hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 7. January 2016, 04:35 PM   #1
halukgta
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2010
Mesajlar: 436
Tesekkür: 67
264 Mesajina 549 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
halukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud ofhalukgta has much to be proud of
Standart Kur'an da Kadının Şahitliği Konusu.

Cuma hutbesinde vaiz hocanın anlattıkları, günümüzde bizlere dini anlatanların, nasıl Kur’an dan uzak olduğunu bir kez daha bana hatırlattı. Konu, kadınların şahitlik yapma konusuydu. Vaiz hoca bir eve dini nikâh kıymak için gittiğinde, başına gelenlerden örnekler veriyordu hutbede.

Dini nikâh kıydırmak isteyen gelin, şahit olarak kız arkadaşlarını getirmiş. Tabi vaiz iki bayanın şahitliği yetmeyeceğini, bir erkeğin daha olması gerektiğini söylemiş ve açıklama yapmış. Ya iki erkek olacak, ya da bir erkeğin yerine, iki kadın olması gerekir demiş. Tabi bunu söyleyince, orta yaşlı namazında niyazında olan bir bayan, bunu vaizin sözlerinden anlıyoruz, itiraz etmiş ve demiş ki, Allah kadını ve erkeği eşit yaratmamış mıdır da, iki kadın bir erkeğin yerini tutuyor. Tabi bu sözleri duyan vaiz, bakın neler söylemiş bayana.

(Hanım, sözlerinize dikkat edin, bu Kur’an da Allah ın emridir, bilmeden konuşuyorsun, DİKKATLİ OL KILDIĞINIZ NAMAZIN, İBADETLERİN HEPSİ BOŞA GİDER. Erkekler kadınlara göre, daha akıllı ve daha güçlü yaratılmıştır. Kadınlar erkelere emanet edilmiş ve onların emrindedir. Kocası eğer karısından razı değilse, ondan memnun değilse, asla cennete dahi gidemez. Medeni kanun belki iki kadını şahit olarak kabul ediyor olabilir, ama dini bir nikâhta Allah kabul etmiyor.)

Tabi bu sözleri duyan kadınlar, dinimiz hakkında kim bilir neler düşündü. Ayrıca vaiz hoca, günümüzde çok nakledilen hurafe bir hadisi naklediyor ve peygamberimizin miraç da cehennemi ziyaret ettiğinde, ÇOĞUNLUĞUNUN KADINLAR OLDUĞUNU GÖRDÜĞÜ ÖRNEĞİNİ DE, ORADA BULUNAN HANIMLARA NAKLEDİYOR. Hiç utanmadan da kadınların, ÇOK ÇABUK KAZANIP, ÇOK ÇABUK HARCAYAN, FAZLA DÜŞÜNEMEYEN ÖZELLİKTE OLDUKLARININ DA ÖRNEĞİNİ, uydurma rivayet hadislerden veriyor. Kadınları korkutarak, Kur’an a ve peygamberimize de iftira atarak, susturmanın yolu ne yazık ki böyle bulunmuş.

Yanlış, hurafe bilgilere inanan bir insanın, bu sözlere de inanması çok normaldir. Miraç asla Kur’an da geçmez. Bu konuda anlatılanların tamamı da Kur’an ın özüne, adalet anlayışına aykırıdır. Hesap günü gelmeden, hiç kimsenin cennete ya da cehenneme gidemeyeceğine göre, peygamberimizin böyle sözleri söylemesi de asla mümkün değildir. Bu sözler peygamberimize iftiradır. Çünkü peygamberimiz in, ben gaybı bilmem dediği, özellikle Kur’an da belirtilmiştir.

Gelelim vaiz hocanın kadına söylediği, iki kadının şahit olamayacağı konusuna. Bakara suresi 282. ayette, TİCARİ HAYATTA bir birinden borç alan kişilerin, bunları kayıt altına almasından ve borcuda şahitler huzurunda kayda geçirilmesinden bahseder. Dikkatinizi özellikle çekmek isterim, bu ayette bahsedilen TİCARETTE, BORÇ ALIP VERME konusu ile ilgilidir. Başka konularla karıştırmayalım.

Bakara 282: ……..Eğer borç altına girenin aklî veya bedenî bir zaafı varsa veya kendisi kaydettirebilecek durumda değilse, onun menfaatini kollamakla görevli olan kimse, onu âdil bir şekilde kaydettirsin. İçinizden iki erkeği şahit tutunuz; iki erkek bulunmazsa, kabul edebileceğiniz kimselerden bir erkek ile iki kadını şahit tutunuz ki ONLARDAN BİRİ HATA YAPARSA DİĞERİ ONA HATIRLATABİLSİN…….. (Bayraktar Bayraklı meali)

Ayette bahsedildiği gibi, borcun şahitler huzurunda kayıt altına alınmasından bahsedilir. Gelelim Allah, neden iki erkek şahit üzerinde özellikle duruluyor, onu anlamaya çalışalım. Vaiz hocanın dediği gibi, KADIN ERKEKLERE GÖRE DAHA AZ AKILLI, YA DA AHLAKİ BAKIMDAN DAHA EKSİK OLDUĞUNDAN DEĞİL elbette. Kadınlar ticaret konusunda daha az deneyimli, konuya daha uzak oluşları nedeniyle, kadını garantiye almak, onu korumak, sözlerinin dinlenmesini sağlamak, DİĞER KADINA YARDIMCI OLMASI ADINA, İKİNCİ BAYAN ŞAHİT, BİR ÖNLEMDİR. Günümüzde bile kadın ticaret hayatında çok azdır. Genellikle ticarete erkekler hâkimdir. Birde peygamberimiz devrini düşünün. Dikkat ederseniz ayette iki kadın zikrediliyor, ama diğer kadın şaşırır, ya da sözlerinin ciddiye alınmaması durumunda devreye giriyor. YOKSA BİR KADIN, BİR ERKEĞİN ŞAHİTLİĞİ YETİYOR. İKİNCİ KADIN ŞAHİT, DİĞER KADIN ŞAHİDİN ZOR BİR DURUMUNDA DEVREYE SOKULUYOR.

Bu konuda sizleri bir an, düşünmeye davet etmek istiyorum. Kur’an ın indirildiği devri lütfen düşünün. Kadının toplumdaki yeri sizce nasıldı? CİDDİYE ALINMAYAN, HİÇ BİR HAKKI HUKUKU OLMAYAN, HATTA İNSAN YERİNE BİLE KONMAYAN BİR KONUMDAYDI. Böyle bir durumda kadın hiç ciddiye bile alınmazken, Kur’an sayesinde, koruma altına alınarak, onunda söz sahibi yapılması özellikle sağlanmıştır.

Gelelim vaiz hocanın sözlerine. Ayetleri rivayet ve sanı bilgiler ışığında topluma anlatarak, kadını küçümser ve erkeğin insafına bırakılmış bir hale sokan tavrı, Allah ın kitabına ve dinine büyük saygısızlıktır. KADIN VE ERKEK ALLAH KATINDA EŞİTTİR. Yaradılış gereği herkesin bu dünyada bir görevi vardır. FARKLILIĞI, YARADILIŞ CİNSİYETİ İLE İLGİLİDİR. Erkeğin kadından, bedenen daha güçlü yaratılması, onun kadından üstün yaratıldığından değil, bu dünyada verilen görevi ile ilgilidir. Bizler elimizin altındaki NURU, FURKANI anlayarak, düşünerek okumuyoruz. Okumadığımız içinde her anlatılanı Allah katından zannediyoruz. Böyle olunca da, bizleri Allah ile aldatanların yalanlarına inanıyoruz.

Düşünebiliyor musunuz, imam nikâhı kıydığını söyleyen hoca, ticari konularda Allah ın kadını koruması altına aldığı ayeti nerelere çekerek, yalan ve yanlış bir şekilde yorumluyor. Yetmiyor, günümüzde devletin kıydığı nikâhta, belki iki kadın şahit kabul ediliyor olabilir, ama bunu Allah şahit olarak kabul etmiyor diyerek, ALLAH A İFTİRA ATABİLİYOR. Tüm bu iftiraların hesabını bir gün, Rabbimize vereceklerdir.

İlginçtir Kur’an, ticaret hukukunda çok fazla ilgili olmayan kadını, şahitlik konusunda korumaya aldığı halde, NİKÂHTA ŞAHİTLİK KONUSUNDA BÖYLE BİR AYRIM YAPMAMIŞTIR. Yine çok önemli bir örnek olarak, Maide 106. ayette ölüm gelmeden önce şahitler huzurunda vasiyet yapılmasından bahseder Kur’an. Bu ayette, İÇİNİZDEN İKİ ADİL KİŞİNİN ŞAHİT OLMASI GEREKTİĞİNDEN BAHSEDER, ama asla kadın ya da erkek ayrımı yapmaz. Yine Nisa suresi 15. ayette zina yapan kadınlar için, ARANIZDAN 4 ŞAHİT GETİRİN DER, ama asla kadın ya da erkek ayrımı yapmaz.

Şimdi vereceğim örnek üzerinde, lütfen çok daha dikkatle düşünelim. Nur suresi 6-7-8. ayetlerde, kendisinden başka şahidi olmayan kocasının, eşinin zina yaptığını söylediği halde, şahit bulamadığı durumda, kadının kocasının yalan söyleyenlerden olduğuna dair dört defa Allah adına YEMİN VE ŞAHİTLİK ETMESİ durumunda, Allah ın kadının sözlerini kabul ederek, sözlerine inandığı örnek ayet düşündürücüdür. Lütfen dikkat, Allah eşinin sözlerini değil, KADININ ZİNA YAPMADIĞINA DAİR, YEMİN VE ŞAHİTLİK ETMESİNİ KABUL EDİYOR.

İmam nikâhı konusuna gelince. Nikâh tektir, evlilik kayıt altına alınır ve şahitler huzurunda yapılır. Şahitlerinde cinsiyetine, Kur’an müdahale etmemiştir, kadında olur erkekte. Onun içinde devletin kıydığı ve kayıt altına alınan nikâh, Kur’an ın emrettiği nikâhtır. Onun dışında kıyılan nikâh ancak gelenekseldir, yaptırımı ve gücü olmayan nikâhın, Kur’an ın emrettiği nikâhla da ilgisi yoktur.

Değerli din kardeşlerim, Allah ın huzurunda yüzlerimizin gülmesini istiyorsak, gelin rivayet ve sanı bilgilere değil, yalnız ve yalnız Kur’an ın ipine sarılalım. Yoksa çok ama çok pişman oluruz. Dini yalan ve yanlış bilgilerle anlatırsak, hem İslam a zarar veririz, hem de toplumu yanlış yola sürükleriz. Bunun hesabı mahşerde çok çetin olur. Şeytanın ve şeytanlaşmış insanların oyuncağı olmak istemiyorsak, elde Kur’an, onu mutlaka anladığımız dilden okuyalım ve üzerinde düşünelim. ÇÜNKÜ RABBİMİZ BÖYLE YAPMAMIZI EMREDİYOR.

Dilerim cümlemiz, bu gerçeklerin farkına varabilen, Allah ın halis kullarından oluruz.

Saygılarımla
Haluk GÜMÜŞTABAK
halukgta isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. January 2016, 09:26 PM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

1)- Bakara 282. ayette geçen, tutulması gerekli iki ERKEK ŞAHİT ifadesinin ayette karşılığı "RİCAL" dir. Rical'in karşılığı burada "erkek" değil "devlet görevlisi" dir; ki erkek de kadın da olabilir. Bu gün karşılığı "Noter" dir. O gün için "noter" konu olamayacağından iki resmi görevli olmalı

2)- Ayetteki "iki kadın" diye geçen ifadede kadını tanımlayan kelime nedir? Birkaç ayette "nisa" diye geçen kelime kadın diye çevrilmektedir; burada ise kadın hangi kelime ile ifade edilmiştir. Allah kadın diye tercüme edilen her ifade için değişik kelime/ifade mi kullanmaktadır?

Birisi beni bu yönde aydınlatabilir mi?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (25. January 2016 Saat 04:26 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 7. January 2016, 11:44 PM   #3
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli galipyetkin kardeşim,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1)- Bakara 282. ayette geçen, tutulması gerekli iki ERKEK ŞAHİT ifadesinin ayette karşılığı "RİCAL" dir. Rical'in karşılığı burada "erkek" değil "devlet görevlisi" dir; ki erkek de kadın da olabilir. Bu gün karşılığı "Noter" dir.

2)- Ayetteki "iki kadın" diye geçen ifadede kadını tanımlayan kelime nedir? Birkaç ayette "nisa" diye geçen kelime kadın diye çevrilmektedir; burada ise kadın hangi kelime ile ifade edilmiştir. Allah kadın diye tercüme edilen her ifade için değişik kelime/ifade mi kullanmaktadır?

Birisi beni bu yönde aydınlatabilir mi?

Saygılarımla.

Galip Yetkin
Buradaki iki kadın ikili kalıp olan "vemreetani" sözcüğü ile ifade edilmiştir. Kadın sözcüğü için başka hangi sözcük kullanılmış? Belirtir misiniz?

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhabbetle
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. January 2016, 02:48 AM   #4
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın dost-1.

Biz Arapça bilmiyoruz.
Bu nedenle diğer ayetlerde kadın diye çevrilen "nisa" kelimesi bu ayette geçmediğinden hangi kelimenin kadın karşılığı olarak kullanılmış olduğunu öğrenmek istemiştik. Ve Kur'an'ın mânasında birlik-beraberlik olması ve değişik mânalara çekilmemesi için aynı kelimenin her zaman ve her değişik yerde/ayette aynı mânâda kullanıldığını ve aynı mânada kullanılan bir kelime yerine başka bir yerde/ayette başka bir kelime kullanılmadığını biliyoruz. Eğer başka kelime kullanılırsa mâna değişikliği olduğunu biliyoruz.
Sorumuz bu nedenle idi ve "kadın" ifadesi için niçin mesela "Nisa Suresi"nde, Bakara:223. ayetinde "nisa" kelimesi kullanılırken burada "kadın" ifadesi için başka bir sözcüğün kullanıldığını anlamıyoruz. Bu nedenle kadın anlamında kullanılmış o "vemreetani" kelimesini açmanızı diliyoruz.
Neden "nisa" değil de "vemreetani"?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (8. January 2016 Saat 06:38 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 8. January 2016, 12:56 PM   #5
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bu tercüme için söylenebilecek çok şey var. Var da mesele anlatabilmekte. Meselâ biri bana bu "mealin" şu cümlesini de anlatabilmeli:
"....Fakat, eğer üzerinde hak olan (borçlu) olan kişi, sefih (aklı ermeyen) veya zayıf (küçük, güçsüz) ise veya kendisi onu (söyleyip) yazdıramayacak bir durumda ise o taktirde velîsi onu adaletle yazdırsın. Ve erkeklerinizden iki kişiyi şahit tutun....."

Velayet altında olan, reşit ve baliğ olmayan biri nasıl borç altına girebilir?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (8. January 2016 Saat 02:45 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 9. January 2016, 10:08 PM   #6
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli galipyetkin kardeşim,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın dost-1.

Biz Arapça bilmiyoruz.
Bu nedenle diğer ayetlerde kadın diye çevrilen "nisa" kelimesi bu ayette geçmediğinden hangi kelimenin kadın karşılığı olarak kullanılmış olduğunu öğrenmek istemiştik.
Nisa sözcüğü, "kadın" olarak değil, "kadınlar" olarak çoğul şeklinde kullanılan bir sözcüktür.


Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ve Kur'an'ın mânasında birlik-beraberlik olması ve değişik mânalara çekilmemesi için aynı kelimenin her zaman ve her değişik yerde/ayette aynı mânâda kullanıldığını ve aynı mânada kullanılan bir kelime yerine başka bir yerde/ayette başka bir kelime kullanılmadığını biliyoruz. Eğer başka kelime kullanılırsa mâna değişikliği olduğunu biliyoruz.
Kur'an okunduğunda, çeşitli anlamlarda kullanılan çokanlamlı sözcüklerin bulunduğu görülmektedir. Aynı sözcüğün bir ayetteki anlamı ile, yine aynı sözcüğün başka bir ayetdeki anlamı aynı olmamaktadır. Bu türden sözcüklerin ayetlerde hangi anlamda kullanıldıkları ancak cümlelerdeki bağlamlarından anlaşılabilmektedir.
Kur’an’da sayıları oldukça çok olan çokanlamlı sözcüklerin kullanımı ve içerdikleri anlamlarının ne oldukları, Arap dil bilimcilerinin en önemli konularından biridir.
Bu durum sadece Arapça'da değil tüm dillerde vardır.


Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sorumuz bu nedenle idi ve "kadın" ifadesi için niçin mesela "Nisa Suresi"nde, Bakara:223. ayetinde "nisa" kelimesi kullanılırken burada "kadın" ifadesi için başka bir sözcüğün kullanıldığını anlamıyoruz.

Nisa sözcüğü, "kadın" olarak değil, "kadınlar" olarak çoğul şeklinde kullanılan bir sözcüktür.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu nedenle kadın anlamında kullanılmış o "vemreetani" kelimesini açmanızı diliyoruz.
Neden "nisa" değil de "vemreetani"?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Değerli kardeşim olayın net olarak görülebilmesi için önce "zevc" sözcüğünü sonra da sizin sorduğunuz soruyu bilgim dahilinde yanıtlamaya çalışacağım.

"Zevc" sözcüğü, Kur'an'da fiil kullanımının dışında, zevc/tekil, zevceyn /ikili, ezvac/çoğul gibi isim olarak çokça kullanılan sözcüklerden birisidir.

Zevc sözcüğü Kur'an'da 81 ayetde geçmektedir. Sözcük 5 ayetde fiil, 17 ayetde zevc (tekil), 7 ayetde zevcan ve zevceyn (ikili), 52 ayetde de ezvac (çoğul) isim olarak geçmektedir.

Zevc sözcüğünün fiil olarak kullanıldığı beş ayetten:
Bir ayetde (Ahzab37), Peygamberin nikahlanması (zevvecna,),
iki ayetde (Duhan,54;Tur,20), muttakilerin ahirette iri gözlülerle eşlendirildiği (zevvecnahüm),
Bir ayetde (Şura,50), Allah'ın dilediğine dişiler, dilediğine erkekler, dilediğine de Hem dişi, hem erkek verdiği -onları çift yapacağı- (yüzevvicühum);
Bir ayetde (Tekvir,7), insanlar inanç ve amellerine göre birleştirildiği (züvvicet) şeklinde geçmektedir.
Bu ayetlerdeki fiilerin hepsi de birleştirmek, çift yapmak anlamlarında kullanılmıştır ki, akla nikahlamak-evlendirmek gelmektedir.

Zevc sözcüğünün isim olarak kullanıldığı ayetler:

1- Eş (karı-koca/‘mer-‘mer’e ve dişi-erkek/ unsa- zeker) Anlamında
Zevc sözcüğünün bu anlamıyla kullanıldığı ayetler şunlardır
:
Bakara/25, 35, 234, 240; Ali İmran/15; Nisa/1,12, 20, 57; En'am/139; A'raf/189; Tevbe/24; Ra'd/23, 38; Nahl/72; Taha/117; Enbiya/90; Nur/6; Furkan/74; Şuara/166; Rum/21; Ahzab/4, 6, 28, 37, 50, 52, 53, 59; Yasin/56; Zümer/6; Mü'min/8; Şura/11; Mümtehine/11; Teğabün/14; Tahrim/ 1,3, 5; Meariç/30.
Bu ayetleri bağlamlarından koparmadan okuduğumuzda zevc sözcüğünün; insanlar için olduğunda karı kocadan , hayvanlar için olduğunda da dişi ve erkek hayvandan her birini anlattığı rahatça görülmektedir.
Bu ayetlerin çoğunda zevc sözcüğü nikah, talak, ölüm, miras ve benzeri ilişkileri anlatan ayetlerde geçmektedir.
Dikkat edilmesi gereken bir diğer durum; uyumun bozulmadan sürdürüldüğü evliliklerde, kadının "zevc", uyumun bozularak sürdürülen ilişkilerde ise, kadının "imrae" olarak kullanıldığıdır.
2- Çift (erkek-dişi vb. karşıtlar) Anlamında
Hud, 40; Rad, 3; Mü'minun, 27; Zariyat, 49; Necm, 45; Kıyamet, 39(zevceyn/iki eş)
Fatır,11; Yasin,36; Zuhruf, 12;Nebe,8.(ezvac/eşler)

3- Cins, Tür, Çeşit Anlamında.
Taha, 53; Hac, 5; Şuara, 7; Lokman,10; Kaf, 7; Rahman, 52.( cins ve tür anlamında)

4- Sınıf, Grup, Topluluk Anlamında.
Hicr, 88; Taha, 131; Vakıa, 7 (sınıf, grup, topluluk anlamında.)

5- Benzeri Anlamında.
Saffat, 22; Sad, 58; Zuhruf, 70;


"Zevc", tekil olarak kullanıldığında, çifti oluşturan elamanlardan biri, yani tek anlamındadır. Fakat anlam olarak çiftin her iki elamanını da kapsar niteliktedir. "Zevcan-zevceyni" şeklinde kullanıldığında ise çift anlamında çifti oluşturan elamanlardan her ikisini de içerir nitelikte iki anlamdadır.

Değerli galipyetkin kardeşim,

Canlılar yaratılış olarak erkek ve dişi diye iki grubda değerlendirilirler. Bu anlamda Arap dilinde erkek/zeker ve dişi/unsadır.
Arap dilinde “beş duyu ile hissedilebilen, bilinen, görünen, tanıdık, ilişki kurulabilen, kaybolmayan, sürekli ortada duran” anlamındaki “e-n-s” kök harflerinden türetilmiş olan “insan-insanlar”, erkek/zeker ve dişiden/unsa oluşurlar. Unsa ve zeker birbirinin zıddı olan iki sözcüktür.

49/13:” Ya eyyühenNasu inna halaknaküm min zekerin ve ünsa…” insanların erkek ile dişiden oluşturulduğunu belirten bir ayet.

3/36: “…ve leysez zekeru kel ünsa”/erkek dişi gibi değildir.

3/195: “…zekerin ev ünsa…” Erkek ve dişinin yaptıkları amellerinin boşa gitmeyeceği belirtilen bir ayet.

4/124,40/40:”… zekerin ev ünsa…” Erkek ve dişinin mü’min olarak işledikleri salihattan cennete gireceklerini belirten bir ayet.

13/8: “Allahu ya'lemu ma tahmilu küllü ünsa…” Allah’ın, her dişi’nin neye hamile olduğunu bildiğini belirten bir ayet.

16/97: “Men amile salihan min zekerin ev ünsa…” Erkek ve dişinin mü’min olarak işledikleri salihattan cennete gi,receklerini belirten bir ayet.

35/11- 41/47: “…ve ma tahmilu min ünsa ve la tedau illâ bi ılmiHi…” Allah’ın bilgisi dışında hiçbir dişinin hamile kalamayacağına vurgu yapan bir ayet.

2/178: “ … vel ünsa bil ünsa…” …Kısasın yazıldığını belirten ayetteki dişiye dişinin olacağını belirten ayet…”

16/58:” Ve iza büşşira ehadühüm bil ünsa…” Dişi ile müjdelenenlerin durumunu belirten ayet.
53/21: “Elekümüz zekeru ve lehül ünsa” Erkek sizin, dişi O’nun mu? Anlamındaki ayet.

53/27:”… Melaikete tesmiyetel ünsa.” Ahirete inanmayanların melekleri dişi saydığını belirten ayet.

53/45:” Ve ennehu halekaz zevceyniz zekere vel ünsa” Allah’ın erkek ve dişiyi iki eş yaptığını belirten ayet.

75/39:” Fece'ale minhüzzevceynizzekere vel'ünsa” İnsanın oluşmasını anlatan meni,nutfe,alaka aşamasından erkek ve dişiyi yani iki eşi yapıldığını belirten ayet.

92/3:” Ve ma halekazzekere vel'ünsa” Kasem cümlesinin erkek ve dişiyi oluşturan olarak geçen ayeti.

Erkek/zeker ve dişi/ünsadan oluşan İnsanlar; içinde yaşadıkları toplumun belirlediği kurallar içerisinde evlenmemiş erkek/zeker, evlenmemiş dişi/ünsa, evlenmiş erkek/zeker, evlenmiş dişi/ünsa, olgun erkek/zeker, olgun dişi/ünsa , Çocukluk dönemi geçmiş erkek/zeker, çocukluk dönemi geçmiş dişi/ünsa, yürüyen erkek/zeker, yürüyen dişi/ünsa , boşanmış erkek/zeker, boşanmış dişi/ünsa ,uyumlu erkek/zeker, uyumsuz dişi/ünsa vb olarak farklı sözcüklerle adlandırılmışlardır.Arap dilinde de bu durumlar farklı sözcüklerle belirtilmiştir.

Türkçede evli erkek koca ne ise Arapçada da ‘mer odur.
Türkçede evli kadın ne ise Arapçada da ‘mer’e odur.
Türkçede kişilik kazanmış erkek ne ise Arapça'da 'mer odur.
Türkçede kişilik kazanmış kadın ne ise Arapça'da 'mer'e de odur.


4/176. “Yesteftunek* kulillahu yüftiyküm fiyl kelaleti, inimruün heleke leyse lehu veledün ve lehu uhtün feleha nısfü ma terek* ve huve yerisüha in lem yekün leha veled* fe in kanetesneteyni felehümessülüsani mimma terek* ve in kânu ıhveten Ricalen ve nisaen felizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn* yübeyyinullahu leküm en tedıllu* vAllahu bi külli şey'in Aliym”
Mal paylaşımı ile ilgili olarak ana, baba, erkek ve kız çocuğu olmayan bir erkeğin mirasçı kardeşlerin erkekler, kadınlar olması durumunda bir erkeğe iki dişinin payı olduğunu belirten ayet.

19/5: “Ve inniy hıftül mevaliye min veraiy ve kânet imraetiy akıren feheb liy min ledünKe Veliyya”
Zekeriya peygamberin karısının kısırlığından söz eden ayet.

12/30: “Ve kale nisvetün fiyl Medinet imraetül aziyzi türavidü fetaha an nefsih* kad şeğafeha hubba* inna leneraha fiy dalalin mübiyn”
Yusuf kıssasının geçtiği şehrin kadınlarının şehrin azizinin karısının Yusuf’a olan sevgi ve istemini belirten ayet.

12/51: “…kulne haşe Lillahi ma alimna aleyhi min su'in, kaletimraetül azîyzil’ANe hashasal hakku…”
Yusuf kıssasında sorguya çekilen kadınların söylemine karşılık Azizin karısının söylemini anlatan ayet.

27/23: “İnniy vecedtümraeten temlikühüm ve utiyet min külli şey’in ve leha arşun azıym”
Sebe melikesinden söz edilen ayet.

78/40: “…yevme yenzurulmer'u ma kaddemet yedahu ve yekulülkafiru ya leyteniy küntü turaba”

Gelecek azabın işlenenler yüzünden olacağını belirten ayet.

4/4: “Ve atün nisae sadukatihinne nıhleten, fein tıbne leküm an şey’in minhu nefsen feküluhu heniy’en meriy’a
Kadınlara verilen mehirin kocaya verilmesi halinde yenilebileceğini belirten ayet.

24/11: “…la tahsebuhü şerren leküm* bel huve hayrun leküm* li küllimriin minhüm mektesebe minel ism…”
Bir araya gelen kişilerin yalanla başka birisi aleyhindeki bu yalanlarının kendilerine kazandırdıklarından sözeden ayet.

52/21: “…kullumriin bi mâ kesebe rehînun.”
Herkesin kazandığına rehin olacağını belirten ayet.

70/38: “E yatmeu kullumriin minhum en yudhale cennete naîm”
Cennete gireceklerini umanlardan sözeden ayet.

74/52: “Bel yurîdu kullumriin minhum en yu’tâ suhufen muneşşeraten.” Kendilerine yazılmış sayfalar gelmesini bekleyenleri anlatan ayet.

80/37: “Li kullimriin minhum yevme izin şe’nun yugnîhi.”
Kıyamet günü ile ilgili olarak herkesin işinin ne olacağnı anlatan ayetlerden.

2/282: “…vesteşhidû şehîdeyni min ricâlikum, fe in lem yekûnâ raculeyni fe raculun vemraetâni …”
Borçlanma ile ilgili yazılması gereken sözleşme için tanıklar tutulmasını gerektiğini belirten ayet.


Evli olan dişiler "nisvetün" sözcüğü ile belirtilmiştir.( Bu sözcüğün kızları da içine aldığını belirten görüşler vardır ancak ayetten çıkardığım budur.)

12/30: “Ve kale nisvetün fiyl Medinet imraetül aziyzi türavidü fetaha an nefsih* kad şeğafeha hubba* inna leneraha fiy dalalin mübiyn” Yusuf kıssasının geçtiği şehrin kadınlarının şehrin azizinin karısının Yusuf’a olan sevgi ve istemini belirten ayet.
12/50: “…balünnisvetilletiy katta'ne eydiyehünne…” Yusuf kıssasındaki ellerini kesen kadınlar ile ilgili ayet.

Evli olmayan dişiler/ünsa, evlenmiş dişiler/ünsa ve boşanmış dişilerin/ünsa vb tüm dişilerin hepsini de içine alan anlamı belirten sözcük nisa/kadınlar sözcüğüdür.

3/42: “…ya Meryemu innAllahestafaki ve tahhereki vastafaki alâ nisail alemiyn…” Meryem’in alemin kadınları içinde temiz kılınarak yüceltilmesini anlatan bir ayet.

4/1: “Ya eyyühen Nasutteku Rabbekümülleziy halekaküm min nefsin vahıdetin ve haleka minha zevceha ve besse minhüma ricalen kesiyran ve nisaen…” İnsanlığın oluşumunu anlatan -Tek nefsden eşini ve ondan da erkekler/rical ve kadınlar/nisa oluşumunu anlatan – ayet.

4/11: “Yusıykümullahu fiy evladiküm lizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn fein künne nisaen fevkasneteyni felehünne sülüsa ma tereke…) Mirası anlatan ayette erkek/zeker için iki dişi/ünsa payı ile geriye kalanların kadınlar olması durumunda yapılacak mal paylaşımını belirten ayet.

4/176. “…ve in kânu ıhveten Ricalen ve nisaen felizzekeri mislü hazzıl ünseyeyn…” Mal paylaşımı ile ilgili olarak mirasçı kardeşlerin erkekler, kadınlar olması durumunda bir erkeğe iki dişinin payı olduğunu belirten ayet.

33/30,32: “Ya nisaen Nebîyyi…” Nebinin kadınlarının nasıl davranmaları gerektiğini ve suç işlemeleri durumunda iki kat ceza göreceklerini belirten ayetler.

33/59: “Ya eyyühen Nebîyyü kul liezvacike ve benatike ve nisail mu’miniyne yüdniyne aleyhinne min celabiybihinn…” Nebinin eşlerine,kızlarına ve mü’min kadınların dış elbiselerini anlatan ayet.

48/25: “…velevlâ ricalun mu’minune ve nisaün mu’minatün lem ta’lemuhüm en tetauhüm fetusıybeküm minhüm mearretün biğayri ılm…” Mescidül Harama gidişlerinin engellenme nedeninin oradaki bilinmeyen mü’min erkekler ve mü’min kadınlara zarar verilmemesi için olduğunu belirten ayet.

49/11: “…ve la nisaün min nisain…” İman etmişlerin birbirlerini kınamamasını belirten ayetteki kadınların başka kadınalrı kınamamasını belirten ayet.

Nisae/kadınlar için ayrıca 2/222,231,232,235,236; 3/14;4/3,4,7,19,22,24,32,34,43,75,98,127,129; 5/6; 7/81; 24/31,60; 27/55; 33/32,52; 65/1
Nisaeküm/kadınlarınızı için ayrıca 2/49; 3/61; 7/141; 14/6
Nisaena/kadınlarımız için 3/61
Nisaehum/kadınlarını için 7/127; 28/4; 40/25
Nisaüküm/kadınlarınız için 2/223
Nisaiküm/kadınlarınıza için 2/187; 4/15,23; 65/4;
Nisaihim/Kadınları için 2/226; 58/2,3
Nisaihinne/kadınları için 24/31; 33/55 e bakılabilir.

Erkek/zeker ve dişinin/ünsa olgunluk sertlik vb özellikleri ile anıldığında tekil olarak racul çoğul olarak da rical sözcüğü kullanılır.

Belirlilik takısı kullanılmayan (Nekre) racul,rical sözcüklerinin, erkek ve kadını ayırmaksızın olgun insan anlamında kullanıldığı ayetler:
[A’raf/46, 48, 63, 69, 155, Yunus/2, Hud/78, Müminun/25, 38, Kasas/20, Ahzab/4, 23, 40, Sebe/7, 43, Ya Sin/20, Zümer/29, Mümin/ 28, Zühruf/31, En’am/9, İsra/47, Kehf/28, 32, Furkan/8, Maide/23, Nahl/43, 76, Yusuf/109, Nur/37, Cinn/6, Sad/62, Tövbe/108]

Belirlilik takısı kullanılan(Marife) racul,rical sözcükleri ile belirlilik takısı ile birlikte kullanılan racul,rical sözcüklerinin karşıt cinsiyle birlikte kullanıldıkları ayetlerde sadece erkeği kapsadığını belirten ayetler:
(Bakara/282, Nisa/1, 12, 32, 34, 85, 98, 176, A’raf/81, Fetih/25)


Not: Arapça'da "elif,vav,ye" harfleri hastalıklı illetli harflerdir.Sözcüklerin türetildiği kök harflerden içinde "elif,vav,ye" yi barındıranlarda - ki, "nisa ve nisvetün" sözcüklerinin türediği kök harfler bu illetli harflerden vav harfini barındırır.- bu harfler bazen düşer bazen de başka harfe dönüşür.

Yazıyı okuyanlar için hatırlatma: 'mer ve 'mer'enin kişilik kazanmış olduklarını ilgili yere yazmamışım onu ilave ettim.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
bartsimpson (10. January 2016), khaos (10. January 2016)
Alt 10. January 2016, 12:52 PM   #7
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Sayın dost1

Çok teferruatlı anlatımınız için çok teşekkür ederim. İşte bu sitenin farkı da bu: Her zaman doğru bilgiye teferruatıyla ulaşabilme. Bu bilgiyi böyle derli toplu hiç bir yerde bulabilme imkânı yok. Tekrar teşekkürler.

Reşit ve baliğ olmayan birinin borç altına girme özelliğine sonra değinmek üzere önce Sayın dost1'in verileri üzerinden bizi ilgilendiren şu "imraeten" ifadesine bir bakmak gerekiyor:

19/5. ayetteki "imraetiy" bir peygamber karısını,
12/30. ayetteki "imraetül", metropolün/mısrinin/mısırın firavununun karısını
12/51. ayetteki "imraetül" firavunun eşine arkadaş/sırdaş olabilecek seviyedeki kadınları
27/23. ayetteki "ümreaten" ise bizzat Sebe Melikesi'ni
nitelemekte, anlatmakta.

Yani bu kadınlar, "kasabın karısı", "noterin katibesi", "evde koca bekleyen" kadınlardan, üstünkörü adlandırılan, öylesine, herhangi kadınlardan değil. Özellikleri var.

Erkek diye nitelenenlerin de özellikleri vardı. Herhangi bir erkek değil, "Rical/devlette/idarede görevliler"dendi.
Gerek erkeklerin, gerekse de kadınların özellikleri ayette sayıldığına göre, ayetin bu kısmı da bir özellik taşımalı.

İşte soru bu: Kadınların ve erkeklerin ayetlerde gösterilen özellikleri ile ayetin bu kısmındaki hangi özellik fark ettirilmek istenmektedir?

Görüşlerinize ihtiyaç var.
Lütfen.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (23. January 2016 Saat 04:10 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 11. January 2016, 08:04 AM   #8
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bir sonraki ayeti yani Bakara-283 de okuyor musunuz? Dikkat edin burada da şahit filan tutun denmiyor. Rehin alın deniliyor.

Genel olarak bu iki borçlandırıcı ayeti iyice okursanız anlatımlarda, eğer kullanılmış kelimeleri iyi analiz eder, aklınızı biraz çalıştırır, arka planına geçerek mecaz mânalarını değerlendirirseniz, ispat edici vasıta olarak "sözlü olarak yapılacak şahitlik, şahadet (şahit)" ifadelerinin hiç kullanılmamış olduğunu fark etmeniz kaçınılmazdır.

Eğer iki erkek olmadı, bir erkek iki kadın şahit verelim hesabıyla bir kişiyi borçlandırabiliyor veya borcunu ortadan kaldırabiliyorsanız, herkes dolandırıcı olur. Allah'ın niyeti bu mudur?

Dolayısı ile 282. ayetin ikinci kısmının ilk bölümünde borçlandırma senedinin "RİCAL"in yani devlet görevlisinin yani bu günkü "noter"in katılımıyla RESMİ şekilde yapılması, ikinci bölümünde ise senet resmi/(noterden) olmasa bile ikinci derecede MUTEBER kabul edilen kişilerin SENET ÜZERİNDE şahit gösterilmesi istenmektedir. (Buradaki şahdet borcun veya alacağın varlığına veya miktarına dair olmayıp, senedin geçerli olup olmadığına dairdir/senedin geçerlik şartıdır.)

Ve buradaki özel hukuki durumlar bütün hukuk sistemini bağlayıcı kabul edilemez. Dikkatinizi çekerim. Ayetler yalnızca borçlanma üzerine olup şahitle alacak/alacaklı, veya borç/borçlu yaratıp, şahitle borcun ortadan kaldırılması dolandırıcılık doğurabilir.

Dolayısı ile ayetin anlayışı ve tercümesi yanlış, hatalı, yanıltıcı ve koskoca İslamı ve tarihini bozucu olmuş; kadınlar mağdur duruma düşürülmüş, manevi eziyet edilmiştir.

Meallerin tedebbür ilmine/ayetlerine uygun yeniden düzenlenmesi gerekir.
Bakınız: http://www.hanifler.com/showthread.p...0620#post20620

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (25. January 2016 Saat 07:01 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12. January 2016, 01:51 AM   #9
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli galipyetkin kardeşim,

Mushaflardaki yazılı olan ayetlerin okunmasında sonradan konulmuş ve günümüzde secavend/durak harfleri olarak bilinen ve gereğine uyulan harfler vardır. Okuyucular ayetlerdeki bu harflere göre virgül nokta görevi görecek şekilde okurlar çeviri yapanlar da bunlara göre noktalama işaretlerini düzenlerler.
Bunlar:
م Mim:Muhakkak durmalıdır. Durmak vâcibdir, durulmayıp geçilirse anlam bozulur.
ط Tı: Durmak gerekir.
ج Cim:Geçmek de durmak da câizdir fakat durmak daha iyidir.
ز Ze:Geçmek de durmak da câizdir fakat geçmek daha iyidir.
ق Gaf:Geçmek de durmak da câizdir fakat geçmek daha iyidir
لا Lâmelif:Durulmaz! Bulunan yerde durulursa, önceki kelime ile birlikte tekrar okunur. Âyet-i kerime sonunda durunca, tekrar edilmez.
قف Gıf:Durmak daha iyidir.
ص Sad:Durmakta mahzur yoktur.
صلي Sad-Lam-Ya:Geçmek daha iyidir.
.:__:. Üç nokta:Bu üç noktanın birisinde durulur. Eğer üzerinde üç nokta bulunan birinci kelimede durulursa, üç nokta olan ikinci kelimede durulmaz. Birinci kelimede durulmamışsa, ikincide durulur. Her ikisinde de durmamak veya her ikisinde de durmak câiz değildir.
ع Ayn: Bazı âyet-i kerimelerin sonunda bulunur. Namazda okunursa bu işaret bulunan yerde rukûya gitmek iyi olur.
ك Kef:Kendisinden önce hangi secavent geçmişse, bu da öyle demektir.

Değinmiş olduğunuz Bakara 282 deki durumu anlatabilmek için Ali İmran 7. ayetindeki oynanan oyunu göstermek istiyorum ki, konu daha iyi anlaşılabilsin.

(Ali İmran;7)
Huvelleziy enzele aleykel Kitabe minhu ayatun muhkematun hünne Ümmül Kitabi ve uharu müteşabihat burada durulması gereken ط tı harfi vardır.

fe emmelleziyne fi kulubihim zeyğun feyettebiune ma teşabehe minhübtiğael fitneti vebtiğae te'viylih burada durmanın daha iyi olduğunu belirten ج Cim harfi vardır.

ve ma ya'lemu te'viylehu illAllahu burada muhakkak durulmalıdır. Durmak vâcibdir, durulmayıp geçilirse anlam bozulur anlamında م Mim harfi vardır.

ver Rasihune fiyl ılmi yekulune amenna bihi küllün min ındi Rabbina burada durmanın daha iyi olduğunu belirten ج Cim harfi vardır.

ve ma yezzekkeru illâ ulul elbab.

Bu secavend harflerine göre ayet çevrilirse anlam:

Diyanet Vakfı Meali

"Sana Kitab'ı indiren O'dur. Onun (Kur'an'ın) bazı ayetleri muhkemdir ki, bunlar Kitab'ın esasıdır. Diğerleri de müteşabihtir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve onu tevil etmek için ondaki müteşabih ayetlerin peşine düşerler. Halbuki Onun tevilini ancak Allah bilir. İlimde yüksek payeye erişenler ise: Ona inandık; hepsi Rabbimiz tarafındandır, derler. (Bu inceliği) ancak aklıselim sahipleri düşünüp anlar."

şeklinde olur.

Bu durumda tevili sadece Allah bilir ve başkası bilmemiş olur. Aklını işleterek okuyanlar için de ortaya:Tebliğ edenlerin bilemeyeceği sadece kendisinin bildiği şeylerin vahyinin ve tebliğinin anlamı olur mu? sorusu çıkar.

Âyetteki "ve ma ya'lemu te'viylehu illAllahu" kısmındaki durma işareti olmaz ise durum değişir ve "ve mâ ya‘lemu'daki" "vav/ve" bağlacı, "illâllâhu'daki" "Allâh" sözcüğüne gönderildiğinde âyetin anlamı:
hâlbuki onun te’vîlini ancak Allah ve ilimde uzman olanlar bilirler” şeklinde olur.

Bakınız anlam nasıl değişti değil mi?

Hani öğrencilere noktalama işaretlerini anlatırken örnek verilen meşhur bir anlatım vardır:

Oku da adam ol baban gibi, eşek olma.
Oku da adam ol, baban gibi eşek olma.

Gördüğünüz gibi Mushafı secaventleyenler anlamı değiştirmek için istedikleri yere durak koymuşlar.

Değerli kardeşim,
Ne yazık ki, aynı durum Bakara 282 de de yapılmıştır.

Ya eyyühelleziyne amenu iza tedayentüm bi deynin ila ecelin müsemmen fektübuh*ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

vel yektüb beyneküm kâtibun bil adl*Sad geçmek daha iyidir.

ve la ye'be kâtibun en yektübe kema allemehullahu fel yektüb*ج Cim:[/b]Geçmek de durmak da câizdir fakat durmak daha iyidir.

velyümlililleziy aleyhil hakku vel yettekıllahe Rabbehu ve la yebhas minhu şey'a*ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

fein kânelleziy aleyhil hakku sefiyhen ev daıyfen ev la yestetıy'u en yümille huve felyümlil veliyyuhu bil adl* ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

vesteşhidu şehiydeyni min Ricaliküm* ج Cim:Geçmek de durmak da câizdir fakat durmak daha iyidir.

fe in lem yekûna Racüleyni feRacülün vemreetani mimmen terdavne mineş şühedai en tedılle ıhdahüma fe tüzekkira ıhdahümel uhra* ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

ve la ye'beş şühedau iza ma düu* ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

ve la tes'emu en tektübuhu sağıyran ev kebiyran ila ecelih* ط Tı: Durmak gerekir. [/b]
zâliküm aksetu ındAllahi ve akvemu liş şehadeti ve edna ella tertabu illâ en tekûne ticareten hadıreten tüdiyruneha beyneküm feleyse aleyküm cünahun ella tektübuha*ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

ve eşhidu iza tebaya'tüm* Sad geçmek daha iyidir.

ve la yudarre katibün ve la şehiyd* ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

ve in tef'alu fe innehu füsukun biküm* ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

vettekullah*ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

ve yuallimukümüllah*ط Tı: Durmak gerekir. [/b]

vAllahu bi külli şey'in ‘Aliym;


282.Ayet burada bitiyor ancak cümle henüz tamamlanmıyor. Cümlenin tamamlanması için bu ayete 283 ve 284 dü de eklemek gerekir ki, cümle tam olarak anlaşılabilsin.

Bu Âyetlerde (282-284); mü'minler arasındaki borca dayalı alışverişlerden doğacak anlaşmazlıkları ve haksızlıkları gidermeye yönelik olarak borca dayalı alış-veriş kuralları belirtilmektedir.

Ayetteki secavend/durak harflerine dikkat edersek “… "emretani” üzerinde nokta konmayıp ayetin “ mimmen terzavne….” bölümü “ racülün vemreatani” ifadesine “sıfat” yapılmıştır. Böylece metinden “o zaman razı olacağınız şahitlerden bir erkekle iki kadın …….” anlamı elde edilmiştir. Buna göre nitelikli tanık aramak “bir erkek, iki kadın tanıklığın”da ön görülürken, “iki erkek tanıklığın”da dikkate alınmamış olduğu görülmektedir.

Kur'an bütünlüğü içerisinde değerlendirilmelidir. Âyette vurgu yapılan şahidliğin/tanıklığın, borçlanma sözleşmesi şahitliği/tanıklığı olduğu ve bu tanıklığın şehiydlik/ileri derecede tanıklık olması gerektiği asla dikkatten kaçırılmamalıdır.

(Bakara; 140 ):"...kul eentüm a'lemü emillahu, ve men azlemü mimmen keteme şehadeten ındehu minAllah..."
…. De ki: “Siz mi daha iyi bilirsiniz, yoksa Allah mı? Kendi yanındaki, Allah'tan gelen bir şâhitliği saklayandan daha zalim, kendisine daha haksızlık eden kim olabilir? ….

(Nisa; 135): Ya eyyühelleziyne amenu kûnu kavvamiyne bil kıstı şühedae Lillahi ve lev alâ enfüsiküm evil valideyni vel akrabiyn* in yekün ğaniyyen ev fakıyren fAllahu evla bihima fela tettebiul heva en ta'dilu* ve in telvu ev tu'ridu fe innAllahe kâne bi ma ta'melune Habiyra
Ey iman etmiş kimseler! Kendiniz, ana-babanız ve yakın akrabanız aleyhine de olsa, Allah için tanıklık eden kimseler olarak hakkaniyeti tümden ayakta tutanlar/ gözetenler olun. İster zengin olsun, ister fakir olsun, bilin ki Allah, ikisine de daha yakındır. Artık adaleti yerine getirebilmek için boş-iğreti arzunuza uymayın. Eğer eğip bükerseniz veya geri durursanız, biliniz ki şüphesiz Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

(Maide; 8):"Ya eyyühelleziyne amenu kûnu kavvamiyne Lillahi şühedae bil kıst* ve la yecrimenneküm şeneanü kavmin alâ ella ta'dilu* ı'dilu* huve akrebü lit takva vettekullah* innAllahe Habîyrun bi ma ta'melun"
"Ey iman etmiş kişiler! Allah için,hakkaniyeti ayakta tutan tanıklar olunuz. Ve bir topluma olan kininiz, sizi adaletsizlik yapmaya sürüklemesin. Adaletli olun, adaletli olmak, Allah'ın koruması altına girmeye daha yakındır. Allah'ın koruması altına girin. Şüphesiz Allah, yaptıklarınıza haberdardır."

(Talak/2): Feiza belağne ecelehünne feemsikûhünne bima'rufin ev farikuhünne bima'rufin ve eşhidu zevey 'adlin minküm ve ekıymuşşehadete Lillah* zâliküm yu'azu bihi men kâne yu'minu billahi velyevmil'ahır* ve men yettekıllahe yec'al lehu mahreca.
"Artık sürelerinin sonuna vardıklarında onları örfe uygun/ herkesçe kabul gören bir şekilde tutun yahut örfe uygun/herkesçe kabul gören bir şekilde onlardan ayrılın. Ve sizden adalet sahibi iki kişiyi şâhit tutun. Şâhitliği de Allah için ayakta tutun. İşte bu, Allah'a ve son güne inanan kimseye öğütlenendir.Ve kim Allah'ın koruması altına girerse, Allah ona bir çıkış yolu sağlar. "

Âyetlere dikkat edersek tanıkların ileri derecede tanıklık yapabilecek adil,razı olunan adil kimselerden olması gerektiği öngörülmektedir.


Bakara 282 de belirtilen “iki erkek tanığın" da razı olunan; adil (özgür, reşit, mü'min, neye şahadet ettiğini bilen, şahadeti sebebiyle bir menfaat elde etmeyecek veya bir zararı gidermeyecek olan, yanılma özelliği ile tanınmayan, kişilik sahibi ve aleyhine şahadet ettiği kimse ile bir düşmanlığı bulunmayan) kimselerden olması gerekir.

Bu durum böyle olduğunda ayetteki “ mim men terzavne” ifadesinin de “ isteşhidü” fiiline yani "vesteşhidu" ya bağlanması gerektiği görülür. Bu böyle yapıldığında 283 ve 284 âyetler ile birlikte cümle:

282Ey iman etmiş kimseler! Adı konmuş bir süreye [kadar] borçla borçlaştığınız zaman onu hemen yazın. Aranızda bir kâtip de adaletle yazsın. Ve o kâtip, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Hakk kendi üzerinde olan kişi de söyleyip yazdırsın ve Rabbi olan Allah'a takvâlı davransın ve ondan [hakktan] bir şey eksiltmesin. Şayet hakk kendi aleyhine olan kişi [borçlu] bir aklı ermez veya zayıf biri veya bizzat söyleyip yazdırmaya güç yetiremeyen biri ise, velîsi adaletle söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden iki de iyi tanık tutun. Şayet iki erkek tanık] olmazsa, o zaman bir erkekle iki kadın olsun; iki kadın olması, bunlardan birisi yanılırsa, şaşırırsa, öbürü hatırlatsın diyedir. – Tanıklar, razı olacağınız iyi tanıklık yapacak kimselerden olsun.- Tanıklar da çağırıldıklarında kaçınmasınlar. Siz, küçük veya büyük, [olan borcun] onu vadesine kadar yazmaktan üşenmeyin. Bu, Allah nezdinde daha hakkaniyetlidir, şahitlik için daha sağlam ve şüpheye düşmemenize daha elverişlidir. Aranızda hemen devredeceğiniz bir ticaret hariçtir; o zaman bunu yazmamanızda sizin için bir sakınca yoktur. Alım-satım yaptığınız vakit yine şahitlendirin. Yazan ve şahitlik eden bir zarar görmesin. Eğer yaparsanız [onlara zarar verirseniz], şüphesiz o, size dokunacak bir fısk [günah] olur. Allah'a da takvâlı davranın. Allah, size öğretiyor ve Allah, her şeyi en iyi bilendir.
283Ve eğer siz, bir yolculuk üzere olur da bir kâtip de bulamazsanız, o vakit alınmış bir rehin! Yok, eğer birbirinize güveniyorsanız, kendisine güvenilen adam üzerindeki emaneti ödesin. Ve Rabbi olan Allah'ın koruması altına girsin. Şâhitliği de gizlemeyin. Onu kim gizlerse, artık şüphesiz onun kalbi günahkârdır. Ve Allah, yaptıklarınızı çok iyi bilendir.
284Göklerde olan şeyler ve yeryüzünde olan şeyler Allah'ındır. Siz içinizdekileri açığa vursanız da gizli tutsanız da Allah onunla sizi hesaba çeker. Sonra dilediği kimseyi bağışlar, dilediği kimseyi de azaplandırır. Ve Allah, her şeye en iyi güç yetirendir.
Kaynak: İşte Kur'an (Hakkı Yılmaz )

Âyetlerde kadın için gösterilen gerekçe gösterilen "yanılırsa, şaşırırsa" durumu kalktığında

Kadınlardan iki tanık tutulması, kadınların, o dönemde aile içi işlerle meşgul olmalarından dolayı, ticarî konu ve ilişkilere âşina olmadıklarına, bir ihtilaf vukuunda, yıllar evvele ait bir ticarî konuyu karıştırabileceklerine bağlanmıştır. Ki kadın tanıklar, gerektiğinde tanık oldukları olayı aralarında müzakere edecekler; olayı iyice hatırlayacak ve öyle şahitlik yapacaklardır. Aksi hâlde haksızlığa vesile olabilirler. Ayetten yanılma, sapma ihtimali olmayacak nitelikli; ticârî ve idârî konularda bilgili, deneyimli kadınlardan tanık olarak bir erkekle birlikte bir kadının yeterli olacağı anlaşılmaktadır.

Not: Rehin diye çevrilen sözcük Alıkonan anlamında "makbudatün" sözcüğüdür. Günümüzdeki sıkça kullanılan "ipotek" sözcüğü bu "makbudatün/rehin" sözcüğün anlamını karşılamaktadır..
Bakara 282 de Şehîyd kelimesi, ism-i fail manasında, fail vezninde bir kelime olup "ileri derecede tanık olan" demektir.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 13. January 2016, 10:47 AM   #10
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Şuradan başlayalım.
"....Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın....."
Meal'cilerin gerekçeleri irinli vücutlarını dilleriyle temizleseler bile kocasının hayrını kazanamayacak kadınları aptal yerine koymak, kadınları dışlamak değilmiş de ev ve mutfak işleri dolayısı ile ticaret deneyimi olmadığından unutabileceği, olayları karıştırabileceği kaygısı imiş.
Yok canım!......
Talak Suresi 2. ayette boşanmak, evlilik hayatına son vermek gibi çok mühim bir olayda kadınlar şahit tutulabilirken, uç kuruşluk para borcu için kadınlar şahitlikten dışlanmakta .Gerekçesine dikkat edin: ticari işlerde tecrübesi olmaması. Sanki kadın şahitlik yapmıyor, olay hakkında görgüsünü bilgisini aktaracak değil de kendi ad ve namına uluslar arası ticaret yapacak.
Şahitliğin ticari olanı ticari olmayanı mı olurmuş? Bilirkişi değil ki ol. Tam tersine, şahitlik gibi hayatında belki ilk defa yapacağı bir işin her safhasını saniye saniye hatırlamaz mı o hatun kişi? Bunak mı o.
Ayeti dikkatli okuyun. "bunak, küçük çocuk ve dilsiz-sağır kişilerin borçlanması için şahit, diğer normal kişiler için ise yazılı belge". Bir tuhaflık sezinlemiyor musunuz?
Biz boşuna sormuyoruz. Ayette neden "kadın" anlamı verilen "nisa" kullanılmıyor da genele değil özele hitap eden bir kelime? "Emreatani"

Özür dilerim kesmek mecburiyetindeyim.
Devam edeceğim.

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (23. January 2016 Saat 04:16 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kadının, konusu, kuran, kuranda, şahitliği


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:31 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam