hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TEMİZLİK VE İBADET > Temizlik ve Temizlenmek > Abdest

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 3. November 2012, 08:37 AM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart ABDEST nedir, kaça ayrılır, ne için gereklidir? Abdesti neler bozar?

Allah’ın selamı üzerinize olsun.

Sevgili kardeşlerim,
Hem gelenekçi yani atalar (rivayetler) dini şeklinde din yaşayanlar, hem de kendilerini modernist tanımlayanlar ve küçük bir azınlık olarakta kendisine hanif diyen ama hanifliği bilmeden müslümanlığı yaşayanlar tarafından Namazın ön şartı olan abdest hakkında da yanlışlar ortaya konmuş, pratiklerle ya abdest bozulmuş yada abdeste gerek duyulmamıştır.

Burada, yazımı iki gurup için özetlemek istiyorum.

A- GELENEKSEL (ATALAR/RİVAYETLER) DİN ANLAYIŞINI BENİMSEYENLER:

Gelenekçilik şeklinde din yaşayanlar; kuranı bırakıp, hadis dedikleri ama aslında sadece hadis rivayetleri olabilen insan kaynaklarından abdesti anlamaya ve uygulamaya çalışınca, her konuda olduğu gibi bu konuda da hem abdesti ilgisi olmayan şeyler için zorunluluk olarak görmüşler, hem de abdesti yine yanlış uygulayarak zaman zaman hoş olmayan görüntülere sebep olmuşlardır.

Abdest, Müslümanlar için sadece namaz kılabilmek için gerekli olan bir ön şarttır. Başka hiç bir iş ve eylem için gerekli değildir.

Kuran okumadan önce, kurban kesmeden önce vb. namaz dışındaki şeylerin hiç birisi için abdest almaya gerek yoktur.


Namaz için gerekli ön şart olan abdestin uygulanması ise kuranda çok basitçe anlatılmıştır.

Ancak, kuranı terk ettirip rivayetler (atalar) dini yaşatmak isteyen şeytan ve dostları abdestle ilgili olarak ta amaçlarında başarılı olmuşlardır.

Ama yine, her yanlış ne kadar uzun ömür sürerse sürsün doğruya yenileceğinden, bu konudaki yanlışta görülerek, doğrular ortaya konmakla yok edilmeye başlanılmıştır.


B- MODERNİST (VE KENDİLERİNE, YALNIZ KURANCILAR DİYEN FAKAT BUNLARI DA İDRAK EDEMEYEN BAZI [az sayıda] KİMSELERİN SALT AKILA DAYANAN) DİN ANLAYIŞINI BENİMSEYENLER:

Bu kısımda ise geleneksel yani atalar dini yaşayanlardan farklı olarak, bazı kardeşlerimizde, özellikle gelenekselciliğe tepki olarak geliştirdikleri, salt akıl ile dini yaşamaya çalışırken, gerek akıl yürütmede kuranın bütününden koparak ve gerekse hanifliği yanlış anlamaları sonucu namazın önşartı olan abdesti yanlış anlamış ve pratikte hatalara düşmüşlerdir.

Bu kardeşlerimiz; namaz ön şartı olan abdesti; ya eğitim, öğretim, sosyal dayanışma toplantıları için gerekli şart olarak görmüşler, yada abdestin asgari temizlik olduğu çıkarımıyla, zaten temiz olanların bu asgari temizlik olan abdeste de ihtiyaçları olmadığını kabul ve iddia etmektedirler.

Örneğin banyo yapmış birinin, tuvalete gittikten sonra sadece ellerini yıkaması ile temizliğinin sürdüğünü, bu kimsenin abdest almasına gerek olmadığını, bazende su bulamayanların abdestlerini toprakla teyemmüm yerine, kağıt peçete, ıslak mendil vb. araçlarla temizlenmelerinin yeterli olduğunu kabul edenler vardır.

İşte, bu sonuçlara varan kardeşlerimiz, bu durumları mantıksal çıkarımları ile bulduklarını, yani akıl kullandıklarını düşünerek, buna da haniflik dahi diyebilmektedirler.

Hanifliğin ne olduğu yada olması gerektiği başka bir yazı konusu olabilecek önem ve büyüklüğe sahip olduğundan burada değinmeye gerek yoktur.

Şimdi bana göre; "abdest nedir, kaça ayrılır, ne için gereklidir, abdestin bozulması söz konusumudur?" bunları anlatmaya çalışacağım.


NAMAZIN ÖNŞARTI : ABDEST

Abdest, kuranda ikiye ayrılmaktadır.

1_a) Su ile Genel abdest:
İnsanın yüzü ile birlikte ellerinin dirseklere kadar yıkanması ve baş ile birlikte ayakların topuklara kadar mesh edilmesi olarak tanımlanmıştır. Başka hiçbir şart, kural yoktur. Bu kadar basittir.

1_b) Su ile Özel abdest :
Boy abdesti denilen bu abdest ise cünüblük ve cinsel birliktelik (kadınlarla cinsel ilişkiye girilmesi) sonrasında vücudun bütünüyle iyice yıkanmasıdır.

İnsan vücudunun her yerinin yıkanmasını gerektiğini bilerek yıkanacaktır. Başka hiçbir şart, kural yoktur.

2) Toprak ile abdest:
Teyemmüm denilen bu abdest, su ile alınması gereken abdestlerin; hastalık nedeniyle sudan uzak durulması gerektiği, yolculuk nedeniyle su bulunamadığı veya kullanılamayacağı, ve su bulunamaması hallerinde temiz toprakla yüz ve dirseklere kadar ellerin mesh edilmesidir.


Ancak; rivayetçiler yine bu konuda da şeytana hizmetten geri kalmamışlar ve abdeste başka eklemeler yapmışlardır.

Ağıza 3 kere su almak ve geri tükürmek, buruna 3 kere su almak ve sümkürmek, kulakları ıslamak ve arkalarını meshetmek, ayakları yıkamak şeklinde ilaveler yapmışlardır.

Boy abdestinde ise iğne deliği kadar yıkanmayan kısım kalırsa abdestin olmayacağını belirterek kafaları karıştırmışlardır. Halbuki, vücudunu baştan aşağı yıkayacak Müslüman zaten hiçbir yerin yıkanmadan kalmaması gerektiğini bilecektir. Yani bilerek zaten herhangi bir yıkanmayacak kısım bırakmayacaktır.

Halbuki bunlar diğer konularda olduğu gibi bu konuda da zorluk çıkartarak Müslümanları zora sokmak ve zaafa düşürmek için icat edilmiş şeylerdir.

Ama, bunlar için sünnet diyerek, cahil Müslümanları kandırırken, alim geçinenleri de yine dünya menfaati yüzünden bunlarında abdest içinde olduğunu anlatmaya zorlayarak bunu başarmışlardır.

Abdeste yapılan bu katkıların sebepleri ve ulaşılmak istenen amaç ayrıca yazılabilir. Bu nedenle şimdi bunlara değinmeyeceğim.


Abdest kuranda olduğu gibi basitçe uygulanacak bir olgudur. Ama, yine kuranda bu abdestin bozulacağı ve yenilenmesi gereken durumlar da vardır.

Bunlar;
1- “ ayak yolundan gelmek” deyimi ile açıklanan ve insanların tüketim artıklarını katı, sıvı, ve gaz halinde atmalarıdır.
2- Kadınlarla cinsel ilişkiye girmeleridir.

Bu şartların olması halinde abdest, yukarıda sayılan 3 şekildekinden biri olarak yeniden alınmalıdır.

Sonuç; abdest sadece yukarıda anlatılan şekilde uygulaması olan ve sadece namaz kılmak için gerekli olan bir ibadi yükümlülüktür. Başka şeyler için abdeste gerek yoktur.

Bu yazı tamamen kişisel görüşlerimi açıklamaktadır. İnsan olmam sonucu hata payımın olacağını kabul ettiğimin bilinmesini isterim. Bu konuda, kendi anlayışları olan kardeşlerimin yazıyı bu uyarılarıma göre okumalarını ve kendilerininkinden doğru ve mantıklı gelmesi halinde kabul etmelerini, aksi halde yazımdan alıntılayarak itirazlarını yapmalarını rica ediyorum.

saygılarımla
aorskaya


ABDESTLE İLGİLİ KURANDAN DELİLLER:

MAİDE SURESİ (5) – 6.ayet

Ey iman edenler, namaza dur(mak iste)diğiniz zaman yıkayın: yüzlerinizi ve dirseklere kadar ellerizi; meshedin: başlarınızı ve topuklara kadar ayaklarınızı. Eğer cünüp iseniz tam temizlenin. Hasta, yahut yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, ya da kadınlara dokunmuş da su bulamamışsanız temiz toprağa teyemmüm edin; ondan yüzlerinize ve ellerinize sürün. Allâh size güçlük çıkarmak istemiyor, fakat sizi temizlemek ve size olan ni'metini tamamlamak istiyor ki, şükredesiniz.


NİSA SURESİ (4) – 43.ayet

Ey İman edenler! Sarhoşken, ne dediğinizi bilinceye kadar, yolcu olanlar hariç cinsel ilişkiden sonra yıkanıncaya kadar namaza durmayın. Hasta veya yolcu iseniz, yahut biriniz tuvaletten gelmişse, yahut kadınlarla cinsel ilişkiye girmiş olup da su bulamamışsanız, temiz ve kuru bir toprağa dokunup yüzünüze ve ellerinize sürerek teyemmüm edin. ALLAH Affeder, Bağışlar.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (14. November 2012)
Alt 3. November 2012, 11:33 AM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Salat ve namaz aynı şeyler midir?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhaabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (14. November 2012)
Alt 3. November 2012, 12:01 PM   #3
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Salat ve namaz aynı şeyler midir?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhaabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Salat ve namaz aynı şeyler midir?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
Aleykümselam saygıdeğer dost1,

Salat ve namaz her durumda aynı şey değildir. Salat namazı da kapsar, diğer bir anlatımla namaz salatın bir parçasıdır.

Ancak, sorunun konuyla bağlantısını ve sizin gibi birinin bu soruya neden gerek duyduğunu şu an anlayamadım. Sanırım, sonra detaylandıracaksınız...

selamlarımla,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 3. November 2012, 12:46 PM   #4
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli aorskaya Kardeşim!

Allah razı olsun. Tefekkürlerinizin sonuçlarını bizlerle paylaşıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Kur'an'da geçen ve "sad-lem-vav" kök harflerinden türetilmiş olan salli,salat vb sözcüklerin anlamını Farsçadan gelen "namaz" sözcüğü tam olarak karşılamaz.

Ne yazık ki bu durum hep gözardı edilir ve çoğu meallerde bu sözcükler hep Farsça olan "namaz" sözcüğü ile meallendirilir.

Bu durum; Kur'an'ı mealinden okuyarak konuyu yeterince bilmeyen kardeşlerimizin -özellikle de ateist forumlarda görüldüğü gibi- farklı sorularla karşılaştıklarında şüpheye düşmelerine yol açmaktadır.

"Salat ve namaz aynı şeyler midir? " diye sormamın nedeni bu duruma dikkatinizi çekmek içindi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
aRaYaN (3. November 2012), Miralay (14. November 2012), sevginur (14. November 2012)
Alt 3. November 2012, 01:09 PM   #5
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum! Değerli aorskaya Kardeşim!

Allah razı olsun. Tefekkürlerinizin sonuçlarını bizlerle paylaşıyorsunuz. Bildiğiniz gibi Kur'an'da geçen ve "sad-lem-vav" kök harflerinden türetilmiş olan salli,salat vb sözcüklerin anlamını Farsçadan gelen "namaz" sözcüğü tam olarak karşılamaz.

Ne yazık ki bu durum hep gözardı edilir ve çoğu meallerde bu sözcükler hep Farsça olan "namaz" sözcüğü ile meallendirilir.

Bu durum; Kur'an'ı mealinden okuyarak konuyu yeterince bilmeyen kardeşlerimizin -özellikle de ateist forumlarda görüldüğü gibi- farklı sorularla karşılaştıklarında şüpheye düşmelerine yol açmaktadır.

"Salat ve namaz aynı şeyler midir? " diye sormamın nedeni bu duruma dikkatinizi çekmek içindi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
Sayın dost1,

İnşallah bütün kardeşlerimizin, konulara katılımlarında sizin olgunluğunuza erişerek, görüşüne ters fikirleri müslüman mütevaziliğinde cevaplayacağı, kendi doğrusunu yazacağı günleri görürüz.

Şahsi çekişmeler yerine, bunun sağlandığı ortamlar verimli ortamlar olurlar, bunu sağlayanlar saygınlığı kazanırlar.

Düşünceleri anlama, muhataba yaklaşma ve yanlışları gösteren, yerine doğru fikirleri koyan tavrınızı takdir ve devamlı olacağı düşüncesiyle teşekkür ediyorum.

saygı ve selamlarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 3. November 2012, 08:38 PM   #6
sevginur
Uzman Üye
 
sevginur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
sevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud of
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
"Salat ve namaz aynı şeyler midir? " diye sormamın nedeni bu duruma dikkatinizi çekmek içindi.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
salat yardım destek anlamında aynı zama namaz olarak geçiyor bu soruyu ayetlerle nasıl anlatırsınız açıklarmısınız.
sevginur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11. November 2012, 05:54 PM   #7
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Sevginur Kardeşim!

Alıntı:
sevginur Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
salat yardım destek anlamında aynı zama namaz olarak geçiyor bu soruyu ayetlerle nasıl anlatırsınız açıklarmısınız.
Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır.

Bugünkü kılınan namaz salat değildir.

Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır.

Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.

Salat, yapılması gerekendir/farzdır...

İsra;78: Ekımıs Salate lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda
İsra;79: Ve minelleyli fetehecced bihi nafileten leke, asa en yeb'aseke Rabbüke Mekamen Mahmuda

Güneşin dülûkundan [batmasından, kaybolmasından] gecenin kararmasına kadar salâtı ikâme et [zihinsel ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut] ve sabah Kur’ân'ını da. Çünkü sabah Kur’ân'ı görülecek şeydir. Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, onu [gece salâtını] teheccüd et [uyanıp ikâme et]! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.

Hud;114: Ve ekımıs Salate tarafeyin nehari ve zülefen minel leyl* innel hasenati yüzhibnes seyyiat* zâlike zikra liz zakiriyn
Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salâtı ikâme et [zihnî ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut]; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür.

Bakara;238: Hafizu ales Salevati ves Salatil Vüsta ve kumu Lillahi kanitiyn;
Bakara;239: Fein hıftüm fericalen ev rükbana* feiza emintüm fezkürullahe kema allemeküm ma lem tekünu ta'lemun;
Salâtları ve en hayırlı salâtı muhafaza edin [elbirlik koruyun]. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın [işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. Ama, eğer korktuysanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken muhafaza edin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen zikredin.

Bakara;2-4:İşte bu kitap; kendisinde kuşku yoktur, gaybda iman eden, salâtı ikâme eden, kendilerini rızklandırdığımız şeylerden infak eden, sana indirilene ve senden önce indirilene iman eden muttakiler –ki bunlar, âhirete de kesinlikle inanırlar– için bir kılavuzdur.

Mü’minûn;9:Ve onlar [mü’minler], salâtlarını koruyan kimselerdir.

Fâtır;18:Ve yük çeken bir kimse, başkasının yükünü yüklenmez. Eğer ağır yüklü bir kimse, onun yüklenilmesine çağırsa da ondan hiç bir şey yüklenilmeyecek; bir akrabası olsa bile. Şüphesiz sen ancak Rabblerine karşı gaybda haşyet duyan ve salâtı ikâme edenleri uyarırsın. Her kim arınırsa ancak kendisi için arınır. Dönüş de yalnızca Allah'adır.

Fâtır;29-30:Hiç şüphesiz şu, Allah'ın kitabını okuyan, salâtı ikâme eden ve kendilerini rızklandırdığımız şeylerden gizli ve açık olarak veren kimseler, O [Allah], mükâfatlarını kendilerine tastamam versin ve lütfundan kendilerine artırsın diye, kesinlikle batma ihtimali olmayan bir ticareti umarlar. Hiç şüphesiz O, çok bağışlayıcı ve karşılık vericidir.

Nisâ;162:Fakat onlardan ilimde derinleşmiş olanlar ve iman edenler, sana indirilene ve senden önce indirilenlere iman ederler. Onlar, salâtı ikâme eden, zekâtı veren, Allah'a ve âhiret gününe iman edenlerdir. İşte onlar, Bizim büyük bir mükâfât vereceklerimizdir.

Bakara;177:Yüzlerinizi doğu ve batı yönüne çevirmeniz birr değildir. Ama birr, Allah'a, Âhiret Günü'ne/Son Gün'e, meleklere, Kitab'a, peygamberlere inanmak; malını akrabalara, yetimlere, miskinlere, yolcuya ve dilenenlere ve boyunduruktakilere [kölelere], Allah sevgisi için vermek ve salâtı ikâme etmek, zekâtı vermektir. Ve sözleştiklerinde, sözlerini tastamam yerine getirenler, sıkıntı, hastalık ve savaş zamanlarında sabredenler, işte onlar sadık olanlardır. Ve işte onlar takvâlı olanların ta kendileridir.

Nûr;56:Ve rahmet olunmanız için salâtı ikâme edin, zekâtı verin ve o Elçi'ye itaat edin.

Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.

Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir. Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.

Nisâ;134:Ve Allah'ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Kim dünya sevabını istiyor idiyse; bilsin ki dünya ve âhiret sevabı yalnızca Allah katındadır. Ve Allah çok iyi işiten ve çok iyi görendir.

A‘râf;29:De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O'na döneceksiniz.”

A‘râf;55-56:Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenlere güzelleştirenlere çok yakındır.

A‘râf;180:Ve en güzel isimler Allah'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler.

A‘râf;205:Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!

Bakara;186:Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman; biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O halde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar.

Mü’min;60:Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi.

Allah’a kul olduğunu belirtmek için “LA İLAHE İLLA ALLAH” diyerek kulluğunu yalnız Ona has kılmak isteyenin ALLAHINA YAKARMAMASI özellikle bunu TAZARRUAN YAPMAMASI düşünülebilir mi?

ALLAHA ANCAK MÜSTAĞNİLER/ YAKARMAZLAR.
Alak;6: Kella, innel'İnsane leyatğa;
Alak;:7: En reahüstağna;
Alak;8:İnne ila Rabbikerrüca';
Alak;6,8: Hayır… Hayır… Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendini yeterli gördüğünde (zengin olduğuna inandığında), kesinlikle azar (tuğyan eder).
Kaynak:İşte Kur'an

ALLAHA KUL OLDUĞUNU BELİRTEN KİŞİ ACZ İÇERİSİNDE FAKİRLİĞİNİN/İHTİYAÇ SAHİBİ OLMANIN İDRAKİ İÇERİSİNDE AZİZ OLAN ALLAHINA YÖNELİR ONUN KARŞISINDA FAKİRDİR MÜSTAĞNİ DEĞİLDİR.
RABBİ OLAN ALLAH’IN “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” EMRİNE UYAR VE ed-du‘au bi't-tezarru‘=ALÇALA ALÇALA; SÜREKLİ ALÇALARAK YAKARMASINI SÜRDÜRÜR.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
hiiic (11. November 2012), Miralay (14. November 2012), sevginur (14. November 2012)
Alt 12. November 2012, 12:11 AM   #8
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

yazınız üzerine bazı sorularım olacaktır. Uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ederim.

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır.
Bugünkü kılınan namaz salat değildir.

Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır.
Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.

Salat, yapılması gerekendir/farzdır...
1- Kuranda geçen “salat” deyiminin namaz demek olmadığını belirtmişsiniz. Salat; (sadece) namaz demek değilse de namazı da kapsamazmı? Namaz ve sonrasında yapılan dualarıda içermezmi, niçin?

2- Namaza, tazarrulu dua demişsiniz. Bu namaz nedir? Sorusunun cevabıdır. Ama aynı zamanda bu deyim, yada bu deyimi karşılayan başka kelime kuranda geçmez. (yada ben bulamadım diyelim)
Siz, namazı hangi ayetlerde “tazarrulu dua” veya başka (salattan başka) kelimeden buluyorsunuz?

3- İkinci sorudaki deyim yada namazı işaret eden (salattan) başka kelime kuranda yoksa, salatta bildiğimiz namazla ilgilenmiyorsa (ki bu sizin iddianızdır) bildiğimiz namaz size göre kuranda yokmudur? Diğer bir anlatımla, bildiğimiz namaz dinin emri değilmidir?

4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?


Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İsra;78: Ekımıs Salate lidülukiş Şemsi ila ğasekılleyli ve Kur'ânel fecr* inne Kur'ânel fecri kâne meşhuda
İsra;79: Ve minelleyli fetehecced bihi nafileten leke, asa en yeb'aseke Rabbüke Mekamen Mahmuda

Güneşin dülûkundan [batmasından, kaybolmasından] gecenin kararmasına kadar salâtı ikâme et [zihinsel ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut] ve sabah Kur’ân'ını da. Çünkü sabah Kur’ân'ı görülecek şeydir. Ve geceden de. Ayrıca, sana özgü bir fazlalık olarak sen, onu [gece salâtını] teheccüd et [uyanıp ikâme et]! Rabbinin, seni güzel bir makama ulaştıracağı umulur.

Hud;114: Ve ekımıs Salate tarafeyin nehari ve zülefen minel leyl* innel hasenati yüzhibnes seyyiat* zâlike zikra liz zakiriyn
Ve gündüzün iki tarafında ve gecenin yakın saatlerinde salâtı ikâme et [zihnî ve mâlî desteği oluştur ve ayakta tut]; çünkü iyilikler kötülükleri giderir. Bu, ibret alanlara bir öğüttür.
1- Bu ayetlerde geçen salat, “zihinsel ve mali destek” ise gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde, kime yada kimlere nasıl zihinsel destek verilebilir, nasıl mali destek verilebilir?

2- Zihinsel destek bir bakıma kabul edilebilir görülse de mali destek için neden vakitler belirlensin, üstelik neden gündüzün iki ucu ve geceye yakın zamanlar olsun?

3- Mali destek (infak hükümlerinden de delillendirilmeye çalışılırsa) zaman kısıtlamasından bağımsız olarak; gerek ve imkan bulunan her durumda yapılması gerekli değilmidir?

4- Mali destek için, zihinsel eğitim için herkesin ayakta ve rahat toplanabilecek olduğu zamanlar daha uygun değimlidir?

Bütün bunlardan, bu ayetlerin; sizin “tazarrulu dua” diye tanımladığınız (ve benimde tanım olarak katıldığım) namazı anlattığı görülmezmi?


Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bakara;238: Hafizu ales Salevati ves Salatil Vüsta ve kumu Lillahi kanitiyn;
Bakara;239: Fein hıftüm fericalen ev rükbana* feiza emintüm fezkürullahe kema allemeküm ma lem tekünu ta'lemun;
Salâtları ve en hayırlı salâtı muhafaza edin [elbirlik koruyun]. Ve Allah için sürekli saygıda durarak kalkın [işe koyulun; eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. Ama, eğer korktuysanız, o zaman yaya veya binekli olarak giderken muhafaza edin. Sonra da güvene erdiğinizde bilmediğiniz şeyleri size öğrettiği gibi Allah'ı hemen zikredin.
1- [eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. anlamındaki salatın, tehlike olması durumunda bitirilmesi gerekmezmi?

2- Bulunulan yerde olabilecek tehlikeden korkuluyorsa, yaya veya binekle hareket halindeyken, “eğitim-öğretim kurumu” nasıl çalıştırılabilir? Bir an için yaya veya binek üzerinde hareketle, bu kurum çalıştırılmaya kalkılsa, diğer kişi yada kişilerinde yaya veya binekli olarak hareket etmeleri gerektiğinden, bu başarılabilirmi, yada verimli olabilirmi?

3- Bu açıkladığım durumlar gösteriyorki, bunlar zihinsel, mali destek yada eğitim-öğretim değildir.

Çünkü; bunların imkansızlığına yada verimsizliğine karşılık, bildiğimiz namaz pekala mümkün olmakta ve başarıyla yerine getirilebilinmektedir.

Saygılarımla…
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (12. November 2012 Saat 12:15 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12. November 2012, 02:03 PM   #9
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Size yeniden okur musunuz dememin nedeni:

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

yazınız üzerine bazı sorularım olacaktır. Uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ederim.
...

4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?[/b][/font]
...

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum! Değerli Sevginur Kardeşim!
...

Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.

Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir. Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.

Nisâ;134:Ve Allah'ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Kim dünya sevabını istiyor idiyse; bilsin ki dünya ve âhiret sevabı yalnızca Allah katındadır. Ve Allah çok iyi işiten ve çok iyi görendir.

A‘râf;29:De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O'na döneceksiniz.”

A‘râf;55-56:Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenlere güzelleştirenlere çok yakındır.

A‘râf;180:Ve en güzel isimler Allah'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler.

A‘râf;205:Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!

Bakara;186:Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman; biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O halde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar.

Mü’min;60:Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi.

Allah’a kul olduğunu belirtmek için “LA İLAHE İLLA ALLAH” diyerek kulluğunu yalnız Ona has kılmak isteyenin ALLAHINA YAKARMAMASI özellikle bunu TAZARRUAN YAPMAMASI düşünülebilir mi?

ALLAHA ANCAK MÜSTAĞNİLER/ YAKARMAZLAR.
Alak;6: Kella, innel'İnsane leyatğa;
Alak;:7: En reahüstağna;
Alak;8:İnne ila Rabbikerrüca';
Alak;6,8: Hayır… Hayır… Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendini yeterli gördüğünde (zengin olduğuna inandığında), kesinlikle azar (tuğyan eder).
Kaynak:İşte Kur'an

ALLAHA KUL OLDUĞUNU BELİRTEN KİŞİ ACZ İÇERİSİNDE FAKİRLİĞİNİN/İHTİYAÇ SAHİBİ OLMANIN İDRAKİ İÇERİSİNDE AZİZ OLAN ALLAHINA YÖNELİR ONUN KARŞISINDA FAKİRDİR MÜSTAĞNİ DEĞİLDİR.
RABBİ OLAN ALLAH’IN “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” EMRİNE UYAR VE ed-du‘au bi't-tezarru‘=ALÇALA ALÇALA; SÜREKLİ ALÇALARAK YAKARMASINI SÜRDÜRÜR.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
sevginur (14. November 2012)
Alt 3. November 2012, 02:37 PM   #10
aRaYaN
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2012
Mesajlar: 81
Tesekkür: 30
29 Mesajina 49 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
aRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud ofaRaYaN has much to be proud of
Standart

Namaz salatın içinde bir parça mı ? yoksa ikisi farklı şeyler mi ?
aRaYaN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
abdest, abdesti, ayrılır, bozar, gereklidir, için, kaça, nedir, neler


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:49 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam