|
4. January 2011, 01:44 PM | #1 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Kuranı anlamak için Hadislere ihtiyaç varmıdır
Rahman ve Rahim olan ALLAH ı ismiyle
Bazı ayeti Kerimeler vardır ki.Mana olarak açık değillerdir.Bu tür ayeti Kerimeleri anlayabilmek için insanların çeşitli kaynaklara ihtiyacı vardır. Kimisi fenni ilimleri kaynak olarak kabul ederki.Bu ilimlerde çoğu zanna dayalı kurallardır.Ayrıca fenni ilimler dönemimiz itibarıyle Darwinizm düşüncesine sahip kişilerin tekelinde sayılırki. Hucurât 6 Ey iman edenler! Eğer bir fasık size bir haber getirirse onun doğruluğunu araştırın. Yoksa bilmeden bir topluluğa kötülük edersiniz de sonra yaptığınıza pişman olursunuz. Bu ayeti kerime gereği illaki fenni ilimler noktasında kaynak alınması gerekiyorsa mümin bilim adamlarına itibar etmek gereklidir. Fakat ALLAHa ve Rasulune itaat edin yada Onun nehy ettiklerinden sakının emrettiklerini yapın gibi yüzlerce ayet gereği bizlerin ALLAH Rasulunun s.a.v sözlerine itibar etmemiz gereklidir. Peki bunu nasıl yapacağız. Malum ki ALLAH Rasulu s.a.v Efendimiz zahiren yani bedenen 1400 sene önce dünyasını göç etti. Bu durumda onun emirlerine nasıl itaat edeceğiz. Bazılarının iddiası gibi ALLAH Rasulune itaat ALLAH a itaaat dir şeklindeki yorumları iyi anlamak gerekli. ALLAH Rasulunun mübarek ağızlarından Kuran Ayetlerinden başka hiç bir şey dökülmemiş ise o zaman.Sadece Ayeti Kerimelerin herkesin kendince anlayıp amel etmesi ALLAH a ve Rasulune itaat olur. Halbuki bunu mantık kabul etmez zira.Öyle olsa Peygamberlerin tebliği yapmaları mümkün olmaz.Müğminler bile kötülükten men etmek zorunda iseler peygamberler fazlasıyla yapmak zorundalar. ayrıca amirlerin her sözünüde bu mantıkla ayet olarak kabul etmek zorundayız zira Nisa 59. Ey iman edenler! Allah'a itaat edin. Peygamber'e ve sizden olan ülülemre (idarecilere) de itaat edin. Eğer bir hususta anlaşmazlığa düşerseniz Allah'a ve ahirete gerçekten inanıyorsanız onu Allah'a ve Resul'e götürün (onların talimatına göre halledin); bu hem hayırlı, hem de netice bakımından daha güzeldir. Malum ki ALLAH boş sözden beridir.Nakıs sözü yoktur. Bu durumda ALLAH Rasulunun s.a.v Ayetler dışında ağzından başka şeylerinde döküldüğü malumsa.Yüzlerce ayeti amel edebilmek için Ondan gelen sözlerin hangileri olduğunu araştırmamız gereklidir. Hadis rivayetlerinin ALLAH Rasulune s.a.v ait olup olmadığını anlamak için Terazi olan KURANI bütün olarak ele alıp bize göre tearuz eden ayeti kerimelerin mantıklı açıklamasını yapıp yapmadığı. Ayrıca rivayet edenlerin çokluğunun önemi gibi esaslar çok önemlidir. Hadis rivayetlerinin tamamını red etmek yüzlerce ayeti kerimeye gerekli ehemmiyeti vermemek demektir. Tabiki tüm rivayetlerin doğruluğunu iddia etmekde yanlışdır. Zira İslam dinine fitne sokmak isteyenlerin varlığı malumdur. İşte bu sebebden dolayı kalplerimiz rivayetlerin ALLAH Rasulune s.a.v ait olup olmadığına kanaatı gereklidir. Bir insan bir rivayetin ALLAH Rasulune ait olduğuna kanaatı oluşupda onunla fetva vermesi yada onunla amel etmesi eleştirilemez zira ayeti kerimeye itaat etmesi eleştirmesi manasına gelir. Tabiki müzakere edilecektir fakat onları tekfir etme kendini üstün görme vs işler mümine hakarettir. Bir kişinin ayeti inkarı küfürdür. Hadis rivayetini ALLAH Rasulu söylememiştir diye inkarı küfür olmaz.Fakat ALLAH Rasulu söylemişsede banane demekde ALLAH a saygısızlıkdır.Zira Onun seçtiği elçiyi beğenmemektir. Bu hassasiyet içerisinde Ayeti Kerimelerin anlaşılması gereklidir. Bir kaç uydurma hadis rivayetini örnek vermek isteyen olacaktır. Burda şimdiden belirtiyorum.Ben bütün rivayetlerin sahih olduğunu iddia etmiyorum. Hiç bir muahddis ve din alimide bunu idda etmemiştir. selametle Konu ebu Maruf tarafından (4. January 2011 Saat 01:47 PM ) değiştirilmiştir. |
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | FEDAKARADAM (17. April 2011) |
4. January 2011, 02:18 PM | #2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Selam ebu Maruf kardeşim.
Hadislerin inkarı söz konusu olamaz. Kim söylerse söylesin güzel sözlerden ibret almak lazımdır. Hele ki, bu Allah'ın elçisi Muhammed aleyhisselam'ın söylediği iddia edilenler ise, baştacıdır. Cenabı Allah bize ondan güzel bir örnek mi (urvetul vuska) göndermiştir ki,O'nu örnek almayalım. Resulullah gözümüzün nuru,başımızın tacıdır. Bizler de, Kur'an süzgecinden geçmiş;Kur'anla çelişmeyen,uydurma olmayan hadisleri Kur'anı daha iyi anlamak adına (özellikle Kur'an da ayetlerin iniş sırasını gözeten kardeşlerimiz tarafından) baştacı ederiz. Hadisler bize tarih bilgisi verirler. Ayetler necm necm inerken ki, resulun ve sahabelerin yaşadığı heyecanı bizlerin de yaşaması adına hadislerden de yararlanırız. Ama birtek şey biliriz ki; dinde hüküm koyma yetkisi yalnız ve yalnız Allah'a aittir. Resul de, Allah'ın verdiği hükümleri tebliğ ederek görevini ve sorumluluğunu yerine getirmiş olur. Resulun ağzından çıkan her söz,vahiyle bize tebliğ edilmek üzere inmiş ayetlerdir. "O hevasından konuşmaz" Ancak vahiy çerçevesinde konuşabilir. Bize de Allah'a ve vahyi tebliğle mükellef olan resule itaat düşer. Semi'na ve ata'ne demek boynumuzun borcudur. Öncelikle bizim hakkımızda sizde yer alan önyargıya istinaden; bizler hadis düşmanı değiliz. Tasavvuf düşmanı da değiliz. Biz kişilerle de uğraşmayız. Bizler insanlığı küfre ve şirke düşürecek amillere,sistemlere düşmanız. Bizim için her insan cehennemden kurtarılması gereken insanlardır. Savaşımız,amacımız,çabamız bundandır. Lütfen bazı konularda bizi bağışlayın. Yeri gelir dilimiz keskin kılıç gibi olur;kalb kırarız istemeden. Sırf her müslümanı kardeşimiz olarak gördüğümüzden, tehlikeli yollarda dolaşan kardeşlerimize olan üzüntümüzdendir. Sizleri de kırmışsak hakkınızı helal ediniz. |
Miralay Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Anonymous (6. January 2011) |
4. January 2011, 06:09 PM | #3 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Ve Aleykemüs-Selam ve Rahmetullahi ve Berekatuhu Miralay kardeşim.
İyi niyetinize inanıyorum. Yaptığınız tamamen yanlışdırda demiyorum. Ben Tevhid mücadelesinin cahil sofi için çok önemli olduğuna inanıyorum.Hatta inanınız ki bunun mücadelesini bizzat ehli tasavvuf olarak bende veriyorum. Lakin konu edilen meseleler umuma açıktır.Ben bizzat gözümle çok şeye şahid oldum.Avrupada bir çok gayri müslimin tasavvuf vesilesi ile islama girdiğini.Tevbe alırken alkollu ağızla tevbe sonrası namaza başladığını bu yollarda uyuşturucunun bir gece nasıl bırakıldığına kaç kere şahid olduk. Her ne kadar cahil sofilerin yanlışları olsada bu yolların doğruluğundan hiç terettütüm olmadı.Sizinle bu meselerler bahsedilirken umuma açık bir ortamda yazışma olduğu için insanlar indinde yanlış anlaşılmalara vesile olmaması için umuma hitaben kendimce yanlış algılanılan şeyleri düzeltme çabasındayım.Yoksa şu inanıyor şu inanmıyor da demiyorum. Zaten Rabbim insanı o konuda serbest bırakmış. |
4. January 2011, 08:37 PM | #4 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Sevgili kardeşim bu anlattığınız bir ölçü olamaz. Hemen hemen bütün dinler iyiyi güzeli emreder. O halde herhangi bir dine giren, herhangi bir dini hayatı örneğin TANRISIZ bir din olan budizmi seçen ve geri kalan kötü hayatını bırakan insanı kurtulmuş olarak görüp sevinmeli miyiz? Budizme giren insanlar kötü alışkanlıklarından kurtuluyorlar dünyanın değersiz olduğunu anlayıp ferrarilerini bile satıyorlar diye budizmi teşvik mi etmeliyiz? Tevhid olmadıktan sonra kötü alışkanlıklardan kurtulmak neye yarar. Hindular, Budistler, Hristiyanlar vb. hepsi kendilerince insanları kurtarmak için uğraşıyor zaten. |
|
Anonymous Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (5. January 2011) |
4. January 2011, 10:56 PM | #5 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Ben tasavvufta hiç bir ulemanın falanca şeyh ALLAHın oğludur yada falanca Şeyh 2. bir ilahdır yada Falanca Şeyhe ibadet edin,secde edin v.s emirler duymadım.Size göre vesilelerin hepsine tutunmak şirk olabilir.Bana göre vesile sadece araçtır amaç için kullanılır.Sizin bakış açınızdan bakıldığı zaman para kullanmakda şirktir. Doktora gitmekte şirktir. Zira para sayesinde bir şey satın alındığı sanılıyor yada doktor sayesinde şifa bulunduğuna inanılıyor. Halbuki Rabbim senin mal sahibi olmanı murad etmişse onu satın alman için sana para nasip ediyor yahut iyileşmeni murad etmişşe doktoru vesile ediyor bunlar farklı şeylerdir. Bu durumda bana söylermisin sen doktora gitmiyormusun? |
|
5. January 2011, 07:16 AM | #6 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
Öncelikle dost1 beyfendinin yazdıkları, herşeyi yeterince açıklamış olarak düşünüyorum.
Mavi yazılar bana aittir. Alıntı:
Lat,menat,uzza,hubel'i de Kabe'ye getirenler de belki iyi niyetlilerdi."Ne var canım bunda bunlar para kazanma amacımız için araçtırlar" bile demişlerdir. Sonuçta ne oldu? Gerçekten asıl amaç olan rant geliri araçları; başka insanlar için amaç oldular. Put deyince hemen aklımıza heykeller gelmesin. Yukarıda da belirttiğim gibi; birşeyler bizim için araçsa sorun yok; amaaaa! eğer amaç haline dönüşmüşse o zaman farketmeden şirk bataklığına gömülüyoruz demektir.Bu ince çizgiyi kaybetmememiz lazımdır. Tarikatte her gün letaifleri çekerken sıkça tekrarlanan,"İLAHİ ENTE MAKSUDİ VE RIDAKE MATLUBİ" yani "İlah'ım,Allahım maksadım,amacım sensin ve rızana talibim" ilkesine sadık kalarak,sadece Allah'ı maksat yani amaç edinenlere ne mutlu. Onlara selam olsun. |
|
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi: | Barış (7. January 2011), FEDAKARADAM (22. April 2011), kamer (8. January 2011), snobyx (5. January 2011) |
5. January 2011, 10:33 AM | #7 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Dostum şeyhin tasarrufu noktasında bir örnek vereyim. Ben şeyh değilim lakin başımdan geçen bir olayı anlatayım. Bir ara bir kaç arkadaşla oturuyoruz.Bir pekmez kavanozu geldi.Yanımdaki arkadaşların bir kısmı hariç çoğunluğu benden fiziksel olarak daha iri ve güçlü hepsi uzun süre açmaya çalıştılar fakat bir türlü açılmadı.Sonra Hacı sende bir dene dediler. Bende aynen şöyle düşündüm. ALLAHın ismini duyan her varlık nasılki acziyete düşer ve nasılki her molekul ve atom Rabbimin ismine ve emrine itaat eder. Bismilahil -Kadir dedim ve hiç zorlanmadan kavanoz açıldı.Belki elimi bile dokundurmamışımdır.Bunu bir kaç kez yaşadım.Kardeşlerimede tavsiyede bulundum.Sizede tavsiye ederim. Şimdi ben insanlara göre olağan üstü olarak kabul edilen bu olayı yani keramet yada ismi her neyse kendi gücümlemi yaptım.Yoksa ALLAHU TEALA nın lutfuylamı. ALLAHın lutfuyla olduğu aşikardır ki ALLAH ın ismini kullanıyorum. Ben buna ALLAHın verdiği ilimden istifade etmek derim.Ben açıl kavanoz açıl sana emrediyorum deseydim kavanozda açılsaydı kendimden sanırdım ALLAH Muhafaza o zaman sakatlarda olurdum. İşte evliyaullahda maddelere üzerinde tasarruf kullanırken Rabbimin isimlerini kullanırlar.Bunu kötü niyetle yapmaya kalkanlar ise Belam ibni Baura gibileridir.Nasılki ALLAHın ilmini hikmetini ismi azamı nefsani duyguları için kullandı başına gelenler ayetlerde sabit. Fakat o dahi ilahlık taslamamıştır zira ALLAHın ismini kullanmıştır. İsa a.s Ölüleri dirilmek için ne kullanırdı kun bi iznillah. Şimdi İsa a.s Efendimiz ilahlıkmı tasladı.ALLAHU TEALAnın ona öğrettiği ilimden istifade ederek tasarrufta bulundu. Konu ebu Maruf tarafından (5. January 2011 Saat 10:44 AM ) değiştirilmiştir. |
|
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (5. January 2011) |
6. January 2011, 06:16 AM | #8 | ||||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
Sevgili kardeşim. Doktora gitmek ile şeyhe gitmek arasında dağlar kadar fark vardır. Siz olaylara düz mantıkla yaklaşıyorsunuz. O halde ben Müslüman değil herhangi bir din adamına da gidebilirim anlamına geliyor. Halbuki ben boğazım ağrısa başka doktora, bacağım ağrısa başka doktora gidiyorum. Doktorlar şerefsiz olup da adam toplama kaygısı gütmedikleri için yanlış gitsem bile doğru doktora yönlendiriyorlar. Fakat din farklı bir konu. Hepimizin yaşam amacımızdan bahsediyoruz. Bu konuda gidilecek tek Merci Allah'dır yani onun kitabıdır. Allah ise kitabında başka bir yetkili merci göstermemiş. Ayrıca ne kendimizin ne de kimsenin hidayette olacağını tam olarak bilemeyeceğimizi üstüne basa basa söylemiş. Yani Allah birine gidin körü körüne bağlanın dememiş, onun yerine kitap göndermiş. İlim açısından bakarsak da şu şekilde düşünüyorum: Ben Matematik öğrenmek istediğimde bir matematik öğretmeninden öğrenirim ama o benim gözümde sadece matematik öğretmenidir. Eğer elimde "mutlak doğru olduğuna inandığım" rehber niteliğinde bir matematik kitabı varsa o matematik hocası tahtaya yanlış bir şey yazdığında "hooop" derim. Benim onun kadar matematik bilmiyor oluşum onun yanlışını görmeme engel değildir. Önümüzde apaçık kitap mevcutken tamamen farklı şeyler zırvalayan matematik öğretmenine teslim olmak demek matematik kitabından ve matematik ilminden sapmak demektir. Kısacası alimden faydalanmak ile alime teslim olmak arasındaki farkı anlatmaya çalışıyoruz. Müslüman kişi yalnızca Allaha koşulsuz teslim olandır ona buna değil. Zaten Allah kimin hidayette olduğunun bilgisinin yalnızca kendisinde olduğunu söylemesine rağmen bir alim "bana teslim olun kurtuluş bende ve benim anlattıklarımda" diyorsa ve muhkem konular haricinde görüş bildiriyorsa ve bu görüşlerle etrafına adam topluyorsa yani hidayette olduğunu bilemeyeceğine rağmen o sorumluluğun altına giriyorsa bana göre hidayette falan değildir. Bildiğini paylaşmak ile o durum farklıdır. Şahsen ben muhkem ayetlere dayanmayan hiç bir yorumumu, Kuranı açıp da doğrusunu araştırmayacak yani doğrudan benim söylediğim ile amel edecek kadar bana bağlı birisi ile ASLA paylaşmam. Yani bu sorumluluğun altına girmem. Yargı günü benim kendi yanlışlarım bana fazlasıyla yeter. Alıntı:
Şeyhler ancak müritlerinin arasındayken ve tabi toplu halde "kafalarını buldukları esnada" uçabilirler. Bizim aramızda uçamazlar. Bunun İslamla ilgisi yoktur kafa bulma ayinleri her dinde her kültürde vardır. Ayrıca bir araya gelip uyuşturucu partisi yapmak ve dumanlanmak da benzer bir iştir. Şeytanın elini attığı her yerde benzer şeyleri görebilirsiniz. Onlara böylece yaptıkları güzel gösterilir ve bu saçmalıklara bakarak "demek ki hakyoldayız hidayetteyiz, yaşasın YÜCE önderimiz/yolumuz" diye kendilerini kandırırlar. Zaten iblis de "kamil insan/üstün insan/melek gibi insan" masalı ile Ademi kandırmıştı. İnsanın içinde buna inanmaya meyil var çünkü hiç kimse Allahın yarattığı gibi normal olmaktan memnun değil. Allah nankör kişiyi doğruya kılavuzlamaz. Alıntı:
Öncelikle şunu bilin ki, Allahın tılsımlı isimleri, duaları, ayetlerin gizli sırları vb yoktur. İsimlerin, duaların, ayetlerin vb. güçleri yoktur. Siz kavanozun açılmasını kendinizden görmüyorsunuz ama her ne kadar "açılmasını Allaha bağlıyorum" deseniz de aslında yazı arasında gizlediğiniz gibi kavanozun açılmasını VESİLE kıldığınız İSME bağlamışsınız. Bu söyleminiz aynı "cevşen takınca bişey olmaz, felak nas okuyunca kötülüklerden kurtulursun" uydurmalarına benziyor. Sizi felak nas gibi sureler korumaz. Ya da onları falanca sayı okuduğunuz için Allah korumaz. Yapmanız gereken felak nasın anlamını öğrenmek ve orada anlatılanı akletmek yani Allaha tam güvenip sığındığınızda korkacak bir şey olmadığını görmektir. Felak nası temiz bir kafayla okuyan herkes bunu görebilir Yani kötülükten korunmanın yolu Allaha kusursuz iman ve güvendir. Eğer siz korunmayı felağa nasa, kavanoz kapağının açılmasını Allahın x ismine, bir şeyi bazı esmaları kullanmaya vb. bağlarsanız şeytanın tuzağına düşmüşsünüz demektir. Bu Allahın ilmi değil şeytanın ilmidir. Bir ilimde Allahın sıfat veya sözlerinin kullanılması Rabbani ilim olduğunu göstermez. Birisine küfrettiğinizde de içinde mutlaka küfrettiğinizin ismi geçer. Örneğin muska din dışıdır. İçinde ne yazdığı önemli değil. Kimisi muskayı içine kuran ayeti yazarak meşrulaştırmaya çalışmıştır. Bu yalnızca kandırmaktır ama Allahı kimse kandıramaz. Yaa işte böyle. vesile vesile derken nerelere geliyor insan. Allah yoldan sapanın da saptığı yolu kolaylaştırır (bkz: leyl suresi) Yani sapana da bizzat yardımcı olur, ya da şeytanın yardımcı olmasına izin verir. O yüzden doğru yolda olduğunuza emin olmak yerine karşılaştığınız her kolaylıkta da kendinizi ve inançlarınızı sorgulamanızı öneririm. Allah yalnız başına anıldığında, ahirete inanmayanların kalpleri nefretle ürperir; O'nun dışındakiler anıldığında ise hemen müjdelenmiş gibi sevinirler. (Zümer 45) Andolsun, sana da senden öncekilere de şu vahyedilmiştir: Eğer şirke saparsan amelin kesinlikle boşa çıkar ve mutlaka hüsrana düşenlerden olursun. Hayır, yalnız Allah'a kulluk etmeli ve (O'na) şükredenlerden olmalısın! (Zümer 65-66) Allah, bir kısmına hidayet etti, bir kısmına da sapıklık lâyık oldu. Çünkü onlar Allah’ı bırakıp şeytanları dost edinmişlerdi. Kendilerinin de doğru yolda olduklarını sanıyorlardı. (Araf 30) Kim Rahman'ın zikrine(Kur'an'a) şaşı bakarsa,Biz ona, şeytanı sararız. O şeytan, ona arkadaş olur. Muhakkak onlar(şeytanlar), onları yoldan engellerler ve onlar kendilerinin hidayet üzere olduğunu zannederler. Bize geldiği zaman (o kimse) der ki: "Keşke benimle senin aranda, iki doğu uzaklığı olsaydı. Sen ne kötü arkadaşsın."(Zuhruf 36-38) "Yazıklar olsun bana, keşke ben filanı dost edinmeseydim." "Bana geldikten sonra beni zikirden(Kur'an'dan) saptırdı. Şeytan, insanı yapayalnız ve yardımsız bırakandır." Ve elçi dedi ki: "Ey Rabb'im, muhakkak benim kavmim, şu Kur'an'ı terk etti." (Furkan 28-30) Onlar Kur'an'ı tefekkür etmiyorlar mı? Yoksa onların kalpleri kilitli midir? Muhakkak o kimseler ki, kendilerine hidayet ortaya çıktıktan sonra gerisin geri dönerler. Şeytan onları sürüklemiştir ve onları uzun emellere kaptırmıştır. (Muhammed 24-25) Allah hepimizi doğru yoluna iletsin. Bkz: http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2121 Konu Anonymous tarafından (6. January 2011 Saat 06:32 AM ) değiştirilmiştir. |
||||
6. January 2011, 02:18 PM | #9 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
|
|
ebu Maruf Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (7. January 2011) |
4. January 2011, 06:29 PM | #10 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
....
Konu hiiic tarafından (7. January 2011 Saat 10:50 PM ) değiştirilmiştir. |
Bookmarks |
Etiketler |
anlamak, hadislere, için, ihtiyaç, kuranı, varmıdır |
|
|