28. August 2011, 07:27 PM | #1 |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Aug 2011
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 16
Tesekkür: 3
12 Mesajina 28 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Namaz/Salat günün vakitleri üzerine
Bu forumda arama yapmama rağmen bu konuda bir başlık bulamadım.
Uzun süre, Arapça analizlerini tatmin edici bulduğum için, Hakkı Yılmaz'ın yorumlarına dayanarak sabah,akşam, yatsı kıldım. Ama bu konu hiçbir zaman tam kafama yatmadı ve hala da kafamda soru işaretleri var. Geçenlerde TAHA 130. ayette bir nokta dikkatimi çekti, 5 vakti Kur'an'a dayandıran bir sitede. Hakkı Yılmaz'ın yorumuna göre "tarafeyin nehari" (ikil formda olduğu için) sabah (fecr) ve akşama (işa) ; (ki işa kelimesi üzerinde bile spekülasyon var, mesela Arap ülkelerinde yaşayanlar bile işa'dan yatsı namazını anlıyorlar) işaret ediyor. TAHA 130 namaz vakitlerinden değil ama günün vakitlerinden bahsediyor. Onların dediklerine karşı sabret. Güneşin doğmasından ve batmasından önce Rabbını hamd ile tesbîh et; gece saatlerinde ve gündüzün etrafında da O'nu tesbîh et ki hoşnutluğa eresin. Ayete göre vakitler : *Güneşinden doğuşundan önce(fecr) *Güneşin batışından önce ( bu ikindi olarak alabiliriz ama bütün öğleden sonrayı bile sayabiliriz , hatta bütün günü) *Gece *Gündüzün etrafı (burada Hud 114'ten farklı olarak atrafen nehari yani çoğul form var) Şimdi bu ayete göre bunlar günün farklı vakitleri. Bu durumda atrafen nehari geceden ayrı bir zaman dilimi. Öyleyse "tarafeyin nehari" de gündüzün içindeki 2 vakte tekabül etmeli değil mi? Ama kafa karıştıran başka bir nokta ise, fecr gecenin içinde, ikindi de "atrafen nehari"nin içinde olmasına rağmen neden ayrı anılıyorlar. Acaba özellikle o vakitlerde tesbih daha mı önemli ? Bu ayete dayanarak HUD 114'e baktığımızda, 2 adet gündüz (tarafeyin nehari) ve en az üç adet gece ( zülefem minel leyl çoğul form olduğu için ) salat anlaşılmaz mı ? Eğer tarafeyin nehari , geceye ait bölümleri tarif ediyorsa neden gecenin gündüz uçlarındaki iki zülefi değil de gündüzün iki ucu gecenin çoğul zülefi tabiri kullanılmış ? Bu çelişki değil mi ? Kendisine e-mail yazdım ama uzun süredir yanıt gelmedi. Ben Arapça'ya hakim değilim. Bu konuyu Arapça dilbilgisi ile değerlendirebilecek olan var mı aranızda ? Herkesin bir görüşü var ama ben sadece dilbilgisi açısından yardım istiyorum. Şimdiden teşekkürler. |
nuhungemisi Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (2. September 2011) |
29. August 2011, 01:59 AM | #2 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Tâ-Hâ 130
(Resulüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!). Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; Burada bahseden kesin bir zaman değil yayılmış bir zamandır,,, Yani güneşin batmasından önce; GÜNDÜZLERİ ve doğmasından önce; GECELERİ Allahı tespih et... Onu unutma, Allahtan gafil olma... Bu kesin bir zaman olmadığı gibi bir zaman aralığıda değildir. Kimse diyemezki bu güneşin batmasından hemen önceki vakittir... Hayır bu güneş batmadan önceki her saati kapsar. Zaten Ayetin devam eden kısmında güneşin batıp doğmasından önceki zamanın tanımını yapmıştır; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında Kısaca iki cümlede aynı şeyi anlatmaktadır; Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; yani gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!)... Tespih etmenin bir süresi varmıdır? 2 saat tespih edebilir miyim? yada 5 dk? Allah hatırlandıkça tespih edilir. Allah bu ayeti indirmiştir ki, bu ayet sonucunda güneş doğarken de batarkende ve ikisi arasındaki tüm zamanlarda ALlah aklımıza gelecek ve onun büyüklüğünü hamd ile tespih edeceğiz. Tespihin süresi olmadığı gibi başlangıç bitiş zamanı da yoktur. Belirli bir kalıbıda yoktur. Allah bu ayette aslında günün her saatini anlatmıştır. Güneş doğmadan ve batmadan önceki saatlerde yani; Gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafındaki bir kısım saatlerde Allahı an överek tespih et. diye düşünüyorum. Allah en doğrusunu bilir. Allah ilmimizi artırsın. |
29. August 2011, 09:29 AM | #3 | |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Aug 2011
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 16
Tesekkür: 3
12 Mesajina 28 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Alıntı:
Bu doğru bile olsa, neden gece ve gündüz 2 kere tarif edilmiş ki ayette ? Bu şekilde düşünülünce ayet şöyle oluyor : Rabbini gece ve gündüz tesbih et, gece ve gündüz de tesbih et ki hoşnutluğa eresin ???? Herşeyi zaman-şekil üstü görme eğilimi kendimizi daha akıllı görmemizden mi kaynaklanıyor ? Bence tesbihin zamanı ve süresi vardır. Belirli bir anda Allah'ı anmaya, yüceltmeye başlarsınız ve bu bir süre sonra biter. Sonra zihniniz yine diğer şeylere yönelir. Ben de anlıyorum Allah'ın her zaman, mümkün olduğunca çok zikredilmesi, tesbih edilmesi gerektiğini. Benim esas sorum "tarafeyin" ve "atrafen nehari" "zülefem min el leyl" üzerine zaten. |
|
nuhungemisi Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (2. September 2011) |
29. August 2011, 01:03 PM | #5 |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun Aleykum! Değerli Nuhungemisi Kardeşim!
Sözünü ettiğiniz sözcüklerin türetildiği kök harfler "tı,ra,fe" dir. Taraf sözcüğünün ikili kalıbı "tarafeyndir"/iki taraf, çoğul kalıbı da "etraf"tır/taraflar. Kusursuzluk sadece allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
29. August 2011, 01:22 PM | #6 | |||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26 |
Alıntı:
Bakalım Allah ayetlerde belirli zamanlardan mı bahsetmiş, yoksa Taha 130 daki gibi genel bir zaman mı? sizce aşağıdaki tespih emirleri hangi vakit namazına (!) ait? Âl-i İmrân 41 Zekeriyya: Rabbim! (Oğlum olacağına dair) bana bir alamet göster, dedi. Allah buyurdu ki: Senin için alamet, insanlara, üç gün, işaretten başka söz söylememendir. Ayrıca Rabbini çok an, sabah akşam tesbih et. Âl-i İmrân 191 Onlar, ayakta dururken, otururken, yanları üzerine yatarken (her vakit) Allah'ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünürler (ve şöyle derler: ) Rabbimiz! Sen bunu boşuna yaratmadın. Seni tesbih ederiz. Bizi cehennem azabındankoru ! Meryem 11 Bunun üzerine Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: "Sabah akşam tesbihte bulunun" diye işaret verdi. Tâ-Hâ 33 Böylece seni bol bol tesbih edelim. Enbiyâ 20 Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz (Allah'ı) tesbih ederler. Mü’min 55 (Resulüm!) Şimdi sen sabret. Çünkü Allah'ın vadi gerçektir. Günahının bağışlanmasını iste. Akşam-sabah Rabbini hamd ile tesbih et. Tûr 48 Rabbinin hükmüne sabret. Çünkü sen gözlerimizin önündesin. Kalktığın zaman da Rabbini hamd ile tesbih et. İnsan 26 Gecenin bir kısmında O'na secde et; gecenin uzun bir bölümünde de O'nu tesbih et. Eğer yukarıdaki ayetleri tadiline uygun bir şekilde yavaş yavaş vve düşünüp anlaya anlaya okuduysanız, TAHA 130 size daha anlamlı gelecektir. Anlayana sivrisinek saz gereği, bu kadar yeter. Şimdi Allahın emretmediği ama insanların kesin bir zaman çizelgesi oluşturduğu ruhbani ritüel manaları çıkarılan ayetleri okuyalım. Allah bağlantıyı gören gözlerden eylesin. Kâf 39 (Resulüm!) Onların dediklerine sabret. Güneşin doğuşundan önce de, batışından önce de Rabbini hamd ile tesbih et. Tâ-Hâ 130 (Resulüm!) Sen, onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgü ile tesbih et; gecenin bir kısım saatleri ile gündüzün etrafında da tesbih et ki, sen, Allah'tan hoşnut olasın, (Allah da senden!). Rûm 17,18. Haydi siz, akşama ulaştığınızda sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah'ı tesbih edin, ki göklerde ve yerde hamd O'na mahsustur. Tûr 49 Gecenin bir kısmında ve yıldızların batışından sonra da O'nu tesbih et. Alıntı:
Alıntı:
ama umarım siz benim acizane ne anlattığımı anladınız. Allah Kuran çizgisinden yolundan ve kıblesinden saptırmasın. Allah ilmimizi artırsın. Konu hiiic tarafından (29. August 2011 Saat 01:33 PM ) değiştirilmiştir. |
|||
29. August 2011, 03:43 PM | #7 | |
Yeni Üye
Üyelik tarihi: Aug 2011
Bulunduğu yer: istanbul
Mesajlar: 16
Tesekkür: 3
12 Mesajina 28 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0 |
Alıntı:
KAF 39 ile TAHA 130'un farkı nedir sizce ? TAHA 130'da neden gece ve gündüz 2 kere tekrarlanıyor olsun ki? Ben tesbih = namaz iddiasında değilim , HUD 114'te emredilen salatı ve vakitlerini çözmeye çalışıyorum Kur'an'da "sürekli tesbih" üzerine çok sayıda ayet olması , HUD 114'te belirli vakitlerde salat emredilmediği anlamına gelmez. Kaldı ki, ben tesbih üzerine olan ayetlerin hepsinin 100% bir netlikle sürekliliği kastettiğine katılmıyorum. Sabah-akşam , gece-gündüz gibi ikilemeleri biz de Türkçe'de süreklilik anlamında kullanmıyor muyuz ? Ama taha 130'da güneşin konumundan bahsediliyor mesela, tekrar soruyorum neden gece ve gündüz iki kere arka arkaya belirtiliyor aynı ayette ? Güneşin doğuşundan önceyi tüm gece olarak anlamak yerine fecr vakti olarak anlamak bana daha doğru geliyor. Sürekli tesbih anlayışıyla ilgili bir sorunum yok. Ben de öyle düşünüyorum. Sadece, Allah ayette güneşin doğuşundan önce tesbih et dediyse mutlaka fecr vaktinde tesbih etmek gerekir diye anlıyorum mesela. Yani güne tesbihle başlamak. Ve gün içinde bolca. Gecenin bir bölümünde ve secdelerin arkasından da O'nu tesbih et. (KAF 40) Bakın secdelerin ardından diyor. Belirli bir durum/zamanda tesbih emri var. Ben namazımın son secdesinden sonraki oturuşta Allah'ı tesbih ediyorum bu ayete dayanarak. HUD 114'te Allah neden "tarafeyin/iki taraf" ikil formu seçmiş ? Ve neden zülefem çoğul tanımlamayı ? Biri size "gündüzün iki tarafında yemek ye" dese ne anlarsınız ? "Gece gündüz/sabah akşam yemek ye" dese ne anlarsınız ? Umarım ben de ifade edebilmişimdir kendimi. Sevgili hiiic ilk alıntıladığınız bölümü geri alıyorum, bazen eleştiri ile saldırı arasında ince bir çizgi oluyor. Bir de ön yargı olayı var. Belirli bir derecede samimiyete sahip olmadığınız insalara karşı eleştiri yapmak polemikle sonuçlanıyor genelde. Bazen ön yargılı olmak kötü yanlarımdan biri. Ben yapıcı olmak istiyorum ve adil olmak. |
|
nuhungemisi Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler: | Miralay (2. September 2011) |
2. September 2011, 09:15 AM | #8 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 176
Tesekkür: 627
164 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Salat vakitsiz ve nakitsiz(zekat) olmaz.
Salatın vakitleri olabilir de namazın -belirli bir- vakti olmaz diye düşünüyom. En doğrusunu Allah bilir. |
7. September 2011, 01:45 PM | #9 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Jan 2010
Mesajlar: 207
Tesekkür: 30
72 Mesajina 144 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25 |
kuranda,SABAH AKŞAM,GECE GÜNDÜZ,vb zamanların anlatımı bazen konuyla ilgili olarak SÜREKLİLİĞİ ANLATIR ,YANİ bu tür durumlar DEYİMDİR...
Örneğin,bizlerde bazen şunu kullanırız,ADAMA SABAH AKŞAM anlattım ,Burda bizler sabah akşam anlattımı DEVAMLI ANLATTIM OLARAK kullanırız ve buda deyim dir. NOT.kuranı anlamada oluşturulacak sağlam bi metedoloji bu tür anlamadaki karışıklığı çözmeye yardımcı olur kanaatindeyim.. Konu müslümanlardan tarafından (7. September 2011 Saat 01:47 PM ) değiştirilmiştir. |
7. September 2011, 04:11 PM | #10 | ||
Uzman Üye
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24 |
Alıntı:
BİR BİR TAVSİYEM VAR "arap dilinde farklar sözlüğü " EBU HİLAL EL ASKERİ "NİN bir kitabı... şiddetle her kişiye tavsiye edrim.. tamamen türkçe .... işaret yayını... kuranda zaman kavram bölümüne bakarsanız, namazın 5 vakit, salatın salatul vusta ile 3 vakit olduğunu arapça ve kuran ile mütela edersiniz. |
||
Bookmarks |
Etiketler |
günün, namaz or salat, vakitleri, üzerine |
|
|