hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İman ve mü’minler > Hak ve Batıl

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 15. January 2009, 04:23 PM   #1
hasyetullah
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2009
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 77
Tesekkür: 13
24 Mesajina 33 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
hasyetullah will become famous soon enoughhasyetullah will become famous soon enough
Standart Tuğyan ve tağut

TUĞYAN

طغيان Tuğyan; haddi aşma, zulüm, azgınlık, sapıklık, isyan, küfür demektir.
Tuğyan kelimesi “ طغى tağâ” (azdı, taştı, zulmetti) fiilinin mastarı olarak Kur`an`da dokuz yerde geçer. Ayrıca haddi aşıp azgınlık yapan kişi ve topluluklar manasında (taği) altı yerde; insanları yoldan çıkaran, azdıran “şeytan”, “put” ve “kâhin” anlamında (tağut) sekiz yerde geçer. Mastar ve diğer türevleriyle birlikte bu kelime Kur`an`da toplam otuz dokuz yerde zikredilir (anılır). (Bk. İbn Menzur, Lisan-ül Arab, “طغى Tağa” maddesi.)
Tuğyan, insanın tabiatında vardır. Vahye kulağını tıkayan, kendi aklını yegâne rehber kabul ederek kendini beğenen “bencil” insan, bir de çok mal sahibi olup kendini ihtiyaçtan uzak görmeğe başladı mı, tuğyan içine düşmüş olur.
İnsan, kendisinde istediğini yapabilecek bir güç, bilgi ve yetenek hissettiği zaman artık Allah`ı unutur; gerçek kudrete, ilime ve istediğini dileme ve yapabilme güç ve iradesine sahip olanın yalnızca Allah olduğunu aklından çıkarır. Bu durum insan için tuğyana açılan bir kapıdır; artık dilediğini yapar, hak-hukuk ve hiçbir sınır tanımaz. Allah`a ortak koşmaya, nefsini O`nun yerine geçirip heva ve heveslerinin peşinden gitmeye başlar. İşte bu hâl, tuğyan hâlidir ve bu tür insanlar da Kur`an`ın diliyle “tağî”dir.
Kur`an`da “Firavun”, “Tuğyan”ın simgesi olarak takdim edilmiştir. O, bütün gücün kendi elinde olduğuna inanıyor, insanları küçük görüyor, onları öldürüyor ve en kötü işkenceye maruz bırakıyordu (Bakara; 49, İbrahim; 6). Firavun mantığına göre bütün insanlar onun kulu-kölesi; “Mısır ve nehirler” onun mülkü idi. Firavun milletine şöyle seslendi: “Ey milletim! Mısır hükümdarlığı ve memleketimde akan bu ırmaklar benim değil mi? Görmüyor musunuz?” (Zühruf; 51).
Eğer ona Musa ve Harun gibi iki mübarek peygamber gidip de “tuğyan”ını hatırlatmasa ve onu Allah`a çağırmasa idiler, belki o ahirette Allah`a karşı özür beyan etme bahanesi üretebilir, “Ya Rabbi bana bir uyarıcı gelmedi ki” diyebilirdi. Çünkü azgınlığının farkında değildi; insanları köle olarak çalıştırmayı, onlara işkence etmeyi ve öldürmeyi, tabiî hakkı olarak görüyordu. Saltanatı onu mağrur etmişti.
Tuğyanın temelinde “kibir” ve “bencillik” yatar. Şeytanın da azgınlığının sebebi kibir ve bencillik idi. Bu bakımdan Nisa suresinin 51. ayetinde “Tağut”, şeytanı (İblisi) da kapsamaktadır.

TAĞUT

طاغوت Tağut, azgın, sapık, kötülük ve sapıklık önderi, zorba, şeytan, put, puthane, kâhin, sihirbaz, Allah`ın hükümlerine sırt çeviren kişi ve kuruluşların tümü, anlamlarına gelir. Arapça “ طغى Teğa” kökünden türetilmiş olup kelimenin mastarı olan “طغيان Tuğyan”, Yüce Allah`a isyan etmek anlamına gelmektedir.
“Tuğyan” ile aynı kökten gelen “Tağut” kelimesi; azgın, insanlara zorla hükmeden, kâfir, zorba kişiyi ifade eder.
Kur`an`da; Allah, müminlerin dostu ve yardımcısı; “Tağut” ise, kâfirlerin dostu ve yardımcısı olarak gösterilmiş ve müminlerin, “Allah yolunda savaştıkları” kâfirlerin ise, “tağut yolunda savaştıkları” ifade edilmiştir:

Bakara suresi ayet 257: Allah inananların dostudur, onları karanlıklardan
aydınlığa çıkarır, inkâr edenlerin ise dostları azgın
putlar (tağut) dır. Onları aydınlıktan karanlıklara
sürüklerler. İşte onlar cehennemliklerdir. Onlar
orada temelli kalacaklardır.

Nisa suresi ayet 76: İnananlar Allah yolunda savaşırlar, inkâr edenler
ise şeytan (tağut) yolunda harbederler. Şeytanın
dostlarıyla savaşın. Esasen şeytanın hilesi
zayıftır.
Allah`ın indirdiği hükümlere muhalif olan ve onların yerine geçmek üzere hükümler icat eden her kişi ve kurum tağuttur.

Tağut, Allah`a karşı isyan etmekle beraber, O`nun kullarını kendisine kul edinmek gayretinde olandır. Bu ise şeytan, papaz, dinî veya siyasî lider veyahut da kral olabilir.

Yüce Allah Kur`an`da: “Andolsun ki biz her kavme `Allah`a ibadet edin, tağuta kulluk etmekten kaçının` diye (tebliğ yapması için) bir peygamber göndermişizdir” (Nahl; 36), “İman edenler Allah yolunda cihat ederler, kâfirler ise tağut yolunda savaşırlar” (Nisa; 76), ayetleriyle müminlere tağut hakkında bilgi vermekte ve tağuta karşı takınmaları gereken tavrı açıklamaktadır.
Her ne şekilde olursa olsun, insanlar tarafından konulmuş ve Allah`ın hükümlerine muhalefet eden hükümler “tağutî hükümler” olarak isimlendirilirler.
Yüce Allah Kur`an`da; “Sana indirilen Kur`an`a ve senden önce indirilen kitaplara iman ettik diye boş iddialarda bulunanlara bakmaz mısın? Onlar tağutun huzurunda muhakeme olmak (hükümlerine boyun eğmek) istiyorlar. Halbuki tağutu inkâr etmekle (kâfir saymakla, lânetlemekle) emrolunmuşlardı. Şeytan onları uzak bir sapıklığa saptırmak ister” (Nisa; 60) buyurmaktadır.
Kendisinde böyle yetkiler gördükten sonra, Yüce Allah`ın indirdikleriyle hükmetmeyip, heva ve hevesleri doğrultusunda hükümler koyanlar, aynı zamanda “ilâhlık” iddiası içindedirler. Dolayısıyla Allah`ın hükümleri dışında hüküm koyanlar ve o hükümlere tâbi olanlar da, tevhit akidesinin (inancının) dışına çıkıp kâfir,zalim ve fasık olurlar. Yüce Allah Kur`an`da, Allah`ın indirdiği ile hükmetmeyenleri, kafir, zalim ve fasık olarak nitelemiştir (Maide; 44-47).
Konumuz olan ayetten de anladığımız gibi Yüce Allah, Nuh peygamberden, peygamberimize kadar bütün peygamberleri, insanlığı “Tevhit”e, yani Allah`ın varlığına ve birliğine, ortağı olmadığına inanmaya; O`nun koyduğu hükümleri kabullenmeyerek kendi heva ve heveslerine göre hüküm koyma isteğinde olan “tağut”a karşı savaşmaya ve tağut kapsamına giren her şeye kulluk etmekten kaçınmaya çağırmaları için göndermiştir.
Bu tağutlar; İbrahim peygamber döneminde Nemrut, Musa peygamber döneminde Firavun, peygamberimiz döneminde de Ebucehil, Ebuleheb gibi Dar-ün Nedve`nin (Halk Meclisi`nin) ileri gelenleri ve puta tapan şahsiyetleri olduğu gibi, diğer peygamberler döneminde de, kendilerine gönderilen peygamberlerin getirdiği tevhit akidesini (inancını) inkâr edip, atalarından kalan inançları devam ettirme inatçılığı gösteren puta tapan kavimler olmuşlardır.
Tağutların devri kapanmış değildir. Peygamber bulunsun veya bulunmasın, her dönemde tağutlar varlıklarını korumuşlardır. Tağut, sadece eski kavimlerde ortaya çıkıp yaşama imkânı bulan bir güç değildir. Tağut, bugün de Müslümanların en büyük düşmanıdır. Tağut, devlet sistemlerini, ahlâki değerleri (dini) ele geçirmiş ve onları Müslümanlara zarar verecek bir hale dönüştürmüştür. Kısaca tağut, Müslümanları dört yanından kuşatmış bulunmakta ve Müslümanlara hayat hakkı tanımamaktadır.
Öyleyse anlıyoruz ki peygamberimizin görevi, sokaktaki şımarıklarla mücadele değil tağutî düzen kuranlarla mücadele etmek, onları uyarmaktır.
Ayetteki “ إنّ inne”, “ل Lam” ve cümlenin isim cümlesi olması tekitlerinden (kuvvetlendirmelerinden), anlıyoruz ki, peygamberimizin karşısındaki düşman çok çetindir. Musa`nın karşısındaki Firavun ile peygamberimizin düşmanları mukayese edilecek olsa, ayetteki üç tekit (kuvvetlendirme) bize âdeta, peygamberimizin düşmanlarının azgınlığının, Firavun`un azgınlığının 3. kuvvetine denk olduğunu söylemektedir. Yani Firavun`un tuğyanı 10 ise peygamberimizin karşısındaki düşmanların tuğyanının şiddeti 10³ yani, 10x10x10=1000`dir.
İnsanın tuğyanına diğer bir ifadeyle tağutlaşmasına iki sebep gösterilmiştir. Birincisi ahireti inkâr, ikincisi de istiğna. İstiğna; insanın, kendisinin zengin olduğuna inanması (ister gerçek olsun, ister zannederek olsun) demektir. Sözcük, “إستفعال istif`al” (kelime türetilen kök) babındandır (faslından, bölümünden). Arapça dil bilgisi kuralları gereği İstifale`nin “sin”i fiile; “talep”, “süal”, “tahavvül”, “itikat”, “vicdan”, “inkılab”, “isabet”, “ziyade”, “nazar” ve “teslim” anlamları kazandırır. Buradaki “sin”, itikat/ inanç anlamı kazandırmıştır.
Kendisini zengin, yeterli görenlerin şımarıklıkları, azgınlıkları Hümeze suresinde de vurgulanmıştır.

HAKKI YILMAZ
hasyetullah isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 19. January 2009, 07:52 PM   #2
Umar
Uzman Üye
 
Umar - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2008
Mesajlar: 157
Tesekkür: 33
17 Mesajina 28 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Umar will become famous soon enoughUmar will become famous soon enough
Standart

Dayanağı; Allah harici olan niyetler; tağut ekseninde amel işlemek tuzağındadır. Allah razı olsun; güzel bir açıklamayı paylaşmışsın hasyetullah.
__________________
Düşünüp, tutabilmek adına; 'oku'mak !
Umar isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
tağut, tuğyan


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:21 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam