7. January 2015, 10:10 AM | #41 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Hadid 3 hem "O Evvel'dir" hem de "Evvel O'dur" diye tercüme edilmiş. İkincisini aldığımızda Arapça gramer açısından tercüme hatası yapmış olur muyuz.
Aynı şekilde, “Kim Allah'a ve resule itaat ederse işte onlar, Allah'ın nimet verdiği nebilerle, hak dostlarıyla, şehitlerle, hayır ve barışı sevenlerle beraberdir. Ve işte onlar ne güzel arkadaştır.” Nisa 69'da altını çizdiğim yer için hem "itaat ederse" hem "uyarsa" kullanılmış. İkinciyi almak anlamda tercüme hatası oluşturur mu? |
13. January 2015, 04:38 AM | #42 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Yusuf 100:
ve harrû : ve (yere) eğildiler (çömeldiler) lehu : ona succeden : secde ederek 1- "Ona secde ederek eğildiler." 2- "O'na secde ederek eğildiler." Tercümeler birincideki gibi yapılmış. Sadece Allah'a secde etme ayetleriyle çelişiyorlar. Arapça gramer kurallarına göre ikinci uygun mu? Bu durumda secde edilen Yaratıcı olur. |
13. January 2015, 11:50 AM | #43 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Alıntı:
Nisa;69:"Ve men yutııllahe verRasûle feülaike maalleziyne en'amAllahu aleyhim minen Nebîyyiyne vasSıddıkıyne veşŞühedai vasSalihıyn* ve hasüne ülaike refiyka" Allah'a itaat diye çevrilen sözcük "yutııllahe" sözcüğüdür. İtaat sözcüğü Arapçadır. Türkçemizde de kullanılır. Söyleyenin sözünü tam olarak yerine getirme anlamındadır. Örneklersek: "Saat 23.00 da yat." Emrine itaat eden o saatte yatmış olmalıdır. Aynı emre uyan kişi de o saatte yatmış olmalıdır. " uymak" sözcüğü sesteşlik özelliğinden dolayı kullanım yerine göre anlam kaybına uğramayacak şekilde olursa sorun olmaz. İtaat sözcüğü " emredileni yap, söylenilenleri yerine getir vb" şekillerde ifade edilebilir. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Saevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
13. January 2015, 12:03 PM | #44 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm,
Alıntı:
Ne yazık ki, çarpıtılan sözcüklerden birisi de secde ve harr sözcükleridir. Lisanul Arapda secde: “Secde” sözcüğünün vaz’ı (ilk ortaya çıkışı), “devenin sahibini üstüne çıkarması için boynunu kösmesi, (eğmesi)” ve “meyve yüklü hurma dallarının, sahibinin rahat uzanıp toplamasına elverişli olarak eğilmesi” anlamındadır. Daha sonra da sözcük; “ülke krallarının bastırdıkları para üstündeki kabartma resimlere tebaanın baş eğerek bağlılık göstermesi” anlamında kullanılmıştır. (Lisan ül Arab; c:4, s:497) şeklinde açıklanmıştır. Buradan algıladığım;secde Allah için olduğunda Allah'a boyun eğilecek ve onun otoritesi dışına çıkılmayacak ki, Secde 15,Meryem 58,İsra 107 de buna çok güzel vurgu yapılarak yere kapanma anlamındaki harru sözcüğü ile birlikte kullanılmıştır. Secde, boyun eğmek itaat etmektir. Harru ise yere kapanmaktır. Söz konusu Ayet aşağıda belirtilmiştir. Secde sözcüğünün yere kapanmak olup olmadığını görebilmek için "noktalı ha-r-r" kök harflerinden türeyen Kur'an 'da harra harru,tehırru,yehırru,yehurrıne şeklinde geçen kavramları daha iyi anlayabilmek için bu sözcüklerin geçtiği âyetleri birlikte görelim. A'raf;143:Ve lemma cae Musa limiykatina ve kellemehu Rabbuhu, kale Rabbi eriniy enzur ileyKe, kale len teraNiy ve lakininzur ilelcebeli feinistekarre mekanehu fesevfe teraNiy* felemma tecella Rabbuhu lilcebeli cealehu dekken ve harra Musa saıka* felemma efaka kale subhaneKe tübtü ileyKe ve ene evvelül mu’miniyn Harra Musa saika: Musa'nın baygın olarak yere düşmesi belirtiliyor. Nahl;26:Kad mekeralleziyne min kablihim feetAllahu bünyanehüm minel kavaıdi feharra aleyhimüs sakfü min fevkıhim ve etahümül azâbü min haysü la yeş'urun Bünyanehüm minel kavaıdi feharra: Binaların temellerinin düşüp çöküp,dağılışı belirtiliyor. Sebe;14:Felemma kadayna aleyhil mevte ma dellehüm alâ mevtihi illâ dabbetül’ Ardı te'külü minseeteh felemma harra tebeyyenetil cinnü en lev kânu ya'lemunel ğaybe ma lebisû fiyl azâbil mühiyn Dabbetül’ Ardı te'külü minseeteh felemma harra:Ağaç kurdu asayıyı yeyince asanın yere düşmesi belirtiliyor. Hacc;31:Hunefae Lillahi ğayre müşrikiyne bih ve men yüşrik billahi fekeennema harra mines Semai fetahtafühüttayru ev tehviy bihir riyhu fiy mekanin sehıyk Ve men yüşrik billahi fekeennema harra mines Semai fetahtafühüttayru: Allah'a şirk koşanların semadan düşüşü ve uçanların onu kapması belirtiliyor, Sad;24:Kale lekad zalemeke bi süali na'cetike ila niacih ve inne kesiyren minel huletai leyebğıy ba'duhüm alâ ba'dın ilelleziyne amenu ve amilüs salihati ve kaliylün mahüm ve zanne Davudu ennema fetennahu festağfere Rabbehu ve harra rakian ve enabe Ve zanne Davudu ennema fetennahu festağfere Rabbehu ve harra rakian ve enabe: Davud sınandığını anlayarak Rabbine yönelişi,sığınışı ve raki olarak kendini yere atıp,düşürüp,yere kapanması belirtiliyor. Yusuf;100:Ve refea ebeveyhi alel Arşi ve harru lehu sücceda ve kale ya ebeti hazâ te'viylü ru'yaye min kabl kad cealeha Rabbiy Hakka ve kad ahsene biy iz ahreceniy minessicni ve cae biküm minel bedvi min ba'di en nezeğaşşeytanu beyniy ve beyne ıhvetiy inne Rabbiy Latıyfün lima yeşa' inneHu Huvel Aliymul Hakiym Ve refea ebeveyhi alel Arşi ve harru lehu sücceda: Burada da Yusuf'un,anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükselttiği ve hepsinin succeda/ boyun eğip teslimiyet göstererek o'nun için yere düşüşleri yere kapanmaları belirtiyor. Meryem;58:Ülaikelleziyne en'amAllahu aleyhim minen Nebîyyiyne min zürriyyeti Ademe ve mimmen hamelna mea Nuh ve min zürriyyeti İbrahiyme ve İsraiyle ve mimmen hedeyna vectebeyna iza tütla aleyhim ayaturRahmani harru sücceden ve bükiyya İza tütla aleyhim ayaturRahmani harru sücceden ve bükiyya:Burada da Onların/Allah'ın kendine nimet verdiklerinin kendilerine Rahmân'ın/yarattığı bütün canlılara dünyada çokça merhamet eden Allah'ın âyetleri okunduğu zaman bukiyye/ağlayarak ve secde/boyun eğip teslimiyet göstererek harru/yere düştükleri kapandıkları belirtiliyor. Secde;15: İnnema yu'minu bi ayatinelleziyne iza zükkiru biha harru sücceden ve sebbehu bi Hamdi Rabbihim ve hüm la yestekbirun İnnema yu'minu bi ayatinelleziyne iza zükkiru biha harru sücceden: Burada da Mü'minlerin Allah'ın âyetleri okunduğu zaman Allah'a olan secdelerini/boyun eğip teslimiyet göstermelerini kendilerini yere atarak,kapanarak gösterdikleri nelirtiliyor. Meryem;90:Tekadüs Semavatu yetefettarne minhu ve tenşakkul Ardu ve tehırrulcibalü hedda Burada da Semaların çatlayacağı,arzın yarılacağı, dağların parçalanarak düşeceğin belirtiliyor. Furkan;73:Velleziyne iza zükkiru bi ayati Rabbihim lem yehırru aleyha summen ve umyana Burada Rablerinin âyetleri hatırlatılan kişilerin körler ve sağırlar olarak yere düşüp,yere kapanıp kalmayacakları belirtiliyor. İsra;107: Kul aminu bihi ev la tu'minu innelleziyne utül ılme min kablihi iza yütla aleyhim yehırrune lil ezkani sücceda Burada da kendilerine ilim verilenlerin Kur’ân okunduğunda, Allah'a olan secdelerinden/ boyun eğip teslimiyet göstermelerinden dolayı ezkani/çeneleri üstü yere düşerek yere kapandıkları belirtilmektedir. İsra;109:Ve yehırrune lil ezkani yebkûne ve yeziyduhüm huşua Burada da Kur'an okunduğunda Allah'a huşu/bilgiye dayalı derin saygı içerisinde olanların yebkune/ağlayarak ezkani/çeneleri üzerine yehırrune/düştükleri yere kapandıkları belirtiliyor. Âyetlerde de açıkça görüldüğü gibi yere düşüp kapanma; "harra, harru, tehırru, yehırru, yehurrıne" sözcükleri ile belirtilmektedir. Âyetlerden düşmenin yere kapanmanın nasıllığı da ezkani/çeneleri, ebkune/ağlayarak,summen/sağırlar, umyana/körler,yetefettarne/ çatlama, tenşakkul/yarılma, hedda/parçalanma,huşu/bilgiye dayalı derin saygıdan olduğu belirtilmektedir. Âyetlerden düşmenin yere kapanmanın ("harra, harru, tehırru, yehırru, yehurrıne") gerekçesinin de Allah'a secdeden/bilinçli olarak Allah'ı; teslim olacak, boyun eğilecek tek otorite kabul etmekten kaynaklandığı görülmektedir. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
13. January 2015, 01:34 PM | #45 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
2. el evvelu : evvel, ilk, tüm varlıklardan önce var olan Düz cümle olarak alırsak, "Evvel O'dur" oluyor. Bana göre düz cümledeki vurgu, devrik olandan çok daha kuvvetli olduğundan, düz cümle olarak almakta sakınca yok görünüyor. |
|
13. January 2015, 01:55 PM | #46 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
İlki daha ağırlıklı olarak, "baskın bir kuvvete zorunlu itaat" anlamı taşıyabiliyorken, İkincisi daha ağırlıklı olarak, "başka bir şeye gönüllü uyma" anlamı taşıyabiliyor. Buna göre, Kuran'da itaat istenirken itaat etmeme kapısı kapatılmadığından, Kişinin kendi iradesi beklendiğinden, "uymak" anlamını almakta sakınca yok görünüyor. |
|
13. January 2015, 02:11 PM | #47 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Yusuf 100'ü, Hanifler.com'dan incelemiştim. Benim sorum "secde" kelimesi değil de, "Ona" olarak yapılan tercümeyi "O'na" olarak yapmakta bir sorun olup olmadığı. Secde ilkinde Yusuf'a, ikincide Yaratıcı'ya olur ("o" kişi zamirinin, "O" şeklinde isimleştiği düşünülerek).
|
13. January 2015, 11:56 PM | #48 | |
Site Yöneticisi
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.017
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000 |
Selamun aleyküm kardeşim,
Alıntı:
Yusuf;100: Ve anasıyla babasını yüksek bir taht üzerine yükseltti. Ve hepsi boyun eğip teslimiyet göstererek o'nun/Yusuf'un için yere kapandılar. Ve Yûsuf: “Babacığım! İşte bu durum, o gördüğümün te’vîlidir. Gerçekten Rabbim onu hak kıldı. Şeytan benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra, beni zindandan çıkarmakla ve sizi çölden getirmekle Rabbim bana hakikaten ihsan buyurdu. Şüphesiz Rabbim dilediği şeye armağan vericidir. Şüphesiz O, en iyi bilen, hüküm koyanın ta kendisidir.” Burada zamir Yusuf'a gider. Önceki âyetlere de bakarsanız bunu net olarak görürsünüz. Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur. Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır. Sevgi,saygı ve muhabbetle. Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay |
|
14. January 2015, 07:35 AM | #49 | |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Alıntı:
lehu : ona succeden : secde ederek Metinde Yusuf kelimesi yok. "Önceki ayetlere bakma" konusunda... ayet secde olayından hemen sonra Yusuf'un "Rabb"den bahsetmesiyle devam ediyor, yani Yaratıcı'nın sıfattan isimleşmiş başka bir adıyla. O halde secde cümlesinin nesnesi de yine Yaratıcı yani "O" olabilir. Yusuf'un konuşmasının ve ayetin bizzat "O" ile bitmesi de, ayetin başındaki "o" nun "O" olabileceğini işaret. Sonuçta yorum işi. Arapça'da büyük harf küçük harf yok diye biliyorum. Benim sorum metindeki "o"yu, Yusuf için kişi zamiri değil de, kişi zamirinin Yaratıcı için isimleşmiş hali olan "O" almakta Arapça gramer açısından bir engel var mıdır? |
|
14. January 2015, 07:40 AM | #50 |
Uzman Üye
Üyelik tarihi: May 2014
Mesajlar: 299
Tesekkür: 8
56 Mesajina 69 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 21 |
Not: Hanifler.com tercümesindeki "o" kişi zamiriyse "onun", özel isimse "O'nun" diye yazılmalı diye biliyorum.
|
Bookmarks |
Etiketler |
lokman, soru |
|
|