hanifler.com Kuran odaklı dindarlık  

Go Back   hanifler.com Kuran odaklı dindarlık > TEMİZLİK VE İBADET > İbadet > Oruç

 
 
Seçenekler Stil
Alt 13. July 2011, 04:14 PM   #1
pramid
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2010
Mesajlar: 764
Tesekkür: 191
507 Mesajina 1.128 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
pramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud ofpramid has much to be proud of
Standart Orucunuzun fidyesini verin

ORUCUNUZUN FİDYESİNİ VERİN !!!
Sayılı günler… Sizden kim o günlerde hasta veya yolcu olursa, o günler sayısınca diğer günlerde oruç tutsun. Onu tutabilenlere bir yoksulu doyuracak fidye de gerekir. Kim bir hayrı içten gelerek yaparsa onun için daha iyi olur. Oruç tutmanız sizin için daha iyidir. Eğer bilmiş olsaydınız…” (Bakara 2/184)

Ayette geçen (و على الذينيطيقونه = ve alellezîne yutîkûnehû) ifa-desi “… onu tutabilenlere…” anlamındadır. Ancak âlimlerimizin çoğu âyete; “… onu tutamayanlara…” şeklinde olumsuz anlam vermişlerdir. Bu, şaşırtıcı bir durumdur.

Arapça’da zamir en yakınını gösterir; uzağı için karine gerekir. Burada zamire en yakın kavram seferi veya hasta olmayıp oruca güç yetirenlerdir. Bunun dışındaki anlamların bir çoğu kuran mantığı ile çelişir.

Hasta ve yolcuların, tutamadıkları oruçları kaza etmelerinin gerekçesi olarak şöyle buyrulmuştur: “Allah size kolaylık ister, zorluk istemez.” (Bakara 2/185) Demek ki bunlar, oruç tutmakta zorlanan kimselerdir. Bunlara oruçlarını kaza etmeleri emredilirken emzikli kadın, dökümcü, maden işçisi, tellak, hamal gibi ağır işlerde çalışanların, zarar görmeleri halinde oruç yerine fidye verebileceklerine hükmetmek tam bir çelişki olur.

Kadınların Adet hali hastalık değil ezadır(cinsel ilişki anında eziyet). Yahudi dinin etkisi ile Allah’ın istediği dinin hükümleri hadisler aracılığı ile değiştirilmiştir.

Oruç, onu tutabilenlere farzdır;

Güç yetiremeyecek yaştaki çocuklar oruç ibadetinden sorumlu değildir. Onlardan ileriki yaşlarda bunu telafi etmeleri istenmemiştir.
Ya da Hac 5 te bildirildiği gibi ömrün en basit ve düşük noktasına geri gönderilen yaşlı insanlar. Onlar için de orucun farzlığından söz edemeyiz (Bizlerden, bu duruma düşebileceğimiz olasılığını dikkate alarak, güç yetirebildiğimiz yaşlarda bu gerekçeyle oruç tutmamız istenmemiştir).
Bir diğer sorumlu olmama durumu da; kalıcı, geri dönüşü olmayan bir hastalık nedeniyle oruç tutabilmesi mümkün olamayan kişilerdir.
Her üç durum için de oruç farz değildir. Tutamadıkları oruçlara karşılık herhangi bir şey yapmaları gerekmemektedir. Allah İnsanın kaldıramayacağı yükü yüklemez…

Oruç tutabilenlere gelecek olursak;
Bizler oruç tutarak normal zamana göre bir öğün eksik yeriz. Oruçlu olduğumuz süre içersinde, açlık ve susuzluğu yaşar, yoksulluk nedeniyle bu durumu sürekli yaşayan insanların durumunu anlama noktasına geliriz. Buraya kadar bir sorun yok. İftarla birlikteyse olan olur ve sahura kadar eksik yediğimiz o bir öğünü de fazlasıyla telafi ederiz.

Bu nereden mi anlaşılır;
29 – 30 gün oruç tuttuğumuz Ramazan ayını kilo almış olarak tamamlarız.
Evimizdeki gıda harcamaları Ramazan ayında gözle görülür bir şekilde artar,
Gıda firmalarının satışlarında ciro patlaması bu ayda yaşanır.
İftar davetlerinde sofraya çıkarılanlar, normal zamanla kıyaslanamayacak ölçüde fazladır.

Oysa Ramazan ayında gerçekleşmesi beklenen tam tersi olmalıdır. Günü oruçlu geçirdik ve normal bir güne göre bir ögün eksik yedik. Diğer bir deyişle bir öğün parası tasarruf ettik. Bakara 184 te... gücü yetenlere bir muhtacı doyurarak fidye vermek, bir yükümlülüktür.... denilerek tasarruf ettiğimiz bu öğünü bir yoksula vermemiz emrediliyor. Bu sağlıklı olmanın bir fidyesidir. Rabbimiz sağlıktan ayırmasın…..

İLK AKLA Hem oruç tutup aç kalacağım, hem de para mı vereceğim!
Sizce de böyle düşünenler için oruç; aç kalmak ve para ödememek için yapılmış bir ibadet haline dönüşmüş olmuyor mu?

Oruç tutabilecek durumda olup, tutmayanlara gelince. Oruç tutmadığı için böyle bir tasarrufu söz konusu değildir. Bundan dolayı yoksul doyurma yükümlülüğü de olmayacak (olamayacak) tır. Fakat maddi durumu iyi olanlar için oruç tutmadıkları durumda bile yoksullara yardım, zekat ve infak bağlamında da farzdır.

Uygulamada en fazla kılıf uydurularak sarfınazar edilen farzlardandır zekat ve infak.
Bundandır ki oruç, tasurruf etmek ve yoksulla paylaşmak.
Güçtür, benim, diye sarıldığından ayrılmak,
Oruçla kolaylaştırılır yoksulla paylaşmak.

Bakara 183 te bildirildiği üzere zekat ve infaktan kaçış, sarfınazar, gerçekte fenalıktır, sakınılması gereken bir şeydir ve oruç sayesinde bundan korunmamız umulur. Oruç ile Allah`a karşı bu konudaki sorumluluğumuzun bilincine varmamız kolaylaştırılır. Bu korunmayı artırır.

Bozulan yemin (Maide 89), İhramlı avlanma(Maide 95), Hac ibadetinden engellenme,... (Bakara 196), Kazara ölüme sebep olmak (Nisa 92), Sözden dönme (Mücâdele 3, 4) gibi durumlarda ise köle azad etme, buna gücü yoksa yoksul doyurma, fakir ve buna da güç yetiremiyorsa o zaman oruç tutarak (eksik yiyerek tasurruf edip) yoksulu doyurmak emrolunmaktadır. Suçun durumuna göre (sabrın eğitimi için) bazan oruç tutarak yoksul doyurmak ( Mücâdele 4), sadece yoksul doyurmaya göre öne geçmektedir.
pramid isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
pramid Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
dost1 (18. July 2011), hiiic (16. July 2011), Miralay (22. July 2011)
 

Bookmarks

Etiketler
fidyesini, orucunuzun, verin


Yetkileriniz
Konu Acma Yetkiniz Yok
Cevap Yazma Yetkiniz Yok
Eklenti Yükleme Yetkiniz Yok
Mesajınızı Değiştirme Yetkiniz Yok

BB code is Açık
Smileler Açık
[IMG] Kodları Açık
HTML-Kodu Kapalı

Hizli Erisim


Tüm Zamanlar GMT +3 Olarak Ayarlanmış. Şuanki Zaman: 04:04 PM.


Powered by vBulletin® Version 3.8.1
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
Hanifler - Kuran odaklı gerçek din islam