hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > HUKUK > Vasiyet ve Miras > Miras

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 14. September 2017, 10:02 AM   #11
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Galip bey,
Ukalalık yapmadım ki,
Size,yapmış olduğunuz açıklama doğrultusunda bir soru sordum.
Lütfen! niye böyle farklı bir düşünceye karşı bu kadar şiddetlisiniz.
İkimizde savunduğumuz doğrunun eksik yönlerini böyle görebiliriz.
Siz teorinize karşı olan fikirlere cevap vererek teorinizi daha sağlam bir temele atabilirsiniz.
Ben,açıkcası, fikirlerimi eleştiren kişilerle konuşmayı çok severim.
Onlar sayesinde daha doğrusunu görme imkanım olur.

Uçurtmalar,rüzgar sayesinde değil,rüzgara karşı durdukları için yükselir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14. September 2017, 10:10 AM   #12
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Evet,mülk yalnız allahındır.
Biz emanetçisiyiz.
Bu emaneti,
Ya yoksullara yardım için kullanırız.
Ya da gösteriş ve itibar için kullanırız.
Sonra allaha hesap veririz.

Bu sistemi devlet kurar ve ihtiyaç fazlasına el koyup fakirlere verirse insan nasıl sınanacak.
Herkesin günah işleme özgürlüğü var.

Diye düşünüyorum.ukalalık yapmıyorum.
İnanın benden farklı düşündüğünüz için sizinle cevaplaşmayı seviyorum.
Böylece eksikliklerimi görme imkanı buluyor ve düzeltme yoluna gidiyorum.

Esenlik sizinle olsun kardeşim
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 14. September 2017, 10:37 AM   #13
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Hakikaten bir tuhafsın ya....

Gene yazdıklarımı okumadan yazdığımdan üç dakika sonra yazıyorsun.
Bre kardeşim nereden çıkartıyorsun "benim teorilerimi".
Çocuk okusana.....!!!!
O yazılar benim teorim değil!
AYETLER var o yazılarda.
O yazıların dayanağı ayetler.

Esas sen "öyle olsa....., şöyle olsa...., .... diye düşünüyorum....." diyerek, Ayetler orada dururken kalkmış durmadan fikir üretiyor, bize yüklüyorsun.
Bu nedenle senle selamı sabahı kestim.

İlk önce sana söylediklerimi oku, öğren, belirli seviyeye , öğrenebilme, diyalog kurabilme seviyesine gel; düşünürüz.
Ama çok bilmişin okuyup öğrenmeye ihtiyacı yoktur. İki ukalaca laf yeter, ağız kapatır.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (15. September 2017 Saat 01:46 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15. September 2017, 04:27 PM   #14
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Bir şey sorma isteği uyandı içimde; Acaba imtihanı için mutlaka bir mülk mü gerekiyor?
Yokluk yada zenginlik olması şart mı ?
Mülk yoksa imtihan olmaz mı ?
İmtihan sadece sahiplik ile mi ilgili ?
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 15. September 2017, 06:47 PM   #15
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Hadid23-24
Bakara155 ve daha nice ayet.

Para,insanın en büyük zaaflarından biridir.
Paraya kulluk etmekten kurtulmak, büyük başarıdır kanaatindeyim.
Benim anladığım,
Kutsal kitap,

İslam devletinde,insanların harcamalarını denetlemeyi devlete bırakmamıştır.(karunun karun olmasına musa peygamber ses çıkarmamıştır.(karun varken musa peygamber yönetici zannedersem)

Anladığım kadarıyla ayetlerde kınanan ve yasaklanan durumlarda ceza söz konusuysa bu devlete verilen görevdir. Örneğin,

Fuhuş cezası
Hırsızlık cezası
Kasten adam öldürme
Ayrıca karşı tarafın hakkını koruma durumları;
Taksirle adam öldürme
Miras payı vs.

(dikkat ederseniz kamu düzenini bozacak eylemler devlet tarafından cezalandırılıyor.)
Ve kişi haklarını koruma faaliyetleri,
Belki evleme ,boşanma, miras taksimi,yargı...

Oysa,
Para yığan,gösteriş yapan,yardım yapmayan kişi kınanmasına tehdit edilmesine rağmen,
Şu kadar ceza verin diye bir emir gelmiyor.



Devlet, gelir dağılımında çok yüksek uçurumun olmaması için ve sosyal yardım için gerekli bir takım tedbirler alabilir fakat bu,insanların tasarruflarını tamamen denetim altına almak olmamalı diye düşünüyorum.

Haşr7(...böylece sizden zenginlerin arasında bir düvel olmasın)
(Amaç, ağalık sistemini engellemek olabilir)

Oruç tutmayana ,namaz kılmayana devlet karışmıyor.çünkü bunlar toplumsal huzuru bozmaz.bunu denetlemek devletin görevi değil.
Kişi bunlarla sınanır

Ayrıca,sorunuza benim acizane cevabım,

Kuranın genelinden anladığım kadarıyla
Mülk,bu sınavda çok çok yüksek belirleyici
Kanatindeyim.
Doğrusunu rabbimiz bilir

Konu yolcu42 tarafından (21. September 2017 Saat 04:56 AM ) değiştirilmiştir. Sebep: ,
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. September 2017, 09:11 AM   #16
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Saygın Kuman

Alıntı:
Bir şey sorma isteği uyandı içimde; Acaba imtihanı için mutlaka bir mülk mü gerekiyor?
diye sormuşsun.

Bakalım şu yazdıklarım seni tatmin edecek mi?

Her şeyden evvel "insan" Bakara 30 ve devamında (cesedin yaratılıp ruhun üfürülmesinin) anlatıldığı gibi Allah'ın projesidir.

Biz bu proje, insan hakkında şurada:
http://hanifler.com/showthread.php?t=2616
"Zıtlıklar arasındaki insan"
başlığı altında şöyle yazmıştık.

Hatırlatmak istedim. Belki faydası olur.

Şöyle ki:
"RUH VE BEDENİN ZIT TARAFLARA ÇEKİMİ ARASINDA SIKIŞIP KALAN İNSAN
Bölüm-1

Bir başka deyişle cesetler ve kavramlar dünyası arasındaki insan diyebiliriz. Cesedi ile dünyaya gelen insan, kavramlarla insanlaşır. Ruh denilen şey de bir kavramdır. Ceset gelip geçici şeylerden, yani oluşum ve bozuşuma tabi elemanlardan oluştuğu için, kendisi gibi olan maddi dünyaya muhtaçtır. Kendisinden eksileni oradan toplar. Hatta eksilme ve eksik kalma ve sonuçta cesedin tehlikeye girmesi endişesi onu yakın ihtiyacı olmadıklarını da toplayıp yığma yoluna iter. Zayıf ruhlara da bunu ihtiyaç gibi takdim edip amacına hizmet ettirir.

Oysa eksiklik duygusu cesedin ihtiyaç veya ihtiyaç üzeri doymazlığının gereksinimidir. Ruh bunun peşine yanılgısıyla sürüklenir. Kavramlar eksilip çoğalmazlar, bunun için eksilenleri yoktur ki, madde dünyasından tamamlasınlar; kavramlarla olgunlaşırlar veya dejenere olurlar. Kavramlar ancak kendi cinsleri ile adeta bir armoni oluşturmayı, mizanı severler, bunun için de, uyum oluşturmak için benzerlerini ararlar. Ahenkten zevk (Sevinç) alırlar. Tanımlanmaları da benzerleri ile açıklanır. Zıtları ise, ne olmadıklarını anlamak için adeta sınır belirleyicilik işlevini görürler.

Ruhlaşmış kavram, benzerleri ve zıtları ayırmada uzmandır. İnsana fıtraten ilham edilen de zaten budur. Parazit yapan sesleri iyi tanır. Bir anlamda paradokslar uzmanıdır. Bu kendisine yeti olarak sunulmuştur. Bu yeti körelebilir de, mükemmelleşebilir de. Körelip yozlaşması ceset tarafından hissedilen doymazlık ve açgözlülüğe kulak vermesi ile oluşur. Beden eksilme panik sinyalleri vermekte kendi fıtratı gereği haklıdır. Ama eksilme tükenme imkân ve ihtimali olmayan ruhlaşmış kavramın bedenle birlikde özdeşleşmesine hiç gerek yoktur. Onun kendi harmonisini oluşturması gerekir.

Kavramları, benzerlerini, zıtlarını, en iyi tanıyan ''Yaratıcı Ruh''tur. ''Yaratıcı Ruh'', insan ruhuna bu yetiyi aktardığı ve Resul’ler yolu ile de ikazda bulunduğu halde, bedenden gelen sinyallere haddinden fazla önem veren seçici ve ayırt edici ruh, paradokslarla dolu bir anlak oluşturmuştur.

İşte bu ruh, yönünü maddeye çevirmiş ruh olup, bedenin tatminini kendine görev edinmiştir. Bu gerçek bir “Madde bağımlılığıdır”. Rutin madde bağımlılığı(Uyuşturucu v.s) bunun yanında hafif kalır. Kavramları bozan, içlerini boşaltan, vahyiler üzerinde, gerek kalem oynatan, gerek anlamlarını bozan, gerek suya sabuna dokunmayan çok da ilgili olmayan en uzak anlamlarını verenler de bunlardır. Bunun için, sözlük anlamları da tam güvenilir değildir. Bunun mutlaka vahiy satırlarının teselsül(peşi sıra olan, birbirini takip) eden mantığı içinde denetlenmesi gerekir. Yani Kur'an’ı kavramlarla anlamaya çalışmak, ama kavramları da Kur'an’a denetletmek şeklindeki karşılıklı etkileşim bir güvencedir.

Bunda isabet, yine, bakış sahibinin “madde bağımlısı”(materyalist) olmaması, ruhlar arası armoniye önem vermesi gerekir. İşte böyle bir kemâle yönelmiş erdemli insanın ''hah işte bu mana tam oturdu” sözünü iç rahatlığı ile söyleyebildiği anlam, gerçeğe en yakın anlamdır. Zaten Resulullah rivayetlerinde, kalbin içine sindirerek kabul ettiği şeyin doğruya en yakın olduğunu bize bildirmiştir(Benden size gelen haberleri birde kalbinize sorun…). Çünkü madde bağımlılığından kendisini soyutlamış ruh, mükemmeli arar ve erdemin kendisi olan ''Yüce Ruh'‘a hayrandır. Ondan gelene kulağı kiriştedir. Maddi dünyadan olan cesedin doymazlığını bilir, evrensel uyum için, onun zırlamasına kulaklarını tıkamıştır. Bu asla bedeni ihmal etmek veya insanlık düşmanları karşısında maddi güç hazırlamamak anlamına gelmez(Enfal-60). Çok üretmek, ama bunu kendi cesedinin emrine değil, zorunlu ihtiyacı olan başka cesetlerin ihtiyaçlarını nazara alarak, kendine tahsis etmemektir. Bunun da en değerli yolu, Nuh nebiden bu yana hak olan yol ''Beyt-ül mal'' olarak ortaklık (Harim) adına tahsis etmektir.

Böylece, bedenin taleplerini ”ihtiyacı kadar” ile sınırlayıp, onun çığırtkanlığına kulak tıkayarak, evrensel armoni ve uyumu tercih etmek gereklidir. Yeryüzünde saadet içinde yaşamanın ilimsel formülü de budur. Buna hak din literatüründe ''Kavam veya itidâl'' denilir. Dinin gerçek ekonomi politiği budur. Bunu terk edip, hususi teşebbüse toplumun geleceğinin ihâle edilmesi, önceki kitap ehlinin, hem maddi tahrifatlarla, hem de anlam çarpıtmaları ile bozdukları din anlayışını din edinmektir. Yani milletleşmesi ideal olmayan bir toplum vardır ortada. Hak din dışına çıkmaktır.

Sonraki ümmetlerden büyük bir kısmı İsrail oğullarının yolunu izleyerek, eşitlik ve İnsanların amaç, araç birliğine dayanan dini anlayışını terk ederek, takva dininde havlu atarak, fetva ve ruhsat ve hile-i şer’iyye yoluna gitmişlerdir. Böylece cesedin doymazlığına kulakları tetikte hazır köleler olduklarından, evrensel uyum ritminden(melekûttan) uzak kalmışlardır. Hepsi olmasa da, kahır ekseriyeti öyle yapmıştır. Önceki kitap ehli gibi bunu kalem oynatarak ve kelimelere yer değiştirterek değil, ama bazen karışık kıraatle, bazen ulama yapılacak yerde tertil, tertil yapılacak yerde ulama ve ''valslerle'' bunu becermiş, bazen de kavramlara ahenge aykırı en uzak anlamları vererek, yorumlarla paradokslar oluşturup kafa karıştırarak bunu becermişlerdir.

Bu sapmaların orijininde hep kendinden bir şey eksilmesi mümkün olmayan ve madde ile eksileni tamamlama diye bir sorunu bulunmayan ruhun, cesedin doymazlığı çekimiyle kendini özdeşleştirme yanılgısından ileri gelmektedir. Maddeye hiç de ihtiyacı olmayan ruh, bedenle aynı frekansa girdiğinde, ''mülk şehveti''nin güdümüne girmiştir. İnsanın bedeninin bilincinde olması başka şey, bedensel taleplerin güdümüne girmesi başka şeydir. İnsanın kavramlar dünyası ile ilişki içinde olması bile, bilip yaşadığımız hayatta, bir beden (ceset) sahibi olmasına bağlıdır. Yani ruhun(kavramları kavrayan kavramın ve canlık belirtisinin-tam anlamıyla can'ın-) kendi benzerleri ile ilişkide olması için zaman denilen şeye ihtiyacı vardır. Zamanı ise, bedenin hayatiyeti ile kullanır. Öyle ise, bir bedeni olduğunun bilincinde ve yine, onun ihtiyaçlarına kulak vermek zorundadır. Şu kadar ki haddi kadar gerçeğini bilip sınırlamak şartıyla.

Nasıl beden ruhsal ilişkilerin tesisi için bir araçsa, bedenin ihtiyaçları da araç düzeyinde kalmalı, hayatın amacı ruhun yücelmesi tek ve öncelikli amacı olmamalıdır. Çünkü devamlı azalan ve üzerine konulması gereken bir şey olan ceset nedeni ile önceleri eksik tamamlamak, giderek devamlı zimmetinde bulundurmak ve giderek madde yığıp çoğaltmak öncelikli değer haline gelir ki, en güçlü olmak ve bunu artarak sürdürmek herkes için öncelikli amaç haline gelince, dünya yaşanmaz hale gelir.

Onun için, ruhun tatminini ki bu erdemdir, bunu önemsemeyen, bedenin tatminini ön plana alan materyalistler (Madde bağımlıları), cesedin egoizmini amaç yaptıklarından, daha çok şeyin zimmette bulundurmayı hayatın gayesi edindiklerinden, paylaşma ve eşitlik yerine, gücün tahakkümünü maksadın temeline yerleştirmişler, doğal mücadeleyi kutsamış teşvik etmişlerdir. Bunun için de, maddi terakkiyi sağlasalar da, medeniyeti yok etmiş, vahşeti yeryüzüne yaymışlardır. Önceleri mevzii ve bölgesel başarılarını, şimdilerde iki ucu birleştirip kenetleme anlamına gelecek şekilde globalleştirmek, yani iki ucu birbirine bağlayarak adeta kuyruğunu ısıran ve böylece halka olan yılan figürünü oluşturmuşlardır. İşte buna karşı koyacak ve zinciri kıracak olan tek şey, adaleti gücün karşısına çıkartan, kollektif dayanışma taraftarı evrensel adalet savunucusu olmaktır....

Ceset ve midesi için yaşayanların, çevrelerini kendi ihtiyaçlarını rahat ve kolayca sağlama pahasına baskı altında bulundurup, zulmü ve zülüm yapmaya mahsus gücün tahakkümünü ayakta tutup devam ettirirler. İdealizm taraftarları ise, mevcut zulüm düzenine baş kaldırmak ve değerlerin değişimi için çalışmak, zulmün ve kaba gücün tahakkümü yerine, evrensel değerleri adalet ve merhameti hâkim kılma mücadelelerinde ruhen benzer olanların birlikteliğini anlatan ve öneren kavramlara yönelirler......"

diye üç başlık altında devam eder ki Sitedeki "YARATILIŞ/MÜLK" Bölümünde yayımlanan yazı dizisinin bir bölümünü oluşturuyor.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (16. September 2017 Saat 06:58 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. September 2017, 07:50 PM   #17
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

sayın yolcu

Bu sayfa da 12 nolu cevaba bakarak 15 cevabı çok uzun yazmışsınız.
Evet Mülk belirler deseydiniz yeterli idi.

Mülksüz sınav olur mu ?
Sınav sadece Mülk ile mi olur ?

Sorumlarım da ise 15 de söylediğniz sözler yeterli gelmiyor.
Son sözünüz ile de '' Doğrusunu Rabbim bilir'' diyerek ne kastettiğiniz tam anlamadım
Anladığım kadarıyla siz doğru ya ulaşamazsınız ulaşsanız bile onun doğru olup olmadığı hakkında şüpheleriniz olur şüphe varsa doğru değildir.

İkinci bi soru
Doğruyu rabbimiz bilirse biz bu sınavı nasıl geçeriz ?

Not : Genelde bu şekilde sorular sorduğum için insanlar bana ateist yada deist demelerine alışığım o yüzden gereksiz yere bunları söylemeyin zaman kaybı olmasın.

Konu kuman tarafından (16. September 2017 Saat 07:53 PM ) değiştirilmiştir.
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kuman Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
bartsimpson (17. September 2017)
Alt 16. September 2017, 08:03 PM   #18
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

sayın yetkin,

Teşekürler güzel bir cevaptı tatmin olmadım ancak söylediğiniz diğer yerlere göz gezdirerek belki içimi tatmin edebilirim
ANcak şu an sınav dediğimiz olgu sadece Mülk ile ilgili gözüküyor hala benim açımdan
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. September 2017, 11:17 PM   #19
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Sayın kuman,

Tarih boyunca ve şimdi çok kişi kuranı yorumlar.
Bu yorumu yaparken,içinde yaşadığı büyüdüğü toplumun gerçekleri,kişinin önyargıları,tutkuları,korkuları yorumun ister istemez şeklini değiştirir.


Örneğin,emevi,abbasi devletinin çok güçlü olduğu ve toprağına toprak katmak istediği bir dönemde devletin bir makamına gelmiş bir islam aliminin savaş ayetlerini yorumlaması,devletin ideolojisiyle ters düşseydi,
Örneğin savaş ancak bizimle savaşanlara ve ülkede karışıklık çıkaranlara karşıdır.islam kılıçla değil,kuranla,ilimle yayılır" diyebilir miydi .veya mümtehine8-9 ve bakara190 nı tam olarak doğru yorumlayabilir miydi acaba.
(abbasi veya emevi devletini örnek olarak verdim,devletin amacının dini yaymak mı yoksa güçlü olmak mı veya arap milliyetçiliğini yaymak mı olduğunu tam olarak bilemem,tarih araştıranların yorumuna bırakırım.
Bilmediğim ve araştırmadığım bir devlete çamur atamam,sadece örnek olsun diye verdim)
(bakara141)"Onlar gelip geçti." Derim.

Kanaatimce "Kuran okuduğun zaman kovulmuş şeytandan allaha sığınmamızın bir nedeni de"bu etkenlerden olabildiğince etkilenmeyelim diyedir.

Kişi yorum yaptığı zaman,bunun sadece kendi zannı(kanaati,teorisi) olduğunu bilmelidir.çünkü önyargıları,korkuları,tutkuları,bilgi yetersizliği, allahın tam olarak kasdettiği gerçeği görmesini engelleyebilir.
Yani yaptığı açıklamanın gerçek değil kendi teorisi olduğunu bilirse ve söylerse;

1.kişilere"bu benim zannımdır,zannıma tabii olmayın, kuran ve akıl süzgecinden geçirin" mesajı verir.

2.fikirlerini tükenmez kalemle değil kurşun kalemle yazdığı için,fikirleri kafasında putlaşmaz,gerektiğinde silebilir.

3.kibre kapılıp"bu kuranı ben çözdüm,en doğrusu budur" demez.
En doğrusunu rabbim bilir der.

4.müteşabih ayetlerin te'vilinin peşine düşmez,herşey allah katındadır.der(ali imran7)

Zaten bilimin gelişmesini sağlayan olgu,
Bilim adamlarının bulduğu sonuçları,gerçk değil teori kabul etmeleridir.
(big bang teorisi,sicim teorisi,izafiyet teorisi) gibi.
Eğer yeni gelen bilim adamları tarafından bulunan sonuçlar teori değil gerçek kabul edilseydi;
Atomu üzümlü kek modeli olarak kabul eder yeni araştırmalar yapmazlardı.
Veya,"biz albert einstein'den daha mı iyi bilecez deyip izafiyet kuramı incelenmezdi.

Konu yolcu42 tarafından (17. September 2017 Saat 09:53 AM ) değiştirilmiştir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17. September 2017, 12:21 AM   #20
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Saygın Kuman.

Bir de şu "sınav" deyişine dokunmak istiyorum.

Bu "sınav" olgusunu Haluk Bey-Gümüştabak- pek sık kullanmakta.
Ahrette toplanma ve sonrasını anlatan ayetler okunduğunda, bu işlem eğitim alanların ders notunu belirleme gibi bir sınama olmadığı anlaşılıyor.

Allah yarattığının ne biçim bir şey olduğunu ve o yaratılanın kendisinin verdiği karar ve edimleri ile cennete veya cehenneme gideceğini bilmez olur mu?
Tabii ki bilir. Bundan normal bir şey olamaz.
Fakat İnsanoğlu bu hayatı yaşamadan diyelim ki Allah'ın bilgisi ile cehenneme kondu. Patavatsız insan Allah'a sebepsiz oraya gönderilmiş olduğundan bahisle karşı çıkar, itiraz ederdi.

Bu sebeple Allah insana bu yaşamı yaşatmaktadır ki yaşadıkları ile kendisi kendisine şahitlik yapsın, ve kendisi kendisinin ne biçim bir şey olduğunu anlasın.

Yoksa Allah ne olduklarını bildiği kullarını tek tek karşına alıp" söyle bakiiim" diye sormaz her halde.

Kitaptan anladığıma göre, ahrette kişi objektif ve yaşamında ilan edilmiş(mesela Tevrat) veya bilmesi gereken (doğuştan verilmiş) kriterlerin veya her ikisinin karşısına geçip hayatında yaptığı ve hafızasında depolanmış edimleri karşılaştırılıp uygun hareket edip etmediğine kendi şahit olacak ve gerek kendisinin, gerek başkasının hiç bir itiraz olanağı olmadan tıpış tıpış ya cehennemin ya da cennetin yolunu tutacak.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (17. September 2017 Saat 03:27 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (17. September 2017), yolcu42 (17. September 2017)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
göre, hukuku, kurana, miras


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:44 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam