hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > İMAN > Kur’an

Cevapla
 
Seçenekler Stil
Alt 24. March 2015, 10:38 PM   #11
Araştıran
Uzman Üye
 
Araştıran - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2013
Mesajlar: 192
Tesekkür: 83
41 Mesajina 74 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
Araştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud ofAraştıran has much to be proud of
Standart

Ben ribayı şöyle anlıyorum:benim bin liram var ve bu parayla bin liralık salça alabiliyorum ama salça almaktan vazgeçtim ve bu parayı kötü günler için biriktirim dedim ama seneye bi baktım ki atıyorum aynı salça iki bin lira olmuş bu durumda zarara geçtim.Ama bu paranın koruma yolunu seçseydim aynı salçayı 2 binliraya alacaktım eğer riba yoluna gitseydim aynı salçayı 2 binliraya alıp üstüne para biriktirmiş olacaktım.Yani sizin dediğinize göre aynı salçayı alabilmek için koruma tercihim riba oluyor.Doğru anlamışmıyım?Benim anladığım riba ise aynı salçayı 2 binliraya alıp üstüne para artırmak yani 2 binliranın üstündeki para riba oluyor
__________________
Karşılarında okunup duran Kitab'ı sana indirmemiz yetmedi mi onlara? Şüphesiz bunda iman edecek bir kavim için elbette bir rahmet ve ilahi bir ihtar vardır..ANKEBÛT - 51
Araştıran isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. March 2015, 01:28 AM   #12
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli Galipyetkin kardeşim,

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Sayın dost1.

İlk yazınızı yazdığınızdan beri üzerinde düşünüyorum ama bir neticeye varamadım. Son yazınızdan sonra da sormaya karar verdim.

Konu şu ifadeler:
"...Ancak, “er riba” faize indirgenemez.
Çünkü yukarıda saptadığımız gibi Rabbimiz faizi değil, “karşılıksız” ve “risksiz” fazlayı yasaklamıştır.
Dolayısıyla Müslümanların, sadece faizden uzak durup da, “er riba” kapsamına giren diğer karşılıksız fazlaları yemek gibi kendi kendilerini kandırma sapkınlığına düşmemeleri lâzımdır."

Üç ayrı cümle olarak verdiğim yazıda birinci cümlede "er riba" faize indirgenemiyeceğine göre faizden üstün bir durum arz eder.

"Çünkü" ile bağlanan ikinci cümlede ise faizi değil de, "karşılıksız ve risksiz" fazlalık gösteren "riba"nın yasaklandığı ima edilerek bu sefer de yasak olmayan faiz üstün bir konuma getirilmiştir.

Ve "dolayısı ile" diye başlayan netice cümlesi olan üçüncü cümleyi nasıl ve bu nasılı neye göre yorumlayacaksınız?

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Allah razı olsun. Sorularınızla okuyucularda oluşan ya da oluşacak sorulara ışık tutuyorsunuz.

Sorunuza geçmeden kavramlara açıklık getirerek, örneklemeler yapmak istiyorum.

Riba” sözcüğü Arapça bir sözcük olup “artma, çoğalma, şişme” anlamındadır.

"Faiz/faid" sözcüğü de Arapça bir sözcük olup "artık, artan, taşıp dökülen, fazla vb" anlamlardadır. Türkçemizde kullanılan "feyiz" sözcüğü ile sözkonusu "faiz" sözcüğü aynı kök harflerden türemiş sözcüklerdir.

Riba ile fâiz arasındaki fark ise riba olarak adlandırılan artma ,çoğalma ve şişmenin karşılıksız,risksiz olmasına karşın fâiz olarak adlandırılan fazlalığın karşılığının ve riskinin olmasıdır.

"Kâr" sözcüğü Farsça bir sözcük olup, "gelir getiri vb" anlamındadır.

"Zekât" sözcüğü, “ üreme ve artma, arıtma” anlamındaki kök harflerden türetilmiş "bir şeyin en iyi, en temiz, en düzgün hali" anlamında bir sözcüktür.
Örneklersek;“malın zekâtı”: “Malın temizlenmesi, saf; arı-duru hale getirilmesi” anlamındadır ki, mü'minlerin yaşadıkları bağımsız devlete vermeleri gereken vergidir.
Bu vergi, müminlerin bağımsız bir devlet ortamında devletin kendisinden beklenen eğitim, öğretim, sağlık, iç-dış güvenlik, alt yapı işlerinin yapılması, dini hizmetlerin yerine getirilebilmesi, geleceğin güvence altına alınması, dinin ve bağımsız bir yurdun korunabilmesi ve tüm ibadetlerini özgürce yapmalarını sağlamaya yönelik olarak yapılması mutlak olan bir ibadettir.


Kur'an'da konumuz ile ilgili ayetlere baktığımızda "faiz" sözcüğünün değil "riba" sözcüğünün kullanıldığını görürüz.

Türkçemizde ise ikisi de Arapça olan sözcüklerden "riba" değil "faiz" sözcüğü kullanılmaktadır.

Bakara Suresi:
275- O ribayı yiyen şu kişiler, şeytanın bir dokunuşuyla çarptığı kişinin kalkışından başka türlü kalkamazlar. Bu, şüphesiz onların, ”Alışveriş, riba gibidir” demeleriyledir. Oysa ki, Allah, alışverişi helal, bu ribayı haram kılmıştır. Kendisine Rabbinden bir öğüt gelip de yaptığından vazgeçenin geçmişi kendisine, işi Allah’adır. Ve kim ki yeniden dönerse, işte onlar ateşin dostlarıdır. Onlar orada sürekli kalacaklardır.
276- Allah, ribayı yok eder, sadakaları da artırır. Allah, tüm aşırı nankör ve günahkar kimseleri sevmez.
277- Şüphesiz iman eden ve salihatı işleyen, salâtı ikame eden ve zekâtı veren kişilerin Rabbleri katında mükâfatları vardır. Ve onlar üzerine hiçbir korku yoktur, onlar üzülmezler de.
278- Ey iman etmiş kimseler! Eğer müminler iseniz, Allah’a takvalı davranın ve ribadan kalanı bırakın.
279- Artık böyle yapmazsanız, o zaman Allah ve elçisinden size savaşı bilin. Eğer tevbe ederseniz, artık sermayeleriniz sizindir. Haksızlık etmezsiniz, haksızlığa da uğramazsınız.
280- Eğer o (borçlu), darlık içindeyse, kolaylığına kadar mühlet! Eğer biliyorsanız, sadaka olarak vermeniz, sizin için daha hayırlıdır.
281- Ve kendisinde Allah’a döndürüleceğiniz güne takvalı davranın. Sonra da herkes kazancını tastamam alır. Ve onlar zulmedilmezler.

Âl-i Imran Suresi:
130- Ey iman etmiş kimseler! Kat kat artırılmış olarak ribayı yemeyin. Felâh bulmanız için Allah'a takvalı davranın.

Nisa Suresi
160, 161– Sonra da Yahudileşen kimselerden olan zulüm, onların birçok kimseleri Allah yolundan alıkoymaları, yasaklandıkları hâlde riba almaları ve insanların mallarını haksız yere yemeleri sebebiyle kendilerine helâl kılınmış temiz şeyleri haram kıldık. Ve onlardan kâfir olanlara can yakıcı bir azap hazırladık.

Kur'an'da er ribanın yasaklanış nedenleri de belirtilmiştir:

Necm Suresi:
39 - Gerçek şu ki, insan için çalışıp didindiğinden başka şey yoktur.

Bakara Suresi:
188 - Aranızda mallarınızı da batıl sebeplerle yemeyin. İnsanların mallarından bir kısmını, bilerek ve günah ile yemek için, hâkimlere aktarmayın.

Nisa Suresi:
29- Ey iman etmiş kişiler! Mallarınızı kendi aranızda yaptığınız ticaret şekli hariç olmak üzere, aranızda haksız yolla yemeyin, kendilerinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, size çok merhametlidir.


Bakara Suresi:
268- Şeytan, sizi fakirlikle korkutur ve size aşırılığı emreder. Allah ise, size kendisinden bağışlama ve bol ihsan vaat eder. Ve Allah Vâsi’dir , en iyi bilendir.

Bakara Suresi:
195– Ve Allah yolunda İNFAK yapın, ellerinizi /ellerinizle tehlikeye bırakmayın ve iyileştirin, güzelleştirin. Şüphesiz Allah, iyileştirenleri, güzelleştirenleri sever.

Allah, mal ve servetin, toplumda belli bir zümrenin kontrolünde bulunmasını da istememektedir:

Haşr Suresi:
7, 8- Allah'ın, o kent halkından, Resulüne verdiği ganimetler, içinizden yalnız zenginler arasında dolaşmasın diye Allah'a, Elçi’ye, yakınlık sahiplerine; göç eden fakirler -ki onlar, Allah’ın lütuf ve rızasını ararken yurtlarından ve mallarından çıkarılmışlardır, Allah'a ve Elçisine yardım ederler. İşte onlar, doğruların ta kendileridir-, yetimlere, miskinlere, yolcuya aittir. Elçi, size ne verdiyse onu hemen alın. Sizi neden alıkoyduysa ondan geri durun. Allah’a da takvalı davranın. Şüphesiz Allah, kovuşturması çok çetin olandır.

Alışveriş sonucu doğan Kâr ile Riba karşılaştırması:


İlk aşamada;

Alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planlayan kişi, önce bir malı satın alarak o malın sahibi olur.

Riba doğuran işlemlerden kazanç sağlamayı planlayan kişi ise, sahibi bulunduğu para veya malı ödünç vermek için, bu para veya mala ihtiyaç duyan bir başka kişiyi arar veya ihtiyaç sahibinin, kendisini bulmasını bekler.

İkinci aşamada;

Alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planlayan kişi, sahibi olduğu malın alış fiyatı üzerine, elde etmeyi düşündüğü kârı ilâve ederek bir satış fiyatı belirler. Bu kâr içinde, malın alışından itibaren yaptığı masraflar ile kişinin yaptığı bu hizmet karşılığı kendisine değer biçtiği ücret vardır.

Riba doğuran işlemlerden kazanç sağlamayı planlayan kişinin ise, belirlediği riba miktarına kaynak olacak ne bir masrafı ne de değer biçeceği bir hizmeti vardır. O sadece, kendisi gibi ribadan kazanç sağlayanlarla birlikte belirlediği riba miktarını ödünç isteyene bildirir.

Üçüncü aşamada;
Alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planlayan kişi malını, kendi belirlediği fiyata göre değil de iradesi dışında piyasada oluşan fiyata göre satmak zorundadır.

Riba doğuran işlemlerden kazanç sağlamayı planlayan kişi ise sözleşmesini, kendi belirlediği riba miktarı üzerinden yapar.

Görüldüğü gibi, alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planlayan kişi ile riba doğuran işlemlerden kazanç sağlamayı planlayan kişi, yukarıdaki aşamaları farklı davranışlarda bulunarak geçirirler ve farklı sonuçlar elde ederler:

Alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planlayan kişi, eylemli olarak gerçekleştirdiği iki hukukî işlemle, söz konusu malı üreticiden alarak tüketiciye ulaştırır. Bu kişinin belirlediği kâr, verdiği hizmete karşılıktır ama garanti değildir, risk altındadır.

Riba doğuran işlemlerden kazanç sağlamayı planlayan kişi ise, sözleşme imzalamak suretiyle eylemsiz yaptığı bir hukukî işlemle, herhangi bir masraf ve hizmet karşılığı olmadan belirlediği fazlayı, vade süresince almayı sürdürür. Riski; ödünç alanın ödeyemez duruma gelmesidir ki bu ahval de muhtemelen önceden düşünülmüş ve risk, rehin veya kefil yoluyla bertaraf edilmiştir.

Alışveriş ile riba doğuran işlemler arasındaki bu çok önemli farklar, sadece ticarî alanda değil, sanayi ve tarım sektörlerinde emek harcanarak yapılan üretim faaliyetleri için de söz konusudur. Yani kol gücü ve beyin gücü konularak meydana getirilmiş bir üretimin satışından elde edilen kâr ile, borç para vererek borçlunun serveti, emeği üzerinden sağlanan fazla, bir tutulamaz.

Yukarıda sayılan farklar, bir cümle ile ifade edilmeye çalışılsa, şunu söylemek mümkündür: Alışverişteki, sanayideki, tarımdaki emek; “yapıcıdır” ve bu emek karşılığı elde edilen kâr helâldir, riba doğuran işlemler sonucu elde edilen fazla ise; “yıkıcıdır” ve bu yolla sağlanan kâr haramdır.

Rabbimizin yasakladığı “er riba”; herhangi bir masraf veya hizmet karşılığı olmadan alınan, yani ödeyenin kazancına risksiz bir şekilde ortak olmak anlamına gelen ribadır. Başka bir söyleyişle Rabbimiz, “karşılıksız” ve “risksiz” olan “fazla”yı yasaklamıştır.

Değerli Galipyetkin kardeşim,
Bu açıklamalardan sonra sorunuza geçecek olursak;
Alıntı:
"...Ancak, “er riba” faize indirgenemez.
Riba sözcüğü karşılıksız ve risksiz fazlalık olup karşılığı ve riski olan fazlalıkla aynı değildir.

Alıntı:
Çünkü yukarıda saptadığımız gibi Rabbimiz faizi değil, “karşılıksız” ve “risksiz” fazlayı yasaklamıştır.
Fâiz/artan fazlalık karşılığı ve riski olan alışverişlerimiz sonucu oluşmuşken riba/fazlalık artış, emeksiz,karşılıksız ve risksiz işlemlerden doğmuştur.

Alıntı:
Dolayısıyla Müslümanların, sadece faizden uzak durup da, “er riba” kapsamına giren diğer karşılıksız fazlaları yemek gibi kendi kendilerini kandırma sapkınlığına düşmemeleri lâzımdır."
Müslümanlar, enflasyon ya da devalüasyon kavramlarını bilmeden banka ya da başka birilerine nakit olarak verdikleri fâizden/artıştan -ki, enflasyon ve devalüasyon varsa kesinlikle fâiz/artış olmaz- kaçarak emeksiz ve risksiz karşılıksız edinimleri yani ribayı yeme sapkınlığına düşmektedirler.

Alıntı:
Üç ayrı cümle olarak verdiğim yazıda birinci cümlede "er riba" faize indirgenemiyeceğine göre faizden üstün bir durum arz eder.
Er ribanın fâize indirgenemezden kastım riba ve fâiz ikilisinin aynı seviyede düşünülmemesi yönündedir. Amacım, ribanın fâiz gibi olmadığına vurgu yapmaktır. Çünkü birincisi emeksiz,karşıkısız, risksiz fazlalık iken, diğeri emek,karşılık ve riskin olduğu fazlalıktır.

Alıntı:
"Çünkü" ile bağlanan ikinci cümlede ise faizi değil de, "karşılıksız ve risksiz" fazlalık gösteren "riba"nın yasaklandığı ima edilerek bu sefer de yasak olmayan faiz üstün bir konuma getirilmiştir.
Mü'minler için emekten doğan fazlalık, emeksiz,risksiz ve karşılıksız doğan fazlalıktan daha üstündür. Birincisinden doğan kâr/getiri helal ikincisinden doğan kâr/getiri ise haramdır.

Alıntı:
Ve "dolayısı ile" diye başlayan netice cümlesi olan üçüncü cümleyi nasıl ve bu nasılı neye göre yorumlayacaksınız?
Değerli Kkardeşim,
Yazılı iletişimde kullandığımız kavramları açıklama gibi bir alışkanlığımız olmadığından yazan ile okuyan kişiler arasında her zaman sözcüklere yüklenen kavramlar nedeniyle iletişim sorunu yaşanabiliyor.

Sözlü iletişimin, yazılı iletişimden daha iyi olduğunu düşünüyorum. İnşaAllah RAbbim nasip eder de yüzyüze konuşur konuları müzakere eder ve birbirimizden yararlananlardan oluruz.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle,
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. March 2015, 02:24 AM   #13
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli Araştıran kardeşim,

Alıntı:
Araştıran Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Ben ribayı şöyle anlıyorum:benim bin liram var ve bu parayla bin liralık salça alabiliyorum ama salça almaktan vazgeçtim ve bu parayı kötü günler için biriktirim dedim ama seneye bi baktım ki atıyorum aynı salça iki bin lira olmuş bu durumda zarara geçtim.Ama bu paranın koruma yolunu seçseydim aynı salçayı 2 binliraya alacaktım eğer riba yoluna gitseydim aynı salçayı 2 binliraya alıp üstüne para biriktirmiş olacaktım.Yani sizin dediğinize göre aynı salçayı alabilmek için koruma tercihim riba oluyor.Doğru anlamışmıyım?Benim anladığım riba ise aynı salçayı 2 binliraya alıp üstüne para artırmak yani 2 binliranın üstündeki para riba oluyor
Riba, emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artıştır,fazlalıktır.

Alışveriş yaparak kazanç sağlamayı planladıysanız, önce bir malı satın alarak o malın sahibi olacaksınız. 1000 lira değerindeki salçanın sahibi olarak sahibi olduğunuz 1000 liralık bu malın alış fiyatı üzerine, elde etmeyi düşündüğünüz kârı/getiriyi ilâve ederek bir satış fiyatı belirleyeceksiniz. Ancak,malınızı, kendi belirlediğiniz fiyata göre değil de iradeniz dışında piyasada oluşan fiyata göre satmak zorunda kalacaksınız. Kazanç sağlamak için bir eylemde bulundunuz. Salçayı üreticiden alarak tüketiciye ulaştırmak için çaba sarfettiniz.Aldığınız salçayı satmak için belirlediğiniz kâr, verdiğiniz hizmete karşılıktır ama garanti değildir, risk altındadır. İstenilen müslümanın alışveriş yaparak kazanmasıdır.

Riba/ emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık şeklinde kazanç sağlamayı planlayan olsaydınız, sahibi bulunduğunuz para/1000 lira veya malı/salçayı ödünç vermek için, bu para veya mala ihtiyaç duyan bir başka kişi ya da kişileri arar ve elinizdeki para/1000 lira veya salçaya ihtiyacı olan kişi veya kişilerin, sizi bulmasını beklerdiniz. Elinizdeki para veya salçaya belirleyeceğiniz riba/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık miktarını hiçbir masraf etmeden,hiç bir emek harcamadan emeksiz olarak, bu türden benzer ribadan/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık kazanç sağlayanlarla birlikte belirleyeceğiniz riba/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık miktarını elinizdeki para/1000 lira veya salçaya ihtiyacı olan kişi veya kişilere bildireceksiniz ve isterlerse de sözleşmesini, kendi belirlediğiniz riba/ emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalık miktarı üzerinden yapacaksınız.
Sözleşme imzalamak suretiyle emeksiz, herhangi bir masraf ve hizmet karşılığı olmadan belirlediğiniz fazlalığı, vade süresince almayı sürdüreceksiniz. Ödünç alanın ödeyemez duruma gelebilmesi olasılığına karşılık doğacak riski de , rehin veya kefil yoluyla gidermiş olacaksınız.

1000 liranızı alışveriş ya da riba türü bir gelir elde etmek istemeyip gerektiğinde kullanırım diye yıllık yüzde 12 getiri ile bankaya yatırdığınız. Bu 1000 liranız yıl sonunda 120 lira artışla 1120 lira oldu. Yaşadığınız memlekette yıllık yüzde 12 enflasyon olduysa paranızda bir değişim yaşanmadığı için bir fazlalık oluşmadı. Enflasyon olmasa 120 liralık bu artış emeksiz,risksiz , karşılıksız artış olması nedeni ile riba olacaktı. Enflasyon yüzde 6 olsa 60 liralık artış emeksiz, risksiz ,karşılıksız fazlalık yani riba olacaktı.

Değerli kardeşim varsayımdan çıktığımız bu örneklemeyi görüyor musunuz? Alışverişden doğacak kar/getiri fazlalık risk altındadır. Alışverişten doğmayan kar/getiri fazlalık ise emeksiz, risksiz ve karşılıksızdır. İlki helal iken ikincisi ribadır/emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artış,fazlalıktır ki, haramdır.

İslâm’da emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artışlar, fazlalıklar,haramdır. İslâm iktisat düzeninde emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artışlar fazlalıklar da, emeksiz,karşılıksız ve risksiz olan artıştışlara, fazlalıklara dayalı banka ve benzeri kurumların da yeri yoktur. İslâm iktisadında finansman sorunları, özellikle ortaklıklarla çözümlenir. İslâm, ortaklığın her türünü övmüştür. İslâm toplumlarında, ticaret yapmak, mal ve hizmet üretmek için küçük birikimlerle ortaklık yapma yolları araştırılmalıdır. İyi müslümanın ise, büyük birikimi zaten olmaz.” İhtiyaç dışı fazlalığını sürekli infak eden olur.

Ne yazık ki, günümüzde enflâsyon sebebiyle zarara uğranılacağından korkularak, müslümanlar arasındaki ödünç verme işlemlerinde yabancı para, kıymetli maden veya eşya cinsinden ölçüler kullanılmaktadır. Zarar etmekten korkan borç veren belki kendini bu yolla enflâsyondan korumaktadır ama bu korumayı borçlu karşılamakta, bu kez enflâsyondan zarar gören borçlu olmaktadır. Bir başka deyişle, borçludan daha kuvvetli olan borç veren, çarpık ekonominin ceremesini zaten güçsüz olan borçluya ödettirmektedir. Böyle bir davranışın, Rabbimizin “Eğer o (borçlu), darlık içindeyse, kolaylığına kadar mühlet! Eğer biliyorsanız, sadaka olarak vermeniz, sizin için daha hayırlıdır.” şeklinde ifade ettiği sözlerine pek uymadığı ortadadır. Çünkü Rabbimiz bu ifadesi ile; Müslümanların, gerekirse kardeşleri için zararı göze almaları gerektiğini bildirmektedir. Buna göre Müslümanların, zarara uğrama korkusuyla bu gibi davranışlarda bulunmamaları, hele hele daha kötü bir davranışa yönelerek borç vermekten vazgeçme gibi bir ilke edinmemeleri gerekmektedir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle,
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. March 2015, 09:15 AM   #14
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

halukgta'dan
Alıntı:
Ali İmran 130: Ey inananlar, KAT KAT RİBA YEMEYİN, Allah'tan korkun ki, kurtuluşa eresiniz. ( Süleyman Ateş)

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
halukgta'dan

O halde RİBA YEMEK HELALdir.

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Bir soru da benden Riba'nın kaç katı haram kategorisine girer???
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."

Konu bartsimpson tarafından (25. March 2015 Saat 09:20 AM ) değiştirilmiştir.
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 25. March 2015, 09:37 AM   #15
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Bankaların verdiği tüm krediler.

“karşılıksız” ve “risksiz” fazla kategorisine girer merak eden bankacılık sistemini araştırsın.

karşılıksız = bankaların verdikleri kredilerin tümünün TL karşılığı yoktur. dijital rakamlar alıp borçlanıyorsunuz. bknz. munzam karşılık kavramı.

Kısaca piyasaya 1.000.000.TL kredi verebilmen için bunun Max. %10 TCMB'de karşılığı olmalı.

Ne güzel TCMB'ye 100.000.TL yatır 900.000.TL olmayan para üzerinden karşılıksız kazanç sağla. bu kaç kat riba oluyor acaba..

risksiz = hiç bir banka karşılıksız kredi vermez ya aldığın mal ya da eşya kadar ipotek yersin yada maaşına haciz...

Verilen kredilerin geri dönüşüm (geri dönmeme) riski yaklaşık %10-12 arasındadır. İşin garibi bu oran muhasebe olarak görev zararı yazılıp vergiden düşülebiliyor.

Hani banka kredilerine alınan faiz riba değildi.

paranın olduğu yerde din olmaz....
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
bartsimpson Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (25. March 2015)
Alt 3. April 2015, 01:58 PM   #16
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Dostum bartsimpson.

Evvelki sahifede, hepsi "artma" olduğundan Riba-Zekât-Faiz-Kâr arasındaki farkı ne olduğunu sormuştum. Hepsi artmayı anlatmasına rağmen,aralarında bir fark olmasa bunlara ayrı ayrı adlar verilmezdi. Kimse buna dokunmadı, cevaplamadı.
Eğer bir üretici iseniz, yeniden üretip ondan gelir elde edinceye kadar geçecek zaman dilimi içinde ihtiyacınız olan GEÇİM/İHTİYAÇ giderlerinin yanında üretim masraflarını da o ürettiğinizin satımından elde edeceğiniz bedel ile karşılamalısınız. Fazlasını "zekât" olarak vereceksiniz.

Şimdi bu verdiğim üretici misalinde, üretici ürettiğini ihtiyaç sınırları içerisinde satar ve o oranda kazanırsa bu işlem ticaret değil de mal değişimi, ufak çapta alış-veriş ise elde edilene, ihtiyaçtan ötesi bu fazlaya (ticarette kâr) riba denir. Kedisine yontmadığından, karşındakini kazıklamadığından bu "iyi/helâl riba"dır. İşte karşınızdakini kazıklayarak elde ettiğiniz, "iyi/helal riba" miktarından fazla olarak aldığınız kısım ise "kötü/haram riba"dır; "kat-kat riba"dandır.

Biz, yukarıda izah ettiğimiz gibi "riba"yı herkesin bildiğinin aksine yalnızca "kötü/haram" olarak değil, "iyisinin/helalinin" de olduğu iddiasındayız. Fakat riba olayını yalnızca bankacılık, tefecilik olayı içine hapsederseniz içinden çıkamazsınız.

Bakın; Bakara-276. ayet meali şöyledir:"Allah ribayı (riba gelirini) mahveder, sadakayı (sadaka gelirini) ise artırır............"
Burada "artırır" kelimesinin ayette geçen Arabça karşılığı "riba"dır. Arabça bilseniz de bilmeseniz de transkrıpsiyonundan da (YemhakullâhurRiba ve yurbis Sadakat) anlayabilirsiniz ki "artırır" denilen kelimenin karşılığı (yurbis) "ribalandırır" dır. Öyle ise birinci cümlede Allah ribayı mahvettiğine göre ikinci cümlede nasıl oluyor da sadakayı ribalandırıp da mahvetmiyor, tam tersine artırıyor?

Hani "riba" haramdı? Haramsa neden hem de sadakayı haramlaştırmıyor, mahfetmiyor da ribalandırıyor/artırıyor?

Ama Bakara-275. ayete bakarsanız "riba" haram kılınmış ve de Allah bunun yanında da "alış-veriş" helal kılınmıştır ifadesine neden lüzum duymuştur? Daha doğrusu ne anlatmak istemiştir?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (14. October 2017 Saat 04:34 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (3. April 2015)
Alt 4. April 2015, 12:10 AM   #17
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, değerli kardeşlerim,

Kur'an'da "riba" sözcüğünün de türetildiği "artmak,fazlalaşmak,gelişmek,şişmek,kabarmak vb." anlamındaki kök harflerden türetilmiş ayetler vardır.

Galipyetkin kardeşimizin dikkat çektiği ayette birincisi er riba/belirli olan artış - ki, bu belirlilik karşılıksız, emeksiz risksiz elde edilen artıştır. diğeri ise belirli olmayan riba/artış - ki, bu artış emeksiz,karşılıksız, risksiz olmayan artıştır.

Ku'an'da bununla ilgili ayetlerden bir kısmını paylaşacağım.

Kabarmak,büyümek anlamında.

22;5:”… ve rabet ve embetet min kulli zevcim behîc.”
41;39:”… ve rabet, innellezî ahyâhâ lemuhyil mevtâ, innehû alâ kulli şey'in gadîr. “

Kabarma,taşma anlamında.

13;17: Enzele mines semâi mâen fesâlet evdiyetum bigaderihâ fahtemeles seylu zebeder râbiyâ, ve mimmâ yûgıdûne aleyhi fin nâribtiğâe hılyetin ev metâın zebedum misluh, kezâlike yadribullâhul hagga vel bâtıl, feemmez zebedu feyezhebu cufââ, ve emmâ mâ yenfeun nâse feyemkusu fil ard, kezâlike yadribullâhul emsâl.

Çoğalma anlamında.

16;92: Ve lâ tekûnû kelletî negadat ğazlehâ mim bağdi guvvetin enkâsâ, tettehızûne eymânekum dehalem beynekum en tekûne ummetun hiye erbâ min ummeh, innemâ yeblûkumullâhu bih, ve leyubeyyinenne lekum yevmel gıyâmeti mâ kuntum fîhi tahtelifûn.

Emeksiz,karşılıksız,risksiz artma, çoğalma,şişme ile emekli,karşılıklı,riskli artma,çoğalma,şişme vb anlamlarda

30;39: Ve mâ âteytum mir ribel liyerbuve fî emvâlin nâsi felâ yerbû ındallâh, ve mâ âteytum min zekâtin turîdûne vechallâhi feulâike humul mud'ıfûn.

2;276: Yemhagullâhur ribâ ve yurbis sadegât, vallâhu la yuhıbbu kulle keffârin esîm.
2.275 - Ellezîne yeé'kulûner ribâ lâ yegûmûne illâ kemâ yegûmullezî yetehabbetuhuş şeytânu minel mess, zâlike biennehum gâlû innemel bey'u mislur ribâ, ve ehallallâhul bey'a ve harramer ribâ, femen câehû mev'ızatum mir rabbihî fentehâ felehû mâ selef, ve emruhû ilallâh, ve men âde feulâike ashabun nâr, hum fîhâ halidûn.

2.278 - Yâ eyyuhellezîne âmenuttegullâhe vezerû mâ begıye miner ribâ in kuntum mué'minîn.
3.130 - Yâ eyyuhellezîne âmenû lâ teé'kulur ribâ ed'âfem mudâafeh, vettegullâhe leallekum tuflihûn.

4.161 - Ve ahzihimur ribâ ve gad nuhû anhu ve eklihim emvâlen nâsi bil bâtıl, ve ağtednâ lilkâfirîne minhum azâben elîmâ.


Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle,
Allah'a emanet olunuz.
__________________
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
galipyetkin (4. April 2015)
Alt 6. April 2015, 10:37 AM   #18
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Eğer bir üretici iseniz, yeniden üretip ondan gelir elde edinceye kadar geçecek zaman dilimi içinde ihtiyacınız olan GEÇİM/İHTİYAÇ giderlerinin yanında üretim masraflarını da o ürettiğinizin satımından elde edeceğiniz bedel ile karşılamalısınız. Fazlasını "zekât" olarak vereceksiniz.

Şimdi bu verdiğim üretici misalinde, üretici ürettiğini ihtiyaç sınırları içerisinde satar ve o oranda kazanırsa bu işlem ticaret değil de mal değişimi, ufak çapta alış-veriş ise elde edilen bu fazlaya (ticarette kâr) riba denir. Kedisine yontmadığından, karşındakini kazıklamadığından bu "iyi/helâl riba"dır. İşte karşınızdakini kazıklayarak elde ettiğiniz, "iyi/helal riba" miktarından fazla olarak aldığınız kısım ise "kötü/haram riba"dır; "kat-kat riba"dır.
Sevgili galip ağabey...

düşündüm düşündüm ama bayağı düşündüm...

yukarıda yazdığınız örneklemeye uygun günümüze uygulanabilecek bir ekonomik model bulamadım...

çiftçi tohumu $ kurundan alır, zirai ilaci $ kurundan alır, mazotu $ kurundan alır...

garibim der ki "ben bu sene domat ekeyim (azıcık bilgisi ile) $ kuru şu olur, bu kurdan mal alır, şu kurdan da ürünü kar koyup satarsam... eh elime geçen para ile oğlanı yaza everiririz gari".

tarlayı eker, sular masrafı yapar sabah bi kalkar bakar birileri ekonomi bakanı ile kapışmış $ olmuş bilmem me. TL %15-20 develüe olmuş.

bu çiftçi aşağıdakilerden hangisini yapar;

a) başlarım böle işe der çiftçilikten istifa eder.
b) zararın neresinden dönsem kardır der ürünü yok pahasına satar.
c) ürünü dereye döker ve hükümeti protesto eder.
d) ürünü tarlada yakar.
e) tefeci kabzımalların eline düşer onların ırgatı olur. ne paraya ne verirlerse o paraya üretim yapar.

yukarıdaki örnek birkaç değişiklikle hemen her sektöre uyarlanabilir.

belki yazdıklarım konu ile biraz alakasız gelmiş olabilir ama yukarıda hani "makul" kar ve "kazıklamadan" yapılan ticaretten bahsettik...

makul kar nasıl elde edilebilir göstergesi ve oranı nedir?
tüketici kazıklanmadan nasıl mal satılır?
ya da kazıklanmanın oranı ve ölçüsü nedir. (mesela sezonda 380TL satılan bir ayakkabının sezon sonunda indirimli 80TL satılması tüketiciyi kazıklamak mıdır?)

dedim ya ağabey paranın olduğu yerde din olmaz...

ekonomi, iktisat vb. hepsi şeytan ilimi, borsa ve merkez bankaları karargahları, ticaret hukuku, bankacılık kanunu vb. yazıtlar kutsal kitapları, bunları savunan ve çığırtkanlığını yapanlar da şeytanın avukatları...

Onlar çalaaaar biz oynaaar.
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Alt 6. April 2015, 12:31 PM   #19
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Saygın bartsimpson.

Sayın arkadaşım. Sen bana bu gün altında yaşadığımız 'emperyalist kapitalizmin' etkilerinden bahsediyorsun. Millet memnun ki, bu sistemi tatbik edenleri iktidarda tutup "bizi yönet" diyorlar. Sonra da milletin %90'ı müslüman, müslüman da değil "inanmış/inançlı" diyorlar. Müslüman kelimesinin anlattığı mânâ belli; ya "inanan"ın veya "inançlı"nın?
Hiç düşündün mü İbrahim Peygamber'in beyti neden bekkede idi? Toplum içinde yaşamak varken neden havralar, manastırlar kuruldu hem de kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde? Meselâ: Sumela Manastırı ve Kapadokya'daki yeraltı şehri vs.. Neden Musa Peygamber kavmini 40 yıl çöllerde dolaştırdı? Kaçtıkları şey ne idi?

Uygulanan sitemi beğenmiyorsanız ve gücünüz yetiyorsa değiştirin! Hem de hemen.
Ama konu bu değil.

Bu sistemde olsa bile konu YASAL İHTİYAÇ MİKTARInı aşmayacak şekilde planlama yapmak ve diğer kişileri (ve de hatta hayvanları dahi çok çalıştırıp az yem vermek gibi) mağdur durumda bırakmamak,"kıst" üzere hareket etmek, böylece "riba"da(edilecek kârda) hakkı aşmamak ve "zekât"a girmemek, aksi takdirde zekâtı vermek.
İşte zekât olarak vermeyip de iç edilen kısım "kat kat riba"dır.

“Müminler, mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin; karşılıklı rızaya dayalı bir ticaretle olursa yiyebilirsiniz.” (Nisa 4/29)

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (2. September 2017 Saat 11:15 AM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (7. April 2015)
Alt 7. April 2015, 04:29 PM   #20
bartsimpson
Super Moderator
 
bartsimpson - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2012
Mesajlar: 963
Tesekkür: 481
200 Mesajina 303 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
bartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud ofbartsimpson has much to be proud of
Standart

Alıntı:
galipyetkin Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Hiç düşündün mü İbrahim Peygamber'in beyti neden bekkede idi? Toplum içinde yaşamak varken neden havralar, manastırlar kuruldu hem de kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde? Meselâ: Sumela Manastırı ve Kapadokya'daki yeraltı şehri vs.. Neden Musa Peygamber kavmini 40 yıl çöllerde dolaştırdı? Kaçtıkları şey ne idi?
Özellikle Kapadokya'yı gördükten sonra, ben can ve mal korkusu olarak düşünmüştüm ama...

Bozulmama ve etkilenmeme için toplumu izole etmenin de sakıncaları var...

O zaman da düşüncenin önünde duramazsınız...

Ben hala Lidyalılara sövenlerden tarafım...

Saygılarımla
__________________
"Hayat bugündür. Emin olduğun tek hayat. Onu en iyi şekilde yaşa."
bartsimpson isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Cevapla

Bookmarks

Etiketler
aldatmaca, bankacılığı, bir, dır, katılım, tuzaktır


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 07:41 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam