Mescid-i Haram veya Beyt-i Haram veya Kabe
Bu konuda ilk bakacağımız ayet Maide suresi 97. ayettir. Sadece meal veriyorum.
Maide 97 : "Allah, hürmetli ev Kabe'yi, hürmetli ayı, kurbanı, boynu tasmalı kurbanlıkları insanların faydası için ortaya koydu. Bu, Allah'ın göklerde ve yerde olanları bildiğini ve Allah'ın şüphesiz her şeyi Bilen olduğunu bilmeniz içindir."
Mütercimin "hürmetli ev" diye tercüme ettiği ifade arapça olarak "beyt-i haram" olarak geçmektedir. Demekki Allah teala Kabe'yi bilinen şekliyle Adem A.S. tarafında inşa edildiği öne sürülen ama Hz. İbrahim tarafından tekrar inşası ayetle sabit olan mabedi Beyt-i Haram diye anıyor. Yani hürmete layık ev.
Maide 2 : "Ey iman edenler! Allah'ın (koyduğu, dini) işaretlerine, haram aya, (Allah'a hediye edilmiş) kurbana, (ondaki) gerdanlıklara, Rablerinin lütuf ve rızasını arayarak Beyt-i Haram'a yönelmiş kimselere (tecavüz ve) saygısızlık etmeyin. İhramdan çıkınca avlanabilirsiniz. Mescid-i Haram'a girmenizi önledikleri için bir topluma karşı beslediğiniz kin sizi tecavüze sevketmesin! İyilik ve (Allah'ın yasaklarından) sakınma üzerinde yardımlaşın, günah ve düşmanlık üzerine yardımlaşmayın. Allah'tan korkun; çünkü Allah'ın cezası çetindir."
Bu ayeti kerimede hem Beyt-i Haram hem de Mescid-i haram aynı anda kullanılmış. Siyer'den mütaviteren bildiğimiz gibi Mekke müşrikleri Müslümanları Mekke ye sokmuyorlar(Bknz. Hudeybiye anlaşması). Bundan dolayı Müslümanlar içlerinde besledikleri duygalara hakim olmaya davet ediliyorlar. Bu ayetten Mescid-i Haram şu anki Kabenin etrafı manası çıkar. Direk Kabenin kendisi manası çıkmıyor.
Ve devamında şu ayet ki;
Tevbe 19 : Siz hacılara su vermeyi ve Mescid-i Haram'ı onarmayı, Allah'a ve ahiret gününe iman edip de Allah yolunda cihad edenlerin imanı ile bir mi tutuyorsunuz? Halbuki onlar Allah katında eşit değillerdir. Allah zalimler topluluğunu hidayete erdirmez.
Onarılan şey bina olmak durumundadır. Mekkeliler Mescid-i Harama hizmet etmek ve onu onarmakla iftihar ediyorlardı. (Bknz. Siyerde Peygamberimizin gençliğinde Kabenin onarılması sırasında hacerül esvedi yerine koyması olayı)
Kuranı Kerim ayetleri ilk muhatab olarak Allah Resulünü ve ashabı almıştır. Ayetleri anlamaya çalışırken mutlaka olayları göz önüne getirmek gerekir. O günkü olayları bilmeden veya ayetlerin nuzül sebeplerini bilmeden tam anlamıyla hakim olmak çok zordur bazen imkansızdır. Allah'a binlerce kez şükürler olsun ki o zamanki olaylar bizlere kadar doğru kaynaklardan ulaşmış, mübarek kitabı anlamamıza yardımcı olmuştur.
Kuran'ı kerimde Kabe, Beyt-i Haram, Mescid-i Haram olarak adlandırılmıştır. Eğer ayeti kerimeleri daha detaylı incelersek Kabe ve Beyt-i haramdan müşahhas haliyle mevcut binanın kast edildiğini, Mescid-i Haram olarak ise Kabe ve çevresinin kast edildiği görülmektedir. Özellikle Haccın emredildiği ve tarif edildiği ayetlerden bu daha iyi anlaşılır. Allah'ın savaşı haram kıldığı bölge de bu bölgedir. Harem bölgesidir. Allah'ın buradaki hikmeti ne güzeldir. İslamın geldiği o ilk günlerde kim bilirdi ki, bu günler gelecek ve milyonlarca müslüman beyt-i haramı ziyarete gelecek ve mescid-i haramda namaz kılacak. Allah sayılarını artırsın.
Ben bu şekilde anlıyorum... Allah C.C. en iyisini bilir.
|