hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > BİLİM VE TEKNOLOJİ > Bilim ve Teknik > Gök veUzay ilmi (Astronomi)

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 17. January 2017, 06:38 AM   #1
Abdullah Tanrıkulu
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2016
Mesajlar: 29
Tesekkür: 9
11 Mesajina 13 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Abdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud of
Standart Öğüt Kitabında Mucize Aramak

Birilerine hitap eden bir metin, asıl muhatapları her açıdan iyice tanınmadan, onlardan bağımsız olarak ele alınıp yorumlanırsa oldukça hatalı çıkarımlar yapılır. Bu şekildeki hatalı çıkarımları en iyi görebileceğiniz metinlerden birisi Kuran’dır.

Kuran geldiği zamanki toplumda meleklerin evren ve insan üzerindeki yönetimsel etkilerine dair geliştirilmiş bir inanç sistemi vardı. Bu inanç biraz burç inancını andırsa da melekler adı altında çoktanrıcılık şeklinde uygulanıyor ve yaşanıyordu. Onlara göre gökte gördüğümüz tüm gök cisimleri ve tüm doğa kuvvetleri meleklerdi. Bunlara mitolojik tanrılar da denilebilir, ki zaten hemen her mitolojinin temelinde gökyüzü vardır. Onların her birinin evreni, hayatı ve insanları yönetmeleri için yaratıcı tarafından verilmiş çeşitli görevleri vardı. Örneğin tarımdan sorumlu melek (gök cismi) olup ve mahsulün bol olması için ona tapınılıp ondan istekte bulunulması gibi. Bunun gibi her şey için görevli melekler vardı. Ayrıca aileyi, kabileyi koruduğuna inanılan kişisel melekler de vardı. İnsanlar evreni, melekleri ve kendisini yaratan tek bir yaratıcıya inansalar dahi "bu tip işlere o bakmıyor, görevlileri bakıyor" düşüncesiyle hareket ederlerdi. Etkilerine inandıkları bu göksel varlıkların, kendi hayal güçleri ve kültürleriyle yoğrulmuş görsel temsillerine ise put deniyor.

Örneğin Kuran'da geçtiği için bir çok kişinin isimlerini duyduğu Lat, Menat ve Uzza da sırasıyla Güneş, Ay ve Venüs'tür. “Allahın kızları” olarak da bilinen bu üçü en büyük meleklerdir. Çünkü çıplak gözle gözlem yaptığınızda gökyüzündeki en büyükleri bunlardır.



Sırasıyla Uzza, Lat, Menat. Başlarının üstünde eşleştirildikleri gök cisimlerini (Venüs, Güneş, Ay) görebilirsiniz.


Herkesin bildiği güneş sistemi Kuran'da "7 kat gök" şeklinde geçer. Çünkü o zaman herkesçe bilinen kozmoloji bilgisi bu şekildeydi. Bu 7 gök cismi Ay, Merkür, Venüs, Güneş, Mars, Jupiter ve Satürn olup haftanın 7 gününe ismini veren ve dünyanın etrafında döndüğüne inanılan gök cisimleridir. Uranüs ve Neptün'ün olmaması henüz teleskopun icat edilmemiş olmasından, çıplak gözle görülenlerin yalnızca bu 7 tanesi olmasından kaynaklanıyor. Burçlar ise 7 kat gök dışında bir kavram. Bu 7 gezen (bkz: gezegen) nesnenin, üzerinde sürekli yer değiştirdikleri sabit, süslü, ışıklı arkaplan resmi gibi düşünebilirsiniz. Burçlar da o zamanlardan ve çok öncesinden bilinen bir kavram.



Bu evren çizimi, İslam peygamberinin doğumundan 450 yıl önce 2. yüzyılda Batlamyus tarafından yapıldı.

Batlamyus’un bu çizimi o dönemin kozmoloji anlayışını açık şekilde yansıtmaktadır. Ortada dünya, dünyanın etrafında halkalar şeklinde 7 kat gök var. "Felek çemberi" sözü bu halkalardan, kahpe felek, felaket vb. ifadeler de bu gök cisimlerinden ve etkilerine olan inançtan gelir. Bu 7 kat göğün hemen dışında burçlar kuşağını görebilirsiniz. Daha dışta Melei-Ala ve Arş var. Kısaca 7 kat gök kavramı, atmosferin tabakaları veya çoklu evrenler gibi o dönemde bilinmeyen bir bilgiden bahsetmez ve bu bilgi bir mucize değildir.


Benzer şekilde “iki denizin karışmaması” ifadesi de bir mucize olarak algılanır. Gerçekte dünyanın hiç bir yerinde birbirine karışmayan iki deniz yoktur. Çünkü karışmamaları için bir engel yoktur. Sosyal medyada mucize başlığı ile dolaşan fotoğraflar karışmaya başlayan suları gösterir. Bu konuda detaylı bilgi için Evrim Ağacı sayfasının yayınlamış olduğu “Denizler Birbirine Karışmıyor Mu?” yazısına göz atabilirsiniz. Dünyada böyle bir şey olmamasına rağmen böyle bir ifade geçmesi de yine o zamanki muhataplarının gökyüzünü de ikinci deniz olarak görmeleri nedeniyledir.



Karışmayan 2 deniz. Birisi alttaki bildiğiniz deniz, diğeri ise üstümüzdeki gökyüzü.


İki deniz ifadesinde bahsedilen, suyu tatlı olan deniz gökyüzüdür. Kuran’da gök cisimleri ile ilgili de “yüzmek” ifadesi kullanılır. Hatta Arapça’da gemi anlamına gelen “fulk” kelimesi ile felek ve filika kelimeleri de ilişkilidir. Yanında iki adet denizin olmadığı Bahreyn ada ülkesine neden “iki deniz” ismi verildiğini daha iyi anlayabilirsiniz. Tevrat’ın en başında Yaratılış bölümünde başlangıçta yalnız bütün halde suyun var olduğu, Tanrı’nın gök kubbeyi yaratıp altındaki su ile üstündeki suyu birbirinden ayırdığı yazmaktadır. İki denizin karışmasına engel de işte gök yüzünde var olduğu varsayılan bu kubbedir. Bu bakış açısını yalnızca Arap coğrafyasında değil bir çok kültürde yaygın olarak görebilirsiniz. Eski Mısır hiyerogliflerinde tanrıların (gök cisimleri) altlarında kayıklarla resmedilmelerinin sebebi de budur. Hem uzayı hem gemiyi içeren “uzay gemisi” diye bir kavramın varlığı bile bu inancın/görüşün etkisi/kalıntısı sebebiyle olabilir.

Kuran okuyanlar genelde ona bir bilim kitabı olarak yaklaşıyor ve kendilerince mucizeler arıyorlar. Halbuki kitabın kendisinin bile böyle bir iddiası yoktur. İnsanlar kitapta bahsedilen kavramları yeni duydukları ve muhatapların bilgisini hiç araştırmadıkları için; eski zamanlardaki bu insanlar hiç bir şey bilmiyorlarken Kuran'ın fen bilgisi kitabı edasında burçlardan, yıldızlardan, 7 kat gökten, atomdan vb. bahsederek bilmeyen insanlara bir şeyler öğrettiğini sanmışlardır. Birilerine hitap eden bir metnin, muhatapların hiç bilmedikleri/duymadıkları/görmedikleri/aşina olmadıkları olgulardan bahsetmesi onları şaşırtmaz, aksine metne olan ilgilerini kaybettirir. Kuran ise o dönemde yaşayan asıl muhataplarının zaten bildikleri -kimi yanlış olan- bilgiler üzerinden kendi mesajını vermeyi amaçlamıştır. Başka türlü inanırlığı olmaz, o insanlara baştan sona deli saçması gelirdi. Amaç bilim olsaydı bile verilmesi mümkün değil. Örneğin, eski romaya gitseniz, elinizde mikroskop yokken ve göstererek ispatlayamazken, o insanlara bakteriden virüsten vb. bahsetseniz size ne derler? Öte yandan kitapta kitabın kendisi ile ilgili geçen iddia, fen kitabı değil “öğüt kitabı” olduğudur. O da “öğüt almak isteyen için” şeklinde geçer. Kitaptaki metafiziksel inanç sistemi de o dönemde kurgulanan bir yapı değildir. O coğrafyadaki farklı kültürlerden insanların “inanmıyor olsalar dahi” birbirlerinden bildikleri/aşina oldukları detaylardan ibarettir.

Abdullah Tanrıkulu
Abdullah Tanrıkulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 17. January 2017, 07:39 AM   #2
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Alıntı:
Abdullah Tanrıkulu Nickli Üyeden Alıntı
Kuran okuyanlar genelde ona bir bilim kitabı olarak yaklaşıyor ve kendilerince mucizeler arıyorlar. Halbuki kitabın kendisinin bile böyle bir iddiası yoktur. İnsanlar kitapta bahsedilen kavramları yeni duydukları ve muhatapların bilgisini hiç araştırmadıkları için; eski zamanlardaki bu insanlar hiç bir şey bilmiyorlarken Kuran'ın fen bilgisi kitabı edasında burçlardan, yıldızlardan, 7 kat gökten, atomdan vb. bahsederek bilmeyen insanlara bir şeyler öğrettiğini sanmışlardır. Birilerine hitap eden bir metnin, muhatapların hiç bilmedikleri/duymadıkları/görmedikleri/aşina olmadıkları olgulardan bahsetmesi onları şaşırtmaz, aksine metne olan ilgilerini kaybettirir. Kuran ise o dönemde yaşayan asıl muhataplarının zaten bildikleri -kimi yanlış olan- bilgiler üzerinden kendi mesajını vermeyi amaçlamıştır. Başka türlü inanırlığı olmaz, o insanlara baştan sona deli saçması gelirdi. Amaç bilim olsaydı bile verilmesi mümkün değil. Örneğin, eski romaya gitseniz, elinizde mikroskop yokken ve göstererek ispatlayamazken, o insanlara bakteriden virüsten vb. bahsetseniz size ne derler? Öte yandan kitapta kitabın kendisi ile ilgili geçen iddia, fen kitabı değil “öğüt kitabı” olduğudur. O da “öğüt almak isteyen için” şeklinde geçer. Kitaptaki metafiziksel inanç sistemi de o dönemde kurgulanan bir yapı değildir. O coğrafyadaki farklı kültürlerden insanların “inanmıyor olsalar dahi” birbirlerinden bildikleri/aşina oldukları detaylardan ibarettir.
Sayın Abdullah Tanrıkulu.
Yukarıdaki tesbit için teşekkürler.

Diğer kısım için mesela "Plüton"un artık gezegen olarak kabul edilmediğini atlamanız gibi bir iki yönüne, ters etki yapmasından korkarak şimdiden dokunmak istemiyorum.
Eğer yazarsam emin olun ki bir eleştiri yazısı, fakat yapıcı olacaktır, hiç olmazsa öyle anlamalısınız.

Devam edin.
Faydalı oluyor.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (17. January 2017 Saat 10:08 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Abdullah Tanrıkulu (17. January 2017)
Alt 17. January 2017, 04:37 PM   #3
Abdullah Tanrıkulu
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2016
Mesajlar: 29
Tesekkür: 9
11 Mesajina 13 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Abdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud of
Standart

Yorumunuz için teşekkür ederim.

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Diğer kısım için mesela "Plüton"un artık gezegen olarak kabul edilmediğini atlamanız gibi bir iki yönüne, ters etki yapmasından korkarak şimdiden dokunmak istemiyorum.
Plüton'la ilgili hangi kısmı atladığımı anlayamadım. Zaten gezegen olduğunu söylemedim, gezegenleri sayarken günümüzde gezegen olarak kabul edilen Neptün ve Uranüsten bahsettim. Gezegenlikten çıkarılanlardan bahsedecek olsam Plüton'dan önce Ceres gezegeni(!) vardı
Abdullah Tanrıkulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 2. September 2017, 05:36 PM   #4
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Diyorsunuz ki bu öğüt kitabı,mucize aramak yersiz.

Tamam öyleyse soruyorum,
Biz atalarımızdan değil de,kurandan öğrendiğimiz dini yaşayacaz dedik.
Fakat.unuttuğunuz bir şey var.kuranın ilahi kitap olduğunu da anne babamız söyledi.

Kurandaki cümleler için Allah,ayet diyor.ayet mucize demektir.
Mucize ise bunun gaybdan gelen bir bildiri olduğunu anlamak için delillerdir.

Biz bu kitaba sadece öğüt kitabı olarak bakarsak inancımız tam olgunlaşmadıkça bu öğütlere yalnızca bizim yaşantımıza ters düşmediği sürece uyarız.

Ayetlerdeki mucizeleri görmek için şunun gibi soruları her okuduğun ayette sorarsın mesela,

1.bir insan hiç bir ücret istemiyor,
2.çokluk derdi yok tüm dinleri eleştiriyor
3.allahtan da korkmuyor ve adına kitap yazıyor olabilir mi.
4.hiç bir ayet bilimle çelişmiyor
5.hiç bir ayet kendi içinde de çelişmiyor

Ve bunun gibi daha nice şeyler bunun ilahi kitap olduğunu kanıtlıyor.Sonra öğütlere inancın yüksek olarak daha sadakatla bağlı kalırsın allahın izniyle.

Ayrıca, kitabında böyle bir iddiası yok.demişsiniz

Bakara23 eğer kulumuza indirdiğimizden şüphe içindeyseniz onun gibi bir sure getirin diyor.
Bunu sadece öğüt kitabı olarak iddia ediyor olabilir mi sizce.

Yani fikrinize saygı duyuyorum fakat kitabın mucizevi kısmını görmezden de gelemeyiz diye düşünüyorum.

Esenlik sizinle olsun

Konu yolcu42 tarafından (2. September 2017 Saat 05:58 PM ) değiştirilmiştir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 3. September 2017, 01:01 AM   #5
Abdullah Tanrıkulu
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2016
Mesajlar: 29
Tesekkür: 9
11 Mesajina 13 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Abdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud of
Standart

Alıntı:
yolcu42 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
.....Yani fikrinize saygı duyuyorum fakat kitabın mucizevi kısmını görmezden de gelemeyiz diye düşünüyorum....
Merhaba;

Yukarıdaki yazı kitabın kendi içindeki mucizeviliğine değil, kitaba yapılan Fen Bilgisi veya kehanet kitabı muamelesine dairdir.

Kitabın kendi içindeki mucizeviliği ise tamamen GÖRECELİ'dir. Hatta size göre bana göre mucizevidir başkasına göre safsatadır. Yine kitabın içinde yazdığına göre ZATEN böyle olması gerekir. Herkes olumlu/olumsuz kendi hak ettiğini görebilir.

Herkesce kesinlik ifade eden (GÖRECELİ OLMAYAN) mucizelere "ihtiyaç duymak" bence bir müşrik davranışıdır. Zira Kuran'da geçen peygamber kıssalarından biliyoruz ki müşrikler peygamberlerin SÖYLEDİKLERİNE/VAHİYE bakmak yerine kimliklerine odaklanmış ve "ne malum peygamber olduğun, ispatla" diyerek mucize istemişlerdir. Halbuki birisi kalbimizin onayladığı bir doğruyu getirdiyse deli veya peygamber olsa ne farkeder. O sözü/doğruyu/ÖĞÜDÜ ulaştıran Rab'dir. Kitabın SÖYLEDİĞİNE odaklanmak yerine kitabın ilahiliğine dair mucize aramak da buna benziyor diye düşünüyorum.


Şahsen Kuran'ı mucizevi bir kitap olarak görüyorum fakat bunu herkesten beklememeli. Zira aynı kitabın bir saptırıcı olarak da işlevi var. Tıpkı peygamberler gibi. Peygamber gören herkes hidayete kavuşamadığı gibi kitap gören herkes de hidayete kavuşmuyor. Aksine "karanlığı hak edenlerin" inkarını ve karanlığını artırıyor.

Yani kitapta görebileceğimiz, kendi içimizdekilerden başkası değildir. Kitap hatırlatma için yalnızca bir "araç"tır. Olmasaydı da olurdu zira öğreten Rab'bin tek aracı Kuran veya insan yapımı diğer kutsal kitaplar değildir.

Halbuki kitabın kaynağının ne önemi var, biz hak ettiğimizde Rabbimiz bir delinin yazdığı kitabı araç olarak kullanarak da hidayete eriştirebilir. Bu yüzden hiç bir önemi yoktur. Zira bir kitabın DOĞRULUĞUNU da kendi içimizdeki ölçüt ile değerlendiriyoruz. Dolayısıyla GERÇEK ölçütümüzü DOĞRU ve DÜZGÜN ÇALIŞIR tutmak önemli. O zaman Rabbimizin de yardımıyla O'nun bizzat yazdığı tek kitabının kainat kitabı olduğunu görebilir, Rabbimizin izin verdiği ölçüde her şeyden biraz okuyabiliriz.

İyi bayramlar, Selamlar

Konu Abdullah Tanrıkulu tarafından (3. September 2017 Saat 01:05 AM ) değiştirilmiştir.
Abdullah Tanrıkulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Abdullah Tanrıkulu Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
dost1 (3. September 2017), yolcu42 (3. September 2017)
Alt 3. September 2017, 04:03 AM   #6
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Size de iyi bayramlar.teşekkür ederim.

Benim demek istediğim,
Peygamberlerden sürekli mucizeler istiyorlar değil mi,
Fakat,aklını kullananlar için mucizeler vardır.
Örneğin türlü değişik meyvelerin hepsinin bir çamurdan çıkması ayettir.diyor mesela

Müşrikler ayette,(ankebut50-51)"ona bir mucize verilmeli değilmiydi diye sorunca allah diyor ki,sana indirdiğimiz kitap onlara yetmedi mi."der.
Bizim anladığımız anlamda ayet inmesi ise "sûre inmesi" olarak kuranda geçer.(9/64) (9/86) (9/124)

Değerli kardeşim, ben akılını kullanarak kuranı okuduğun zaman, o zaman kitabın da mucizesini görürsünüz,kanaatindeyim.

Çünkü kalplerin tatmin olması gerekir.
İyi bayramlar

Konu yolcu42 tarafından (3. September 2017 Saat 04:25 AM ) değiştirilmiştir.
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 3. September 2017, 04:07 AM   #7
Abdullah Tanrıkulu
Yeni Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2016
Mesajlar: 29
Tesekkür: 9
11 Mesajina 13 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
Abdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud ofAbdullah Tanrıkulu has much to be proud of
Standart

Alıntı:
yolcu42 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Değerli kardeşim, ben akılını kullanarak kuranı okuduğun zaman, o zaman kitabın da mucizesini görürsünüz.kanaatindeyim.
Görmeyi hak etmediğimiz, bizde karşılığı var olmayan bir şeyi göremeyiz. Kuran bir aynadan başka bir şey değildir. İçimizde pislik, bozukluk vb. varsa pislik bozukluk vb. görürüz.
Kendimizi düzeltmediğimiz taktirde Kuran'dan alabileceğimiz olumlu HİÇ BİR ŞEY yoktur. Aksine olumsuzluğumuza, pisliğimize, bozukluğumuza sapkınlığımıza bol bol katkı yapar.
Abdullah Tanrıkulu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Abdullah Tanrıkulu Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
yolcu42 (3. September 2017)
Alt 3. September 2017, 04:23 AM   #8
yolcu42
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Oct 2016
Mesajlar: 208
Tesekkür: 25
34 Mesajina 37 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 18
yolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud ofyolcu42 has much to be proud of
Standart

Kesinlikle katılıyorum.
(görmeyi haketmediğimiz şeyi nasıl görebiliriz.)

Teşekkürler
yolcu42 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
yolcu42 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Abdullah Tanrıkulu (3. September 2017)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
aramak, kitabında, mucize, öğüt


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 05:41 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam