Tekil Mesaj gösterimi
Alt 8. June 2011, 03:15 PM   #29
hiiic
Uzman Üye
 
hiiic - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Mar 2010
Mesajlar: 1.979
Tesekkür: 1.908
1.298 Mesajina 2.732 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 26
hiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud ofhiiic has much to be proud of
Standart

Nerdoğan kardeşim.

Konuya cevap verebilecek pek çok kişisel fikrim var. Ama önemli olan bizim nefs ve bilgisizlik karışmış kişisel düşüncelerimiz değil, Allahın ne öğütlediği... Bu nedenle ilk olararak tüm sorularımızı Kurana yönetmeliyiz. Kuran Allahın yeterli gördüğü en kutsal bilgilerin olduğu kitaptır. Yeterlidir, apaçıktır. Sonra aydınlatıcı kesin bilimsel bilgilerle kesiştiği yere bakarız.

Bakalım dünya hayatının metaanı, yani fitne olan evlatlarımız hakkında Kuranın görüşü, ve neden fitne olduğunun cevabı....

Evladın zararı, ancak evlatlarına güvenip, onlarla böbürlenip diğer insanlara karşı üstünlük taslamakla olur... Ahireti unutmakla olur. Bundan temizlenmek ancak kişisel benliği, böbürlenmeyi durdurmakla olur.

Tevbe 69
(Ey münafıklar! Siz de) sizden öncekiler gibi (yaptınız). Onlar sizden kuvvetçe daha üstün, mal ve evlatça daha çok idiler. Onlar (dünya malından) paylarına düşenden faydalandılar. İşte sizden öncekiler nasıl paylarına düşenden faydalandıysalar, siz de payınıza düşenden faydalandınız ve (batıla) dalanlar gibi siz de daldınız. İşte onların amelleri dünyada da ahirette de boşa gitmiştir. Ve onlar ziyana uğrayanların kendileridir.


Böylesi böbürlenen birinin akibeti kehf suresinde anlatılır.
uzun olacak ama Allahın ayetlerini okumaktan zevk aldığınızı tahmin ediyorum.

Kehf Suresi

32. Onlara, şu iki adamı misal olarak anlat: Bunlardan birine iki üzüm bağı vermiş, her ikisinin de etrafını hurmalarla donatmış, aralarında da ekinler bitirmiştik.
33. İki bağın ikisi de yemişlerini vermiş, hiçbirini eksik bırakmamıştı. İkisinin arasından bir de ırmak fışkırtmıştık.
34. Bu adamın başka geliri de vardı. Bu yüzden arkadaşıyla konuşurken ona şöyle dedi: "Ben, servetçe senden daha zenginim; insan sayısı bakımından da senden daha güçlüyüm."
35. (Böyle gurur ve kibirle) kendisine zulmederek bağına girdi. Şöyle dedi: "Bunun, hiçbir zaman yok olacağını sanmam."
36. "Kıyametin kopacağını da sanmıyorum. Şayet Rabbimin huzuruna götürülürsem, hiç şüphem yok ki, (orada) bundan daha hayırlı bir akıbet bulurum."
37. Karşılıklı konuşan arkadaşı ona hitaben: "Sen, dedi, seni topraktan, sonra nutfeden (spermadan) yaratan, daha sonra seni bir adam biçimine sokan Allah'ı inkar mı ettin?"
38. "Fakat O Allah benim Rabbimdir ve ben Rabbime hiçbir şeyi ortak koşmam."
39. "Bağına girdiğinde: Maşaallah! Kuvvet yalnız Allah'ındır, deseydin ya! Eğer malca ve evlatça beni kendinden güçsüz görüyorsan (şunu bil ki):"
40. "Belki Rabbim bana, senin bağından daha iyisini verir; senin bağına ise gökten yıldırımlar gönderir de bağ kupkuru bir toprak haline gelir."
41. "Yahut, bağının suyu dibe çekilir de bir daha onu arayıp bulamazsın."
42. Derken onun serveti kuşatılıp yok edildi. Böylece, bağı uğruna yaptığı masraflardan ötürü ellerini oğuşturup kaldı. Bağın çardakları yere çökmüştü. "Ah, diyordu, keşke ben Rabbimehiçbir ortak koşmamış olsaydım!
43. Kendisine Allah'tan başka yardım edecek destekçileri olmadığı gibi kendi kendini de kurtaracak güçte değildi.
44. İşte burada yardım ve dostluk, Hak olan Allah'a mahsustur. Mükafatı en iyi olan O, en güzel akıbeti veren yine O'dur.
45. Onlara şunu da misal göster: Dünya hayatı, gökten indirdiğimiz bir su gibidir ki, bu su sayesinde yeryüzünün bitkisi (önce gelişip) birbirine karışmış; arkasından rüzgarın savurduğu çerçöp haline gelmiştir. Allah, her şey üzerinde iktidar sahibidir.
46. Servet ve oğullar, dünya hayatının süsüdür; ölümsüz olan iyi işler ise Rabbinin nezdinde hem sevapça daha hayırlı, hem de ümit bağlamaya daha layıktır.

İşte evladın zararı budur, bu kötü düşünce ve amellerden korununca evladın nesi zararlı olsun? Faydası bile vardır.


diğer zarar yoldan çıkmış evladın başa açacağı sıkıntıdır. Allah korusun, kötü arkadaşlar sonunda uyuşturucuya dandanmış yada daha kötü işlere bulaşan evlatların ailelerine verdiği zarar çok feci. Bundan temizlenmek, çocukların evlatların arkaaşlarının doğru seçimi ile olur. Şeytanlarla arkadaşlık etmeleri engellenli.

Çünkü Allahın şeytana verdiği görevden birisi bu;
İsrâ 64
Onlardan gücünün yettiği kimseleri davetinle şaşırt; süvarilerinle, yayalarınla onları yaygaraya boğ; mallarına, evlatlarına ortak ol, kendilerine vaadlerde bulun. Şeytan, insanlara, aldatmadan başka bir şey vadetmez.


Bunun dışında evladın bazı hastalık imtahanlarında bizi üzmekden ve yaşlanınca belki yanımızda bulunmamaktan başka ne zararı vardır?

Hatta örnek bir talebi Kuranda verir.
Sâffât 100
O : "Rabbim! Bana salihlerden olacak bir evlat ver", dedi.


Peygamberler evlat istemişler, evlatlarını sevmişlerdir..
Hazır konu açılmışken paganlı puttperestlerin ve ehli kitap rahiplerinin uydura geldiği bir konuya da değinelim...

-Allah üzerimize zorluk yazmadıysa.
-Allah kötü olanı emretmez, haksız yere öldürmeyi kesinlikle haram ve yasaklarsa.
-Allah iyiliğin ve güzelliğin timsali ise

Sorarım size Alllah bir insana evladını KES dermi??????
demez, demiştir, sünneti gereği demeyecektir de.

İbrahim peygamber hakkında uydurulan masal Kurandan değil, uydurma hurafeden kaynaklanır. Kurban yakınlaşmak demektir, Oğlunu Allaha yakınlaşmak için yüz üstü bırakmak zorunda kaldı ifadesini, oğlunu yüz üstü yatırıp kesecekti diyen bu neüduü belirsiz zibidilerin masallarına aldırmayın.

İbrahim peygamber evladını çok sevmiştir, tıpkı diğer peygamberler ve bizler gibi.
Allah evladına zarar ver emri vermez, verirse sünnetine aykırı hareket etmiş olur.
Evlatları doğru yetiştirir ve Allah da onlara hidayet verirse, fitne yada zarardiye tarif edilen o kelimenin yerine "göz aydınlığı" ifadesi gelir...

İsanın annesi gibi
Meryem 26
"Ye, iç. Gözün aydın olsun!
...

Furkân 74
(Ve o kullar): Rabbimiz! Bize gözümüzü aydınlatacak eşler ve zürriyetler bağışla ve bizi takva sahiplerine önder kıl! derler.


eğer evlat zarar olsaydı, Allah evlat katleden firavunun dehşetinden kurtulan küçük musacığı, onun hasretinden yanan anasının yüreğine geri yaslar mıydı?

Kasas 13
Böylelikle biz onu, anasına, gözü aydın olsun, gam çekmesin ve Allah'ın vadinin gerçek olduğunu bilsin diye geri verdik. Fakat yine de pek çoğu (bunu) bilmezler.


----------------------------------------
Sonuç;
Evladın fitneler içinde anılmasının sebebi evladın kesin zarar olmasından değildir.
Ancak kimi ailelere zarar verebilmektedir.
Kimi ailelere göz aydınlığı olmaktadır.
Fitne kelimesinin asıl manası aslında farklıdır. Fitne de içi boşaltılmış bir kavramdır. Ben burada fitneyi herkes tarafından kullanılan "zararlı" anlamında kullandım. Aslında Allah iyi kullarını fitnelendirere ve belalandırara arındırır. Temizlenmemize vesiledir ve Allahın dilemesine bağlı olarak fitneler ve belalar, hayırlar ve güzelliklerle sonuçlanabilir.


--------------------------------------------------------------
Diğer bir konu daha gözüme çarptı...

Alıntı:
Ya da imkan olsa da sabredip deli gibi istesek de sabretmeli ve dünyada var olan aç, eğitimsiz hasta vs çocuklara mı yardım etmeliyiz onun yerine?Yani kısacası evlatta aynen lüks bir araç ev gibi bir meta olarak mı algılanmalı?
Değerli kardeşim,
Evladınızı imkanınız doğrultusunda en iyi şekilde bakınız büyütünüz, lüks bir araç olarak görmek evladı emtia kabul etmeyi çirkin birşey olarak kabul ediyorum. Heleki onların bebekliğindeki sevimliliği ve evlat sevgisini insana veren Allah'ın bizzat kendisidir.
Evladınıza gönlünüzce rahat rahat ve onu sevip ona bakmanın SEVAP olduğunu bilerek ilgilenin bakın.

İslam dini bahsettiğiniz aç ve imkansız çocuklara yetimlere bireysel yardımı teşvik eder. Ancaaaaaak Allahın ASIL emri, dinin direği olan SALAT işte o çaresiz tüm ihtiyaç sahiplerine bunun içine o saydıklarınız da dahil, o kimselere toplu halde yardım edilmesi emridir. Onların haklrını ve bakımları toplu halde yapılır. Bu salat mescitlerde devlete ait kurumlar ikame edilir. zekat ile o kurumları ayakta tutacak vergiler verilmiş olur.
İşte Allahın SALAT için imar etmemizi emrettiği devlet kurumları (mescitlere) örnekler;
-Yetimhaneler.
-Çocuk esirgeme Kurumları
-Okullar
-Kimsesizler yurtları
-Devlete ait, sokak çocuklarının topluma kazandırılması kurumları...
-Fakir fukara fonlar
-Çaresizlere yönelik sağlık kurumları
v.s.

Diğer yardım adı altında ortalığa çıkıp şov yapan ne olduğu belirsiz vakıf ve kurumları desteklemiyorum. Allah devletimize güç versin de kurumlarını güçlendirsin de, inşallah salatı tekrar hayata geçirip dimdik ayakta tutalım...

Bireysel yardımlar günübirliktir, mutlaka ecri ve sevabı olmakla beraber çok da önemli bir amel değildir. Ama zerrede olsa Alah karşılığını veririrm buyuruyor. Sadece Salatı ikame yanında sadaka, dünyadan görsel açıdan güneşin yanındaki yıldızlara benzer.

Aradığınız cevap bu muydu?
Lütfen eleştirisi olan, yada çelişki gören yazsın, daha doğruyu bulalım.

Konu hiiic tarafından (8. June 2011 Saat 03:22 PM ) değiştirilmiştir.
hiiic isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
hiiic Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Anonymous (8. June 2011), Barış (3. April 2013), dost1 (8. June 2011)