hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İman ve mü’minler > Din

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 21. November 2012, 08:21 AM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart Kavram KARGAŞASI

Yüzyüze konuşurken ne kadar da rahat davranırız. Ne kavramlar havada uçuşur, ne modern sözlüğün tümünü ortama taşırız ne de bilmediğimiz yığınla kelimeyi bir oturuşta karşımızdaki insanın yüzüne boca ederiz. Sonuçta 300 kelimeyle derdimizi, tasamızı rahatlıkla anlatabiliriz. Nasıl olsa güncel bir lehçemiz vardır. Konuşamasak da alnımızdaki kırık çizgiler içinde bulunduğumuz durumu bir güzel anlatır. Bu yüzyüze konuşmanın hasbihal etmenin ne mühim bir şey olduğunun da göstergesidir.

Yüzünü dahi hiç göremediğimiz insanlarla da iletişim kuralım diye Yüce Allah, kalemle yazmayı öğretmiş insana. Konuşamazsak yazışırız kabilinden mürekkeb ve kağıt nedir bilir hale getirilmişiz. Maalesef yazışmak artık öyle bir hal almış ki, karşımızdakine bir gram doğru anlatacağız derken yanına on kilo laf salatası doğrayıp, doğruları da salataya feda eder olmuşuz. Şu iletişim çağında iletişim kuramaz hale gelmişiz. İnsanlar cebinde “BÜYÜK DÜNYA SÖZLÜĞÜ” gezdirir olmuş. Kişiye özel üslup kullanır olmuşuz. Ahmet'e başka Mehmet'e başka yazışır olmuşuz. Nasıl olsa sözlüğün dibi yok.
Hele din adına üretilen yeni yazı dilleri var ki evlere şenlik. Tabi insan ürküyor. Aynı dil grubuna mensup olduğunu “ZAN”nettiğimiz şu toplumda ne hikmetse elit kalem sabısı kesimle bir türlü İLETİŞİM KURAMIYORUZ. Onların yazı dili ayrı, konuşma dili ayrı. Eskiden , TV de kendine göre kötü bir şey görünce vay ahlaksız vay derdik. Şimdi ahlaksızlık olmuş “GAYRİ AHLAKİ”. “EDEPSİZLİK” olmuş, “yanlış davranış” "DAVRANIŞ BOZUKLUĞU". Eskiden “MUTTAKİ” derdik, şimdilerde “ERDEMLİ BİREY” demeye başladık. Güzel tutum ve davranışlara “TAKVA” derdik şimdilerde ise “POZİTİF BİLİNÇ” diyoruz. Belki mana itibariyle aynı anlama geliyor orası dert değil ama, burada önemli olan “EŞEK ve SEMER İLİŞKİSİ”. Hani derler ya: “Eşeğe altın semer de vursan eşek gene eşşektir”.
Artık yazı dilimiz batı toplumuna uyuyor. Doğunun lehçesi bu topraklardan yavaş yavaş kendisini çekiyor. İnsan bazen bu kalem sahiplerinin yazılarını okuyunca “Almanya’ya yeni yerleşmiş Ankaralı” gibi yabancı hissediyor kendisini.
En kötüsü ne biliyor musunuz? Bu kavram batağından zerre kadar da olsa nasibini almış bir müslümanla sohbet etme veya yazışma gafletinde bulunmak. Aman Allah’ım. Sanırsınız ki “KİRAMEN KATİBEN” denetçileri ile yazışıyorum. (Teşbihde hata olduysa Allah’ım affet) Ürküyorum. Herhalde ya canımı alacak ya da iyi bir fırça atıp gidecek. Ezberlediği ne kadar modern kavram varsa bir solukta yığıveriyor önünüze. O ağırlığı taşıyamayız ki. Herkesin bir istihap haddi var canım. Nasıl kaldırsın o kadar modern kavramı bu bünye. Ne yazık ki o da ruhunu evde bırakmış gelmiş. Ondan da “TAT“alamıyorsunuz ve iletişemiyorsunuz.
Peki bu yazı dilindeki değişim iyiye mi işaret? Bizce değil. Batı terimlerinin İslam Dini’ne uyarlanması olayın “tat” boyutunu ortadan kaldırıyor. Batının yazı dili bana ruhsuz geliyor. Bu dille yazan entel dantel adamların yazılarında “RUH” yok. Anlatmak istediği şeyi özümseyemiyorsunuz. Sahip çıkamıyorsunuz. Ahanda bu benim derdimi anlatmış diyemiyorsunuz. Maval anlatıyor deyip geçiyorsunuz. Anlattığı doğru bile olsa (doğru olduğunu anlayabilirsek tabi) anlamakta zorlanıyorsunuz.
Belki de bizim gibi sıradan gözükmemek için bu yazı dili onlara sıradanlık arzetmiyor olabilir. Artık bize mâl olmuş Kur’an’i kavramları böyle modern lafızlar halinde görünce üzülüyor insan. Ezan’ın Türkçe okunması gibi bir şey bu. Yazarın anlatmaya çalıştığı şeyin ruhunu yakalayamıyorsunuz.
Örneğin; Müslüman Ahlakı ile ilgili bir yazı okuyorsunuz, sanırsınız ki AB Müzakereleri için hazırlanmış bir metin. Herhalde bunu elin gavuruna yazdılar deyip okumaktan vazgeçiyorsunuz. Hissedemiyorsunuz, dokunamıyorsunuz, anlatılanı içinizde yaşayamıyorsunuz. Yani denizi yaramıyorsunuz, boğulup gidiyorsunuz.
Bu şunu gösteriyor, kavramları değiştirmek ve insanlara yeni haliyle sunmak kolay. Fakat yenilenmiş kavramların arkasına sığınanların kafa yapılarını değiştirmesi çok zor. Niye, görünen köy kılavuz istemiyor da ondan. Bir yaralı parmağa dahi işeyemeyen güruh, entel ağabeyliğe soyunuveriyor.
Modern lehçeyi eski lehçeyle kıyaslıyorum, ataları ne anlatmışsa bizim entel ağabeyler da onu anlatıyor. Değişen bir şey yok ki. Kavramları yenilemektense kafaları yenilemek daha uygun. Sanırım entelektüel camianın pasaportu da bu kavram kalabalığıyla ilintili. Ne kadar “kavram karmaşası yaratırsanız” pasaportunuz o kadar hızlı veriliyor. Ne acıdır ki, böylelerine de “MODERN MÜSLÜMAN” deniliyor. Bunlar firavun döneminde yaşasalardı, firavun bunlarla misket bile oynamazdı. Samiri döneminde yaşasalardı samiri bunlara “altından buzağı” yapmaya üşenirdi. Onun yerine aliminyumdan yapar başından savardı bunları.
Hep yazıyoruz, hep okuyoruz. Niye: Kur’an’ı belki daha iyi anlarız diye.. Bu kocaman bir yalan. Düpedüz aldatmaca. Kapitalist dünyanın tuzağı. Kitap satış politikası. Başka bir şey değil. Bu entel dantel camianın ileri gelenlerinin yazılarıyla kitabı anlamanın mümkünatı yok. Çünkü olayın “TAT” boyutu yok. Tadamıyorsunuz. Dolayısıyla, bu yitinizi kaybederseniz Kur’an’ı falan da anlamanız mümkün değil.
En iyisi basit, sıradan, saf ve sadeliğinizi korumak istiyorsanız, (kaldı mı böyle insanlar bea) bu yazı sahiplerinin bahçesinin önünden bile geçmeyeceksiniz. İstediği kadar “KAVRAM ÇATLATSIN” onların mahallesinden uzak duracaksınız. Entel dantellerin yazılarına, saflığınızı kurban etmeyiniz. Okunmaya en layık olan, dokununca “TAT” alabildiğiniz, olayları yaşayıp, hissedebildiğiniz kaynakla meşgul olacaksınız. Kim ne derse desin, bu kavramları üretenlerin, kullananların Dinini anlamaya ve yaşamaya çalışan insanlara verdiği tahrifatı elin gavuru istese de veremez.
İlahiyat camiası ve dini zihin yapısı böyle işte. İçi boş hurma kütüğü gibi. Görünüşleri bir şeye benzer ama içi boş. Tam takır kuru bakır.
Sonuç olarak; Kur’an’daki kavramlara sahip çıkalım, onlarla oynayanları azarlayalım. Bu konuda mümkünse hiç yenilenmeyelim, hep köylü kalalım. Kafaların nasıl değiştiğini bunlara gösterelim. Belki bizi örnek alıp onlar da “KAVRAM ÇATLATMACA OYUNUNDAN” vazgeçerler. Ya da “BU AVAM BENİ ANLAMIYOR” deyip kabuklarına çekilirler.
Bakmayın siz bunların lehçelerinin değiştiğine. Zihhniyetleri aynı, Kafaları aynı. Kur’an’ın önündeki engeller de modernleşiyor bunların sayesinde. Çoğu farkında olmadan engel oluyor bu yola. Modernizmle – İSLAM’ı harmanlayarak Müslümanlara iyilik yaptığını sanan entel dantel ağabeylere şunu deyin yeter.

“GÖLGE ETMEYİN BAŞKA İHSAN İSTEMEZ”.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
kargaşasi, kavram


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 02:03 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam