hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > GELENEK DİNİ > Mezhepler ve Tarikatlar

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 11. January 2010, 02:52 PM   #1
Apollonius
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 57
Tesekkür: 97
34 Mesajina 72 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Apollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud ofApollonius has much to be proud of
Standart Mezhepçi hanım ve beylere gündelik hayat tavsiyeleri :))

mezhepçi bey ile mezhepçi hanım kalktıklarında sağ ayak ile yataklarından kalkmalıdırlar. Hayırlı işler sağ, hayırsız işler sol ayakla yapılır. Birazdan eğer birisi tuvalete girecekse sol ayakla girer. Tuvalete başı kapalı girmekte sevap vardır. Tuvalette iken konuşulmaz, eğer biri tuvaletin dışından soru sorarsa bu münasebetsize cevap vermemek daha uygundur. Eğer evdeki tuvalet alafrangaysa, bu tuvaleti yıktırıp alaturka yaptırmak daha uygundur. Erkekler ayakta küçük tuvalet yapmak gibi uygunsuz tarzdan kurtulmalı, oturarak küçük tuvaleti yaparak sünnet sevabı kazanmalıdırlar. Eğer çiftimizden biri yıkanacaksa en azından belinde peştemalle yıkanması gerekir. Çünkü kişi tek başına tuvalette iken bile avret yerini kapalı tutmaya çalışmalıdır. Her ne kadar insanlar görmüyorsa da melekler ne de olsa insanları görür, meleklerden utanmak lazımdır. Yıkanırken önce sağ omuza, sonra sol omuza su dökmek gibi sıralara uyulmalı ve kitaplarda yıkanma ile ilgili yazılan Arapça dualar ezberlenip okunmalıdır. Şampuan tipi yıkanma maddeleri kullanıyorlarsa, bunların çoğu alkol içerdiği için bunlar kullanılmayacaktır. Alkolsüzü bulunacaktır. Dişleri temizlemek için misvak kullanılmalıdır. Bu arada dişlere iyi bakılmasında fayda vardır. Çünkü kimi alimlere(!) göre dişe dolgu yapılırsa boy abdesti olmaz, kişi cenabet gezer. Bu yüzden dişin çürümesi, komple dişi çektirip dişsiz kalmayı veya çıkmalı takma dişler taktırmayı gerektirecektir. Çıkmalı takma dişler boy abdesti alırken çıkarılıp, bunların altı ıslatılmalıdır, yoksa kişi cenabet gezmeye devam eder.

Namaz kılınacaksa sarık takıp yetmiş kat sevap kaçırılmamalıdır. Sarığın yedi metre olması daha uygundur. Giyilecek elbiseler yeşil, siyah veya beyaz olmalıdır. Sarı veya kırmızı giymemek gerekmektedir. Çiftimiz yemeğini yer sofrasında yemeli, sonradan çıkma masa tipi uyduruk şeylerde yememelidir. Yer sofrasında sağ ayak dikilir, sol ayak alta alınıp oturulur. Yemek tek bir kap içinde ortaya konularak yenilir. Yemekte çatal, kaşık gibi aletlerden kaçınılmalıdır. En sevap yemek yeme şekli üç parmakla olur. Bu üç parmak bile bellidir. Baş, işaret ve orta parmaklar. Yemeğe tuz ile başlamak iyidir. Yemekte su içilirse üç nefeste içilmeye gayret edilmelidir. Yemek kesinlikle sağ elle yenmelidir. Sol elle yenilenleri şeytan yemiş olur. Yemek bitince üç parmak, baş parmaktan ortancaya doğru yalanır, bu da sünnettir. Böyle sünnetleri kaçırmamak lazımdır. Aynaya bakmak sünnettir. Erkek aynaya bakıp sakalının bir tutamı geçip geçmediğini kontrol etmeli, sakalı bir tutamı geçtiyse kesmelidir. Sakalı bir tutamdan az kesmek düşünülemez, değil ki pasparlak olmak. Erkeğin gözüne sürme çekmesi, saçlarını yağlayıp ortadan ayırması da hep sevap getiren fiillerdir.

Kadın ise saçını uzatmalı, kesinlikle kesmemelidir. Kadınların kaşını aldırması çok büyük günahtır. Kadın evden çıkacaksa yanında kocası, kardeşi gibi mahremi olmadan 90 km’den fazla gitmesinin haram olduğunu unutmamalıdır. Aslında kadın için en iyisi mümkün olduğunca dışarı çıkmadan evde oturmaktır. Fakat dışarı çıkacak olursa iyice örtünmeli, koku sıkmasının haram olduğunu unutmamalıdır. Kadın için en iyisi komple örtünmesi, eldiven giymesidir. Hatta kadının kestiği tırnakları bile kadından bir parça sayıldığı için, yabancı bir erkeğe göstermeden toprağa gömmesi gerektiğini bir çok mezhep alimi (!) söylemiştir.

Televizyonun seyredilip seyredilmeyeceği tartışmalı bir konu olduğu için eve hiç televizyon almamak en iyisidir. Çünkü resim haramdır. Televizyondaki görüntüler resimlerin arka arkaya geçişi olduğu için bunun da haram olduğunu iddia edenler vardır. En azından mezheplere göre bunun şüpheli olduğu kesindir. Mezheplere göre ise şüpheli şeyleri terk etmek en isabetli davranıştır. Radyo dinlemek de çok tehlikelidir. Müzik, telli sazlar, hele hele kadın sesi haramdır. Radyoda sürekli bunlar çıkacağı için mezhepçi çiftimizin bunları eve sokmaması gerekir. Eğer çiftimiz cinsel ilişkiye girmek isterse çırılçıplak bir şekilde bunu yapmanın meleklere karşı utanmazlık olduğunu unutmamalıdırlar. Mümkünse yorgan tipi bir örtünün altında, birbirlerinin cinsel organlarına bakmadan cinsel ilişkiye girmeleri gerekmektedir.

Eve girerken de, çıkarken de sağ ayak kullanılmalıdır. Eve meleklerin girmesini engelleyen köpek kesinlikle sokulmamalıdır. Evdeki yataklar, oturma grupları hep yerin üstünde olmalı, ayaklı olanlarından sakınılmalıdır. Uyurken abdestli uyunmalıdır. Çünkü abdestli ölenin şehit olacağı söylenmektedir. Uyurken sağ el başın altına alınıp, sol el salınacak ve sağ tarafın üstüne yatılacaktır. Yüzü koyun yatmak en kötüsüdür. Böyle yatan çiftler birbirlerini ve çocuklarını uyandırıp düzeltmelidirler...

mezhepçiler insanın her saniyesini dolduran, insanın rahat bir banyo bile yapamayacağı bir sistem oluşturmuşlar ve bunu da din diye ne yazık ki bir çok insana yutturmuşlardır. Fakat Allah’ın gerekli kılmadıklarıyla dolu bu zorlukların sistemine mezhepçilerin birçoğu bile uyamamışlardır. Yalnız ve yalnız Kuran din yapılıp, Kuran dışı kaynaklar reddedilip, Kuran’ın yeterliliğine güvenilmeden bu sorunlar çözülemez. Başarı bu en kolay, en mantıklı yoldadır.

kaynak
Apollonius isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Apollonius Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 6 Kisi:
aşık74 (12. January 2010), Escherich (23. May 2015), Miralay (3. May 2010), TEBYİN (31. December 2010), yeşil (7. November 2011), _mustafa_ (20. January 2012)
Alt 30. December 2010, 12:51 PM   #2
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

es-Selamun Aleykum
Arkadaşlar yukarıda verilmiş içtihadlar hadis kaynaklıdır.Yapılması zorunlu şeyler değildir.
Yani mesaiye kalmak gibi.
Kimi insan zorlanmamak adına normal iş saatini doldurup gider kimiside daha fazla para kazanmak adına fazla mesaiye kalır.
Fazla mesaiye kalan insanları rencide etmek doğrumudur acaba?
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 10. November 2012, 08:51 AM   #3
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
es-Selamun Aleykum
Arkadaşlar yukarıda verilmiş içtihadlar hadis kaynaklıdır.Yapılması zorunlu şeyler değildir.
Yani mesaiye kalmak gibi.
Kimi insan zorlanmamak adına normal iş saatini doldurup gider kimiside daha fazla para kazanmak adına fazla mesaiye kalır.
Fazla mesaiye kalan insanları rencide etmek doğrumudur acaba?
Sevgili kardeşlerim,

Rivayetlerle yaşam fazla mesai ise; fazla mesaide, asıl yapılması gereken işler bırakılıp, bu işlerin tersine işlermi yapılmalıdır.

Normal mesai de (kurandan yaşayarak) üretilen ürünleri bırakıp fazla mesaide (rivayetle yaşam) fabrikanın üretimine ters ürünlermi üretilmelidir?

Bunlar düşünülmeden mesai ile anlatılması rivayetçilerin/gelenekselcilerin durumunu kurtarmıyor.

Ya, raviler yanlış, rivayetler yanlış idiyse?

Lütfen, aklımızı biraz daha kullanalım.

selamlar,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 30. December 2010, 01:20 PM   #4
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana.

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.

Yukarıda yazılanlar hijyen,alışkanlık,..vs. amaçlarla yapılırsa tamam sizin dediğiniz gibi fazla mesai durumuyla değerlendirilebilir. Lakin bunu dini kaygılarla,sevap kazanma umuduyla yapıldığı zaman, haşa! peygamberimize (Salat ve selam üzerine olsun) Allah adına hüküm koyma yetkisi vermiş oluruz. Ki, O mübarek te, Kur'andan başka birşeyle hüküm vermemiştir.

Her ne kadar bu tür hadislere "sahih" dense de, asrı saadetten günümüze sağlam olarak gelmiş hadislerin sayısı bir elin parmakları sayısıncadır ancak. Onlar da o zamanlar kitap haline getirilerek sabitlenmediğinden dolayı, onlarında sağlıklı olduğuna güvenmemiz sakıncalı olur.

Malumunuz, Allah'ın elçisi (Selam üzerine olsun) yanında küçük yaştan itibaren bulunan Hz.Ali, her daim beraber olan sadık arkadaşı Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman (Allah onlardan razı olsun) 'dan rivayet edilen hadisleri toplasak, ne kadar az oldğunu göreceğiz.

Mübareğin hayatı boyunca, her daim yanından ayrılmayan bu mübarek kişilerden bu denli az sayıda hadis rivayet edildiğine şahit olunca; hadislere neden güvenmediğimize hak vereceksinizdir umarım.

Saygılarımla, Allah'a emanet olunuz.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
yeşil (7. November 2011), _mustafa_ (20. January 2012)
Alt 30. December 2010, 03:02 PM   #5
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana.

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.
Ahzab 36. Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. December 2010, 03:03 PM   #6
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ahzab 36. Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.
Kuranın bütününe hakim olmayan ve ayet cımbızlayarak tek ayetler üzerine kafa yoran bir insan itaat edecek Resulun yaşamadığı bir ortam ve zamanda leş kargalarını takip eder ve burnu da pislikten kurtulmaz.


O halde en güzeli Kuran'dan bakalım peygamberimizin "hüküm" hakkı nereye kadarmış. Yani bu verilen ahzab suresinde anlatılmak isteneni o zaman daha iyi anlarız.


Yanlarında, içinde Allah’ın hükmü bulunan Tevrat varken nasıl oluyor da seni hakem yapıyorlar?


(Ey Muhammed!) Sana da o Kitab’ı (Kur’an’ı) hak, önündeki kitapları doğrulayıcı, onları gözetici olarak indirdik. Artık, Allah’ın indirdiği ile aralarında hükmet ve sana gelen haktan ayrılıp da onların arzularına uyma.

Aralarında, Allah’ın indirdiği ile hükmet. Onların arzularına uyma ve Allah’ın sana indirdiğinin bir kısmından (Kur’an’ın bazı hükümlerinden) seni şaşırtmalarından sakın. Eğer yüz çevirirlerse, bil ki şüphesiz Allah, bazı günahları sebebiyle onları bir musibete çarptırmak istiyor. İnsanlardan birçoğu muhakkak ki yoldan çıkmışlardır.

De ki: “Ey göklerin ve yerin yaratıcısı olan, gaybı da, görünen âlemi de bilen Allah’ım! Ayrılığa düştükleri şeyler konusunda kulların arasında sen hükmedersin.”



Demek ki peygamberimiz Kuran ile hükmetmiş kafasına göre değil. Peki neden Kuran ile hükmetmek lazımmış?

Şüphesiz Tevrat’ı biz indirdik. İçinde bir hidayet, bir nur vardır. (Allah’a) teslim olmuş nebiler, onunla yahudilere hüküm verirlerdi. Kendilerini Rabb’e adamış kimseler ile âlimler de öylece hükmederlerdi. Çünkü bunlar Allah’ın kitabını korumakla görevlendirilmişlerdi. Onlar Tevrat’ın hak olduğuna da şahit idiler. Şu hâlde, siz de insanlardan korkmayın, benden korkun ve âyetlerimi az bir karşılığa değişmeyin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler kâfirlerin ta kendileridir.

Onda (Tevrat’ta) üzerlerine şunu da yazdık: Cana can, göze göz, buruna burun, kulağa kulak, dişe diş kısas edilir. Yaralar da kısasa tabidir. Kim de bu hakkını bağışlar, sadakasına sayarsa o, kendisi için keffaret olur. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, zalimlerin ta kendileridir.

İncil ehli Allah’ın onda indirdiği ile hükmetsin. Allah’ın indirdiği ile hükmetmeyenler, fasıkların ta kendileridir.



Kalbi mühürlenmeyenler için bu ayetler her şeyi yeterince açıklamaktadır. Resulun din adına hüküm yetkisi olmadığı için resulün şahsına uymak diye bir şey de yoktur.

Evet. Herkes resule uymak zorundadır. Çünkü Resul de Allahın hükümlerini uygulamıştır kendi hükümlerini değil. Dolayısıyla Resulden bize gelen hüküm içeren sözlerden hangisi doğru hangisi leş kargalarına ait uydurmalar diye Kurana bakarak kolaylıkla ayırtedebilirsiniz. Allah Kuranı hak ile batılı ayıran bir ölçü olarak indirmiştir. Batılın takipçisi ve savunucusu olmayınız.

Ayrıca sözkonusu ayette Resul yani elçi deniyor. Yani bir hükümdar (adı üstünde hüküm veren demektir) bir de elçi vardır. Elçinin kendi hükümleri yoktur, olamaz. Hüküm yalnızca Allah'ındır. İslam dini Allah+peygamber limited şirketi gibi değildir, bunu düşünmek bile itikadı bozar.

Selamlar.

Konu Anonymous tarafından (31. December 2010 Saat 03:30 PM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Derin Düşünce (15. March 2011), dost1 (4. January 2011), Miralay (31. December 2010), yeşil (7. November 2011)
Alt 1. January 2011, 05:12 AM   #7
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuranın bütününe hakim olmayan ve ayet cımbızlayarak tek ayetler üzerine kafa yoran bir insan itaat edecek Resulun yaşamadığı bir ortam ve zamanda leş kargalarını takip eder ve burnu da pislikten kurtulmaz.


O halde en güzeli Kuran'dan bakalım peygamberimizin "hüküm" hakkı nereye kadarmış. Yani bu verilen ahzab suresinde anlatılmak isteneni o zaman daha iyi anlarız.
ALLAHU TEALA boş sözmü söyler ALLAHın Kitabınamı hakaret ediyorsun.
ALLAHU TEALA ilerde amel edilmeyecek ayetlermi vahy etti.
Kendi kıt anlayışınızla haşa ALLAH ın Kelamına eksiklik atf ediyorsun.

Konu ebu Maruf tarafından (1. January 2011 Saat 05:15 AM ) değiştirilmiştir.
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. January 2011, 06:45 PM   #8
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
ALLAHU TEALA boş sözmü söyler ALLAHın Kitabınamı hakaret ediyorsun.
ALLAHU TEALA ilerde amel edilmeyecek ayetlermi vahy etti.
Kendi kıt anlayışınızla haşa ALLAH ın Kelamına eksiklik atf ediyorsun.

Ya laflarımı anlamayacak kadar idrak yollarınız tıkanmış ya da bilerek anlamayıp benim söylemediğim sözleri iddia ederek ve bu şekilde bana saldırarak konuyu savunabileceğiniz bir noktaya çekmeye çalışıyorsunuz. Bu konuda sizin savunabileceğiniz bir durum yok zira ben de resul gibi kitaba yani Allahın emirlerine uyma taraftarıyım. Dolayısıyla resule de uyarım. Sizin takip ettiklerinizin din adına leş kargalarının uydurduğu uydurma hadislerden türettikleri emirlere uyarak din kisvesi altında onları Rab edinmekten Allaha sığınırım. Allahın dininin ortağı yoktur. Peygambermiş melekmiş keramet sahibi zatmış vb. müşriklerin tüm ortak koşma çeşitlerinden Allaha sığınırım. Benim peygamberim yüce bir görevi yerine getirmeyi kabul etmiş üstün ahlak sahibi bir insandır. Süpermen olmadığı gibi dine hüküm getirici de değildir. Allahın indirdiği ile hükmedicidir. bir önceki mesajımda vermiş olduğum ayetler gayet açık ve net. Ağzımızda dua diye bir şeyler geveleyip kafamızı sallayarak Hinduist yöntemlerle transa girip kafamızı bulup gelip burada saçmalamıyoruz, kitap okuyup söylüyoruz.

Konu Anonymous tarafından (1. January 2011 Saat 06:51 PM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (4. January 2011), Miralay (1. January 2011), yeşil (7. November 2011)
Alt 4. January 2011, 06:41 PM   #9
ebu Maruf
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 111
Tesekkür: 18
39 Mesajina 55 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
ebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud ofebu Maruf has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Anonymous Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kuranın bütününe hakim olmayan ve ayet cımbızlayarak tek ayetler üzerine kafa yoran bir insan itaat edecek Resulun yaşamadığı bir ortam ve zamanda leş kargalarını takip eder ve burnu da pislikten kurtulmaz.
Dostum bu ifadelerin hiçde müzakereci bir uslüp değil



Selamlar.
Bu sebeble o şekilde yazmak durumunda kaldım.
Desenki yanlış düşünüyorsun şundan dolayı anlarım.
Lakin hakaret vari uslüp olunca bende hatanızı anlayasınız diye o şekilde yazdım.
Bundanda sonuç olarak rahatsız oldunuz.
Bende insanların sözlerinizden rahatsız olabileceğini bu vesile ile anlatmaya çalıştım.
Benimde hakkım varsa helal olsun.
Hüküm ile ilgili meselede HAKİM olan ancak ALLAH dır.
Lakin ALLAHIN kitabıyla hükmediniz.Diye Ayeti kerimeler vardır.
Yani ALLAHU TEALA hüküm yetkisini değilki Peygamber s.a.v e sıradan insanlara bile vermiştir.
Yani KURANDAN anladıkları üzere hüküm yetkisi vermiş.
Bu Yüce KİTABIDA ALLAH RASULUNden a.s daha iyi anlayacak olan mahluk olmadığına göre Onun s.a.v hükümleri bizi bağlayıcıdır.
Yoksa burda hükmedici manasında sizin belirttiğiniz gibi ltd şirketi değildir.
Sen bile benim yazıma cevap verirken KURAN a göre hükmediyorsun en azından öyle olduğuna inanıyorsun.
Bu durumda ALLAH Rasulu s.a.v Kuran anlayışı dışında bir hükümde bulunurmu.
Lakin Kuranda açıkça bahsi geçmeyen yada tearüz gibi anladığımız meselede ALLAH Rasulunun s.av hükmü bağlayıcı olmazsa ne senin nede benim hükmümüz bağlayıcı olur.
Hüküm lafzının tasarrufen ve kanun koyucu olarak iyi anlamak gerek.Kanun koyucu sair olan ALLAHU TEALA dır.
Lakin insan hükmetme tasarrufuna sahiptir.
Kanun koyucu değildir.



selametle
ebu Maruf isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
ebu Maruf Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Anonymous (4. January 2011), Miralay (5. January 2011)
Alt 4. January 2011, 08:23 PM   #10
Anonymous
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Anonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud ofAnonymous has much to be proud of
Standart

Alıntı:
ebu Maruf Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu sebeble o şekilde yazmak durumunda kaldım.
Desenki yanlış düşünüyorsun şundan dolayı anlarım.
Lakin hakaret vari uslüp olunca bende hatanızı anlayasınız diye o şekilde yazdım.
Bundanda sonuç olarak rahatsız oldunuz.
Bende insanların sözlerinizden rahatsız olabileceğini bu vesile ile anlatmaya çalıştım.
Benimde hakkım varsa helal olsun.
Hüküm ile ilgili meselede HAKİM olan ancak ALLAH dır.
Lakin ALLAHIN kitabıyla hükmediniz.Diye Ayeti kerimeler vardır.
Yani ALLAHU TEALA hüküm yetkisini değilki Peygamber s.a.v e sıradan insanlara bile vermiştir.
Yani KURANDAN anladıkları üzere hüküm yetkisi vermiş.
Bu Yüce KİTABIDA ALLAH RASULUNden a.s daha iyi anlayacak olan mahluk olmadığına göre Onun s.a.v hükümleri bizi bağlayıcıdır.
Yoksa burda hükmedici manasında sizin belirttiğiniz gibi ltd şirketi değildir.
Sen bile benim yazıma cevap verirken KURAN a göre hükmediyorsun en azından öyle olduğuna inanıyorsun.
Bu durumda ALLAH Rasulu s.a.v Kuran anlayışı dışında bir hükümde bulunurmu.
Lakin Kuranda açıkça bahsi geçmeyen yada tearüz gibi anladığımız meselede ALLAH Rasulunun s.av hükmü bağlayıcı olmazsa ne senin nede benim hükmümüz bağlayıcı olur.
Hüküm lafzının tasarrufen ve kanun koyucu olarak iyi anlamak gerek.Kanun koyucu sair olan ALLAHU TEALA dır.
Lakin insan hükmetme tasarrufuna sahiptir.
Kanun koyucu değildir.



selametle
Selam sevgili kardeşim;

Aslında büyük ölçüde aynı düşünüyoruz. Fakat aramızdaki ufak anlayış farkı sizin Kuran'daki bir hükmü gözden kaçırmanızdan kaynaklanıyor diye düşünüyorum

Sizin sandığınız gibi Allah şunu dememiştir.

"A konusu şöyle, B konusu böyle, C konusu öyle yapılacak. Benim diyeceklerim bu kadar, Geri kalan tüm konuları Resul belirleyecek"

böyle bir şey yok. Gözden kaçırdığınızı veya başka şekilde yorumladığınızı düşündüğüm 4 ayet şu şekilde:

1)
Sen de aralarında, Allah'ın indirdiğiyle hükmet. Onların keyiflerine uyma. Dikkat et de Allah'ın sana indirdiğinin bir kısmından seni uzaklaştırıp fitneye düşürmesinler. Eğer yüz çevirirlerse bil ki, Allah onları bazı günahları yüzünden belaya çarptırmak istiyor. Zaten insanların birçokları doğru yoldan iyice sapmış bulunuyorlar. Yoksa cahiliye devrinin hükmünü mü arıyorlar? Gerçeği görebilen bir toplum için, Allah'tan daha güzel hüküm veren kim vardır? (Maide 49-50)


2)
SİZ EY imana ermiş olanlar! [Kesin hukukî kurallar şeklinde] açıklandığı takdirde sizi sıkıntıya sokabilecek olan konular hakkında soru sormayın; zira, Kur'an vahyedilirken onlar hakkında soru sorsaydınız, size [hukukî kurallar şeklinde] açıklanabilirlerdi. Allah, bu konuda [sizi her türlü yükümlülükten] azad etmiştir: Zira Allah, çok bağışlayıcıdır, halîmdir. (Enam 101)

Benim bu ayetten anladığım, Kurana uyan bir insanın Kuran'da hiç bir şekilde ipucu ile bile yer almayan bir konudaki hükmü vicdanen kendi kendine verebileceği ve uygulayabileceğidir. Eğer yanlış hüküm verirse bile Allah affedicidir. Fakat kendi vicdanı ile verdiği bu hükmü başkalarına din diye dayatırsa RABLİK taslamış olur.

Peki Allahın serbest bıraktığı bir konuyu peygamber yasaklayabilir mi?

3)
Ey Peygamber! Allah'ın sana helal kıldığı şeyi, eşlerinin hoşnutluğunu isteyerek neden haramlaştırıyorsun? Allah Gafûr'dur, Rahîm'dir. (Tahrim 1)

4)
..... Ve [insanların kalplerindeki] şeytanî dürtüler, sahiplerine, sizi [neyin günah olduğu ve neyin olmadığı konusunda] tartışmaya çekmelerini fısıldarlar; ve eğer onlara uyarsan bil ki sen, Allah'tan başka varlıklara veya güçlere ilahlık yakıştıranlar [gibi] olursun. (Enam 121)



Benim Kuranın bütününe bakınca vardığım sonuç şudur:

Bence Allah şunu demiş:
"Ey insanlar benim hükümlerim şunlar şunlar, benim dosdoğru yolum şu. Bunun haricindeki konularda sizi serbest bıraktım. Samimi olup da yanlışa düşen olursa ben bağışlayıcılığın kaynağıyım. Zaten tek tip topluluk isteseydim onu da yapmaya gücüm yeterdi. ve ey rasul, sen de benim Kuran'da belirttiğim hükümleri toplumuna açıkla, ve onlara benim hükümlerim ile hükmet."


Allah hepimizi doğru olana iletsin.

Konu Anonymous tarafından (4. January 2011 Saat 08:27 PM ) değiştirilmiştir.
Anonymous isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Anonymous Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Miralay (5. January 2011), yeşil (7. November 2011)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
beylere, gündelik, hanım, hayat, mezhepçi, tavsiyeleri


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:04 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam