hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > KIYAMET VE HESAP GÜNÜ > Ölüm > Kabir

 
 
Seçenekler Stil
Alt 16. August 2012, 11:11 PM   #1
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart Talkım (talkın/telkin) : (ele verir talkımı, kendi yutar salkımı!

SELAMUN ALEYKÜM,

Sevgili kardeşlerim,

İslamdan gözüken fakat aslında islamda olmayan, çok yanlış süregelen bir pratik olan; cenazalerin definlerinden sonra yapılmakta olan telkin uygulamalarının, hem dinen hem de mantıken yanlışlığı üzerinde çok fazla söze gerek yoktur.

Yine kurana rağmen, kuran terk edilerek rivayetlerle dine sokulan uygulamalardan birini daha ele almakta fayda görüyorum.

Zamanımızda, "imam verir talkımı, kendi yutar salkımı" yada " ele verir talkını kendi yutar salkımı" şeklinde atasözlerine bile girecek kazanç kapıları oluşturmasından dolayı sıkı sıkı sarılan telkin işlemlerinin, aslında küçük dünya menfaatlerine dinin değişilmesi olduğunun bilinmesi gerekir.

ŞİMDİ TELKİNİN İCADI VE PEKİŞTİRİLMESİNE İLİŞKİN YANLIŞLARIN NELER OLDUĞUNU YAZARAK DETAYLANDIRALIM.


A- Muhaddislerden imam-ı Deylemi ve imam-ı İbni Asakir’in bildirdiği hadis-i şerif şöyledir:

1- Kardeşlerinizden biri ölüp de, toprakla örtülmesi tamamlanınca, biriniz kalkıp kabrin başında "Ey filan kadının oğlu filan" desin! Çünkü o vefat eden kimse, "Bizi irşad et de Allah da sana rahmet etsin!" der. Fakat siz bunu duyamazsınız.

AÇIKLAMAM: Vefat eden toprak altından "bizi irşad et..." diye sesleniyor, ama biz duyamıyormuşuz? Peki bunu kim duymuş? Nasıl bütün müslümanları duyduğuna inandırmış? O duyabiliyorsa, nasıl bir insanmış, yada insan üstü bir varlıkmıymış? Sadece, birinin duyduğunu söylediği şey yüzündenmi bu kadar saçmalıklar yaşanıyor?

2- Telkin veren kimse "Dünyadan çıkarken, Allah’ın birliğini, Muhammed aleyhisselamın Onun kulu ve Resulü olduğunu, Allah’ı Rab, İslamiyet’i din, Kur'anı İmam kabul ettiğini hatırla!" desin! Çünkü münker ve nekir meleklerinden biri diğerine "Gel bunun yanından çıkalım. Çünkü Hücceti kendisine telkin edilen kimsenin yanında durmamıza lüzum yok" der.

AÇIKLAMAM: Bu meleklerin böyle dediklerini nerden biliyorsunuz? Bunu da ölüyü duyanmı söylemiştir?

a- Bu dediğini tekrar hatırlatınca ne olacaktır. Ölüye ne faydası olacaktır? Üstelik önceki kısımda bu ölünün isteği üzerine yapılıyor durumdadır, bu da ayrı bir saçmalıktır. (Bana şunları, bunları hatırla diye ihtar edin, irşad edin ne olur! tamam, ya; hele sen bir öl de orası kolay...)

b- Bütün müslümanlara telkinde bulunulduğuna göre, meleklerde orada olmaya gerek duymadığına göre, sadece kafir ölülerin başındamı bu melekler duracaklardır? Niçin bu ayrımcılık yapılmaktadır? Yine kuranı terk ve yine hüsran...


3- [Oradaki] bir zat (Ya Resulallah annesin adını bilmezsek ne yapalım?) diye sual etti. Peygamber efendimiz (Ey Havva’nın oğlu filan dersiniz) buyurdu. (Ramuz)

AÇIKLAMAM: Anasının adını sormaya, bilmeye ne gerek varki o zaman... Herkese havva oğlu; filan denseydi... sadece adı soyadı ile seslenince acaba ölü kendine seslenildiğini anlayamıyormu?

2- Fıkhi hükümlerden bazıları:
Kabirdeki meyyite telkin vermek meşrudur. (Cevhere)

Ölüye, definden sonra telkin vermek sünnettir. (Nur-ül yakin fi mebhas-it telkin)

Resulullah, definden sonra telkin vermeyi emretti. Kendisi de telkin verdi. (Cila-ül-kulub)

İmam-ı Saffer hazretleri, "Ölü kabre konunca, ruhu ve aklı geri gelir. Kendisine verilen telkini anlar. Telkin meşrudur" buyuruyor. İnaye sahibi "Hocam Kadıhan’dan işittim ki, imam-ı Merginani telkin verirdi ve telkini bize vasiyet ederdi" buyurmuştur. (Mevkuffat)

3- Burada da ben karışmam, siz bilirsiniz mantığı yer almaktadır. (Bakın kardeşim, bazıları telkin verin, bazıları vermeyin, bazıları da serbestsiniz diyor. Seçim sizin, valla ben demiyorum, karışmam, ona göre deniliyor!)

Merakıl-felah ve Tahtavi haşiyesi’nin tercümesi olan Nimet-i İslam kitabında telkinin nasıl verileceği anlatıldıktan sonra deniyor ki:
1- Telkin meşrudur. Bu Ehl-i sünnetin kavlidir, (Mevtanıza telkin edin) hadisine göredir.

2- Definden sonra telkin olunmaz. Bu söz, mutezilenin görüşüdür.

3- Meyyite telkin ne emredilir, ne de nehyedilir.

Burada, sünnetçi ekole mensup mezhepçilerin haddinden fazla haksızlık yaptıkları mutezilenin görüşlerindeki mantığı tebrik ve takdir ederek devam etmek üzere sizinde görüşlerinize bırakıyorum...

saygılarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
aorskaya Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (4. March 2013)
 

Bookmarks

Etiketler
ele, kendi, salkımı, talkım, talkımı, talkın or telkin, verir, yutar


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 10:41 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam