hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > NEBİLERİN SONUNCUSU MUHAMMED PEYGAMBER > Tebliğ görevi ve mücadelesi

 
 
Seçenekler Stil
Alt 9. June 2011, 12:35 PM   #1
nerdogan
Katılımcı Üye
 
Üyelik tarihi: May 2011
Mesajlar: 47
Tesekkür: 112
27 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 0
nerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud ofnerdogan has much to be proud of
Standart Ahmet Tekin'e göre Hz.Muhammed'in sünneti

Merhabalar, az önce okuduğum bir makaleden bölümler paylaşmak istiyorum.Ahmet Tekin'in Kuran tefsiri ile ilgili verdiği bir söyleşiyi okudum.Kendisinin bu detaylı eserini okumadım ancak diğer tefsirlerden farklı olarak her Arapça kelime ve ifadenin birbirinden farklı anlam ve alt anlamlarıyla açıklamaları meale gömmüş.Yani dipnot vermek yerine direkt kendi ifadeleri ile bu anlamları bir arada sunarak anlamamızı kolaylaştırdığını savunmakta.Kendisinin tefsirlerinden örnekleri bu forumda bir başlıkta okudum ve verdiği bilgiler hoşuma gidince eserlerini araştırmaya koyuldum.Bu yazıyla karşılaştım.Sizlerin de değerli fikirlerini bekliyorum.

Alıntı:
Şuradan girelim bu konuya. Kur’an-ı Kerim’i Allah öyle bir şekilde oluşturmuş ki çok manalı, az kelime ile okuma kolaylığı ve ezberleme kolaylığı sağlamış. Bir kelimenin otuz tane manası var, başka bir kelimenin elli iki tane manası var, en az manası olan kelimenin sekiz tane manası var. Şimdi, eğer siz doğru tercihler yaparak yani mahzufları, mukadderleri açığa çıkararak Kur’an’ı insanlara anlatırsanız, meâllendirirseniz veya benim yaptığım gibi tefsirî meâl nitelikli yazarsanız, Kur’an’daki ayetleri doğrudan hayata geçirmeniz, anlamanız mümkün. Ancak, lafzî tercümelere bakarak Kur’an ayetlerinden bir şey çıkarmaya çalışmak insanları sıkıntıya sokar. İkincisi, Kur’an-ı Kerim Peygamberimiz (sav) tarafından açıklanmış, birçok ayette ve “ve yüallimükümü’l-kitabe” “ve yuallimüke’l-kitabe” gibi ifadeler var. Buraya “Okuma yazmayı öğretir.” anlamı verilmiş. Halbuki “Sana kitaba vukufu öğretiyor.” manasındadır. Kur’an-ı Kerim’de namaz geçiyor, zekat geçiyor. Kur’an-ı Kerim’de namazın vakitleri belli edilmesine rağmen -beş vakit Kur’an’da var- o da dikkatli tercüme edilmediği için açığa çıkarılmamış. Eğer dikkatli tercüme edilse, doğru meâllendirilse, beş vaktin beşinin de Kur’an’da olduğu görülür. Birçok kimse üç vakit var da diğer iki vakit yok gibi ifadeler kullanmışlar. Bunlar var, ben web sayfamda -ahmettekin.net- bunları yazdım. Şimdi, bir kısım ifadeler, öyle kelimeler var ki bunların detaylarının Allah tarafından Hz. Peygamber’e öğretilmesi, Hz Peygamber’in de bize öğretmiş olması lazım. Mesela namazın kaç vakit olduğu Kur’an’da var; ama hangi vakitte kaç rekat kılınacak, nasıl kılınacak, nasıl kıyamda durulacak, nasıl rükûa varılacak, rükûda ne okunulacak, secdede ne okunulacak? Bunların hepsi Hz. Peygamber tarafından açıklanıyor.

Yine, Kur’an’da zekat zikrediliyor; ama zekatla ilgili detayları Hz. Peygamber’in sünnetinden öğreniyoruz. Dolayısıyla peygamberlerin kendilerine indirilen kitabı, ümmetlerine açıklaması gerekiyor ve bizim Peygamberimiz de bunu açıklamış. Bunun adı sünnettir, bunun adı hadistir ve hadisler olmadan Kur’an’ın bir kısım hükümlerinin anlatılması da anlaşılması da fevkalade zordur. Ayrıca, Kur’an’daki hükümler kadar hadislerde de hükümler vardır. Bir de “Kur’an, İslam’ın birinci kaynağı, hadisler ise ikinci kaynağı.” diye bir şey yoktur. Kur’an da hadis de İslam’ın birinci kaynağıdır; hadis, Kur’an gibidir. Peygamberimiz (sav) buyuruyor ki: “Kur’an’daki hükümler kadar ben de hükümler koydum.” Bir kısım insanlar Hz. Peygamber’i veya peygamberleri “postacı” durumuna koymak istiyorlar, kesinlikle böyle değil. Eğer ortadan peygamberleri kaldırırsanız ve peygamberlerin tebliğini, teşriini dikkate almazsanız ortada din kalmaz. Kur’an yetmez hâle gelir o zaman. Çünkü Kur’an ile sünnet birbirini tamamlayarak din tamamlanmış oluyor. İmâm-ı Malik diyor ki -nakledilen hadisleri öğrenirken- “Dininizi sıhhatli kaynaklardan alın.” Din dediği şey hadis. Bu fevkalade önemli bir şey. Kur’an-ı Kerim’de Şûrâ sûresinin 52. ayetinde “Vekeżâlike evhaynâ ileyke rûhan min emrinâ mâ kunte tedrî me’l-kitâbu vele’l-îmânu velâkin ce’alnâhu nûran nehdî bihî men neşâu min ibâdinâ…” buyruluyor. Burada Kur’an’ın bir nur olduğu, Allah’ın insanlara o nur vasıtasıyla doğru yolu gösterdiği ifade ediliyor. Arkasından da “…veinneke letehdî ilâ sırâtin mustekîm” “Sen de doğru yolu gösterebilirsin. Sen de hidayet bilgilerini, insanların yolunu aydınlatan bilgileri verebilirsin.” manasına hüküm var.
Bir de Tevbe Sûresi’nin 29. ayetinde “Kâtilülleżîne lâ yu’minûne billâhi velâ bi’l-yevmi’l-âhiri velâ yuharrimûne mâ harramallâhu verasûluhu…” buyruluyor. Şimdi Allah ve Rasûlü’nün haram kıldığını haram saymayanlar, hem Allah’ın haram kıldığını hem de Rasûlü’nün haram kıldığını haram saymamış oluyorlar. Yani, Rasûlullah’ın hüküm koyma, şeriat koyma, kanun koyma yetkisi kesinlikle var.

Bir de “Veekîmu’s-salâte veâtü’z-zekate veetî’û’r-rasûle…” (Nur, 24/56) ifadeleri var Kur’an-ı Kerîm’de. “Namazı erkânına, şartlarına uygun olarak aşikâre kılın, zekatı verin ve Rasûlullah’a itaat edin.” Burada “Rasûlullah’a itaat ediniz.” ne demek? Niçin namaz ve zekattan hemen sonra zikrediliyor? İşte, Rasûlullah’ın bu konuda koyduğu teşrii hükümlere riayet edin, itaat edin manasına geliyor. Bunlar fevkalade önemli şeyler. Şimdi biz, Rasûlullah ile şu anda muhatab mıyız, içimizde yaşıyor mu? Yaşamıyor… Peki Rasûlullah’a biz nasıl itaat edeceğiz? İşte, sünnetine itaat ederek, koyduğu hükümleri kabul ederek itaat edeceğiz. Biz Allah ile muhatap mıyız doğrudan? Değiliz, Rasûlü muhataptı. Peki, “Allah’a itaat edin.” diyor. Burada da Kur’an var, O’nunla itaat ediyoruz. Dolayısıyla “Allah’a itaat edin”in arkasında “Rasûle itaat edin” derken, bize çok ciddi bir şey söyleniyor; “Rasûlullah’ın vakıf olduğu, size öğrettiği şeyleri kabullenin, size tebliğ ettiği şeylere itaat edin.” manası var burada, bunlar da önemli şeyler.

“…vemâ âtâkümü’r-rasûlü fehużûhü vemâ nehâküm ‘anhü fentehû…” (Haşr, 59/7) ayeti de var. Buradaki “âtâ” kelimesi Kur’an-ı Kerîm’de sorumluluk tevdi etmek manasına geliyor, asıl manası o. Bir şeyi vermek manasına da geliyor, yani birçok manalarından birisi de o. Burada, “Rasûlullah’ın size tevdi ettiği sorumlulukları alın.” manasına geldiği gibi, “Size verdiğini alın.” manasına da geliyor. İşte, ganimetten, beytül maldan vs., size verdiğini de alın manasına geliyor.
Bir de Müminûn sûresinin 60. ayetinde “Velleżîne yü’tûne mâ âte’v- vekulûbuhüm veciletün ennehüm ilâ rabbihim râci’ûn” ayeti var. Bu ayet, bundan önceki müminler için önemli olduğu gibi bugünküler için de yarınkiler için de sorumluluk konusunda fevkalade önemli. Bu ayet, “Geçmiş nesillerin size tevdi ettiği emanetleri, sorumlulukları -dini sorumluluklar da var, başka sorumluluk da var tabi- gelecek nesillere aktarmaya devam edenler” manasına geliyor. Bir de “Acaba ben bu sorumluluğu yerine getirdim mi, getirmedim mi endişesi taşıyarak yerine getirenler” manasına geliyor. Bir de bunun ilahi huzurda hesabının verileceği ifade ediliyor. Bunlar da fevkalade önemli şeyler.
Bakınız, Kur’an-ı Kerim’de Kalem sûresinde, “Veinneke le’alâ hulukin ‘azîm” ayeti var, Peygamberimiz için söyleniyor. “Sen yüksek bir ahlakı, büyük bir ahlakı, azametli bir ahlakı öğretmeye, yaşamaya, tebliğ etmeye memursun.” demek. Kur’an ahlakı, Kur’an’ın getirdiği kurallarla insanı ahlaklandırmak manasına geliyor. Bunun içinde sadece ahlaki kural değil, yani savaş kuralları da var. Yani sen azîm bir ahlak üzeresin derken; Peygamber’in insanlara sadece merhametiyle yaptığı muameleler değil, nezaket kuralları değil, savaşı da içine alan ahlaki kuralları, savaş ahlakına da sahip bir ahlak üzere olduğu ve bu ahlakı yaşamaya, öğretmeye, ondan sonra insanlara tebliğ etmeye memur olduğu açıkça ifade ediliyor burada. Bu ayet de eksik anlaşılıyor, Kur’an ahlakıdır diye söylenilerek. Yani sadece toplum içinde yaşanması gereken, uyulması gereken kurallar gibi algılanıyor. Halbuki milletler arası kuralları da içeriyor. O kadar geniş buradaki mana, öyle düşünmek lazım haliyle. Kur’an ahlakının manası, Kur’an’ın getirdiği esasları özümseyerek hayatımıza geçirmek manasına geliyor.
Bu yazılanlardan çıkardığım kadarı ile Sn.Ahmet Tekin Hz.Muhammed'in bir kaynaktan okuduğum kadarı ile ölümünden 150 yıl sonra kağıda geçen "hadis" lerinin dinimiz için en temel kaynak olarak Kuran ile değerlendirilmesi gerektiğini ve Kuran da da kendi meallerine göre buna benzer ifadelerin bulunduğunu belirtiyor.Bu durumda yazılıp çizilen binlerce hadis Kuran ile birlikte dinimizin kaynağı mı olmalımıdır gerçekten?
Hz Muhammed tebliğ görevinin dışında hüküm koymakla mı sorumlu tutuldu acaba?

Benim okuduğum ayetlere göre Hz Muhammed hüküm koyamıyordu.Ancak bilgim ve ilmim henüz çok kısıtlı o nedenle bir iddiada bulunmak yerine bilgilerinize sunmak istedim.

Bundan ayrıca Peygamberimizin 5 vakit namazı öğrettiği ve fakat bu namazların nasıl kaç rekat kılınacağını Kurandan öğrenemeyeceğimiz için kendisinin bize anlattığı da belirtiliyor.Bu doğru ise bu taktirde Kuranı Ahmet Tekin'in değil örneğin Hakkı Yılmazın mealinden okuyacak yabancı-Türk ve Arap tarih kültürün ve geleneklerinden habersiz- bir insan Peygamberimizin öğrettiği geleneksel namazı nasıl kılacaktır, nasıl bilecektir?Her iki mealide okuyunca kafası karışıp dinden soğumayacak mı, peygamberimize olan inancı azalmayacak mıdır?

Bu kadar yıldır Kuran ve ilimi üstüne araştırmalar yapan bu derece kapsamlı yayınları olan bu büyük yazarın verdiği bilgileri sorgulama ihtiyacı duyuyorum izninizle.
nerdogan isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
 

Bookmarks

Etiketler
ahmet, göre, hzmuhammedin, sünneti, tekine


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 06:41 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam