hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TEMİZLİK VE İBADET > Temizlik ve Temizlenmek > Abdest

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 12. November 2012, 01:43 PM   #31
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Merhaba.

Benim aklima
baska sorular da
geliyor:

Örnegin

-Inananlarin askerleri
"salât"i

cephede

KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler (Nisâ 101-103).

-Eger salât
egitim-ögretim ve sosyal yardim
ise

KIYAM ve SECDE
bunun
neresinde?

-Allah sizi uyariyor:

kafirler
sizin silah ve esyanizdan uzak bir âninizi kollamaktadir;
bir saldirisla üzerinize cullanacaklar.

Böyle bir andaki ruh haliniz

egitim-ögretim ve sosyal yardim calismasini
kaldirir mi?

-En taksurû min es-salât,
o salâttan eksiltmeniz de gerekiyor.

Yani vakit yok.

O dar vakitte
neyin "egitim-ögretim ve sosyal yardim"ini
gerceklestireceksiniz?

Cevap: Kurân'in egitim-ögretimini...

Iyi güzel de
askerleriniz can derdinde
siz "Sana kadinlarin aybasi halini soruyorlar" diye baslayan bir "egitim-ögretim"in derdindesiniz...

O askerlerin
oracikta
sizi
bakislariyla öldürmeyeceginden emin misiniz?

Arti,

"Kurân'i tane tane oku; acele etme!" diyen Allah
onaylar mi bu yaptiginizi?

Sevgi ile,
Hasan Akcay
Sevgili Hasan ağabeyimiz,

Size de teşekkür ederim. benim daha sonra soracağım sorulardan bir tanesini siz burada güzelce açıklayarak sormuşsunuz.

Sevgili Halil ağabeyimiz, önceki sorularımı cevapladıktan sonra, diğer sorularımda olacak...

Bu şekilde namaz konusu daha belirginleşecektir diye düşünüyorum...

selam ve saygılarımla...
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12. November 2012, 02:03 PM   #32
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Size yeniden okur musunuz dememin nedeni:

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

yazınız üzerine bazı sorularım olacaktır. Uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ederim.
...

4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?[/b][/font]
...

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum! Değerli Sevginur Kardeşim!
...

Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.

Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir. Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.

Nisâ;134:Ve Allah'ın fazlından isteyin. Şüphesiz Allah her şeyi en iyi bilendir. Kim dünya sevabını istiyor idiyse; bilsin ki dünya ve âhiret sevabı yalnızca Allah katındadır. Ve Allah çok iyi işiten ve çok iyi görendir.

A‘râf;29:De ki: “Rabbim adaleti emretti. Her mescidde yüzünüzü O'na doğrultun ve dini yalnız Kendisine has kılarak O'na yalvarın. İlkin sizi yarattığı gibi O'na döneceksiniz.”

A‘râf;55-56:Rabbinize alçala alçala ve gizlice/ açıkça göstererek dua edin; namaz kılın. Kesinlikle O, sınırı aşanları sevmez. Ve düzeltildikten sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. O'na, ürpererek ve rahmetini umarak dua edin. Kesinlikle Allah'ın rahmeti, iyileştirenlere güzelleştirenlere çok yakındır.

A‘râf;180:Ve en güzel isimler Allah'ındır. Öyleyse O'nu onlarla çağırın. O'nun isimlerinde eğriliğe sapanları da terk edin. Onlar yapmakta olduklarının karşılığını yakında görecekler.

A‘râf;205:Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!

Bakara;186:Ve kullarım, sana Benden sordukları zaman; biliniz ki şüphesiz Ben çok yakınımdır. Bana dua edince, duacının duasına cevap veririm. O halde reşit olmaları için onlar da Bana karşılık versinler ve Bana inansınlar.

Mü’min;60:Ve sizin Rabbiniz, “Bana yalvarın, dua edin ki size karşılık vereyim. Şüphesiz Bana ibadet etmekten büyüklenen kimseler yakında horlanmış olarak cehenneme gireceklerdir” dedi.

Allah’a kul olduğunu belirtmek için “LA İLAHE İLLA ALLAH” diyerek kulluğunu yalnız Ona has kılmak isteyenin ALLAHINA YAKARMAMASI özellikle bunu TAZARRUAN YAPMAMASI düşünülebilir mi?

ALLAHA ANCAK MÜSTAĞNİLER/ YAKARMAZLAR.
Alak;6: Kella, innel'İnsane leyatğa;
Alak;:7: En reahüstağna;
Alak;8:İnne ila Rabbikerrüca';
Alak;6,8: Hayır… Hayır… Dönüş Rabbine olmasına rağmen insan, kendini yeterli gördüğünde (zengin olduğuna inandığında), kesinlikle azar (tuğyan eder).
Kaynak:İşte Kur'an

ALLAHA KUL OLDUĞUNU BELİRTEN KİŞİ ACZ İÇERİSİNDE FAKİRLİĞİNİN/İHTİYAÇ SAHİBİ OLMANIN İDRAKİ İÇERİSİNDE AZİZ OLAN ALLAHINA YÖNELİR ONUN KARŞISINDA FAKİRDİR MÜSTAĞNİ DEĞİLDİR.
RABBİ OLAN ALLAH’IN “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn” EMRİNE UYAR VE ed-du‘au bi't-tezarru‘=ALÇALA ALÇALA; SÜREKLİ ALÇALARAK YAKARMASINI SÜRDÜRÜR.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
sevginur (14. November 2012)
Alt 12. November 2012, 02:40 PM   #33
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
sevgili merdem,
Müzemmil 4. ve 5. ayetlerde abdesti nasıl buluyorsun?

Bu surede, buraya kadar olan kısımda namazla ilgili bir hüküm varmıdır da bunları söylüyorsun?

Abdest, sadece namazla ilgili olan bir ön şart değilmidir?

“Maddi pisliklerden elbiseni/bedenini temizle ve arındır. .....(BU KADAR BASIT! suya da lüzum kalmadi )

Şimdi, bu söze dayanarak, elbisesi temiz, kendi yeni banyo yapmış birisi hatta "suya gerek kalmadı" dediğine göre banyoda yapmamış fakat banyo yapmasını gerektirmeyecek durumda olan birisi, bu şekliyle namaz kılabilir! diye kabul etmemizmi gerekir?

Peki kuranda tarif edilen diğer abdest fazlalıkmı olmaktadır?

Not: Müzemmil 4.ayetteki elbise diye çevirilenin de giysi olmadığını, kendi bedeni de olmadığını ayetleri en baştan iyice incelerseniz görürsünüz. Ayetler arasındaki ilişkiyi iyi yorumlamadığınızdan bu şekilde ilgisiz sonuçlar bulabiliyorsunuz.

Yukarıdaki soruyu cevapladığınızda, müzemmil ile ilgili söylediklerimi detaylandıracağım...



selamlar,
aorskaya
Sayin aorskaya kardesim,

Birazcik dahi olsa ironie denen bir sey yok sizde, yukarida yazilardaki soru ve cevaplar, birilerinin sacma satirlarindan örneklerdir onlar. Ben böyle seylere güler gecerim.

Anlatmak istedigim, zavalli insanlarimiz ne sorular soruyorlar ve ne cevaplar aliyorlar. Mühim olan sorulari dogru kisilere yöneltmektir, dogru kaynaklardan aramaktir.

Benim niyetim burada sizlere ders vermek olmadigini elbette anlamissinizdir

Saygilarimla
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12. November 2012, 03:23 PM   #34
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayin aorskaya kardesim,

Birazcik dahi olsa ironie denen bir sey yok sizde, yukarida yazilardaki soru ve cevaplar, birilerinin sacma satirlarindan örneklerdir onlar. Ben böyle seylere güler gecerim.

Anlatmak istedigim, zavalli insanlarimiz ne sorular soruyorlar ve ne cevaplar aliyorlar. Mühim olan sorulari dogru kisilere yöneltmektir, dogru kaynaklardan aramaktir.

Benim niyetim burada sizlere ders vermek olmadigini elbette anlamissinizdir

Saygilarimla
Merdem kardeşim,

İroni konusunda haklısın galiba... İmansızı, rivayetçisi, her şeyi aklınca çözdüğünü sanan cahili derken, ironiyi göremeyebiliyorum.

Ama, senin yazım şeklinde bunu biraz zorlaştırıyor.

Şimdi, burada yaptığın açıklamalardan sonra aynı cümledeki bazı yazıların sana ait olduğu anlaşılıyor. halbuki, cümlede aynı satırdan senin yazılarını devam ettiğinden, senin veya ötekilerin yazısını ayırmak güç oluyor.

Bu yanlış anlamalara sebep olmamak için,

alıntıladığın yazıyı ya [quote] (bitişinde aynı parantez içi / işareti ile başlayacak şekilde olmalıdır) aralıklarında yaz, yahutta alıntı yazıyı bütünüyle başka renk, kendi yazını da başka renk yap ki, hangi cümle senin yada başkasının anlaşılsın.

Bizlere ders verme niyetinde olmadığını söylemene gerek yoktu. Böyle niyet olsun olmasın, benim bildiğimden daha doğru bir bilgiyle karşılaşırsam, onu ders olarak dikkate alır, dersime çalışır ve onu öğrenip kabul ederim.

Bundan da en ufak bir şekilde gocunmam, aksine hatamı düzelttiğim için kendimi de buna yardımı olan kardeşimi de daha çok severim.

Benim yazılarıma katılımınızda, küfür ve şahsi niteleme olmadıkça, hiç çekinmeden yazınız lütfen sevgili merdem.

Senden de öğreneceğim çok şey mutlaka vardır diye düşünüyorum ve inşallah faydalanmayı da isterim.

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (12. November 2012 Saat 03:40 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12. November 2012, 07:38 PM   #35
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Selamun Aleykum Aorskaya Kardesim,

Abdest konusunu baslatan siz oldunuz, burada kafa karisikligi yapilmasina lüzum yok.

http://www.istekuran.net/makaleler.html

Hakki Yilmaz Hocamizin harika aciklamalari var, sitesinde görebilirsiniz ve yararlanabilirsiniz, eger konulari o siteden kopye edip yapistiracak olursaniz daha uygun olur. Ve aciklanmasi gerecek püf noktalari gözümüze carparsa o zaman hep beraber tartisiriz. Sayet aranan tema yok ise Hakki Hocamizin sitesinde, bir de ona sorarsak fena olmaz.

Burasi ilkokul degil, asagi yukari her bir kardesimizin az cok bilgisi var ve de site arandiginda bir cok konularda anlasilir sekilde aciklamar var.Tam olarak tespit edemedim, acaba site kardeslerimizden Kur'an meali yapabilme kapasitesi olanlar varmi aramizda? Yanlis ve eksiklerimiz varsa, bizleri bu konularda aydinlatma yetkilisi Kardeslerimizden bahsediyorum.

Bu gün her cocugun yapabilecegini yapmakla kalmiyalim; Ayetleri kopyeleyip yapistirmakla kalmiyalim lütfen.

Tartisma konusu olacak baska temalar ortaya atilacak olursa bundan hepimiz faydalanabilir ve en uygun akla yakani kabullenebiliriz.

Selamlarimla
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (12. November 2012)
Alt 12. November 2012, 07:49 PM   #36
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez (A‘râf/55) emri, namaz adıyla meşhurlaşan niyaz şeklini ifade etmektedir.

Bir kere daha ifade edelim ki, Kur’ân'daki namaz, işte bu âyetle emredilmiştir. Daha önce de defalarca zikrettiğimiz üzere “salât” sözcüklerinin malum namaz ile alakası yoktur.

“namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir.

Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.
Selamun aleyküm,

Sayın dost1,

"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" etmeyi nasıl namaz olarak bulabiliyorsunuz.

Bu hem araf 55.ayette anlama ters düşmektedir, hem de vakitleri anlatan ayetlerde, namazla ilgili olarak salat yerine, [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] deyiminin geçmesini gerekli kılar.

Yine namazla ilgili ön şart olan abdest ayetlerinde de salat ifadesi namazı karşılamaktadır.

Araf 55.ayetteki,"alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua" yı namaz olarak değilde, herhangi bir zaman veya mekanla sınırlandırmaksızın yapacağımız duanın şekli olarak kabul etmemize engel ne olabilir?

Araf 55.ayeti önceki ve sonraki ayetlerle bir arada ele alıp anlamaya çalışırsak, burada geçen "alçala alçala ve açık-gizli dua"nın sadece dua biçimini gösterdiğini daha kolay görebiliriz.

ARAF SURESİ ALINTILAR:
50-51. Ve ateşin ashâbı, cennetin ashâbına, “Biraz su veya Allah'ın sizi rızıklandırdığı şeylerden bize aktarın” diye seslendiler. Onlar da, “Allah, dinlerini alaya ve eğlenceye alan, basit, iğreti hayata aldanan inkârcılara ikisini de gerçekten yasaklamıştır!” dediler. –Bu günle karşılaşacaklarını umursamadıkları, âyetlerimizi bile bile inkâr ettikleri gibi, Biz de bu gün onları umursamayacağız [cezalandıracağız]–.

52. Hiç kuşkusuz onlara, inananlar için, bir kılavuz ve rahmet olarak, tam bir bilgiyle detaylandırdığımız bir Kitap getirmiştik.

53. Onun ilk plâna çıkmasından başka ne bekliyorlar? Onun ilk plâna çıkacağı gün geldiğinde, önceleri onu umursamayanlar, “Rabbimizin elçileri gerçekten bize gerçeği getirmişti. Acaba bizim için aracılık edecek aracılar var mı? Veya geri gönderilip de yaptıklarımızdan başkasını yapabilir miyiz?” diyecekler. Kuşkusuz kendilerini kayba uğratmışlardı. Uydurdukları şeyler de onlardan ayrılmıştır.”

54. Şüphesiz ki sizin Rabbiniz, gökleri ve yeri altı günde yaratan, sonra Arş üzerine istiva eden, gündüzü, durmadan kovalayan gece ile bürüyen ve güneş, ay ve yıldızları emrine boyun eğmiş olarak yaratan Allah'tır. İyi biliniz ki yaratma ve emir sadece O'na özgüdür. Âlemlerin Rabbi olan Allah ne cömerttir!

55. Rabbinize yalvara yakara ve gizlice dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez.

********************

50ve 51.ayete baktığımızda, cehennemliklerin istekleri ve isteğin karşılanmayacağı anlatımı,

52.ayette de bunun gerekçesinin, yol gösterici olarak kitap indirilmesi olduğu,

53.ayette de indirilen kitabı umursamayıp, o kitaptan sorumlu olduklarını akıl edemedikleri, ancak kitaptan sorulacakları gün geldiğinde ve kitap öne çıktığında yani kitaptan sorulduklarında ise; o kitabın gerçekleri içerdiğini anlayacaklarını, kurtuluş için başkalarını arayacaklarını yada geri gönderilmeyi isteyecekleri, ama kabul edilmeyerek hüsrana uğrayacakları bildirilmektedir.

54.ayette ise rabbimiz kısaca yeniden hatırlatılarak, yaratma ve emrin sadece ona özgü olduğu, (başka emirler yerine, rabbin emirlerinin mutlaka yapılması gerektiği) ve (bunların yapılması halinde) rabbimizin çok cömert olacağı gösterilmektedir.

55. ayette ise (işte bunların devamı olarak, öncekilerin durumuna düşmemeyi, rabbin tek yaratan ve tek emir sahibi olduğunu, isteklerinin yapılması halinde çok cömert olduğu hatırlanarak) rabbimize yalvara yakara, alçala alçala gizli/açık dua etmemiz gerektiği belirtilmektedir.

Burada, namazla ilgili bir anlatımı ben bulamıyorum.

Öncekilerin durumuna düşmemek için bu ayette dua etmek vardır. Üstelik namaz gibi belli vakitlerle sınırlama olmadan bu vardır. Üstelik bu dualar içinde abdest veya başka bir ön şartta belirtilmemiştir.


Şu halde, bu ayetten namazı belirlemek, ayetin beklediği duayı sadece namaz gibi belli vakitlere hapsetmek olurki, bu önceden gelen anlatılanların durumuna düşmemek için her an yapılabilecek duayı sekteye uğratmak, kısıtlamak demektir.

A‘râf;205:Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma! [/quote]

Bu ayette de, sadece namaz vakitlerinde değil, (akla gelen ve imkan bulunan) her zaman alçala alçala, saygıyla ürpererek dua edilmesinin istenmesi de yukarıda bahsettiğim gibi namazı değil, duayı gösteriyor.

sayın dost1, yukarıda belirttiğim nedenlerle sizin araf 55.ayetten namaz tespitinize katılamıyorum.

Ayrıca; namazın farz olduğunu açıklamışsınız, ben onu görmemişim.

Dolayısıyla, namazın farz oluşu ile ilgili sorularım dışındaki soruları uygun olduğunuzda cevaplamanızı rica ediyorum.

saygı ve selamlarımla...
aorskaya

aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 12. November 2012, 11:01 PM   #37
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Aorskaya Kardeşim!

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

1- Kuranda geçen “salat” deyiminin namaz demek olmadığını belirtmişsiniz. Salat; (sadece) namaz demek değilse de namazı da kapsamazmı? Namaz ve sonrasında yapılan dualarıda içermezmi, niçin?


Salat ve namaz birbirinden farklı iki kavramdır. Salat namazı kapsamaz. “salât” sözcüklerinin bilinen “namaz” ile alakası yoktur.
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
2- Namaza, tazarrulu dua demişsiniz. Bu namaz nedir? Sorusunun cevabıdır. Ama aynı zamanda bu deyim, yada bu deyimi karşılayan başka kelime kuranda geçmez. (yada ben bulamadım diyelim)
Siz, namazı hangi ayetlerde “tazarrulu dua” veya başka (salattan başka) kelimeden buluyorsunuz?
Bu namaz/tazarrulu dua, yapılması gerekendir/farzdır.

Yazımızda bu ayet belirtilmişti. Sanırım dikkatinizden kaçtı.

A’raf;55: “Üd'u Rabbeküm tedarruan ve hufyeten, inneHu la yuhıbbul mu'tediyn”
Rabbinize alçala alçala ve gizlice/açıkça göstererek dua edin. Kesinlikle O, haddi aşanları sevmez

A‘râf;205:” Vezkür Rabbeke fiy nefsike tedarruan ve hıyfeten ve dunel cehri minel kavli bil ğuduvvi vel asali ve la tekün minel ğafiliyn “
Ve her zaman kendi içinden, korkarak ve alçala alçala, yüksek olmayan bir sesle Rabbini an ve umursamazlardan olma!


Dua edilirken önce Allah üstün vasıflarıyla anılıp O'na hamd edilmeli, sonra kişisel istekler dile getirilmelidir. Fâtiha sûresi'nde öğretilen dua buna en güzel örnektir.

Dua, hudû ve huşû içinde, umarak, korkarak ve ürpererek yapılmalıdır. Bu kuralın en iyi uygulanma zamanlarının, günlük gailelerden uzak bulunulan gece ve seher vakitleri olduğu kanaatindeyiz. Toplu olarak dua etmenin de hudû ve huşû duygularını canlandırması bakımından etkili olacağını düşünüyoruz.


“namaz” sözcüğünün Farsça'daki “eğilerek saygı ile dua etmek” anlamı Arapça'da ve Kur’ân'da بالتّضرّع الدّعاء [ed-du‘au bi't-tezarru‘=alçala alçala; sürekli alçalarak yakarma] şeklinde ifade edilir. Nitekim bu ritüelin ana hatları, Rasûlullah'tan bize intikal etmiştir. Ne var ki, bunların bazıları, anlam ve kavram olarak mecrasından çıkarılmıştır.

Âyetten anlaşıldığına göre namazda [Rabbimizin huzurunda dua anında] sürekli bir alçalma sergilenmelidir. Şöyle ki:
Kul;
• Saygılı bir şekilde durarak,
• Ta’zim ve tekbir ile [Allah'ı büyükleyerek, Allah'ın her şeyden daha yüce olduğunu ifade ederek],
• Bel bükerek,
• Yere kapanarak,
• Oturup boyun bükerek Allah'a yakaracaktır.

Bu sürekli alçalış şekli, bizzat Rasûlullah'tan bize intikal etmiş bulunmaktadır. Nitekim günümüzde kılınan namazın şekli böyledir.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
3- İkinci sorudaki deyim yada namazı işaret eden (salattan) başka kelime kuranda yoksa, salatta bildiğimiz namazla ilgilenmiyorsa (ki bu sizin iddianızdır) bildiğimiz namaz size göre kuranda yokmudur? Diğer bir anlatımla, bildiğimiz namaz dinin emri değilmidir?
Değerli Kardeşim! Bu sorunuzdan yazıyı yeterince okuyup değerlendirmediğinizi düşünüyorum. Sorunuzun cevabı olacak kısmı yazımdan olduğu gibi kopyalayıp yapıştırdım.

“Kur’an meallerinde “namaz” diye çevrilen kelime “salat”tır.

Bugünkü kılınan namaz salat değildir.

Bugünkü “namaz “ diye bilinen kelime Kur’an’daki “tazarrulu dua” dır.

Müslümanlara “farz “ diye nitelenen “yapılması gereken” anlamındadır.

Salat, yapılması gerekendir/farzdır...
Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.”


Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
4- “Salat yapılması gereken farzdır” diyerek, farzın ne demek olduğunu açıklayarak cümleyi bitirmişsiniz. Bu cümlede, sadece salata farzdır deyip, sizin deyiminizle “tazarrulu dua”ya farzdır demediğinize göre, o farz değimlidir? Kişinin isteğine bırakılmıştır?
Yazımda belirttiğim ifade:

“Namaz/tazarrulu dua yapılması gerekendir/farzdır.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- Bu ayetlerde geçen salat, “zihinsel ve mali destek” ise gündüzün iki tarafında ve geceye yakın saatlerde, kime yada kimlere nasıl zihinsel destek verilebilir, nasıl mali destek verilebilir?


Dinin indiği coğrafyada insanların hareket halinde oldukları zamanlar bu zamanlardır.


Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
2- Zihinsel destek bir bakıma kabul edilebilir görülse de mali destek için neden vakitler belirlensin, üstelik neden gündüzün iki ucu ve geceye yakın zamanlar olsun?

Dinin indiği coğrafyada insanların hareketli oldukları saatler bu vakitlerdedir. Öğle, ikindi vakti diye bildiğimiz vakitlerde o coğrafyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir.

Bugün camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşündünüz mü?

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
3- Mali destek (infak hükümlerinden de delillendirilmeye çalışılırsa) zaman kısıtlamasından bağımsız olarak; gerek ve imkan bulunan her durumda yapılması gerekli değilmidir?
Salatların toplu olarak yapılması salat kurumlarının oluşturulmasında ve oluşturulanların ayakta tutulmasında önemlidir. Unutmayalım ki, Medinede yeni bir devlet kuruldu. Bu devletin başındaki kişi Allah’ın Resulu Muhammed idi (selam olsun.) Bu devletin günümüzde olduğu gibi her bölüme bakan bakanları vardı. Salatlar önemine göre ya Mescidi Nebevi ya da Musallada yapılırdı. Kur’an’da salatı ikame emri ile zekatın verilmesi emrinin peşpeşe geldiğini gözardı etmemek gerekir.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
4- Mali destek için, zihinsel eğitim için herkesin ayakta ve rahat toplanabilecek olduğu zamanlar daha uygun değimlidir?
Daha uygundur. Bunun için de o coğrafyadaki en uygun olan vakitler salat için belirtilmiştir . Önemine göre de ya mescid ya da musallalarda/salat merkezlerinde yapılmıştır.

Lütfen! camilerde imamların sesli olarak okumalarının hangi vakit ve rekatlarda olduğunu düşünür müsünüz?

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bütün bunlardan, bu ayetlerin; sizin “tazarrulu dua” diye tanımladığınız (ve benimde tanım olarak katıldığım) namazı anlattığı görülmezmi?
Ayetlerden kastınız “salatın ikamesi” ile ilgili ayetler ise , bu bildiğimiz namaz değildir. Salat ile namaz birbirinden farklıdır. “salât” sözcüklerinin bilinen “namaz” ile alakası yoktur.
Namaz, salat için musallaya toplananların salatı başlatmadan önce gerçekleştirdikleri dualarıdır/ tazarruan olan yakarışlarıdır.


Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- [eğitim-öğretim ve sosyal yardım kurumunu işletin]. anlamındaki salatın, tehlike olması durumunda bitirilmesi gerekmezmi?


Salatın ikamesi bütün müslümanlara kıble yapılmıştır. Salatı ikame kurumları mutlaka oluşturulmalıdır ve bunların ayakta tutulması işletilmesi için de sürekli çaba harcanmalıdır.
Tehlike anında yapılan salatlar da tehlikeye nasıl karşı konulabileceği ile ilgili olacak çalışmalardır. Tehlikenin durumuna göre karar verilir.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
2- Bulunulan yerde olabilecek tehlikeden korkuluyorsa, yaya veya binekle hareket halindeyken, “eğitim-öğretim kurumu” nasıl çalıştırılabilir? Bir an için yaya veya binek üzerinde hareketle, bu kurum çalıştırılmaya kalkılsa, diğer kişi yada kişilerinde yaya veya binekli olarak hareket etmeleri gerektiğinden, bu başarılabilirmi, yada verimli olabilirmi?
Her ev bir mescid/okul haline getirilerek bulunulan yerde tehlikeden korunma ve tehlikeye karşı koyma yolları öğretilir. Her durumda ve koşulda yapılabilir. Kurtuluş Savaşında milletimizin takındığı tavır bu türdendir.

Alıntı:
aorskaya Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
3- Bu açıkladığım durumlar gösteriyorki, bunlar zihinsel, mali destek yada eğitim-öğretim değildir.

Çünkü; bunların imkansızlığına yada verimsizliğine karşılık, bildiğimiz namaz pekala mümkün olmakta ve başarıyla yerine getirilebilinmektedir.

Saygılarımla…
aorskaya
]
Günümüzde ne yazık ki, mescidler ve camilerde salat çoğunlukla sözkonusu değildir. Yapılanlar; bilinçten, huşudan yoksun bırakılan zamlandırılmış namazlardır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
Miralay (14. November 2012), sevginur (14. November 2012)
Alt 13. November 2012, 01:09 AM   #38
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum!

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
...
-Inananlarin askerleri
"salât"i

cephede

KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler (Nisâ 101-103).

-Eger salât
egitim-ögretim ve sosyal yardim
ise

KIYAM ve SECDE
bunun
neresinde?

...
Sevgi ile,
Hasan Akcay
Nisa101-104:
"Ve yeryüzünde sefere çıktığınız zaman, kâfirlerin; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselerin size bir kötülük yapacağından korkarsanız salâttan [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma çalışmanızdan] kısaltmanızda [eğitimi öğretimi kısa kesmenizde] sizin için bir sakınca yoktur. Şüphesiz kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, sizin için apaçık düşmandırlar.
Ve sen seferde olanların içinde bulunup da onlar için eğitim-öğretim verdiğin zaman içlerinden bir kısmı seninle beraber dikilsinler/eğitime katılsınlar. Silâhlarını da yanlarına alsınlar. Bunlar, yeterli bilgi alıp ikna olduklarında arka tarafınıza geçsinler. Sonra eğitim-öğretim almamış diğer bir kısmı gelsin seninle beraber eğitim-öğretim yapsınlar ve tedbirlerini ve silâhlarını alsınlar. Kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimseler, silâhlarınızdan ve eşyanızdan habersiz durumda olsanız da size ani bir baskın yapsınlar isterler. Eğer size yağmurdan bir eziyet erişir veya hasta olursanız, silâhlarınızı bırakmanızda sizin için bir sakınca yoktur. Tedbirinizi de alın. Şüphesiz Allah, kâfirler; Kendisinin ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddeden kimselere alçaltıcı bir azap hazırlamıştır.
Sonra eğitim-öğretimi tamamlayınca, artık Allah'ı ayakta, oturarak, yan yatmışken anın. Sükûnet bulduğunuzda/ güvene erdiğinizde, salâtı ikame edin [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma kurumları oluşturun, ayakta tutun]. Hiç şüphesiz salât [mâlî yönden ve zihinsel açıdan destek olma; toplumu aydınlatma görevi], eskiden beri mü’minler üzerine vakti belirlenmiş bir yazgıdır.
Ve o düşman toplumu takip etmede gevşeklik göstermeyin. Eğer siz acı çekiyor idiyseniz, artık şüphesiz onlar da sizin acı çektiğiniz gibi acı çekiyorlar. Ve siz, Allah'tan onların ümit edemeyecekleri şeyleri umuyorsunuz. Ve Allah, en iyi bilendir, en iyi yasa koyandır."


Nisa 101-103 de "KIYAM edip "secde"ye vararak
yerine getirirler" ifadesini bulduysanız bu tür şeylerin akla gelmesi kaçınılmazdır."

Savaş için sefere çıkan bir orduyu düşündüğümde aklıma:
Savaşa giren ordu ne yapar?
Ordunun başındaki komutanlar ne yapar?
Ordunun izleyeceği bir savunma veya saldırı planları yok mudur?
Askerler aman bize kafirler saldıracak diye komutanlarının verdiği direktifleri dinlemezler mi? vb sorular geliyor.
Şahsen ben savaş için sefere çıkan bir orduda er olsam, kafirleri yenebilmek için komutanların verecekleri dersleri cankulağı ile dinlerim ki, kafirlere karşı başarısız olmayalım.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 13. November 2012, 01:34 AM   #39
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

Merhaba.

Nitekim bu ritüelin ana hatlari, Rasûlullah'tan bize intikal etmistir. Ne var ki, bunlarin bazilari, anlam ve kavram olarak mecrasindan cikarilmistir.

Ritüelin ana hatlari bize Resûlullah'tan intikal etmistir iddiasi mecrasindan cikarildigina sanki kanittir. Yaratilan izlenim o. Öyle ya. Intikal eden hangi sey mecrasindan cikarilmiyor ki!

Oysa
Resûlullah'tan intikal iddiasi
ADI ÜSTÜNDE
iddiadir.

Bir iddia, baska bir iddia ile
kanitlanamaz.

KIYAM ve SECDE ile yerine getirilen salât
Kurân'da,
örnegin Nisâ 102'de,
var.

Mecrasindan asil cikarilan, KIYAM ve SECDE kelimeleridir. "Allah onu diyor ama benim dedigimi kastediyor" iddiasi. KIYAM saygi durusudur, SECDE itaattir... saptirmasi.

Hayir. KIYAM kIyamdir: ayakta durmak (Nisâ 103). SECDE ise dünya kuruldugundan beri yapilan bir harekettir: yere kapanmak. Ve bunlar sekildir. Nisâ 102'de sözü edilen, sekilsel bir ibadettir.

Ister Farsca

namaz diyelim ister Kurânca
salât,

ayni sey.

Gecerli olan
kelimelerin aidiyeti degil
anlamidir (17:110)

"Ritüel"imizin cikis noktasi ise Resûlullah degil Kurân'dir. Kurân yeter.

Dinin indigi cografyada insanlarin hareketli olduklari saatler bu vakitlerdedir. Ögle, ikindi vakti diye bildigimiz vakitlerde o cografyada insanlar genellikle evlerinde dinlenme halindedir.

Korkarim basimizi yine alakasiz tarafa ceviriyoruz.

Egitim-ögretim ve sosyal yardimlasma, istirahat anlari dahil, ihtiyac duyulan her an yapilir.
Sekilsel salât ise yalnizca gün batimindan hemen sonra ve gün dogumundan hemen önce.

Su cografyaya bu cografyaya ya da
su kisinin bu kisinin ihtiyaclarina bagli olmayan
Allah'in belirledigi iki vakit.

Nisâ 101-103'e dikkat. Vakit gün dogumundan hemen öncedir. Kanit? Saldiri beklentisi. Saldirilar safakta baslar. Cünkü sonuc almak icin gündüzün isigina ihtiyac var.

Sabah namazi icin sabitlenen vakit.

Belirlenen o vakitte (kitâben mevkûta)
halen fiilî catisma olmasa da
düsmanin bir saldirisla üzerimize cullanacagindan endise etmemize ragmen,

gerekli önlemleri alarak,
KIYAM ve SECDE ile yerine getirecegiz o salâti.

Salât
degisik ayetlerde degisik anlamlara geliyor bahanesiyle
Nisâ 101-103'teki sekilsel salâti
yok sayamayiz.

Sekilsel salât = namaz
Kurân'da var.

Sevgi ile,
Hasan Akcay

Konu Hasan Akçay tarafından (13. November 2012 Saat 02:28 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 13. November 2012, 08:38 AM   #40
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum Aorskaya Kardesim,

Abdest konusunu baslatan siz oldunuz, burada kafa karisikligi yapilmasina lüzum yok.
Abdest konusunda başlık açan benim, çünkü bununla ilgili birbiriyle çelişen çeşitli kabuller olduğu gibi, olmasa da olur diye alternatif fikirler sunanlar olmuştur.
Abdest konusunu başlatmakla nasıl bir kafa karışıklığı yaratılmış oluyorki? Zaten karışık olan kafalar olduğu için başlık açıldığı belli değilmidir?

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
http://www.istekuran.net/makaleler.html

Hakki Yilmaz Hocamizin harika aciklamalari var, sitesinde görebilirsiniz ve yararlanabilirsiniz,
Sayın H.Yılmaz'ın gerçekten çok yararlı açıklamaları vardır. Müslümanların ufkunu açan değişik fakat akıllı mantıklı kurana uygun açıklamaları olduğu tartışmasızdır.

Ben de bunu görüp, faydalanmaya çalışıyorum zaten. Ancak, sayın Yılmaz'da insandır, hataları vardır, olacaktır, bu gözardı edilmesin...

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
eger konulari o siteden kopye edip yapistiracak olursaniz daha uygun olur.
Neye yada kime göre konuları oradan yapıştırmam daha uygun olur? Niçin oradan alıp yapıştırılsınki?

Sen, bunu uygun buluyorsan kendin söylediğiğn gibi yapabilirsin. Ama, kurandan konuları bilen kimseler, konu ile ilgili görüşlerini bağımsız olarak burada açabilmeli, Hakkı yılmaz veya başka meal edenlerin mealleri yada kendi meali ile ayetlerle de desteklemelidir.

Bu şekilde olan anlatıma katılmayanlarda yine aynı şekilde yanlış buldukları kısımlar için aynısını yapabilmelidir.

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ve aciklanmasi gerecek püf noktalari gözümüze carparsa o zaman hep beraber tartisiriz. Sayet aranan tema yok ise Hakki Hocamizin sitesinde, bir de ona sorarsak fena olmaz.
Sadece Hakkı yılmaz hocanın mealleri baz alınarak, onun üzerinden gidilmesini kural olarak gerekli görmenizi doğru bulmuyorum.

İsteyen herkes, istediği kimsenin görüşlerini kendisine destek olarak kullanabilir. Sayın Yılmaz'dan yardımda alınabilir, fena olacak bir durum elbette olmaz. Ama, buna gerek duymayacak konuya hakim kimseler içinde bu kabulleriniz gereksiz olur.

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Burasi ilkokul degil, asagi yukari her bir kardesimizin az cok bilgisi var ve de site arandiginda bir cok konularda anlasilir sekilde aciklamar var.Tam olarak tespit edemedim, acaba site kardeslerimizden Kur'an meali yapabilme kapasitesi olanlar varmi aramizda? Yanlis ve eksiklerimiz varsa, bizleri bu konularda aydinlatma yetkilisi Kardeslerimizden bahsediyorum.
Az önce sayın Yılmaz'la ilgili söylediklerini burada kendin gereksiz kılan açıklamada bulunmuşsun.

Burada çok değerli (meal yapabilecek) kimseler var. Onlarda (sağolsunlar, inşallah devamlı yapsınlar) zaten konuları gördükçe katkılarını sunuyorlar.
Yanlış ve eksiklik gördüklerinde düzeltme yazılarını yazıyorlar.

Bu yeni başlanacak bir şey değil yani, burada bu dediğin zaten yapılmaktadır.

Alıntı:
merdem Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bu gün her cocugun yapabilecegini yapmakla kalmiyalim; Ayetleri kopyeleyip yapistirmakla kalmiyalim lütfen.

Tartisma konusu olacak baska temalar ortaya atilacak olursa bundan hepimiz faydalanabilir ve en uygun akla yakani kabullenebiliriz.

Selamlarimla
Ayet yada değil, alıntılanan yazılarla ilgili olarak, mutlaka alıntıyı yapıştıran kimsenin kendi görüşünü de yazması gerektiğini, aksi halde alıntıladığı yazıyı aynen kabul etmiş sayılacağını ve hatta bu noktada senin bir iki alıntın için bunu sana yazdığımı biliyorsun. Tekrar bana söylemen gereksiz oluyor.

Burada, tamda yapılmaya çalışılan, dini konularda doğruyu bulmaya çalışmak için yapılan fikir alışverişi olmaktadır. Tartışmalar bunun için vardır, ve inşallah sadece bu amaçla ilgili olarakda devam etmelidir.

selamlar,
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (13. November 2012 Saat 08:43 AM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
abdest, abdesti, ayrılır, bozar, gereklidir, için, kaça, nedir, neler


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:04 AM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam