onu inkârcılara vaat etmiştir. Ne kötü dönüş yeridir o!"

Furkan;4:Ve kalelleziyne keferû in hazâ illâ ifkünifterahu ve eanehu aleyhi kavmün aharun* fekad cau zulmen ve zura;
Küfre batanlar dediler ki: "Bu, onun uydurduğu bir düzmeceden başka şey değildir. Ve bu düzmecede ona, başka bir topluluk da yardım etmiştir." Yemin olsun ki, bunu söyleyenler bir zulüm, günah ve iftira sergilemişlerdir.

Furkan;5: Ve kalu esatıyrul evveliynektetebeha fehiye tümla aleyhi bükreten ve asıyla;
Dediler ki: "Öncekilerin masallarıdır bu. Birilerine yazdırdı onu. O ona sabah-akşam birileri tarafından yazdırılıyor."

Furkan;6:Kul enzelehülleziy ya'lemüssirra fiys Semavati vel Ard* inneHu kâne Ğafuran Rahıyma;
Şöyle söyle: "Onu göklerde ve yerdeki sırrı bilen indirmiştir. Kuşkusuz O, Gafûr'dur, Rahîm'dir."

Şuara;19: Ve fealte fa'letekelletiy fealte ve ente minel kafiriyn;
“Ve o yaptığını yaptın. Sen kafirlerdensin!”.

Şuara;20:Kale fealtüha izen ve ene minad dalliyn;
(Musa) dedi ki: “Ben sapkınlardan olduğum halde iken onu işledim”.

Lokman;32: Ve iza ğaşiyehüm mevcün kezzuleli deavullahe muhlisıyne lehüd diyn* felemma neccahüm ilel berri feminhüm muktesıd* ve ma yechadü bi ayatiNa illâ küllü hattarin kefur;
Kara bulutlar gibi dalga kendilerini kuşattığı zaman; Allah'a, dini O'na özgüleyerek yalvarırlar. Fakat onları karaya çıkarıp kurtarınca, içlerinden sadece bir kısmı doğru yolu tutar. Bizim ayetlerimize, gaddar kafir/örten/nankörlerin tümünden başkası karşı çıkmaz.

Sebe;40: Ve yevme yahşüruhüm cemiy’an sümme yekulü lilMelaiketi ehaülai iyyaküm kânu ya'budun;
Gün ki, (Allah) hepsini haşreder , sonra meleklere: “Bunlar mı yalnızca size kulluk/ibadet ederler idi?” der.

Sebe;41:Kalu subhhaneKe ente veliyyüna min dunihim* bel kânu ya'budunel cinne, ekseruhüm bihim mu'minun;
(Melekler) dedi ki: “Subhansın sen!.. Sensin Veliymiz, onlar değil... Bilakis onlar Cinn’e kulluk/ibadet ederler idi... Onların ekseriyeti onlara mü’minlerdir”.

Sebe;42: Fel yevme la yemlikü ba'duküm li ba'dın nefan ve la darra* ve nekulü lilleziyne zalemu zuku azâben narilletiy küntüm biha tükezzibun;
İşte O Gün, bazınız bazınıza ne bir faydaya ve ne de bir zarara malik değildir... Zulmedenlere: “Kendisini tekzib ettiğiniz/yalanladığınız o Nar’ın azabını tadın!” deriz.

Sebe;43: Ve iza tütla aleyhim ayatuNa beyyinatin kalu ma hazâ illâ racülün yüriydü en yesuddeküm amma kâne ya'büdü abaüküm* ve kalu ma hazâ illâ ifkün müftera* ve kalelleziyne keferu lil Hakkı lemma caehüm, in hazâ illâ sıhrun mübiyn;
Ayetlerimiz onlara apaçık olarak tilavet edildiğinde/okunduğunda dediler ki: “Bu, babalarınızın kulluk/ibadet edegeldiği şeyden sizi çevirmek/alakoymak dileyen bir adamdan başka değil”. Ve yine dediler ki: “Bu, uydurulmuş bir yalandan başka bir şey değil”... Kafir olanlar Hakk’a, kendilerine geldiğinde: “Bu, ancak apaçık bir sihirdir”, dedi.

Mü’min: 41:Ve ya kavmi maliy ed'uküm ilennecati ve ted'uneniy ilen nar;
“Ey kavmim!... Ne oluyor ki ben sizi necat’a/ kurtuluşa da’vet ediyor iken, siz beni Nar’a da’vet ediyorsunuz”.

Mü’min 42: Ted'uneniy li ekfüre billahi ve üşrike bihi ma leyse liy bihi ılmun ve ene ed'uküm ilel Aziyzil Ğaffar;
“Siz beni, Allah’a küfr etmeye ve onunla ilgili bir ilmim olmayan şeyi O’na ortak koşmaya çağırıyorsunuz. Ben ise sizi Aziyz, Ğaffar’a çağırıyorum”.

Mü’min 43: La cerame ennema ted'uneniy ileyhi leyse lehu da'vetün fiyd dünya vela fiyl ahireti ve enne mereddena ilAllahi ve ennel müsrifiyne hüm ashabun nar;
“Hakikat şu ki: Sizin beni kendisine da’vet ettiğinizin ne dünyada ve ne de Ahiret’te bir da’veti yoktur (varlık alameti yoktur)... Muhakkak ki bizim dönüşümüz Allah’adır... Ve muhakkak ki israfeden/haddi aşanlar, (işta) onlar Nar ashabıdırlar”.

Mü’min 44: Fesetezkürune ma ekulü leküm* ve ufevvidu emriy ilAllah* innAllahe Basıyrun Bil ıbad;
“Size söylediğimi yakında hatırlayacaksınız... Ben işimi Allah’a tefviz ediyorum /bırakıyorum. Muhakkak ki Allah kullarını Basıyr’dir”.

Mü’min 45: Fevekahullahu seyyiati ma mekeru ve haka Bi ali fir'avne suül azâb;
Nihayet Allah onu yaptıkları mekrin/tuzağın kötülüklerinden korudu. Al-u fravun’u ise azabın kötüsü çepeçevre kuşattı.

Mü’min 46: Ennaru yu'redune aleyha ğudüvven ve aşiyya* ve yevme tekumüs saatü, edhılu ale fir'avne eşeddel azâb;
(O kötü azab) Nar’dır... (Al-u fravun ise) sabah-akşam ona arzolunuyor haldedirler...O Saat kıyam ettiği gün de: “Al-u fravun’u azabın en şiddetlisine sokun” (denilir).

Mü’min 47:Ve iz yetehaccune fiyn nari feyekulud duafau lilleziynestekberu inna künna leküm tebean fehel entüm muğnune anna nasıyben minennar;
Hani (o vakit) Nar içinde niza ederler de zayıf olanlar büyüklük taslayanlara der ki: “Doğrusu biz sizin tebaanız idik... Şimdi siz Nar’dan bir nasib (bir pay olsun) bizden savabilir misiniz?”.

Mü’min 48: Kalelleziynestekberu inna küllün fiyha innAllahe kad hakeme beynel ıbad;
O büyüklük taslayanlar da dedi ki: “Doğrusu hepimiz onun (Nar’ın) içindeyiz... Muhakkak ki Allah kulları arasında hüküm vermiş (zaten)”.

Mü’min 49: Ve kalelleziyne fiyn nari lihazeneti cehennemed'u Rabbeküm yuhaffif anna yevmen minel azâb;
Nar’ın içinde olanlar, cehennem hazinlerine (koruyan bekçilerine) dedi ki: “Rabbinize dua edin/çağırın, azabdan bir gün bizden hafifletsin ”.

Mü’min 50-):Kalu evelem tekü te'tiyküm Rusulüküm bil beyyinat* kalu bela* kalu fed'u* ve ma duaül kafiriyne illâ fiy dalal;
(Koruyan bekçiler) dediler ki: “Rasûlleriniz size beyyinler ile gelmedi mi?”... Dediler ki: “Evet”. (Koruyan bekçiler) dediler ki: “O halde kendiniz dua edin”... Kafirlerin duası/çağırması da dalal (dalalet, sapma, kaybolma, boşa çıkma) dan başka bir şey delildir.

Mü’min 51: İnna lenensuru RusüleNa velleziyne amenu fiyl hayatid dünya ve yevme yekumül eşhad;
Muhakkak ki biz Rasûllerimize ve iman edenlere, dünya hayatında da şahidlerin kıyam ettiği günde de yardım edeceğiz.

Mü’min 52:Yevme la yenfeuz zalimiyne ma'ziretühüm ve lehümül la'netü ve lehüm suüddar;
O Gün onların ma’ziret (özür-mazeret beyan etme) leri zalimlere fayda vermez. Hem o la’net (Allah’dan uzaklık) onlarındır ve hem de yurdun kötüsü onlarındır.

Mü’min 53: Ve lekad ateyna Muselhüda ve evresna beniy israiylel Kitab;
Andolsun ki Musa’ya huda/hidayet, rehber verdik... İsrailOğullarını da Kitab’a varis/mirasçı kıldık.

Mü’min 54: Hüden ve zikra li üliyl elbab;
Öz akıl sahiplerine bir huda/hidayet,rehber ve öğüt/hatırlatma olmak üzere.

Mü’min 55: Fasbir inne va'dAllahi hakkun vestağfir lizenbike ve sebbih bi Hamdi Rabbike bil aşiyyi vel ibkâr;
Sabret! Muhakkak ki Allah’ın va’di hakk’dır. Günahın için mağfiret dile... Akşam ve sabah Rabbinin hamdi ile tesbih et!.

Mü’min 56: İnnelleziyne yücadilune fiy ayatillahi bi ğayri sültanin etahüm, in fiy sudurihim illâ kibrun mahüm bi baliğıyh* festeiz billah* inneHu Huves Semiy’ul Basıyr;
Kendilerine gelmiş bir sultan/reddedilemez delil, güç olmaksızın Allah’ın ayetleri hakkında mücadele edenler/tartışanlar var ya, onların sadırlarında ona asla ulaşamayacakları bir kibirden/büyüklük kuruntusundan başka bir şey yoktur... O halde sen Allah’a sığın... Muhakkak ki O, Semi’dir, Basıyr’dir.

Mü’min 57: Le halkus Semavati vel Ardı ekberu min halkın Nasi ve lâkinne ekserenNasi la ya'lemun;
Semavat’ın ve Arz’ın yaratılışı, insanların yaratılışından elbette ekberdir /daha büyüktür... Fakat insanların ekseriyeti bilmezler.

Mü’min 58: Ve ma yestevil a'ma vel basıyru velleziyne amenu ve amilus salihati ve lelmüsiy'* kaliylen ma tetezekkerun;
A’ma /kör ile basıyr /basiretiyle gören, iman edip salih amel işleyenle musi’ / kötülük yapan bir olmaz... Ne kadar da az tezekkür ediyorsunuz!.

Mü’min 59: İnnes saate le atiyetün la raybe fiyha ve lâkinne ekserenNasi la yu'minun;
Muhakkak ki O Saat elbette gelicidir, onda kuşku yoktur... Fakat insanların ekseriyeti iman etmezler/inanıp güvenmezler.

Mü’min 60: Ve kale Rabbükümüd'uniy estecib leküm* innelleziyne yestekbirune an ıbadetiy seyedhulune cehenneme dahıriyn;
Rabbiniz dedi ki: “Bana dua edin/beni çağırın, size icabet edeyim... Muhakkak ki benim ibadetimdem kibirlenenler/büyüklenenler, dahiriyn/küçülmüş, boyun bükmüşler olarak cehennem’e gireceklerdir”.

Mü’min 61: Allahulleziy ceale lekümül leyle li teskünu fiyhi vennehare mubsıra* innAllahe lezufadlin alenNasi ve lâkinne ekserenNasi la yeşkürun;
Allah ki, sizin için, geceyi onda sükun bulasınız diye ve gündüzü de mubsır /gören, idrak eden kıldı... Muhakkak ki Allah insanlara fazl /lutuf) sahibidir... Fakat insanların ekseriyeti şükretmezler.

Mü’min 62: Zâlikümullahu Rabbüküm Haliku külli şey'* la ilahe illâ Hu* feenna tü'fekûn;
İşte budur Allah, Rabbiniz, herşeyin Halikı!.. O’ndan başka ilah yoktur!.. Nasıl (Hak’dan) çevriliyorsunuz?.

Mü’min 63: Kezâlike yü'fekülleziyne kânu Bi ayatillahi yechadun;
Allah’ın ayetlerini bilerek inkar edenler böylece döndürülür.

Mü’min 64: Allahulleziy ceale lekümül’Arda kararen vesSemae binaen ve savvereküm feahsene suvereküm ve razekaküm minat tayyibat* zâlikümullahu Rabbüküm* fetebarekâllahu Rabbül alemiyn;
Allah ki, Arz’ı sizin için bir karar yeri, Sema’yı da bina olarak oluşturdu... Sizi tasvir etti /şekillendirdi de sizin sûretlerinizi en güzel etti ve sizi tayyibattan rızıklandırdı... İşte size Allah, Rabbiniz!... Rabbul Alemiyn olan Allah ne yücedir!.

Mü’min 65: Huvel Hayyü la ilahe illâ Huve fed'uhu muhlisıyne lehüd diyn* elHamdu Lillahi Rabbil alemiyn;
O’dur Hayy... O’ndan başka ilah yoktur... Dini O’na halis kılarak O’nu çağırın/O’na dua/kulluk/ibadet edin artık... Hamd, Rabbül Alemiyn olan Allah’a aittir.

Mü’min66:Kul inniy nühiytü en a'budelleziyne ted'une min dunillahi lemma caeniyel beyyinatü min Rabbiy ve ümirtü en üslime liRabbil alemiyn;
De ki: “Rabbimden bana beyyineler geldiğinde, Allah’ın astlarından/gayrından sizin çağırdıklarınıza kulluk yapmaktan nehyolundum/yasaklandım ve Rabbül Alemiyn’e teslim olmakla emrolundum”.

Mü’min 67:Huvelleziy halekaküm min türabin sümme min nutfetin sümme min alekatin sümme yuhricüküm tıflen sümme liteblüğu eşüddeküm sümme litekûnu şüyuha* ve minküm men yüteveffa min kablü ve liteblüğu ecelen müsemmen ve lealleküm ta'kılun;
O, odur ki, sizi bir topraktan, sonra bir nutfe (su, sperm)’den, sonra bir alaka (donmuş kan, genetik yapı, embriyo)’dan yarattı... Sonra sizi bir tıfl /çocuk olarak çıkarır; sonra eşüddenize /bulüğ/kemale erme çağınıza ulaşmanız, sonra şeyhler / olgunluk sahibi olmanız için (yaşatıyor)... Sizden kimi de daha önce vefat ettiriliyor... (Bunların oluşu) bir ecel-i müsemma’ya ulaşmanız ve akletmeniz içindir.

Mü’min 68: Huvelleziy yuhyiy ve yümiyt* feiza kada emran feinnema yekulü lehu kün feyekûn;
O, odur ki diriltir ve öldürür Bir işe hükmettiği vakit onun için yalnızca “Ol” der; o, olur.

Mü’min 69: Elem tera ilelleziyne yücadilune fiy ayatillah* enna yusrefun;
Allah’ın ayetlerinde mücadele eden/tartışan kimseleri görmedin mi?.. nasıl da (Hak’dan) çevriliyorlar?.

Mü’min:70 Elleziyne kezzebu bil Kitabi ve bima erselna Bihi RusüleNa* fesevfe ya'lemun;
Onlar ki Kitab’ı ve Rasûllerimizle irsal ettiğimiz şeyleri tekzib ettiler/yalanladılar... Yakında bilecekler.

Devam edecek. Allah dilerse.
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Araştıran (1. April 2013), hiiic (10. June 2010), merdem (10. March 2013)
 

Bookmarks

Etiketler
kafirler, kafirlik


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 11:01 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam