hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Peygamberlere İman > Kuran'da adı geçen Peygamberler > İsmail Peygamber

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 31. March 2013, 02:57 PM   #11
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Arastiran degerli Kardesim,

tüm secde ve rüku ayetlerini bir arada inceleyiver, kainatin secdesi, göklerin ve yerin secdesi nasil oluyor, kuslar agaclar nasil secde ediyor? Melekler nasil secde ediyor?

Insana gelince iki ayagi iki kolu var diye secdenin anlami neden baska oluyor?

Sitede yeterince aciklamalar var bu konularda, bir arastiriver adina uygun düssün.

Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Araştıran (1. April 2013)
Alt 31. March 2013, 08:03 PM   #12
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
PİLOT Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
HZ. İSMAİL (a.s)


Kur'an-ı Kerîm'de adı zikredilen peygamberlerden. Kendisine "Allah'ın kurbanı" anlamına "Zebihatullah" da denir. Hz. İbrahim'in Hacer'den olan büyük oğludur. Kur'an'da on iki yerde ismi zikredilmekte ve aynı zamanda kendisine vahiy indiği bildirilmektedir (el-Bakara, 2/136; Âlu İmran, 3/84; en-Nisa, 4/163). Hz. İsmail (a.s)'ın bir Resul ve Nebi olduğu, ümmetine Allah'ın emirlerinden olan namaz, zekât gibi emirleri bildirdiği anlatılmaktadır. Aynı şekilde Hz. İbrahim ve Hz. İshak ile birlikte Hz. Ya'kub (a.s)'ın ecdadından birisi olduğu (el-Bakara, 2/133) ve İsmail (a.s)'ın babası İbrahim (a.s) ile birlikte Kâbe'nin temelini yükselten ve O'nun temizliğinden sorumlu kimseler olarak anlatıldığı görülmektedir (el-Bakara, 2/125 ve 127).

Hz. İbrahim Allah Teâlâ'nın emriyle hanımı Hâcer ve oğlu İsmail'i Filistin'den alıp Hicaz'a götürdü. Hz. İsmail henüz sütte idi. Kâbe'nin daha sonra inşa edildiği yere yakın bir yerde büyük bir ağacın yanına bıraktı. Yanlarına bir dağarcık hurma ve biraz su koydu. O zamanlar henüz Mekke şehri kurulmamıştı, her taraf ıssızdı. Hatta su da yoktu.

Hz. İbrahim dönüp giderken Hacer, "Ey İbrahim, bizi bu ıssız ve kimsesiz vadide bırakıp da nereye gidiyorsun?" dedi. Hacer tekrar, "Ey İbrahim! Bizi burada bırakmanı sana Allah mı, emretti?" diye seslendi. Hz. İbrahim, "Evet Allah emretti" deyince, Hacer, "Öyleyse Allah bize yeter, bizi o korur" diyerek Allah'a tevekkül etti. İbrahim Seniye mevkiine gelince Kâbe'nin bulunduğu tarafa yönelerek şöyle dua etmiştir: "Ey Rabbimiz, ben zürriyetimden bir kısmını senin mukaddes olan evinin yanında ekin bitmez bir vadiye yerleştirdim. Şunun için ki, Rabbimiz (orada) namaz (ların)'ı dosdoğru kılsınlar. Artık sen insanlardan bir kısmının gönüllerini onlara meylettir ve kendilerini bazı meyvelerle rızıklandır ki (verdiğin nimete) şükretsinler" (İbrahim, 14/37).

Hz. İbrahim zaman zaman Şam'dan gelip oğlunu ve hanımı Hacer'i ziyaret ederdi. O zamanlar Hicaz Demiryollarinin olmadigini göz önüne alacak olursak, Ibrahim Peygamberin ( Allah'in selami üzerine olsun ) hayati yollarda tükenmis olmazmi? Bir defa rüyasında oğlu İsmail'i kurban ettiğini görmüştü. Rüya üç gece aynen tekerrür edince Hz. İbrahim durumunu oğluna açıp:

"Ey oğulcuğum, rüyamda seni kurban ettiğimi gördüm, buna ne dersin? dedi. Hz. İsmail; "Babacığım, emrolunduğun şeyi yap, inşallah beni sabredenlerden bulacaksın, diye cevap verdi" (es-Saffat, 37/102).

Hz. İbrahim ve İsmail'in bu teslimiyetini Allah mükafatlandırdı. İsmail'in yerine büyük bir kurbanlık verdi (es-Saffat, 37/107).

Ancak Yahudiler Hz. İbrahim (a.s)'ın kurban ettiği oğlunun Hz. İsmail değil Hz. İshak olduğunu iddia ederler (bk. Ali el-Muttekî el-Hindî, Kenzu'l Ummâl, XI, 490).

Bu konuda bazı zayıf rivayetler varsa da Yahudilerin bu iddialarının asıl sebebi kıskançlıklarıdır. Halife Hz. Ömer b. Abdülaziz müslüman olan bir Yahudi alimine "Hz. İbrahim'in hangi oğlunu kurban etmesi emrolundu?" diye sormuştu. Bu zat şöyle dedi: "Vallahi, Allah İsmail'in kesilmesini emretmişti. Bunu Yahudiler de bilirler. Ancak Yahudiler Arapları kıskanırlar. Babanız İsmail'in kurban edilmesi hakkındaki ilahi emre boyun eğişi ve sabrının Allah tarafından övülmesini çekemezler de bu fazileti kendi ataları olan İshak (a.s)'a vermek isterler" (Taberî, Tarih, I, 138,139).

Hz. İbrahim'in Mekke'ye yaptığı bir sefer sırasında Allah tarafından Kâbe'yi yapması emredilmişti. Oğlu İsmail ile birlikte Kâbe'yi yaptılar (el-Bakara, 2/127; el-Hacc, 22/26-27). İs mail (a.s) tas getiriyor, İbrahim (a.s) duvar örüyordu.

Babasının vefatından sonra Hz. İsmail, Hicaz halkına peygamber oldu. Bu husus Kur'an-ı Kerîm'de: "Kitap (Kur'an) da İsmail (a.s)'ı de an ki 0, va'dinde sadık rasûl ve nebî idi. O ehli (kavmi)ne namaz ve zekatla emrederdi ve O Rabbi Teâlâ'nın yanında (söz ve hareketleriyle) makbul idi" (Meryem, 19/55-56) buyurulur.


Muhammed Peygamber Arap yarımadasının batısındaki Hicaz bölgesinde yer alan Mekke şehrinde dünyaya geldi.



YASIN/ 35, 36
Fizilal-il Kuran : O Kitap, sana, ataları uyarılmamış, bu yüzden kendileri de gaflet içinde kalmış bir toplumu uyarman için indirilmiştir.



Nakledildiğine göre Hz. İsmail babasının vefatından kırk yıl sonra 137 yaşında vefat etmiş ve Hacer'in Hicr'deki kabrinin yanına defnedilmiştir. Arapların el-Musta'rebe grubu Hz. İsmail (a.s)'in oğullarından çoğalmış olup, bunların kökü Adnan'a dayanır.

Hz. İsmail'in kabri Harem'deki Hicr denilen yerdedir (Ali el-Muttekî el-Hindi, Kenzu'l-Ummâl, XI, 490).




Madem ki bize aciklanmamis, nasil olurda Ibrahim Peygamber hakkinda kendimiz tarih yazariz. Kac hanimi oldugu, hangi cocugu hangi hanimindan dünyaya geldigi, hangi cocugunu kurban (!) etmesi lazim geldigini, Mekke'de Ka'be yi insaa ettigini nerden biliyoruz, elimizde belgeler mi var?

Rabbimizin katinda korunmasi olan Kur'an lafzini ( arap dilinin korunmasindan bahsedilmiyor burada ) hangi ve kimin tarafindan hazirlanan arapca lügatlere ve rivayetlere göre meallendiriyor, kissalardan hisseler cikariyoruz?

Üstüne basa basa herhalde Rabbimiz Medine münafiklarindan bosuna bahsetmemis ve onlarin cezalarinin daha fazla olacagini bildirmemistir. Bu münafiklar herhalde zavalli davar-bedevileri degillerdi. Onlar göcebe yasayarak münafiklarindan zarar görenler olmaz. Bu münafiklarin bilhassa son elcinin cevresinde yasayanlar olmasi gerekir ki Rabbimiz bunlardan bahsetsin.

Kalkip düsmani disarida ariyoruz, dinimize katilan hurafelerden yahudi ve hiristiyanlari sorumlu tutuyoruz. Ve neden ellerinde tutup durduklari ve okuduklari Kur'an da bu hurafeler yok diye neden araplar itiraz etmiyor?

Ben de derim ki, Islam dinini hurafeler dinine cevirenler araplardan baskasi degildir!

Bunun yani sira her türlü ahlaksizliklar neden acaba Medine'de daha yaygin bir durumda olmustur. Fuhus evlerini dahi sayisiyla aciklayan rivayetler var, kapilarinda bayraklar asili bulunan. Ickinin kötülükleri, hanimlarin üsluplu kapanmalari vb. Öbür yandan Mekkeli müsriklerin cirilciplak Ka'be yi ziyaret ettigi söylene geldigi halde neden Mekke'de Peygamber hanimlarina ve mümin kadinlara geregince giyinmeleri önerilmemistir. Aklim da kaldigi kadariyle abdest/yikanma da Medine'de indirilen ayetler dahilindedir. Nedir bunun hikmeti? Yoksa mealler mi hep yanlis?

Mekke'de hersey serbest, Medine'de müminlerin kavustuklari rahatlik batmis mi ki bir sürü yasaklar indirilmis.

Merak ediyor ve soruyorum: Halen Hanifligimizle övünüp, eski tas eski hamam atalar dininden yine de birseyler katmiyormuyuz aramiza?

Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. March 2013, 09:17 PM   #13
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bayan.

Aşağıdaki yazı sizin:
''Kararimi kesin olarak vermis bulunuyorum Kardesim, ben bu isin altindan cikamiyorum. Rabbim üzerimden her türlü mesuliyeti kaldirsin, bildirdiklerinden sorumlu tutsun beni, bilmediklerimden degil. Benim dinim bir kavim dini degil, arap dini hic degil. Ben Allah'in dinine uyuyorum. Allah'in tekelinde olan dine iman ediyorum.''

Bu yönde bir teşebbüste bulundunuz mu? Bulunduysanız neticesi ne oldu? ''Ben bu kızı çok sevdim. Şunun mesuliyetini kaldıralım'' diye bir torpil yapıldı mı?


Allah'ın sizi mesul tutacağını da nereden çıkartıyorsunuz. Zaman mevhumu diye bir problemi olmayan ve imalatını kendi yapan Allah doğumdan ölüme kadar ne yaptığınızı veya yapacağınızı bilmez mi? Sizin ne yaptığınızı ve yapacağınızı bilen Allah sizi bu dünya hayatını yaşatmadan tutup diyelim ki cehenneme yerleştirdi veya hakketmediğini düşündüğünüz birini cennette yanınıza verdi. İtiraz edeceğini bildiği nankör insanın kendisinin kendisine şahit olması için dünya hayatını yaşatıyor; yoksa sizi sorumlu tutmak için değil. Fiil ve eylemleriniz(amelleriniz) size cennetin yolunu açmışsa sorumlu olacağınız bir şey olur mu? Eylem ve fiillerinizle bir yol tutturmuşsunuz, siz tutturduğunuz o yolda kendiniz kendinizi belirli bir akıbete doğru götürüyorsunuz. Ahırette de fiil, eylem ve tuttuğunuz yolun sizi nereye getirdiği ilan edilip yolunuza devam için önünüzdeki engelleri kaldıracaklar. Hiçbir itirazınız olamayacak çünkü dünyada yaşadığınız yaşantınızla kendiniz kendinize şahitsiniz. Cennete de cehenneme de siz kendi kendinizi sevk edeceksiniz. Baktınız ki yolunuz cehenneme doğru, bir itirazınız olamayacağından kendi kendinize şahit olacağınızı yeniden yaşamak için geri dönmek isteyeceksiniz...... O zaman da diyecekler ki ''hemşerim geçti dünyanın pazarı sür bakalım.........

Ben ayetleri böyle anladım.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. March 2013, 09:27 PM   #14
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bayan.

Aşağıdaki yazı sizin:
''Kararimi kesin olarak vermis bulunuyorum Kardesim, ben bu isin altindan cikamiyorum. Rabbim üzerimden her türlü mesuliyeti kaldirsin, bildirdiklerinden sorumlu tutsun beni, bilmediklerimden degil. Benim dinim bir kavim dini degil, arap dini hic degil. Ben Allah'in dinine uyuyorum. Allah'in tekelinde olan dine iman ediyorum.''

Bu yönde bir teşebbüste bulundunuz mu? Bulunduysanız neticesi ne oldu? ''Ben bu kızı çok sevdim. Şunun mesuliyetini kaldıralım'' diye bir torpil yapıldı mı?


Allah'ın sizi mesul tutacağını da nereden çıkartıyorsunuz. Zaman mevhumu diye bir problemi olmayan ve imalatını kendi yapan Allah doğumdan ölüme kadar ne yaptığınızı veya yapacağınızı bilmez mi? Sizin ne yaptığınızı ve yapacağınızı bilen Allah sizi bu dünya hayatını yaşatmadan tutup diyelim ki cehenneme yerleştirdi veya hakketmediğini düşündüğünüz birini cennette yanınıza verdi. İtiraz edeceğini bildiği nankör insanın kendisinin kendisine şahit olması için dünya hayatını yaşatıyor; yoksa sizi sorumlu tutmak için değil. Fiil ve eylemleriniz(amelleriniz) size cennetin yolunu açmışsa sorumlu olacağınız bir şey olur mu? Eylem ve fiillerinizle bir yol tutturmuşsunuz, siz tutturduğunuz o yolda kendiniz kendinizi belirli bir akıbete doğru götürüyorsunuz. Ahırette de fiil, eylem ve tuttuğunuz yolun sizi nereye getirdiği ilan edilip yolunuza devam için önünüzdeki engelleri kaldıracaklar. Hiçbir itirazınız olamayacak çünkü dünyada yaşadığınız yaşantınızla kendiniz kendinize şahitsiniz. Cennete de cehenneme de siz kendi kendinizi sevk edeceksiniz. Baktınız ki yolunuz cehenneme doğru, bir itirazınız olamayacağından kendi kendinize şahit olacağınızı yeniden yaşamak için geri dönmek isteyeceksiniz...... O zaman da diyecekler ki ''hemşerim geçti dünyanın pazarı sür bakalım.........

Ben ayetleri böyle anladım.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Beyfendi,

bana sah damarimdan daha yakin olan yüce Allah, belki de hissettiklerimi istedigim sekilde satirlara dökemiyor sizlere geregince anlatamiyorum, ama beni Rabbim anliyor. Zannediyorum demiyorum, biliyorum.

Selam ve dua ile.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. March 2013, 10:10 PM   #15
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Eh. İyi bari.

Sayın Fers de ''sistem'' diye yırtınıp duruyor zavallım. Hey Fers görüyorsun, okuyorsun. Millet nerede sen neredesin.

Bilgi kabilinden bir şey; aklınızda bulunsun: ayette geçen damar ''şah damarı'' diye bahsedilen temiz kanı dağıtan ''Arter'' değil, kalbe kirli kanı taşıyan toplayan ''Aort''dur. Ki burada vahyin kesilmesi anlatılıp, devamının ne olacağı sizin anlayışınıza bırakılmış.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.

Konu galipyetkin tarafından (4. April 2016 Saat 09:25 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. March 2013, 10:46 PM   #16
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eh. İyi bari.

Sayın Fers de ''sistem'' diye yırtınıp duruyor zavallım. Hey Fers görüyorsun, okuyorsun. Millet nerde sen nerdesin.

Bilgi kabilinden bir şey; aklınızda bulunsun: ayette geçen damar ''şah damarı'' diye bahsedilen temiz kanı dağıtan ''Arter'' değil, kalbe kirli kanı taşıyan ''Aort''dur.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Parmak izlerinin birbirine benzemedigi gibi insanlar karakter bakimindan da birbirlerine benzemezler.

Allah'in yarattiklariyla alay etmek aklimin ucundan gecmez.

Nasil aniden parlayan günes isinlarindan kacinmak icin gözlerimizi yumdugumuz
yada ellerimizi siper ettigimiz gibi, ben de bazi durumlarda ayni tepkiyi gösterenlerdenim.

Güzel olan her seyi severim, ses, müzik klangi, güzel sanatlara tas cikartan tabiatin cekiciligi, renkler vb.

Güzel bir müzik dinlerken araya karisan cizirtilar kimi rahatsiz etmez ki.

Rahatsiz oldugum durumlarda var, rahatsiz olmak ne demek herkes icin o baska bir konudur. Mesela bir film seyrederken asiri derecede dikkatimi cekecek bir dudak sekli, veyahut asiri dercede konusulan sive farki oldugunda bende konsentrasyon sifira düsüyor, dikkatim dagiliyor. Ister günlük radyo, tv-haberlerinde olsun bir sey anlayamiyorum.

Dilini anlamam sart degil kulaklarima hos gelen her cesitten müzigi severim, ses ve klang bir harmoni icinde olursa sabahtan aksama kadar dinleyebilirim.

Allah'ima sükürler olsun neyi seyredecegim, dinleyecegim konusunda serbestim. Acmayiveririm tv'yi radyoyu, veyahutta bile bile ararim ne bakacagimi ne dinleyecegimi kendim secerim. Kimse de zorlamiyor hangi sinemaya gitmek hususunda. Yillardir gitmiyorum zaten.

Bir de bir takim müslümanlari düsünüyorum nasil bir celiski icinde kaldiklarini anliyabiliyorum. Belki de anlami hic bilmedikleri Kur'an i seve seve okuyorlar ve dinliyorlar, duygulanip gözyaslarina bogulanlari oluyor. Ama bir de mealine baktiklarinda veyahut kendilerine izah edenler oldugunda dünyalari alt üst oluyor. Inanamiyorlar. Muzik arasina cizirti karismis misali rahatsiz oluyorlar.

Müzedeki bir yagliboya tablosu karsisinda seyreden 30 kisiden 30 ayri görüsün ortaya konuldugu gibi ayni gözler degilmidir ayni resmi seyreden? Enteresant degilmi?

Bir eser bilmem kac ödül kazanmis, coban agayi ne ilgilendirir. Cobanin sürüsünde ayri ayri tanidigi davari da ayni sekilde eser sahiplerini ilgilendirmiyor.

Senelik müzik ( eurovision mudur nedir ) yarismasinda sonuctan kimse memnun degil. Zevkler ve renkler münakasa edilmez, edilmeyince gelin görünki herkes kendi zevkini önde tutar.

Kulaklarimizda gözlerimizde bozukluk mu var, elbette degil.

Ama Kur'an a gelince is degisiyor. Kalbinde bozukluk olanlar cakilip kaliyor. Iste birlesmemiz gereken tek nokta burasi.

Isteyen günes isinlarindan kacsin, isteyen her gün solariuma gitsin. Kur'an isigina gelince kimsenin rahatsiz olmamasi lazim, degil mi? Ama olmuyor iste. Kimi günes gözlügü istiyor kimi kasket, sanki lazer isinlari. Baska ne diyeyim ki.

Ayni galerideki resim gibi, ayni klasik sahane bir melodie gibi baslaniyor elestirilmeye. Zevkler ve renkler geliyor ön planda.


Selam ve dua ile.

Konu merdem tarafından (31. March 2013 Saat 10:49 PM ) değiştirilmiştir.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. March 2013, 11:38 PM   #17
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Saymaktan vaz gecmise benziyoruz son zamanlari.


Sah damarinda ne var dalga gecilecek? Yüce Allah "KALP" diye bosu bosuna mi anlatiyor ayetlerinde. Her bir damarda dolasan kan kalpten gecmiyormu? Nerede anlasamadik yine. Pardon nerede anlasabildik saymaktan baska?
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 31. March 2013, 11:43 PM   #18
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bayan.

Aşağıdaki yazı sizin:
''Kararimi kesin olarak vermis bulunuyorum Kardesim, ben bu isin altindan cikamiyorum. Rabbim üzerimden her türlü mesuliyeti kaldirsin, bildirdiklerinden sorumlu tutsun beni, bilmediklerimden degil. Benim dinim bir kavim dini degil, arap dini hic degil. Ben Allah'in dinine uyuyorum. Allah'in tekelinde olan dine iman ediyorum.''

Bu yönde bir teşebbüste bulundunuz mu? Bulunduysanız neticesi ne oldu? ''Ben bu kızı çok sevdim. Şunun mesuliyetini kaldıralım'' diye bir torpil yapıldı mı?


Allah'ın sizi mesul tutacağını da nereden çıkartıyorsunuz. Zaman mevhumu diye bir problemi olmayan ve imalatını kendi yapan Allah doğumdan ölüme kadar ne yaptığınızı veya yapacağınızı bilmez mi? Sizin ne yaptığınızı ve yapacağınızı bilen Allah sizi bu dünya hayatını yaşatmadan tutup diyelim ki cehenneme yerleştirdi veya hakketmediğini düşündüğünüz birini cennette yanınıza verdi. İtiraz edeceğini bildiği nankör insanın kendisinin kendisine şahit olması için dünya hayatını yaşatıyor; yoksa sizi sorumlu tutmak için değil. Fiil ve eylemleriniz(amelleriniz) size cennetin yolunu açmışsa sorumlu olacağınız bir şey olur mu? Eylem ve fiillerinizle bir yol tutturmuşsunuz, siz tutturduğunuz o yolda kendiniz kendinizi belirli bir akıbete doğru götürüyorsunuz. Ahırette de fiil, eylem ve tuttuğunuz yolun sizi nereye getirdiği ilan edilip yolunuza devam için önünüzdeki engelleri kaldıracaklar. Hiçbir itirazınız olamayacak çünkü dünyada yaşadığınız yaşantınızla kendiniz kendinize şahitsiniz. Cennete de cehenneme de siz kendi kendinizi sevk edeceksiniz. Baktınız ki yolunuz cehenneme doğru, bir itirazınız olamayacağından kendi kendinize şahit olacağınızı yeniden yaşamak için geri dönmek isteyeceksiniz...... O zaman da diyecekler ki ''hemşerim geçti dünyanın pazarı sür bakalım.........

Ben ayetleri böyle anladım.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Okuyun Beyfendi okuyun önce, "Allah'in bildirdiklerinden sorumlu tutulmaya" hazirim yazmisim yukarida. Ona da mi kalip buldunuz?
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. April 2013, 01:50 AM   #19
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Hayır. ''Allah'ın bildirdiklerinden sorumlu tutulmaya hazırım'' değil.
''Bildirdiklerinden sorumlu tutsun beni'' diye yazmişsınız.
İki ifade birbirinden çok farklı.
Yazdıklarımı bir daha okuyun sayılmaktan vazgeçilmiş bayan.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 1. April 2013, 02:00 AM   #20
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hayır. ''Allah'ın bildirdiklerinden sorumlu tutulmaya hazırım'' değil.
''Bildirdiklerinden sorumlu tutsun beni'' diye yazmişsınız.
İki ifade birbirinden çok farklı.
Yazdıklarımı bir daha okuyun sayılmaktan vazgeçilmiş bayan.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Neler saymissiniz yine beyfendi, ha burda yeteri kadar izahat edemedigimi de bildirmisim üstelik, pes dogrusu.

Beyfendi,

bana sah damarimdan daha yakin olan yüce Allah, belki de hissettiklerimi istedigim sekilde satirlara dökemiyor sizlere geregince anlatamiyorum, ama beni Rabbim anliyor. Zannediyorum demiyorum, biliyorum.

Selam ve dua ile.


3. dünya savasi cikti mi cikacak mi?

Not: Keske büyük halamin zamaninda tavsiyelerini dinleseydim de ögretmen okuluna devam etseydim, bu gün burada bu tartismalar olmazdi.
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
hz. ismail (a.s), kurban, İsmaİl


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 01:47 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam