hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > MAKALELER(DİNİ ve SİYASİ) > Siyaset

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 10. March 2011, 12:40 PM   #11
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Dostlar bu konuyu açmam, sözkonusu partiyi ya da parti liderini desteklediğim anlamına gelmesin. Başta da belirttiğim gibi, hiçbir parti ya da siyasi görüşü desteklemiyorum.

Ama ekonomiyle ilgilenen, ekonomi tahsili yapmış birisi olarak ilgimi çekti ve makul buldum; halbuki üniversitede bize bunların tam tersi, yani marksist ya da kapitalist değerleri doğru olarak öğretmişlerdi.

Bu modelin Kur'ana uygunluğunu beğendim.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Barış (12. March 2011), dost1 (10. March 2011)
Alt 12. March 2011, 10:27 AM   #12
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Selamlar,
Bir proje olması çok güzel ve projelerinin içinde çok doğru tesbitleride var.Ama totaline bakarsak ekonomik modellerinin ayakları yere basmıyor ve bazı tutarsızlıklar var.Örneğin faiz konusunda faizin maliyet enflasyonuna neden olduğunu iddia ediyorlar.Yani faizin ortadan kalkması ile enflasyonda nisbi düşüş olacağını iddia ediyorlar.(Başbakanımızda aynı fikirde)

Ben de soruyorum.Şu anda gelişmiş ülkelerde faizler 0-1 aralığında değişiyor.Hatta enflasyondan arındırırsak Reel faiz - bile olabilir.Bu sebeple bunlar enflasyona endeksli tahvilleri çıkardılar.Peki faiz oranlarının bu kadar düşmesine rağmen son iki senede neden emtia fiyatlarında çılgınca yükselişler oldu?Hepiniz yaşıyorsunuz artık evlenene veya çocuğu olana rahatlıkla bir çeyrek altın takabiliyormusunuz?Demir,çimento,bakır,Pamuk fiyatları aldı başını gitti.Peki niye?
Faizden reel getiri sağlayamayan sermayenin gideceği üç ana yer kaldı.1-Hisse Senedi Piyasaları 2-Forex piyasaları 3-Emtia piyasaları
Dikkat ederseniz son birkaç yıldır tüm dünyada spekülatif nedenler ile hem hisse senetleri hem de emtia fiyatları arttı.Buna ekonomide balon deniliyor.Yani balonlar şişti.Peki ne oluyor balon şişerken,Maliyetler hammadde fiyatları ile orantılı artınca,kredi faizlerinin düşmesi nedeni ile insanların kredi kullanarak daha fazla tüketmesi buna eklenince,malın fiyatı hem talep hem de maliyet artışı nedeni ile hızla artmaktadır.İnsanların satın alma gücü ise paralel artmadığı için bir müddet sonra alım satım durmakta ve durgunluk,işsizlik gelişmekte.Bu arada kuzey afrika ülkelerinde gördüğümüz gibi ayaklanmalarda başlamaktadır.Günde birkaç dolara çalışan insanlar artık ailelerini geçindiremez duruma düşmektedirler.Daha sonra talebin durması nedeni ile fiyatlar hızla aşağı çekilmekte ve deflasyon oluşmaktadır.Biz buna kriz diyoruz.İşsizliği ve batık borç miktarını artıran bir duruma düşülmüş olunuyor.

Dünyadaki sermaye sahiplerinin elinden birikmiş sermayeyi alamıyacağımıza göre(keşke mülk eşit ve adil tekrar paylaştırılsa)ne yapmak lazım ona bakacağız.Ütopik para basarım faizi sıfırlarım modeli ile bu işler yürümez.Türkiye net ithalatçı bir ülkedir.Enerji açığı olan ve bu sebeple petrol ve doğalgaz ithal eden büyük cari açık veren bir ülkedir.Dolayısı ile uluslarası piyasalarda fiyatı belirlenen temel emtiaların oluşturacağı enflasyon baskısından para basmak veya faizi sıfırlamak ile kurtulamaz.Bu kadar kolay olsa dünyada 160'dan fazla ülke var,hepsimi işi bilmiyor.Sorunları çözmek için gerçekçi olmak lazım.

Btp'nin şia'ya kayan bir din anlayışı var.Ehli Beyt'i yeni yeni anlayıp bu konuda övücü ama Kuran'a ters şeyler söylüyorlar.Tıpkı Şia'da olduğu gibi seçilmişlik anlayışı ile hareket ediyorlar.Halbuki üstünlük ırkta,ailede,soyda değil ameldedir.Kuran bize bunu böyle söyler ve ehli beyt imamlarıda bunu böyle kabul eder.Bir Kuran mümininin ehli beyt sevgisi onların soyundan sopundan değil,onların Kuran'i gerçekleri savunmaları nedeni ile gerektiğinde canlarını ve mallarını feda etmiş olmaları sebebi iledir.Şiaya doğru başlıyan bu ilginin Türkiye'de yaşayan Caferi topluluğun büyük bir oy kitlesine sahip olmasına bağlıyorum.

Gene de son tahlilde diyebilirim ki,BTP milli bir partidir,samimidir,saygı görmeyi hak eden bir partidir.Ekonomik çözümlerinin bazılarına katılıyorum ama ayakları yere basmalı diyorum.Çünkü ancak Hayalperest olmayanlar hayallerini gerçekleştirebilir.

Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (12. March 2011), Miralay (12. March 2011)
Alt 12. March 2011, 04:17 PM   #13
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

Selam Snobys kardeşim

Dediklerine aynen katılıyorum.
Özellikle parti liderinin şahsi icraatları midemi bulandırıyor. Tarikat şeyhi olduğunu söylüyorlar. Kendine ait malları, gazete ve dergileri gönüllü olarak satan ve dağıtan köleler ordusunu da söylemeye bile gerek yok.

Bu konuyu asmamdaki neden, bu kişiyi veya parti liderini övmek değildir. Farklı bir ekonomik yaklaşım gösterdiğinden dolayıdır. Dediğin gibi çoğu tezleri de ütopyadan öte değildir. Lakin gerçekleştiğinde harika olacak şeyler de yok değil hani

Para basarak emisyonu hacmini artırmak akılcı bir yöntem değildir. Öyle birşey olsaydı, hiçbir hükümet vergi alarak vatandaşını kızdırmazdı. Vergi almaz, durmadan para basardı.

Ekonomide arz-talep dengesi vardır. Bir mala talep artarsa fiyatı da artar. Normalde bu kötü birşey değildir. Gayet normaldir. Kötü olan, malın fiyatı artarken halkın satın alma gücünün düşmesidir. Şöyle bir etrafımıza baktığımızda, işçilerini sömürerek,işçisinin emeğinin hakkını vermeyen patronlar çoğunlukta. Şahsen kendimden örnek vermem gerekirse; 2 yıldır ücretime zam alamıyorum. Bu yılda zam alamıyacağım. Ücretim 2 yıl öncesinin satın alma gücüne denk. Pekala halkın satın alma gücü geriliyorsa neden fiyatlar durmadan artıyor?

Birinci faktör olarak halk elindeki satın alma gücüyle değil; kredilerle, gücünün haddinden fazla tüketim yapıyor.

İkinci faktör ise; bu kadar düşük satın alma güçsüzlüğüne rağmen, israf had safhada.

Şu anda acil bir işim çıktı. Devamını daha sonra yazarım inşaAllah.

Selam,saygı,dua ve muhabbetlerimle

Konu Miralay tarafından (12. March 2011 Saat 07:37 PM ) değiştirilmiştir.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (12. March 2011), snobyx (13. March 2011)
Alt 12. March 2011, 09:03 PM   #14
mavera
Uzman Üye
 
mavera - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 126
Tesekkür: 43
65 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
mavera is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir ekonomide yüksek oranda maliyet enflasyonu var ve aynı zamanda ciddi bir talep daralması yaşanıyor ise, bu hesaplama yöntemi yanlıştır. Örneğin siz, buğday ekiyorsunuz. Buğdayın fiyatı, talep azlığından dolayı % 30 düşüyor. Ama buğdayı elde ederken kullandığınız gübre ve mazot % 35 artmışsa, bugünkü hesaplamalarla % 2.5 olması gereken enflasyon, köylü için % 65’tir.
bunu söylemek için ekonomi konusunda zır cahil olmak lazım.

---

yeri gelmişken şunu da araya sıkıştırayım, pek çok yerde görüyorum, ekonomi ile ilgili en sık yapılan yanlışlardan biri, konuya bir bütün bakmak yerine tek tek rakamlara odaklanıp atıp tutmak.

örneğin, ülke borcu arttı bilmem kaç milyar oldu batıyoruz demenin hiç bir mantığı yok, ödeme gücün / gelirin ile birlikte düşünmelisin. ayda 700 TL kazanan ile 4000 TL kazanan iki kişinin 1000 TL borçları olması aynı şey mi? ülkemizin borç seviyesi Avrupa Birliği'ne girme kriterlerini karşılayacak kadar düşüktür örneğin, pek çok Avrupa ülkesinden azdır.

aynı şey ithalat ihracat için de geçerli. sadece ithalat patladı demek hiç bir şey ifade etmez. ihracatını, turizm gelirlerini dikkate alıp net rakama bakmalı, bunu yine gelirine oranla değerlendirmelisin.

---

Alıntı:
Miralay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ücretim 2 yıl öncesinin satın alma gücüne denk. Pekala halkın satın alma gücü geriliyorsa neden fiyatlar durmadan artıyor?
halktan gelen talep, çok parçalı bir denklemde sadece bir parça. petrol ithal ediliyor örneğin, (üzerinde vergi olsa da olmasa da) fiyatı iç piyasayı doğrudan etkiliyor, bunun senin gelirin ile bir ilgisi yok.
mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mavera Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
snobyx (13. March 2011)
Alt 12. March 2011, 11:26 PM   #15
Toslunba
Uzman Üye
 
Toslunba - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 217
Tesekkür: 90
69 Mesajina 159 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Toslunba is on a distinguished road
Standart

Milli ekonomi için milli ruh ,milli ruh için Milli eğitim lazım.
Toslunba isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Toslunba Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 4 Kisi:
Barış (16. March 2011), dost1 (13. March 2011), Miralay (13. March 2011), snobyx (13. March 2011)
Alt 13. March 2011, 06:49 PM   #16
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
mavera Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
bunu söylemek için ekonomi konusunda zır cahil olmak lazım.

---

yeri gelmişken şunu da araya sıkıştırayım, pek çok yerde görüyorum, ekonomi ile ilgili en sık yapılan yanlışlardan biri, konuya bir bütün bakmak yerine tek tek rakamlara odaklanıp atıp tutmak.

örneğin, ülke borcu arttı bilmem kaç milyar oldu batıyoruz demenin hiç bir mantığı yok, ödeme gücün / gelirin ile birlikte düşünmelisin. ayda 700 TL kazanan ile 4000 TL kazanan iki kişinin 1000 TL borçları olması aynı şey mi? ülkemizin borç seviyesi Avrupa Birliği'ne girme kriterlerini karşılayacak kadar düşüktür örneğin, pek çok Avrupa ülkesinden azdır.

Değerli kardeşim doğru bir noktaya dikkat çekmişsiniz,doğrudur,bir ülkenin büyüme oranı borçlanma oranından fazla ise o ülke esasında nette büyüyor demektir.Borç stoku GSMH'sından fazla büyüyor ise nette küçülüyor demektir.Bizim ülkemizin Kamu ve özel sektör dış borç oranları ise Mastrich kriterlerinin altındadır ve birçok Avrupa ülkesinden çok daha iyi durumdayız.Ama burada değerli ekonomistlerin söylemediği birkaç küçük ayrıntı var ki onları hesaba katınca işin rengi değişiyor.Şöyle ki kamunun iç borcu yaklaşık 250 milyar $'dır.Bu borç ve bütçe açığından ortaya çıkan ek borçlanma ihtiyacı ise bankalardan alınan ilave borç ile döndürülmektedir.Bankalar ise hazineyi fonlamak için ihtiyaç duydukları ilave kaynağı mevduat toplayarak ve yurt dışından borçlanarak temin etmektedir.Yani kamunun 250 milyar $'lık iç borcunun bir kısmı aslında dış borçtur.Ayrıca yabancı yatırımcılar İMKB'nin %63'üne sahiptir.Yani Türkiye'de sıcak para denilen totalde 150 milyar $'a yaklaşan ilave bir borç vardır ki bu kamu borç oranları hesabına katılmaz(Neden acaba)Halbuki bu para bizim değildir ve istedikleri an gidebilir.Gerçi M.B rezervleride 80 milyardır ama net kamu borcu hesab edilenden en az 1/3 fazladır ki Mastrich kriterlerinin üstündedir.Ayrıca GSMH hesabı senelik ortalama kur sepeti üzerinden yapılmaktadır.Ama bizim para birimimiz olan TL Kur sepetine göre %20-30 arasında daha değerlidir.Bu suni bir durumdur ve eninde sonunda bu durum develüasyonla düzelecektir.Dolayısı ile GSMH artışımız $ bazında hesaplandığı için ve $ kuru suni olarak düşürüldüğü için GSMH artış hızı koca bir yalandır.Gerçek GSMH'mızın ne olduğunu önümüzdeki birkaç sene zarfında hep beraber yaşayarak göreceğiz )

aynı şey ithalat ihracat için de geçerli. sadece ithalat patladı demek hiç bir şey ifade etmez. ihracatını, turizm gelirlerini dikkate alıp net rakama bakmalı, bunu yine gelirine oranla değerlendirmelisin.

Doğrudur,Dış ticaret açığı önemlidir ama esas olan Cari açıktır.Bu sene Cari açığımız 50 milyar $ civarında gerçekleşmiş olup Cari açık/GSMH %7'dir.Ki bu evrensel ekonomik kabullere göre kabul edilemiyecek kadar yüksek bir orandır.

---



halktan gelen talep, çok parçalı bir denklemde sadece bir parça. petrol ithal ediliyor örneğin, (üzerinde vergi olsa da olmasa da) fiyatı iç piyasayı doğrudan etkiliyor, bunun senin gelirin ile bir ilgisi yok.2008 yılında petrolün varil fiyatı 150 $'ın üzerine çıkmıştı.Yılın 2.yarısından sonra ise düşmeye başlayarak 30-40 $ civarlarına kadar düştü.Bu düşüş döneminde ben Türkiye'de yakıt fiyatlarının düştüğüne şahit olmadım.Enflayonda düşmedi )
Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (13. March 2011), mavera (15. March 2011), Miralay (14. March 2011)
Alt 15. March 2011, 07:27 PM   #17
mavera
Uzman Üye
 
mavera - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 126
Tesekkür: 43
65 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
mavera is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
snobyx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selametle...
Kamu borçlarının gsyih oranları: http://en.wikipedia.org/wiki/List_of...by_public_debt

Kamu + özel toplam dış borçların gsyih oranları:
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of..._external_debt

Ortada bir hesaplama sistemi var, ülkelerin rakamları buna göre hesaplanıyor. Nesnel, rakamsal sonuç bu. Derseniz ki bu rakamlar yalan, aslında rakamlar başkadır, bu bir görüştür.

Sıcak paranın iyi bir şey olduğunu söylemiyorum, ama sıcak para devletin bir borcu değildir. Kurları oynatabilir, buna önlem alınabilir vs. bunlar olur. Sen borç istemediğin halde kazanç için gelen,oynak, çıkabilecek paradır, iyi bişey de değildir ama borç değildir.

cari açık önemli, tabi, önlem alınmalı, tabi, benim dediğim bu değil ki, ben büyük bir denklemden tek bir rakamı çekip, onu söyleyip, onun üzerinden olumlu ya da olumsuz yorumlar yapılmasının yanlışlığını söylüyorum.

yoksa üretim / değer yaratma tabanlı, paylaşımcı, borçtan / faizden uzak bir yapı tabi ki önemli.
mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 16. March 2011, 08:44 AM   #18
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
mavera Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kamu borçlarının gsyih oranları: http://en.wikipedia.org/wiki/List_of...by_public_debt

Kamu + özel toplam dış borçların gsyih oranları:
http://en.wikipedia.org/wiki/List_of..._external_debt

Ortada bir hesaplama sistemi var, ülkelerin rakamları buna göre hesaplanıyor. Nesnel, rakamsal sonuç bu. Derseniz ki bu rakamlar yalan, aslında rakamlar başkadır, bu bir görüştür.

Üstteki yazımda ben bu rakamsal sonuçlara itiraz etmedim.Elbette şu anda görünümde toplam dış borcumuzun GSMH'ya oranı %45 civarlarında ve Mastrich kriterlerini karşılıyor.Ama burada itiraz edeceğim noktalar var.Bu hesaplarda o ülkenin nominal döviz kuru kullanılmaktadır.Bunun aksini kimse söyleyemez ki şu anda TL'sı döviz sepetine karşı minimum %20-30 arasında değerlidir.Eğer kurun gerçek değerini baz alarak GSMH'yı $ cinsinden tekrar hesaplarsanız GSMH %20 düşer.Dış borç ise $ cinsinden sabittir.Türkiye'de ki kur oynamalarından bağımsızdır.(İç borcun içerisinde TL'ye dönüşmüş borç hariç)Dolayısı ile Toplam dış borç/GSMH oranı en az %20 yalandır.

Sıcak paranın iyi bir şey olduğunu söylemiyorum, ama sıcak para devletin bir borcu değildir. Kurları oynatabilir, buna önlem alınabilir vs. bunlar olur. Sen borç istemediğin halde kazanç için gelen,oynak, çıkabilecek paradır, iyi bişey de değildir ama borç değildir.

Bu konuyu iyi araştırmamışsınız.Sıcak paranın bir kısmı devletin borcudur,bir kısmı mevduat olarak özel bankalarda durur,önemli bir kısmıda borsadadır.Bana inanmayabilirsiniz ama bakın Güngör Uras 29.11.2010 tarihli yani yeni sayılabilecek yazısında ne diyor?

http://www.milliyet.com.tr/oluk-oluk...52/default.htm

Görüldüğü üzere iç borç stokunun 30-35 milyar $'ı devletin yabancılara olan borcudur.Ayrıca bankalarımızında mevduat olarak yabancılara 10 milyar $'a yakın borcu vardır.Yani Dış borç stokumuz 40-45 milyar $ daha fazladır.Borsada duran 70 milyar $ civarındaki parayı hesaba bile katmıyorum.Bu paraların Türkiye'de ilelebet kalacağını sanmak saflıktır.


cari açık önemli, tabi, önlem alınmalı, tabi, benim dediğim bu değil ki, ben büyük bir denklemden tek bir rakamı çekip, onu söyleyip, onun üzerinden olumlu ya da olumsuz yorumlar yapılmasının yanlışlığını söylüyorum.

Zaten bütün problem cari açıktır.Ülkemiz toplamda ürettiğinden fazla tüketen,geleceğin hesabını yapmadan geçmişin değerlerini tüketerek zaman harcayan bir durumdadır.Bu sene 50 milyar $ açık verdik.Devlet bütçemiz küçük açık verincede seviniyoruz.Faiz dışı fazla ile övünüyoruz.Mevcut borçların ödenmesi gereken faizi ise eklenince fazla açığa dönüyor.Peki biz ne yapıyoruz.Borçları çalışarak ödemek yerine ya yeni borç alıyoruz yada elimizdeki şirketleri yabancılara satıyoruz.Tüm Cumhuriyet hükümetlerinin yaptığı özelleştirmenin %78'i son 8 yılda yapıldı.31 milyar $ kamu şirketleri satılarak borç finanse edildi.O da yetmedi birçok özel şirket ve banka da yabancılara blok satıldı.İsim vermiyeceğim çünkü kamuoyu tarafından malum şirketler bunlar.Toplamda net rakam tam olarak bilinmese bile 50 milyar $'ın üzerinde şirket yabancılara satıldı.Yani döviz ihtiyacımız 50 milyar $ eksilmiş oldu.

yoksa üretim / değer yaratma tabanlı, paylaşımcı, borçtan / faizden uzak bir yapı tabi ki önemli.
Söylediklerinize aynen katılıyorum.Zaten özellikle bu konularda yazmamım sebebi bu.Artık milletçe üreterek,katma değer yaratarak büyüyen bir ekonomi modeline geçmeliyiz.Geçmişten kalan değerlerimizi satarak,borcu ilave borçla döndürerek ancak gelecek nesillere felaket miras bırakırız.Bundan dolayı Rabbimizin önünde hesap veremeyiz.Çok değil 100 sene önce borç nedeni ile koca bir imparatorluğu yıkan bir milletiz.Bundan ders almamız gerekirken hala ne yazık ki aymazlığımıza devam ediyoruz.Umarım çok geç olmadan uyanırız.

Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (16. March 2011), kamer (23. March 2011), Miralay (16. March 2011)
Alt 17. March 2011, 10:25 PM   #19
mavera
Uzman Üye
 
mavera - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 126
Tesekkür: 43
65 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
mavera is on a distinguished road
Standart

[quote=snobyx;9024]
Üstteki yazımda ben bu rakamsal sonuçlara itiraz etmedim.Elbette şu anda görünümde toplam dış borcumuzun GSMH'ya oranı %45 civarlarında ve Mastrich kriterlerini karşılıyor.Ama burada itiraz edeceğim noktalar var.Bu hesaplarda o ülkenin nominal döviz kuru kullanılmaktadır.Bunun aksini kimse söyleyemez ki şu anda TL'sı döviz sepetine karşı minimum %20-30 arasında değerlidir.Eğer kurun gerçek değerini baz alarak GSMH'yı $ cinsinden tekrar hesaplarsanız GSMH %20 düşer.Dış borç ise $ cinsinden sabittir.Türkiye'de ki kur oynamalarından bağımsızdır.(İç borcun içerisinde TL'ye dönüşmüş borç hariç)Dolayısı ile Toplam dış borç/GSMH oranı en az %20 yalandır.

Herkes kurun %20 değerli olduğunu düşünseydi, bu yönde hareket eder, kur yükselir, aradaki fark kapanırdı. Demek ki böyle düşünmüyorlar. Hadi diyelim yine de %20 değerli olsun. Bu durumda borç/gsmh 45/100 yerine 45/80 = 56/100 olup, hala AB kriterini tutuyor olacaktı.

Tamam yeni borç almayalım, bunu da ödeyelim, ama şu anda batakta değiliz. Kaldı ki bizim ülke için bunu söylüyorsanız, ABD dışı tüm ülkeler için farklı bir kur üzerinden bu yeniden hesaplamayı yapmanız gerekir.



Bu konuyu iyi araştırmamışsınız.Sıcak paranın bir kısmı devletin borcudur,bir kısmı mevduat olarak özel bankalarda durur,önemli bir kısmıda borsadadır.Bana inanmayabilirsiniz ama bakın Güngör Uras 29.11.2010 tarihli yani yeni sayılabilecek yazısında ne diyor?

http://www.milliyet.com.tr/oluk-oluk...52/default.htm

Görüldüğü üzere iç borç stokunun 30-35 milyar $'ı devletin yabancılara olan borcudur.Ayrıca bankalarımızında mevduat olarak yabancılara 10 milyar $'a yakın borcu vardır.Yani Dış borç stokumuz 40-45 milyar $ daha fazladır.Borsada duran 70 milyar $ civarındaki parayı hesaba bile katmıyorum.Bu paraların Türkiye'de ilelebet kalacağını sanmak saflıktır.

Adam geldi, parasını bozdurdu, imkb'ye gitti, x şirketinin hissesini aldı. Bana bunun neresinin kamunun borcu olduğunu söyler misiniz? Kamu, kurlar oynamasın, üretime yönelmeyen para gelmesin gibi düzenleyici rol üstlenebilir.


Zaten bütün problem cari açıktır.Ülkemiz toplamda ürettiğinden fazla tüketen,geleceğin hesabını yapmadan geçmişin değerlerini tüketerek zaman harcayan bir durumdadır.Bu sene 50 milyar $ açık verdik.Devlet bütçemiz küçük açık verincede seviniyoruz.Faiz dışı fazla ile övünüyoruz.Mevcut borçların ödenmesi gereken faizi ise eklenince fazla açığa dönüyor.Peki biz ne yapıyoruz.Borçları çalışarak ödemek yerine ya yeni borç alıyoruz yada elimizdeki şirketleri yabancılara satıyoruz.Tüm Cumhuriyet hükümetlerinin yaptığı özelleştirmenin %78'i son 8 yılda yapıldı.31 milyar $ kamu şirketleri satılarak borç finanse edildi.O da yetmedi birçok özel şirket ve banka da yabancılara blok satıldı.İsim vermiyeceğim çünkü kamuoyu tarafından malum şirketler bunlar.Toplamda net rakam tam olarak bilinmese bile 50 milyar $'ın üzerinde şirket yabancılara satıldı.Yani döviz ihtiyacımız 50 milyar $ eksilmiş oldu.

Cari açık için 80'lerden bu yana ciddi bir önlem alındığını malesef ben de görmedim. Cari açık birikir, birikir, patlar, cari fazla veririz, sonra yavaş yavaş açılıp aynı döngüye gireriz. En azından geçmişte gördüğümüz bu oldu.

Herşeyi yabancılara satmak ne kadar hoşnutsuz ise, kamunun elinde kalan şirketlerin içinin yandaş kişilerle doldurulup verimsiz çalışması, sonra da ettiği zararın milletçe karşılanması da pek farklı değil.



Söylediklerinize aynen katılıyorum.Zaten özellikle bu konularda yazmamım sebebi bu.Artık milletçe üreterek,katma değer yaratarak büyüyen bir ekonomi modeline geçmeliyiz.Geçmişten kalan değerlerimizi satarak,borcu ilave borçla döndürerek ancak gelecek nesillere felaket miras bırakırız.Bundan dolayı Rabbimizin önünde hesap veremeyiz.Çok değil 100 sene önce borç nedeni ile koca bir imparatorluğu yıkan bir milletiz.Bundan ders almamız gerekirken hala ne yazık ki aymazlığımıza devam ediyoruz.Umarım çok geç olmadan uyanırız.

Yönetenlere düşen sağlıklı bir yapıyı kurmak ve işletmek, bireylere düşen de bu bilinç ile hareket etmek

[quote]
mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 18. March 2011, 07:58 AM   #20
snobyx
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 62
Tesekkür: 201
49 Mesajina 158 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
snobyx is on a distinguished road
Standart

Herkes kurun %20 değerli olduğunu düşünseydi, bu yönde hareket eder, kur yükselir, aradaki fark kapanırdı. Demek ki böyle düşünmüyorlar. Hadi diyelim yine de %20 değerli olsun. Bu durumda borç/gsmh 45/100 yerine 45/80 = 56/100 olup, hala AB kriterini tutuyor olacaktı.


Selamlar,sanırım Big Mac endeksi diye birşey duymamışsınız.Amerika'da satılan bir hamburgerin aynısının ülkemizde kaça satıldığını araştırın,TL'nin değerli olup olmadığını anlarsınız.Veya muadil başka ürünleri karşılaştırın ''Ipad''gibi...Dış borç stoğunun düşük olmasının tek avantajı borç verecek olanlara daha gidecek yolum var mesajı vermekten başka birşey değildir.Ayrıca Almanya Hollanda gibi ülkelerin dış borç stoğunun bizden katkat fazla olduğunun farkındasınızdır.Onlar için dış borç stoğu yüksek olmasına rağmen bizim ki kadar tehlike arz etmiyor çünkü onlar cari fazla veren ülkelerdir.Ayrıca büyük ülkeler küresel durgunluğu azaltmak için bilinçli kamu açıkları yaratarak borçlanıyorlar.Yani muhtaç oldukları için değil küresel resesyonu engelleme çabasındalar.Gerçi bu politikalar bence bir işe yaramayacak ama amaçları bu...

Tamam yeni borç almayalım, bunu da ödeyelim, ama şu anda batakta değiliz. Kaldı ki bizim ülke için bunu söylüyorsanız, ABD dışı tüm ülkeler için farklı bir kur üzerinden bu yeniden hesaplamayı yapmanız gerekir.


Toplam mal ve hizmet üretiminin %7'si kadar en az ilave borç bulması gereken,mevcut borç faizlerini ödeyip döndürmesi gereken bir ekonomi bence batağa girmiş olup aymazlık içinde kıvranan bir ekonomidir.90'lı yılların Kelt Mucizesi olan İrlanda'yı gördük.İçtüketim,cari açık ve borçlanma sarmalı ile büyüme modelini uygulayan hiçbir ülke ilelebet bu saçma sistemi sürdüremez.Elbette bizim mucizemizde sömürülecek iliğimiz kalmadığında son bulacaktır.O gün ben bu sitede bu konuda yazıyor olacağım,Rabbim ömür verirse



Adam geldi, parasını bozdurdu, imkb'ye gitti, x şirketinin hissesini aldı. Bana bunun neresinin kamunun borcu olduğunu söyler misiniz? Kamu, kurlar oynamasın, üretime yönelmeyen para gelmesin gibi düzenleyici rol üstlenebilir.

İç borç stokunun içinde duran sıcak paradan bahsettim,İmkb'ye hiç değinmedim bile.Zaten verdiğniz linkteki 270 milyar $'lık borç kamu ve özel sektör borcunun tamamıdır.Sonuçta gelen para geçici gelmiş her an çıkmaya hazır olan paradır.


Cari açık için 80'lerden bu yana ciddi bir önlem alındığını malesef ben de görmedim. Cari açık birikir, birikir, patlar, cari fazla veririz, sonra yavaş yavaş açılıp aynı döngüye gireriz. En azından geçmişte gördüğümüz bu oldu.

Herşeyi yabancılara satmak ne kadar hoşnutsuz ise, kamunun elinde kalan şirketlerin içinin yandaş kişilerle doldurulup verimsiz çalışması, sonra da ettiği zararın milletçe karşılanması da pek farklı değil.


Zaten ülkemiz Cumhuriyetin ilk yılları haricinde ciddi cari fazla veren bir ülke olamadı ki hiç.

Doğru söylüyorsunuz,özelleştirme sayesinde hiç değilse kamu kurumları yandaşlarla doldurulmuyor artık.Bunun yerine direk yandaşlara devlet bankalarından kredi vererek peşkeş çekiliyor.Bu liberal ekonomik politikaların öteden beri Türkiye'de uygulama şekillerine hayranımdır zaten.Herşey legal,kılıfına uygun yürüyor.Eeee böyle başa,böyle tarak.Ne diyeyim Rabbim milletimizi bu aymazlık uykusundan uyandırır inşallah.Ama inşallah güzellikle uyanırız,sert bir tokatla değil.



Yönetenlere düşen sağlıklı bir yapıyı kurmak ve işletmek, bireylere düşen de bu bilinç ile hareket etmek


Selametle...
__________________
Yusuf 76:Ve her bilgi sahibinin üstünde daha iyi bir bilen vardır.

Konu snobyx tarafından (18. March 2011 Saat 12:10 PM ) değiştirilmiştir.
snobyx isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
snobyx Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
kamer (23. March 2011)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
ekonomi, milli, modeli


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 12:53 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam