hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > İslam ve Müslüman > Müslüman

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 27. March 2016, 07:28 PM   #1
Anadolu
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2016
Mesajlar: 112
Tesekkür: 14
29 Mesajina 34 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 19
Anadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud of
Standart Toplumsal Sistem: Müslimlik/Düzelticilik

İşte baştan beri yaptığımız paylaşımların bamteli burada.

Kur'an'da bir değil iki din vardır.

Bunlardan biri bireyin dini olan İslam.

Diğeri toplumun dini/sistemi olan müslimlik.

Konu Anadolu tarafından (27. March 2016 Saat 07:42 PM ) değiştirilmiştir.
Anadolu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 27. March 2016, 11:04 PM   #2
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli Anadolu kardeşim,

Alıntı:
Anadolu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
İşte baştan beri yaptığımız paylaşımların bamteli burada.

Kur'an'da bir değil iki din vardır.
“Din” sözcüğü, borç anlamındki "d-y-n" kök harflerinden türetilmiş olup, mutlak olarak, toplumsal alış-veriş; toplumsal ilişkiler anlamı olan “şeriat / sosyal nizamı belirleyen ilkeler” anlamında kullanılan bir sözcüktür.

Kurallarını Allah`ın koyduğu bu din Kur`an`da; “Allah`a ait din”, “Ed Din-ül Hanif”, “Ed Din-ü Kayyim”, “Muhlisine lehüddin”, “Ed Din-ül Halis” şeklinde tamlamalarla belirtilerek Maide Suresinin 3. ayetinde "Dininizi sizin için kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım." diyerek "Din olarak "İslam'a" razı olacağını belirtmiştir:
"...elyevme yeiselleziyne keferu min diyniküm fela tahşevhüm vahşevni, elyevme ekmeltü leküm diyneküm ve etmemtü aleyküm nı'metiy ve radiytü lekümül İslame diyna*..."

"...Bugün şu kâfirler; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmiş olan şu kimseler, sizin dininizden ümitsizliğe düşmüşlerdir. Öyleyse onlara saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duymayın. Bana saygıyla, sevgiyle, bilgiyle ürperti duyun. Bugün dininizi sizin için kemale erdirdim, size nimetimi tamamladım. Size din olarak da İslâm'a razı oldum..."

Alıntı:
Anadolu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Bunlardan biri bireyin dini olan İslam.
Din ile ilgili belirtilenler bireye değil bireylere yöneliktir.
Cenabı Allah her tür olumsuzlukların uzaklaştırılması anlamındaki "sin-lem-mim"" kök harflerinden türetilmiş olan İslamdan, "size din olarak islam'a razı oldum." diyerek belirtmiştir.

Alıntı:
Anadolu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Diğeri toplumun dini/sistemi olan Müslimlik/Düzelticilik.
Kur'an'da "müslimlik" olarak belirtilen bir din sözkonusu değildir. Müslim, İslama
girene verilen isimdir.


"Kur’an’da yer alan “Muslimun” kelimesinin kökü de “S-l-h”dir. Ahkaf 15’te bunu açıkça görebiliriz" diyerek gönderme yapmış olduğunuz Ahkaf 15:

"Ve vassaynel insane bi valideyhi ıhsana* hamelethü ümmühu kürhen ve vedaathü kürha* ve hamlühu ve fısaluhu selasune şehra* hatta iza beleğa eşüddehu ve beleğa erbaıyne seneten, kale Rabbi evzı'niy en eşküre nı'metekelletiy en'amte aleyye ve alâ valideyye ve en a'mele salihan terdahu ve aslıh liy fiy zürriyyetiy* inniy tübtü ileyke ve inniy minel müslimiyn"

"Ve Biz insana, ana ve babasına iyileştirmeyi-güzelleştirmeyi yükümlülük olarak ulaştırdık. Anası onu zahmetle taşıdı ve zahmetle bıraktı/ doğurdu. Ve onun taşınması ve ayrılması otuz aydır. Sonunda insan, olgunluk çağına ulaştığı ve kırk seneye geldiğinde: “Rabbim! Bana ve anama-babama ihsan ettiğin nimetlerine karşılık ödememi ve Senin hoşnut olacağın sâlihi işlememi sağla. Benim için soyumun içinde düzeltmeler yap/ sâlih kimseler ver. Şüphesiz ben Sana yöneldim. Ve ben şüphesiz müslümanlardanım” dedi."

şeklindedir.

Allah'ın:" Dininizi kemale erdirdim sizin üzerinize nimetimi tamamladım sizden din olarak islama razı oldum." diyerek belirtiği islam dinine girenlerden istenilenlerin gerçekleştirilmesi ile ilgili Allahına "“Rabbim! Bana ve anama-babama ihsan ettiğin nimetlerine karşılık ödememi ve Senin hoşnut olacağın sâlihi işlememi sağla. Benim için soyumun içinde düzeltmeler yap/ sâlih kimseler ver." şeklindeki yakarışı belirtilerek, bu kuralların,ilkelerin belirtildiği islam dininin bireylerinden olması isteniliyor.

"Bu ayette “salihatı işlemek”, “ıslah” ve “muslimin” kelimeleri bir arada kullanılarak “muslimun” kelimesinin kökünün ıslah olduğuna işaret edilmiştir." şeklindeki yargınız sadece sizin varsayımınızdır ki, İslam tarihinde bu iddianızı destekleyecek -uydurma bile olsa- hiçbir veri bulunmamaktadır. Mevcut olan mushaflarda ve bunların okunuşu olan hiçbir kıraatda bu iddianızı destekleyecek bir okuyuş da yazış da sözkonusu değildir.

Müslimliğin ayrı bir din olduğu yargınıza ulaştıran nedeni de "müslim" sözcüğünün "sin-lem-mim" kök harflerinden türemediğini sad harfinin sin harfi ile değiştirildiği iddiasında bulunuyorsunuz.

Sizin varsayımınızdan giderek Kur’an’da yer alan “Muslimun” kelimesinin türetildiği kök harflerin “Sad-lem-ha” olduğunu varsayalım.
Lütfen Ahkaf 15 deki "müslimiyn" sözcüğünü bu kökten nasıl türettiğinizi belirtir misiniz?

Değerli kardeşim,

Müslimiyn olanlara: "Müslimiynler,Allah'ın emrettiği "salihatı işleyenlerden" olmalıdırlar." derseniz bu yargınızı anlarım ancak, "Müslimiyn" sözcüğü "sulh" kökünden türetilmiştir ve düzelticiler anlamındadır." derseniz, bu yargınızın Arapça dilbilgisi kurallarına aykırı olduğunu söylemekten başka bir seçimim olamaz.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi, saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. March 2016, 12:54 AM   #3
Anadolu
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2016
Mesajlar: 112
Tesekkür: 14
29 Mesajina 34 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 19
Anadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud ofAnadolu has much to be proud of
Standart

Dost1 ağabeyimin yazdıklarının hepsinin cevabı var.
Ancak ben hepsine tek tek cevap vermeyeceğim.
Daha farklı bir yöntem izleyeceğim...

Aşağıdaki ayetlere bakalım:

Yine yola koyuldular. Bir süre sünra bir oğlana
rastgeldiler; tuttu onu ÖLDÜRDÜ. Mûsa dedi: "Tertemiz bir
insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!?
Vallahi çok kötü bir iş yaptın!" (Kehf, 74)

"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası İNANMIŞ
KİŞİLERDİ.
Çocuğun onları AZGINLIK VE İNKARA
SÜRÜKLEMESİNDEN KORKTUK."
(Kehf, 80)

Eğer Kur'an'a hakim olmadan bu ayetleri okursanız
yapmanız gereken, bir Mahkeme kurup insanları imanları
yüzünden öldürmek olur...

Işid'i ya da Hizbullah'ı bugünkü durumuna getiren,
Din mensuplarının hukuk bilgilerinin olmamasıdır.
Eğer hukuk bilinseydi fikri suçlara (Allah'a inanmamaya)
ceza verilemeyeceği de bilinirdi. Ya da sadece "Dileyen
iman etsin, dileyen etmesin"
ayeti ile yukarıdaki ayetlerin
çeliştiği görülür ve bu çelişki gibi görülen durumun
arkasında ne gibi bir bilgi olduğu öğrenilmek için akledilirdi...
İşte o zaman TOPLUMSAL DÜZENE ilişkin yasalar/hikmet/hukuksal yasalar
öğrenilirdi...

Konu Anadolu tarafından (28. March 2016 Saat 01:01 AM ) değiştirilmiştir.
Anadolu isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. March 2016, 09:04 AM   #4
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Sayin dost 1
Sizin ozelinizde genel bir soru sormaliyim.

Kur an da gecen her ayet din midir?
Yoksa din denilen olgu ssadce bazi ayetler ile mi cercevelenmistir?
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 28. March 2016, 10:32 PM   #5
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli Kuman kardeşim,


Alıntı:
kuman Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayin dost 1
Sizin ozelinizde genel bir soru sormaliyim.

Kur an da gecen her ayet din midir?
Yoksa din denilen olgu ssadce bazi ayetler ile mi cercevelenmistir?
Âyet sözcüğünden kasıt, “alâmet/gösterge” demektir. Allah'ın âyetleri ifadesi, genel olarak, “Allah'ın varlığı ve birliğinin alâmeti/göstergesi olan varlıklar ve sistemler”; Kur’ân âyetleri de, “insanın doğru yolu bulmasına alâmet/gösterge olan Allah'tan gelen cümleler” şeklindedir.

Diyn, insanların davranışlarını,aralarındaki ilişkilerini, sorumluluklarını ve bunlarla ilgili seçimlerinin sonuçlarını belirleyen ilkeler bütünüdür. Bunların belirtildiği tüm ayetler/alametler/göstergeler diyndir.
Bu ilkelerin gerçekliklerine, kıssalar - geçmişde yaşanmışlar- ile göndermeler yapılarak, akıl işletme, tezekkür, tefekkür, tedebbür , tefakkuh etkinliklerine katılımın sağlanmasına yönelik ayetlerle/göstergelerle/alametlerle bilinç oluşturulmaya çalışılmıştır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
bartsimpson (29. March 2016)
Alt 28. March 2016, 10:46 PM   #6
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm , değerli Anadolu kardeşim,

Alıntı:
Anadolu Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Dost1 ağabeyimin yazdıklarının hepsinin cevabı var.
Ancak ben hepsine tek tek cevap vermeyeceğim.
Daha farklı bir yöntem izleyeceğim...

Aşağıdaki ayetlere bakalım:

Yine yola koyuldular. Bir süre sünra bir oğlana
rastgeldiler; tuttu onu ÖLDÜRDÜ. Mûsa dedi: "Tertemiz bir
insanı, bir cana karşılık olmaksızın öldürdün ha!?
Vallahi çok kötü bir iş yaptın!" (Kehf, 74)

"Oğlan çocuğa gelince: Onun anası-babası İNANMIŞ
KİŞİLERDİ.
Çocuğun onları AZGINLIK VE İNKARA
SÜRÜKLEMESİNDEN KORKTUK."
(Kehf, 80)

Eğer Kur'an'a hakim olmadan bu ayetleri okursanız
yapmanız gereken, bir Mahkeme kurup insanları imanları
yüzünden öldürmek olur...

Işid'i ya da Hizbullah'ı bugünkü durumuna getiren,
Din mensuplarının hukuk bilgilerinin olmamasıdır.
Eğer hukuk bilinseydi fikri suçlara (Allah'a inanmamaya)
ceza verilemeyeceği de bilinirdi. Ya da sadece "Dileyen
iman etsin, dileyen etmesin"
ayeti ile yukarıdaki ayetlerin
çeliştiği görülür ve bu çelişki gibi görülen durumun
arkasında ne gibi bir bilgi olduğu öğrenilmek için akledilirdi...
İşte o zaman TOPLUMSAL DÜZENE ilişkin yasalar/hikmet/hukuksal yasalar
öğrenilirdi...
Kur'an bütünlüğü içerisinde değerlendirilmediğinde bu türden yargılamalar yapılması kaçınılmaz bir sonuçtur.

Olayı anlatan tüm ayetlere bakalım:
60Ve bir vakit Mûsâ, delikanlısına: “Ben iki bilgin kişinin toplandığı yere varıncaya kadar durmayacağım yahut senelerce gideceğim” demişti.
61Bunun üzerine “iki bilgin kişinin toplandığı yer”e vardıklarında ikisi de bunalımlarını/sıkıntılarını terk etti. O zaman bunalım/sıkıntı, bilgin kimse yardımıyla yok olup gitti.
62Bu şekilde geçtikleri zaman Mûsâ, delikanlısına: “Getir kuşluk yemeğimizi, gerçekten biz bu yolculuğumuzda yorulduk” dedi.
63Delikanlı: “Gördün mü/ hiç düşündün mü? O Kaya'ya sığındığımız vakit doğrusu ben bunalımdan/ sıkıntıdan kurtuldum, onu söylememi de kesinlikle bencilliğim engelledi. Bunalım/ sıkıntı, şaşılacak bir şekilde bilgin insanda kaybolup gitti” dedi.
64Mûsâ, “İşte bu, aradığımızdı!” dedi. Hemen izlerini takip ederek gerisin geri döndüler.
65Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, Biz ona katımızdan bir rahmet vermiş ve tarafımızdan bir bilgi öğretmiştik.
66Mûsâ ona: “Doğru yol konusundaki sana öğretilenden bana da öğretmen için sana tâbi olabilir miyim?” dedi.
67,68Âlim ve rahmete mazhar kul: “Şüphesiz sen benimle beraber sabretmeye takat yetiremezsin. Ve kavrayamadığın bilgiye nasıl sabredeceksin!” dedi.
69Mûsâ: “İnşallah beni sabreden biri bulacaksın ve senin hiçbir işine karşı gelmem” dedi.
70Âlim ve rahmete mazhar kul: “O hâlde eğer bana uyacaksan, bana hiçbir şey hakkında soru sorma, ta ki ben sana öğüt olarak ondan söz açıncaya kadar.”
71Bunun üzerine ikisi yürüdüler; sonunda gemiye bindiklerinde âlim ve rahmete mazhar kul gemide kusurlar oluşturdu. Mûsâ: “İçindekileri boğman için mi onu yırttın/kusurlar oluşturdun? Kesinlikle sen, şaşılacak bir şey yaptın!” dedi.
72Âlim ve rahmete mazhar kul: “Ben, ‘Şüphesiz sen benimle beraber olmaya sabredemezsin’ demedim mi?” dedi.
73Mûsâ: “Unuttuğum şeyle beni cezalandırma ve işimden dolayı bana güçlük çıkarma!” dedi.
74Yine gittiler. Sonunda bir delikanlıya rast geldiler; âlim ve rahmete mazhar kul onu öldürüverdi. Mûsâ: “Bir nefis karşılığı olmaksızın tertemiz bir nefsi mi öldürdün? Kesinlikle çok anlaşılmaz bir şey yaptın!” dedi.
75Âlim ve rahmete mazhar kul: “Ben sana ‘Kesinlikle sen benimle birlikte asla sabredemezsin’ demedim mi?” dedi.
76Mûsâ: “Eğer bundan sonra sana bir şey sorarsam, artık benimle arkadaşlık etme! Kesinlikle kovarsan darılmam” dedi.
77Bunun üzerine yine gittiler. Sonunda bir köy halkına varınca onlardan yemek istediler. Bunun üzerine onlar da, kendilerini misafir etmekten kaçındılar. Derken orada yıkılmak üzere olan bir duvar buldular. Âlim ve rahmete mazhar kul, onu doğrultuverdi. Mûsâ: “İsteseydin bunun karşılığında kesinlikle bir ücret alırdın” dedi.
78-82Âlim ve rahmete mazhar kul: “İşte bu, aramızın ayrılmasıdır. Şimdi sana o, üzerine sabretmeye güç yetiremediğin şeylerin birinci anlamlarını haber vereyim:
“Gemi olayına gelince; o, denizde çalışan birtakım miskinlerindi. İşte o nedenle ben onu kusurlu hâle getirmek istedim. Ötelerinde de bütün güzel, sağlam gemileri gasp edip alan bir kral vardı.
Delikanlıya da gelince; onun anne-babası mü’min kimselerdi. İşte o nedenle biz, onun, anne-babasını azdırmasından ve küfre; Allah'ın ilâhlığını ve rabliğini bilerek reddetmeye sürüklemesinden korktuk. Sonra da ‘Rableri onun yerine kendilerine temizlikçe daha hayırlı ve merhamet bakımından daha yakınını versin’ istedik.
Duvara da gelince; o, şehirdeki iki yetim oğlanındı ve onun altında onlar için bir define vardı. Babaları da iyi bir zat idi. İşte onun için, –Rabbinden bir rahmet olmak üzere– Rabbin onların erginlik çağına ermelerini, definelerini çıkarmalarını diledi. Ve ben onu [duvar doğrultma işini] kendi görüşümle yapmadım. İşte senin, üzerine sabretmeye takat getiremediğin şeylerin ilk plândaki anlamı!”
(69/18, Kehf/60-82)

Bakınız, oğlanın öldürülmesinin nedeni; anne ve babasını azdırması ve küfre sürüklemesiymiş. İnanmamak ayrı birşeydir, inanan insanları küfre sokacak davranışlarda bulunmak farklı şeylerdir. Cenabı Allah dileyen İman eder dileyen küfreder demiştir Ahkaf 29 da ancak,Allah ve Resulune savaş açanlara da ne yapılması gerektiğini belirtmiştir Maide 33,34 de:
"Allah'a ve Elçisi'ne karşı savaşan; bozum yapmaya teşebbüs etmiş olan ve yeryüzünde kargaşa çıkarmaya çalışanların –siz onlar üzerine güçlü olmazdan/onları yakalayıp denetim altına almazdan önce hatalarından dönenler hariç– karşılığı, ancak öldürülmeleri veya asılmaları yahut ayak ve ellerinin çaprazlama/ arka arkaya kesilmesi, ya da bulundukları yerden sürgün edilmeleridir. Bu, onlar için dünyada bir aşağılıktır. Âhirette de onlar için büyük bir azap vardır. Artık iyi bilin ki Allah, çok bağışlayan ve çok merhamet edendir."

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 29. March 2016, 07:24 AM   #7
kuman
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 641
Tesekkür: 77
125 Mesajina 170 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
kuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud ofkuman has much to be proud of
Standart

Alıntı:
dost1 Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun aleyküm, değerli Kuman kardeşim,




Âyet sözcüğünden kasıt, “alâmet/gösterge” demektir. Allah'ın âyetleri ifadesi, genel olarak, “Allah'ın varlığı ve birliğinin alâmeti/göstergesi olan varlıklar ve sistemler”; Kur’ân âyetleri de, “insanın doğru yolu bulmasına alâmet/gösterge olan Allah'tan gelen cümleler” şeklindedir.

Diyn, insanların davranışlarını,aralarındaki ilişkilerini, sorumluluklarını ve bunlarla ilgili seçimlerinin sonuçlarını belirleyen ilkeler bütünüdür. Bunların belirtildiği tüm ayetler/alametler/göstergeler diyndir.
Bu ilkelerin gerçekliklerine, kıssalar - geçmişde yaşanmışlar- ile göndermeler yapılarak, akıl işletme, tezekkür, tefekkür, tedebbür , tefakkuh etkinliklerine katılımın sağlanmasına yönelik ayetlerle/göstergelerle/alametlerle bilinç oluşturulmaya çalışılmıştır.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
Cevabınız için sağolun

Şunu diyebilrmiyiz o zaman Ayetler bir anlamlı ancak diyn , sosyal ve kültürel çevre çerçevesinde bir den fazla anlamlı olabilir?
Her kesimin ayrı bir diyn anlayışı olabilir ?
kuman isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kuman Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
bartsimpson (29. March 2016)
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
müslimlik or düzelticilik, sistem, toplumsal


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 09:55 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam