hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > AİLE VE AİLE HAYATI > Evlenme ve evlilik > Boşanma

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 12. July 2012, 10:58 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart çağdaş zıhar

Zıhar, cahiliye Araplarının yanlış geleneklerinden biriydi. İslam, devlet haline geldikten, toplumu sosyal, siyasal, kültürel olarak da kucakladıktan sonra, bir süreç içerisinde zıhar gibi yanlış gelenekler bir bir düzeltilmeye çalışıldı. Erkekler, kadınlar üzerindeki egemenliklerini bu tür yanlış geleneklerle biraz daha pekiştiriyorlardı. Cahiliyede erkek kadının mutlak hakimiydi. Bazı seçkin aileler hariç kadınların hemen hepsinin konumu birbirine benzedi. Sosyal ve politik anlamda herhangi bir statüleri söz konusu değildi. Bu anlamda bir koca olan erkek, bir eş olan kadın üzerinde de her türlü otoriteye sahipti. Onu istediği zaman boşayabilir. Erkeğin kadınını boşamasının bir çok yolu vardı. Zıhar da onlardan biriydi. "Anamın sırtı gibisin" demesi ondan boş olması için yetiyordu. Hem de geri dönülmez bir şekilde. Günümüzde bu boşamanın bir versiyonu olarak algılayabileceğimiz, "üçten dokuza boş ol" ifadesi de geri dönülmesi mümkün olmayan bir boşama şekli olarak uygulana gelmekte.

Cahiliye Arapları eşlerine, "anamın sırtı gibisin", günümüze uyarlayarak söyleyecek olursak, "avradım anam olsun" dediklerinde kendi geleneklerine göre karılarından otomatik olarak boşanmış sayılıyorlardı. Kur'an'ı Kerim bu anlayışın yanlışlığını "zıhar yaptığınız, eşlerinizi, sizin analarınız yapmadı" ifadesiyle ortaya koyuyor. Böyle demekle eşin boş olmayacağını, bunu bir yemin şeklinde ortaya koyarak eşini boşamaya kalkanların ve bu amaçla, bu ifadeyi ağzına alanlara; bir köle azad etme, veya aralıksız 60 gün oruç tutma, veya buna güç yetiremezse 60 fakiri doyurma yükümlülüğü getiriyordu.

"Sizden kadınlara zıhar edenler, bilmelidirler ki, o kadınlar onların anaları değildir. Onların anaları ancak kendilerini doğuran kadınlardır. Onlar çirkin ve yalan olan bir söz söylüyorlar. Bununla beraber Allah, affedicidir, bağışlayıcıdır. Kadınlara zıhar edip sonra söylediklerine dönenler karılarıyla temastan önce bir köleyi hürriyete kavuşturmalıdırlar. Size öğütlenen budur. Allah yaptıklarınızı haber almaktadır. Buna imkan bulamayan temaslarından önce aralıksız olarak iki ay oruç tutmalıdır. Buna da gücü yetmeyen altmış fakiri doyurmalıdır. Allah'a ve elçisine inanmanız için bu hükümler konmuştur. Bunlar Allah'ın sınırlardır. Kafirler için acı bir azap vardır." (58/ 2-4).

Avradım anam olsun diyenlere Kur'an'ın cevabı böyle . Bu cevap onların tutumlarını onaylayan bir cevap değil, tam tersine bu tutumlarının sonucu olarak onlara çeşitli müeyyideler getiren bir cevap. Bu gelenek (zıhar geleneği), bugün bu haliyle tarihe karışmış durumda. Yeryüzünün herhangi bir yerinde uygulaması yok. Kur'an'ın yukarıdaki emirleriyle tamamen yasaklanmış, uygulayanlara da yukarıdaki yaptırımlar getirilmiş. Bu gelenek tarihin çöplüğüne atılmış ama, günümüzde dünyanın başka bölgelerinde var mı bilmiyoruz ama Türkiye'de bu ifade tersinden yeniden kurularak ihya edilmiş halde.

Kültürlü- kültürsüz birçok Anadolu yiğidinin ağzından düşmüyor. Cahiliye Araplarının " avradım anam olsun" anlamında kullandıkları ve zıhar diye isimlendirilen bu söz, bugün "anam avradım olsun" şeklinde dillerimizde dolaşıyor. Bu ifadeyi, hem bir yemin olarak kullanıyoruz, hem de "sözün gelişi olarak, veya espri kabilinden. "Avradım anam olsun" anlamına gelen söz, Kur'an tarafından "çirkin bir söz" olarak kabul edilerek cezalandırılmış. Acaba "ana, avrat" olunca bu sözün herhangi bir müeyyidesi yok mudur? Veya bu söz bir yemin olarak kullanılsa da uygun bir söz müdür? "Avradının anası olması" ile, "anasının avradı olması" arasında ne fark vardır? Birisinin cahiliye Araplarının bir geleneği, diğerinin günümüz cahiliyesinin geleneği olmasının dışında ne fark vardır. Cahiliye Araplarınca söylenen bir söz, "çirkin bir söz" oluyorken, o sözün bir benzeri, günümüz cahiliyesince söylendiği zaman, niçin "çirkin bir söz" olarak kabul edilmiyor. Sözün çirkinliğini, helalliğini, haramlığını zaman değiştiriyor mu? Yoksa "zaman aşımı" denilen şey bu sözü de "meşru bir söz" durumuna mı getirmiş? Toplum olarak, dilimize geleni konuşmakla ünlüyüz. Bu yüzden nice "devlet büyüğümüzün" başı yanmıştır da biz dilimize geleni söylemekten vaz geçmemişizdir.

Söylediğimiz sözlerin hangi anlama geldiğini veya hangi anlama gelmediğini ölçüp tartma gibi bir alışkanlığımız yok. Sözümüz kalp mi kırar, kafa mı yarar, pek düşünmeyiz. Bu sözleri inançlarımızla ilgili olup olmaması da pek farketmiyor. "Anam avradım olsun ki şu işi yapmam" diyoruz veya "şu işi yaparsam anam avradım olsun" diyoruz. Bunu çok zaman bir yemin ve söz verme anlamında kullanıyoruz. Bu sözü böyle uluorta kullanıyoruz da acaba, sözün gerisini getiriyor muyuz? "Yaparsam anam avradım olsun" dediğimiz şeyi yaptığımızda, gerçekten "anamız avradımız oluyor mu? Sözümüzü yediğimiz zaman, hangi müeyyideyi uyguluyoruz.

Dilin yalama olması veya uluorta konuşmuş olmak, acaba konuşanı sorumluluktan kurtarıyor mu?

"Avradın, ana olması"nın, köleyi, hürriyete kavuşturmak, üst üste altmış gün oruç tutmak, veya altmış fakiri doyurmak gibi müeyyideleri varken, üstelik bu söz çirkin bir söz olarak kabul edilirken ve "avradın ana olmadığı" vurgulanırken, "avradın, ana olması" durumunda, dilin yalama olması söyleyeni kurtaracak mıdır. O insan herhangi bir müeyyide (yaptırım) ile karşı karşıya kalmayacak mıdır? En önemlisi de, bu sözü söyleyenin, içinde bir pişmanlık duyup duymadığı, bu sözü "çirkin bir söz" olarak kabul edip etmediğidir. "Anam avradım olsun" sözü, elbette yanlış tek geleneğimiz, yanlış olarak telleffuz ettiğimiz tek sözümüz değil. Böyle nice yanlışlarla iç içe yaşıyoruz da kılımız bile kıpırdamıyor. Bu ifade karşısındaki tutumumuz, bizim kendimize ve değerlerimize nasıl baktığımızın ipuçlarını verecektir. Kendimizi bir muhasebeye çekelim, konuştuğumuz, sözcüklerin veya kavramların kaçının anlamını bilerek konuşuyoruz. En önemlisi de söylediğimiz sözlerin ne kadar peşinde olduğumuzdur, konuştuklarımız, yaşadıklarımızla ve inandıklarımızla ne kadar örtüşmektedir. Sözlerimiz ayrı bir kültürün, amellerimiz ayrı bir kültürün, tezahürüyse biz kendimizi ne ile isimlendiririz söyler misiniz? Zıhar konusu ayrıca, ağzımızdan çıkan sözlerin, "laf olsun" "şaka olsun" için söylemiş de olsak bize bir sorumluluk getirdiği, bu sorumluluğun da mutlaka bir bedeli olduğunu hatırlatan ilginç bir örnektir. Özellikle hem dilin, hem de kelimelerin yalama olduğu günümüz için bu örnek çok daha anlamlıdır.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Bilgi (12. July 2012), dost1 (12. July 2012), khaos (12. July 2012), Miralay (18. July 2012), Taner (12. July 2012)
Alt 12. July 2012, 08:01 PM   #2
khaos
Uzman Üye
 
khaos - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Apr 2012
Bulunduğu yer: earth
Mesajlar: 433
Tesekkür: 229
167 Mesajina 302 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
khaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud ofkhaos has much to be proud of
Standart

Değerli Piramid kardeşim,
Bu çirkin cümleden oldum olası nefret etmişimdir.Bağışlayın, tiksindirici ve aşşağılık bir söz bu.Kuran da bu çirkin söz için bu kadar müeyyidenin bulunması bile işin ne kadar dehşet boyutlarda olduğunu gösteriyor.
Çirkin söz,sövme,küfür maalesef toplumumuzda yediden yetmişe, sosyal konumu ne olursa olsun herkese sirayet etmiş pis bir hastalıktır.Ülkemizde maalesef anonim olan küfürlerden ayrı illere,bölgelere görede küfür, kötü söz söyleme alışkanlıkları değişmektedir.
Küfürün sosyal bir (Küfürü halk arasında kullanılan tabiri ile yazıyorum) olgu olduğu su götürmez bir gerçektir.Belkide ahlaki yozlaşmanında en belirgin özelliklerinden biridir.Hatta sizin deyiminizle dilin yalama olması,kötü söz söylemekten hicap duymama ruhsal bir hastalığın belirtiside olabilir.
Allah ın Kuran da bu kötü söz üzerinde durması bizim sadece bu söz için değil buna benzer kötü sözlerden de uzak durmamız için yeterli bir emirdir.
Şaka için bile söylenmiş olsa ana,avrat,bacı,kitap gibi kutsalların çekirdek gibi ortaya atılması ve fütursuzca kullanılan bu cümleler aslında insanın kendisine olan saygısınıda yerle bir eder.
Yanılmıyorsam bir ilahiyat profesörü ''küfür ruhun yellenmesidir'' demişti.Merak ediyorum bu profesörümüz yukarıdaki ayetleri okudumu hiç?
__________________
(FOR RAVEN)
khaos isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
khaos Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Bilgi (12. July 2012), dost1 (13. July 2012), Miralay (18. July 2012)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
çağdaş, zıhar


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:19 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam