hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TEMİZLİK VE İBADET > İbadet > Namaz

Konu Kapatılmıştır
 
Seçenekler Stil
Alt 24. December 2009, 12:59 AM   #1
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart Musallâ

MUSALLÂ
مصلّى [musallâ] sözcüğü, ص ل و [salv] kökünden صلّى [sallâ], يصلّى [yusallî] fillerinin mimli mastarı olup “salât edilen yer, mekân” anlamındadır. Salât sözcüğü, “namaz” olarak algılanınca, bu sözcük de “namazgâh” [namaz kılınan yer] olarak kabul edilmiştir.
Oysa ki musallâ, “zihnî ve mâlî sosyal desteklerin, aktivitelerin yapılacağı yer”dir. Bu sözcük Bakara sûresi'nde yer alır:

Ve Biz bir zaman bu Beyt'i, insanlar için bir sevap kazanma ve bir güven yeri kılmıştık. –Siz de İbrâhîm'in makamından kendinize bir musallâ [salât gerçekleştirilecek yer] edinin.– Ve Biz İbrâhîm ile İsmâîl'e, “Beytimi, hem tavaf edenler için, hem ibadete kapananlar için hem de rükû edenler, secde edenler için tertemiz tutunuz” diye ahit almıştık. (Bakara/125)

Bu âyette İbrâhîm anlatılırken bir parantez cümle ile, Siz de İbrâhîm'in makamından kendinize bir musallâ [salât gerçekleştirilecek yer] edinin buyurulmuştur ki bununla, İbrâhîm'in açtığı tevhid okulunun bulunduğu Mekke'de uluslararası bir musallâ [eğitim ve sosyal destek merkezi] oluşturulması emredilmektedir. Şu âyetlerde de Musallânın önem ve işlevine işaret edilmiştir:

Ey iman etmiş kişiler! İçinizden birine ölüm hazır olduğu zaman, vasiyet sırasında aranızdaki şâhidlik, kendi içinizden adalet sahibi iki kişidir. Yahut yeryüzünde yolculuğa çıkmış iseniz, sonra da ölümün musıbeti size gelip çatmışsa, sizden olmayan iki kişidir. Eğer şüpheye düşerseniz, salâttan sonra onları alıkoyarsınız. Sonra da onları, “Akraba bile olsa, yemini bir çıkar karşılığı satmayacağız, Allah'ın şâhidliğini gizlemeyeceğiz. Aksi halde günahkârlardan oluruz” diye Allah'a yemin ettirirsiniz. (Mâide/106)

Ve Biz, her ümmet için, Allah'ın kendilerine hayvanların behiminden rızık olarak verdikleri üzerine O'nun adını ansınlar diye bir mensek [ibadet yeri/ibadet biçimi] kıldık. İşte, sizin ilâhınız, bir tek ilâhtır. Onun için yalnız O'na teslim olun. Allah anıldığı vakit kalpleri titreyen, kendilerine isabet edene sabreden, salâtı ikâme eden ve kendilerini rızıklandırdığımız şeylerden infak eden, Allah'a içtenlikle boyun eğenlere müjdele. (Hacc/34-55)

Târihî belgelere bakıldığında Mekke döneminde serbest bir musallâ edinilemediği, muhasara döneminde değişik yerlerin; evlerin, bahçelerin, ağılların musallâ, mescid olarak kullanıldığı, mü’minlerin buluşma ve toplantılarını, eğitim ve öğretimlerini buralarda yaptıkları, sosyal sorunlarını buralarda çözdükleri görülür. Medîne'de ise mescide yaklaşık 650 metre uzaklıkta, mescidin batısında, bugünkü مسجد الغمامة [Mescid-i Ğamâme/Bulut Mescidi] denilen câminin olduğu alan “musallâ” olarak tayin edilmiş ve salât [tüm sosyal destek faaliyetleri] burada icra edilmiştir.

Bu konuya, dinin yozlaştırılmasına ve kavramların içinin boşaltılmasına kanıt olarak Buhârî'den şu bilgiyi naklediyoruz:
Ebû Sa‘îd Hudrî (r.a) şöyle demiştir: “Rasûlullah (s.a) Ramazân bayramı günü ile Kurbân bayramı gününde musallâya çıkardı. İlk başladığı şey salât olurdu. Sonra salâttan döner, cemâat saflarında otururlarken ayağa kalkar, onlara yönelerek kendilerine va‘zeder, tavsiyelerde bulunur ve emirler verirdi. Hattâ o esnada bir askerî birlik göndermek isterse gönderir, yahud başka bir şeyin yapılmasını emredecek olursa emreder ve ondan sonra musallâdan Medîne'ye dönerdi.”
Ebû Sa‘îd şöyle dedi: “İnsanlar (sünnete uygun olarak) hep böyle yapıp dururlarken, nihayet ya bir Kurbân bayramında veya bir Ramazân bayramı gününde Mervân ibn Hakem ile birlikte musallâya çıktım. O zaman Mervân, Medîne Emîri idi. Musallâya geldiğimizde bir de baktım ki, orada Kesîr ibnu's-Salt'ın yaptığı bir minber var. Bir de gördüm ki, Mervân salât etmeden evvel o minberin üzerine yükselmeye davranıyor! Ben hemen (engel olmak için) elbisesinden yakalayıp çektim. O da beni çekti. Nihâyet o minbere çıktı ve salâttan evvel hutbe îrâd etti. Ben ona dedim ki:
• Vallahi siz (Rasûl'ün sünnetini) değiştirmiş oldunuz.
O da şöyle karşılık verdi:
— Yâ Ebâ Sa‘îd! Senin o bildiğin şey gitmiştir (yani, onun hükmü kalmamıştır).
Ben de dedim ki:
• Benim bildiğim şey, (dediğine göre) bilmediğim şeyden vallâhi daha hayırlıdır.
Bunun üzerine Mervân şöyle dedi:
— Salâttan sonra insanlar bizim için oturmayacakları için, ben onu [hutbeyi] salâttan önceye aldım.

Kaynak:işte Kur'an (Hakkı Yılmaz)

Devamı
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır  
Konu Kapatılmıştır

Bookmarks

Etiketler
islam, mescid, musallâ, peygamber, salat


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:14 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam