hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TASAVVUF > Tasavvuf Araştırmaları

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 2. March 2009, 01:14 PM   #1
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart Vahdet-i vücûd HEZEYANI !!!

Rahman olan Allah yarattıklarına benzemekten, eş ve çocuk edinmekten, doğmak ve doğurmaktan, benzer ve denginin bulunmasından, kendisinin uyuklama ve uyku tutmasından münezzeh olduğunu söyler

De ki: O Allah, birdir. (İHLAS SURESİ / 1 )

izin ilahınız tek bir ilahtır; O'ndan başka ilah yoktur; O, Rahman'dır, Rahim'dir (bağışlayan ve esirgeyendir).
(BAKARA SURESİ / 163)


Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir. O'nu uyuklama ve uyku tutmaz. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O'nundur. İzni olmaksızın O'nun katında şefaatte bulunacak kimdir? O, önlerindekini ve arkalarındakini bilir. (Onlar ise) Dilediği kadarının dışında, O'nun ilminden hiç birşeyi kavrayıp-kuşatamazlar. O'nun kürsüsü, bütün gökleri ve yeri kaplayıp-kuşatmıştır. Onların korunması O'na güç gelmez. O, pek yücedir, pek büyüktür. (BAKARA SURESİ / 255)

Allah... O'ndan başka ilah yoktur. Diridir, kâimdir.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 2)


Döl yataklarında size dilediği gibi suret veren O'dur. O'ndan başka ilah yoktur; üstün ve güçlü olandır, hüküm ve hikmet sahibidir.
(AL-İ İMRAN SURESİ / 6)

Andolsun, "Allah üçün üçüncüsüdür" diyenler küfre düşmüştür. Oysa tek bir ilahtan başka ilah yoktur. Eğer söylemekte olduklarından vazgeçmezlerse, onlardan inkâr edenlere mutlaka (acı) bir azab dokunacaktır.
(MAİDE SURESİ / 73)

İşte Rabbiniz olan Allah budur. O'ndan başka ilah yoktur. Her şeyin yaratıcısıdır, öyleyse O'na kulluk edin. O, her şeyin üstünde bir vekildir.
(EN'AM SURESİ / 102)


De ki: "Eğer söyledikleri gibi O'nunla beraber ilahlar olsaydı, onlar arşın sahibine mutlaka bir yol ararlardı."
(İSRA SURESİ / 42)


Allah, hiç bir çocuk edinmemiştir ve O'nunla birlikte hiç bir ilah yoktur; eğer olsaydı, her bir ilah elbette kendi yarattığını götürüverirdi ve (ilahların) bir kısmına karşı üstünlük sağlardı. Allah, onların nitelendiregeldiklerinden yücedir. (MÜ'MİNUN SURESİ / 91)

O, Allah'tır, kendisinden başka ilah yoktur. İlkte de, sonda da hamd O'nundur. Hüküm O'nundur ve O'na döndürüleceksiniz.
(KASAS SURESİ / 70)

Tartışmasız, sizin ilahınız gerçekten birdir.
(SAFFAT SURESİ / 4)


Göklerde ilah ve yerde ilah O'dur. O, hüküm ve hikmet sahibidir, bilendir. (ZUHRUF SURESİ / 84)

O'ndan başka ilah yoktur; diriltir ve öldürür. Sizin de Rabbinizdir, geçmiş atalarınızın da Rabbidir.
(DUHAN SURESİ / 8)

O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Gaybı da, müşahede edilebileni de bilendir. Rahman, Rahim olan O'dur.
(HAŞR SURESİ / 22)


O Allah ki, O'ndan başka ilah yoktur. Melik'tir; Kuddûs'tur; Selam'dır; Mü'min'dir; Müheymin'dir; Aziz'dir; Cebbar'dır; Mütekebbir'dir. Allah, (müşriklerin) şirk koştuklarından çok yücedir. (HAŞR SURESİ / 23)


Bunlara inanmayanların kâfir olup cehenneme gidecekleri ve cehennemde azap göreceklerini, maddi veya manevi herhangi bir şeyi Allah’a ortak koşmanın şirk olduğu ve şirki bağışlamayacağını söylediği halde, buna aykırı şeyler söyleyen insanların, haklarında dinin belirlediği hükümlere muhatap olmaya itiraz etmeye hakları var mıdır?

Dinin böyle düşünen veya inanan kişiler hakkında verdiği hükmü ifade edenlere kızmaya yahut onlardan nefret etmeye kimsenin hakkı olmamalıdır.
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (14. March 2010), Miralay (10. May 2010)
Alt 2. March 2009, 01:16 PM   #2
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

"Mutasavvıfların Şeyhül Ekber olarak tanıdığı İbni Arabi'den inciler !

Arif, Hakk'ı her şeyde gören, belki herşeyin kendisi olarak görendir,"

"Gören de O'dur, görülen de. Alem O'nun suretidir... Allah onların kendisidir."

"O ortaya çıkanların kendisidir..." "Görülen ve isimlendirilen her varlık O'dur."

"Yaratıkların sıfatları O'nun için hak olduğu gibi, O'nun sıfatları da yaratılmışlar için haktır."

"Allah'ın rablık, ilahlık, yaratma, rızık verme ve diğer bütün sıfatları yaratıklar için de haktır."

"Emir O'ndan sana olduğu gibi, senden de O'nadır."

"O bana hamd eder, ben O'na hamd ederim. O bana ibadet eder, ben O'na ibadet ederim."

"O bütün kâinattır. O, vücudum, vücudu ile kaim olan tektir."

"İnsan dediğimiz zaman bil ki, biz O'nun kendisiyiz... Hem hak, hem de halk ol, o zaman Allah ile Rahman olursun... Biz O'na bizde görünecek şeyi verdik, O da bize verdi. Böylece iş bize ve O'na bölündü."

"Biz biz olduğumuz gibi O'yuz da. Benim iki yüzüm vardır, O ve ben..."

"Hıristiyanlar ilahlığı sadece İsa ve Annesine hasretmekle yanıldılar..."

İşte Şeyhül Ekber İbni Arabi'nin Allah inancı böyle.
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
hiiic (14. March 2010)
Alt 2. March 2009, 01:18 PM   #3
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

Sofilerce büyük bir itibara sahip olan, Abdulkerim el Cîli

"Zatı itibariyle yüce olan Hakk'ın ortaya çıktığı her varlığa tapmak gerekir. O alemin zerrelerinde açığa çıkmıştır." diyerek Arabi'yi teyid eder.



'Enel Hakk' (Ben Allah'ım), 'Mâfi'l cübbeti illaallah' (Cübbemin içinde Allah'tan başka bir şey yoktur) diyen, Hallac-ı Mansur. 'Subhani mâ'azama şâ'ni' (kendimi noksan sıfatlardan tenzih ederim. Benim şanım ne yücedir) diyen, Beyazid-i Bistami... (Benim şu iğreti kalıbımın içinde Allah'tan başka kimse yoktur) diyen Cüneyd-i Bağdadî hep İbni Arabi gibi, vahdet-i vücud denen küfrü teyid etmişlerdir.

Bu sebeple hiçbir sofi'nin, vahdet-i vücud'u reddetmesi veya vahdet-i vücud olmadan da tasavvufun var olabileceğini iddia etmesi mümkün değildir. Zaten bu dinin şarileri olarak kendilerini gören yukarıda adını saydığımız zevat "Bizden sonra hiç kimse, bizim yolumuzun dışına çıkamaz" diyerek, farklı yol ve yorumların önünü kapatmışlardır.

Bu sebeple, sıkıştıklarında, 'efendim, biz öyle anlamıyoruz... Biz tasavvuf derken şunu anlıyoruz... Biz onlara katılmıyoruz... gibi indî ve kaçamak ifadeler geçerli olmamalıdır. Zira her din, felsefe, ideoloji en sahih biçimde kendi kurucu ve koyucularından ve onların kitaplarından öğrenilir. Ve ilkeler, kurallar, tanımlar hep bu kitaplarla yapılır.

Tasavvuf da mucitleri tarafından kurumlaştırılmış, kayda bağlanmış ve kitaplaştırılmıştır. Dolayısıyla bir sofi'nin sıkıştığında, Vahdet-i vücud'u biz de kabul etmiyoruz... Rabıtayı, istimdadı, gaybden haber verildiğini, şeyhler'in vahiyle kitap yazdıklarını biz de İslâmi bulmuyoruz, demeye hakları yoktur. Bunlar alınırsa tasavvuftan geriye birşey kalmaz. Nerde kaldı ki takiye'yi meşru gören sofilerin bu sözlerindeki samimiyete inanmak da zordur. Her sofi, eğer çok acemi, çok yeni değilse vahdet-i vücud'u benimsemek zorundadır.

Bu çarpık akide, mürid'e ürkütülmeden, uzun sürede azar-azar ve gizlenerek zerk edilir. Bu süreci temin edebilmek için de son derece şeytani ve sinsi bir yöntem uygulanır. Evvela 'şeyhi olmayanın şeyhi şeytandır' denerek, bir şeyh'e bağlanmadan kurtulmanın mümkün olmadığı telkin edilir. Bir şeyh edinme mecburiyetine inandırılan mürid, bu defa da, "bir ölünün gassal'a teslim olması gibi, müridin şeyhine teslim olması" gerektiğine inandırılır.

Bundan sonra da, müridin şeyh karşısında, bütün insanî onur ve haysiyetinden vazgeçmesi demek olan, şeyh-mürid ilişkilerindeki adap, talim ettirilerek tarikat adabı şöylece öğütlenir:

'Mürid şeyhe tazim göstermeli, açık ve gizli durumlarda onu büyük tanımalıdır.'
'Maksud'un ancak onun eliyle gerçekleşeceğine inanmalıdır.'
'İşlediğinin zahiri haram da olsa, şeyhi'nin yaptığına itiraz etmemeli, "Niçin böyle yaptın" dememelidir. Çünkü şeyhine 'niçin' diyen kişi asla felah bulamaz.'
'Zahiren şeyhden kötü bir durum sadır olabilir, fakat batini itibariyle o durum güzeldir.'

Ahmet Dede'nin, Celaleddin Rumi hakkındaki şu sözü de şeyhin mürid üzerindeki yetki ve tasarrufunu ortaya koyması bakımından ilginçtir: 'Bugün cennete girmek onun rızasına, cehenneme girmek de onun gazabına bağlıdır’ (İ. Sarmış Tas. ve İslâm Sh. 92).

"Gerçek müridin alametlerinden biri de, şeyhi kendisine 'Şu fırına gir' dese girmesidir."
"Bir adam Beyazıd'ın müridlerinden birine: Şeyhin mi büyük Ebu Hanife mi diye sordu. Mürid: şeyhim, dedi. Sonra Ebu Bekir mi büyük senin şeyhin mi? diye sordu, yine Şeyhim dedi. O birer birer bütün sahabeyi saydıktan sonra Muhammed mi büyük şeyhin mi? dedi. Yine Şeyhim büyüktür dedi. En sonunda Tanrı mı büyük senin şeyhin mi? diye sordu. Ben tanrıyı şeyhimde gördüm, şeyhimden başka birşey tanımam.' dedi. Başka bir müride de Tanrı mı büyük şeyhin mi? diye sordular. O da 'bu iki büyük arasında hiçbir fark yoktur' dedi. Yine müridlerden bir diğeri de: 'Bu iki büyükten daha büyük biri lazım ki bu farkı ortaya koysun' demiştir"

Bu gibi şeytanı söz ve telkinlerle elikolu bağlanan mürid'e vahdet-i vücud herzesini yutturmaktan daha kolay ne olabilir?
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (14. March 2010), Miralay (10. May 2010)
Alt 2. March 2009, 01:19 PM   #4
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

VAHDET-İ VÜCUD KÜFÜR DÜR


Yukarıda örneklerini verdiğimiz ifadelerden açıkça anlaşılmalıdır ki; vahdet-i vücud inancına sahip sofilerce, var olan herşey, Allah'ın bir parçasıdır, O'nun zahiri görüntüsüdür ve hatta ta kendisidir. Sözde zikir meclislerinin vazgeçilmez nakaratı 'la mevcuda illallah' sözü bunun en açık ifadesidir.

Bu söz Kur'an'ı yalanlayan bir sözdür. Kur'an, "O gökleri ve yeri yoktan yaratandır... O'nun benzeri hiçbirşey yoktur" 42/11 diyerek,kendisinin yaratan ve kendi dışındaki herşeyin yaratılmış olduğunu, üstelik bunların hiçbirinin kendisine benzer olmadığını belirtir.

Vahdet-i vücud, kendi parçalarından bir kısmını lanetleyen, cehennemde yakarak cezalandıran, hakaret eden bir ilah anlayışı getirir
(52/24, 4/52, 118, 111/1-5, 74/19-26).

Vahdet-i vücud, gayta'tan şeytan'a, lağım faresinden -Ebu-Leheb'e, solucan'dan-Firavn'a, bir fahişeden-homoseksüele kadar herşeyin İlah olduğunu iddia etmektir.

Mevlâna ve Şems arasında geçtiği söylenen hadisede de görüldüğü gibi, Vahdet-i vücud, kadın kılığına giren Tanrı ile seviştiğini iddia etmektir. Ne gariptir ki;

Allah'a söverek nara atan sarhoş bir sokak serserisini, öldürmeye-dövmeye kalkan sofî, Şems ile Mevlana arasında geçtiği söylenen şu hadiseyi kutsar veya sessiz kalır:"Mevlana Şemsin yanına girdi. Şems şahane bir çadırda oturmuş Kimya Hatun ile oynaşıyordu. Mevlana dışarı çıktı. Bu karı koca oynaşmalarına mani olmamak için medresede aşağı yukarı dolaştı. Sonra Şems (Mevlâna'ya) içeri gel diye seslendi. Mevlana içeri girdiğinde Şems'ten başkasını görmedi. Kimya nereye gitti? dedi. Şems 'Yüce Tanrı beni o kadar severki, istediğim şekilde yanıma gelir. Şu anda da Kimya Hatun şeklinde geldi' buyurdu.

Şeyhül Ekber(!) İbni Arabi de "Allah'ın kadında müşahade edilmesi en büyük ve en mükemmeldir." demiştir.

İmam Rabbani'nin Mektubatında, "Allah Teala'nın ismi zahiri o kadar çok tecelli ettiki, herşeyde ayrı ayrı göründü, hatta kadın şeklinde, onların organları halinde ayrı ayrı zahir oldu".
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (14. March 2010), Miralay (10. May 2010)
Alt 2. March 2009, 01:20 PM   #5
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

Vahdet-i vücud; Allah'tan başka herşeye tapmayı meşru gören, hatta emreden bir dindir.

Şebusteri'nin şu sözlerine bakın: "Bu makamda put, aşk ve birlik mazharıdır... Onun için birlik, puta tapmanın ta kendisidir... Bütün var olan şeyler varlığın mazharları ve tecelli yerleridir. Onlardan biri de puttur. Mutlak varlık nerede varsa, ne ile zuhur etmişse o şey hayırdan ibarettir... Müslüman puta tapmak nedir bilseydi, dinin puta tapmaktan ibaret olduğunu anlardı..."

Bu konuda Abdulkerim el-Cîlî şöyle diyor: "Zatı itibariyle yüce olan Hakk'ın açığa çıktığı her varlığa tapmak gerekir".

Beyazid-i Bistamî de: Allah'tan Allah'a çıktım. Nihayet ben de 'Ey ben sen olan' diye seslendi...
Çadırımı arşın yanına kurdum... Allah'ım! Senin bana itaatin, benim sana itaatimden daha büyüktür... Allah'a yemin ederim ki, sancağım Muhammed'in sancağından daha büyüktür. Nurdan olan sancağımın altında cinler, insanlar ve peygamberler bulunmaktadır....

Beni bir defa görmen, Rabbini bin defa görmenden daha hayırlıdır... Öyle bir denize daldım ki, peygamberler onun sahilinde kalmıştır" diyerek, Allah'tan itaat bekleyen, Allah'tan daha hayırlı ve yüce olduğunu ifade eden şizofrenler'in dinidir tasavvuf.
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (14. March 2010), Miralay (10. May 2010)
Alt 2. March 2009, 01:21 PM   #6
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

Şimdi soruyorum;

Hangi akıl hâlâ bu sözlerin teviline yeltenebilir? hangi insaf sahibi; bu sözlerin teşbih olduğunu iddia edebilir? Hangi iman sahibi; bu sözlerin küfür olmadığını söyleyebilir?
Bu sözlerin gizli ve ince bir mânası vardır, bu yüzden batinî anlamları önemlidir." diyerek savunanlar Bu sözlerin küfür olmadığını nasılda olur söylemezler."Birisi kalkıp ananıza, hanımınıza sövse; sonra da sizi yatıştırmak için; 'aman efendim yanlış anladınız. Bu sözlerin batinî mânâsı,anneniz nasıl, hanımınız afiyettedir inşaallah... Annenizin ellerinden öpüyor, hanımınıza hürmetlerimi sunuyorum..demektir.' dese ikna olur musunuz? Bunların sözlerinin hangi birini tevil edeceksiniz, hangi birini teşbih sayacaksınız ki?"
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (14. March 2010), Miralay (10. May 2010)
Alt 2. March 2009, 01:22 PM   #7
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

SİZE NE OLUYOR NASIL HÜKÜM VERİYORSUNUZ

Evet, eğer bu sözler küfür değilse, küfür ve şirk denebilecek birtek söz ve davranış bulmak mümkün değildir.

Bunlar küfür değilse küfür ne?

Ben Allah'ım diyen, beni görmen Rabbini görmenden bin kere daha hayırlıdır' diyen, 'Kadın kılığına giren Tanrı'yla sevişiyorum' diyen biri küfretmiyor da ne halt ediyor?
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Hanne Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
hiiic (14. March 2010), Miralay (10. May 2010)
Alt 3. March 2009, 10:13 AM   #8
Yiğitcan
Uzman Üye
 
Yiğitcan - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 121
Tesekkür: 37
31 Mesajina 64 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
Yiğitcan is on a distinguished road
Standart

selam ve sevgiler olsun değerli kardeşim sitemize hoşgeldin sefa getirdin ve rek kattın yazılar çok güzel Allah razı olsun dilerim rabbimin vahyine uyanlardan oluruz inşaallah selam ve duaile.
Yiğitcan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 3. March 2009, 02:49 PM   #9
Hanne
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: Feb 2009
Mesajlar: 68
Tesekkür: 1
36 Mesajina 71 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 17
Hanne will become famous soon enoughHanne will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
Yiğitcan Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
selam ve sevgiler olsun değerli kardeşim sitemize hoşgeldin sefa getirdin ve rek kattın yazılar çok güzel Allah razı olsun dilerim rabbimin vahyine uyanlardan oluruz inşaallah selam ve duaile.
Sanada selamların en güzeli olsun

Hoşbuldum çok Teşekkür ederim dost yiğitcan,

Rahman razı olsun burasıda bizim mekanımız,Elimden geldiğince burayada gelicem İnşaAllah.Rahmana sonsuz hamd olsun ki Vahyinin hizmetçileriz bu ne muhteşem bir duygudur.Bizler dostluk çukurda biriken yağmur suyu değiliz ki güneş vurunca kuruyalım.Bizim dostlugumuz deniz misali buharlaşsada yağmur misali yağarda yağar..

Rahmana emanet kal.Tekrar teşekkür ederim
Hanne isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 13. March 2009, 09:15 PM   #10
fakiyr
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2009
Mesajlar: 1
Tesekkür: 0
0 Mesajina 0 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
fakiyr will become famous soon enoughfakiyr will become famous soon enough
Standart

Allahın selamı ile ...

öncelikle Hanne yazılarınızı okudum ve gerçekten ilginç buldum. Evet tevil veya bana öyle geliyor ki diyerek değil biraz işin mantığını tartışmak için cevap yazıyorum... Aslında kendi kendime sorduğum bazı soruları sizinde nefsinize sorduğunuzu görerek bu cüreti kendimde buluyorum...

her şeyden önce bir iki noktanın sabitlenmesi gereklidir. birinci nokta"Kuranı Kerime zıt görüşler kimden sadır olursa olsun batıldır" noktası... Peki bu Allah dostlarını, bu hayatları boyunca iyilik ve ilim yolunda koşmuş kişilerin, her yorumunu aynıyla almamızı mı gerektirir. Bu konuda zaman ve mekan, şartlar belli oranda perdeler çekmiş ve o şahıslar bizden eserleri ile fikirleri ile uzaklaşmışlardır... Onları bu devrin kritizmine tabii tutmak elbette adil olamaz.

ikinci nokta ölülerinizi hayırları ile anınız. Onları kötülemeyiniz. düstürudur ki bizler kim olduklarını bilmediğimiz ve ravilerle tanıdığımız o insanların arkasından, bize cevap veremeyeceklerini bile bile atma özgürlüğüne de sahip değiliz, diye düşünüyorum...

Tasavvuf gerçekten seyri ilallah seyri minalah marifetullah muhabbetullah ve kemalati insaniyeye ulaşma yolu namı ve ünvanıdır... Allahı bilen insan Allah'la dolar ve Allah'ı yaşar celle celalüh... Zaman içinde bu yol elbettte kültürlerin ve eski dinlerin batıl cereyanlarının etkisi ile dezenforme olmuş ve kişilere haddi aşan sınırı geçen haklar sunmuş( çarpık anlaşılmış şeyhlik, çarpık anlaşılmış hocalık gibi...) bazılarınıda pasifleştirmiş (yanlış anlaşılmış müridlik, cehalete terkedilmiş halk, menkibelerle avutulmuş idraki gelişmemiş müslüman) ve kullandırmış bir duruma gelmiştir. Şamanizm ve putperestlik gibi bir çok kültür dini değerleri ve milletleri etkilemiştir... Bunlar kitap ve sünnet ile elimine edilmeli ki kafası ve kalbi rahat olan bir müslümanlığa yaklaşmış olalım...

üçüncü ve son olarak da derim ki... belki o sözlerden maksad bu değil... belki söz sanatları belki nüshalara şerh koyan insanların belki mecazın belki seyr ufkundaki hayretin belki de başka bir gözle aleme bakmanın eseridir bu sözler... Allah hepimizi rahmeti ile sarmazsa kim affolunabilir ki... bir alimin dediklerinden islama uyanlar alınır ve Allah razı olsun denilir... islama uymayan görüşleri de alimin düşme noktalarıdır ve Allah affetsin denilir... Maddi bir çıkar yoksa düşünmeden ibaret olan bazı fikri ayrılıklar, neden insanların canları ile ödemesi gereken bir hale getirilmeli ki... mürted deyip taşlanan hallac taşlayanlardan daha dindar değil miydi... seyyid nesiminin beyitleri o eşsiz sanatkarın dindar ruhunu bize göstermiyor mu...

mürid hakkındaki yazdıklarınızı da düşündürücü buldum... hayır sahabenin en küçüğüne bile şeyhlerin en yücesi yetişemez... çünkü sebeb olan yapan gibidir... onlar müslümanlığı bizlere temsil ederek kendilerinden sonra yapılan her iyiliğe zemin hazırladılar... dolayısıyla sonradan gelenlerinde yapmış olduğu iyilikler onlara iyilik olmaktadır... orada anlatılan üç müridide Allah affetsin... Şirke girmişler inşallah müslüman olarakta kabre girmişlerdir...

Belki görüşlerinize uymayan belki de çok duyduğunuz şeyler bunlar... Ancak kimseyi cennete koyma veya cehennem koyma makamında değiliz... O yüzden herkesi iyi görmek nefsimizi islah ve terbiye etmek değil mi vazifemiz... herkes Allaha kendi yoluyla varsın... Ama Allahı anlasın bu yüzden kitabını okusun ve ona sonsuz bir sevgi ile aşkla yaklaşsın... Ve rabbim sizdende hepimizden de razı olsun sonsuz affedicilik ummanı ile belki girmeyi ellibin kez hakettiğimiz cehennemlerimizi söndürsün bizlere rahmetiyle merhamet buyursun...
fakiyr isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
hezeyani, vahdeti, vücud


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:33 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam