Konu: Huri
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 28. December 2009, 09:37 PM   #5
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Kardeşlerim.
Allah razı olsun. Düşüncelerinizi paylaşıma asıyorsunuz. RAbbim cümlemizin de ilmini artırsın.

Kadın ve erkekler fiziksel ve psikolojik özellikler itibariyle fıtraten birbirlerinden farklıdırlar. Ama kesin olarak biri diğerinden fıtraten üstün değildir. Üstünlük hem cinsler arasında hem fertler arasında hem hemcinsler arasında “takva” ölçüsündedir. Takvaya yönelik hasletler ruha yönelik hasletlerdir. Ruhun erkeği-dişisi, beyazı-zencisi olmaz.

Emir ve yasaklara uyma, cezalandırma ve mükafatlandırma açısından kadın ve erkek eşittir.

Al-i Imran suresi âyet 195:

“Rableri onlara cevap verdi: “Ben sizden, erkek-kadın hiçbir çalışanın ürettiğini boşa çıkarmayacağım.Hep birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda işkenceye uğratılanlar, çarpışıp da öldürülenler var ya, onların kötülüklerini yemin olsun örteceğim. Ve yemin olsun ki onları, Allah katından bir karşılık olarak altlarından ırmaklar akan cennetlere koyacağım.” Allah katındadır karşılıkların en güzeli.”

Nisa suresi âyet 124:

“Erkek ve kadın, inanmış olarak ameli salih (barışa yönelik iş, İslâm’a ters olan her şeyin düzeltilmesine gayret) işleyenler cennete gireceklerdir. Ve zerre kadar zulme uğratılmayacaklardır.”

Nahl suresi âyet 97:

“Erkek yahut kadın, her kim inanmış olarak ameli salih işlerse, onu tertemiz bir hayatla yaşatırız. Ve böylelerinin ücretlerini, işleyip ürettiklerinin en güzelleriyle karşılarız.”

Ahzap suresi âyet 35:

“Allah şu kişiler için bir affediş ve büyük bir ödül hazırlamıştır: Müslüman erkekler, Müslüman kadınlar, mümin erkekler, mümin kadınlar, itaat eden erkekler, itaat eden kadınlar, özü-sözü doğru erkekler, özü-sözü doğru kadınlar, sabreden erkekler, sabreden kadınlar, Allah korkusuyla ürperen erkekler, Allah korkusuyla ürperen kadınlar, sadaka veren erkekler, sadaka veren kadınlar, oruç tutan erkekler, oruç tutan kadınlar, ırz ve iffetlerini koruyan erkekler, ırz ve iffetlerini koruyan kadınlar, Allah’ı çok anan erkekler, Allah’ı çok anan kadınlar.”

Nebe suresi âyet :31-35

“Kesinlikle Müttekîler (kadın erkek Allah’a saygılı hayat yaşayanlar )için, Rabbinden bir karşılık ve yeterli bir bağış olarak korunaklar/kurtuluş mekanları; sulak bağlar- bahçeler, üzümler; hepsi bir seviye tomurcuklar(çiçek bahçeleri); dolu dolu su kapları vardır. Orada boş söz ve yalan duymazlar.”



Vakıa suresi âyet 22, 23:

“İri parlak gözlü (eş)ler ,
Korunmuş inciler misali.”

Vakıa suresi âyet 35-37:

“Ve biz onları özenli bir işleyişle işledik.
Sonra onlar hiç dokunulmamış yaptık.
Eşlerine düşkün ve hepsi bir yaşta.”

Rahman suresi âyet 56:

“Oralarda, daha önce ne bir insan ne de bir cin tarafından dokunulmamış/elle, gözle değinilmemiş, bakışlarını eşine dikmiş eşler vardır.”

Rahman suresi âyet 70-72:

“70-Oralarda iyilikler, güzellikler vardır.
72-çadırlara kapanmış parlak gözlü(eş)ler.
74- Onlardan önce onlara ins ve cin dokunmamıştır.”

Buradaki anlatılan eşler, cinsel manadaki eşler değildir. Aşağıdaki âyetlere bakarsak Cenab-ı Hakk, ahirette, her Müslümanı yeni yaratılmış, daha önce insanın eliyle, gözüyle, aklıyla dokunamadığı, aklını erdiremediği nitelikte, parlak iri gözlü, sağlıklı, emre hazır eşler ile eşleştirecektir. Bu eşlerin cinsiyetle ve seksle alakası yoktur.Âyetteki çarpıtılmış, din kültürüne yanlış geçmiş olan “hûri” sözcüğünü iyi anlayabilmemiz için işin biraz köküne inebiliriz. Önce şu âyetleri dikkate alalım.

Duhan suresi 54. âyet:

“İşte böyle: Onları parlak iri gözlülerle de eşleştirdik.”

bu âyeti 51-55. âyetleri, pasaj bütünlüğü içinde okursak daha iyi anlaşılacaktır.

Tur suresi âyet 20:

“Ardarda dizilmiş koltuklar üzerine yaslanmış olarak. Ve biz onları parlak iri gözlülerle eşleştirdik.”

Siz 17-28. âyetleri bir bütün halinde okuyunuz.

Saffat suresi 48, 49. âyet :

“Yanlarında gözlerini onlara dikmiş, iri gözlüler vardır.
Korunmuş yumurtalar gibidir onlar.” (Bu âyette “hûr” parlak sözcüğü yoktur.)

bu kısmı, 40-49. âyetler olarak, pasajın tamamını değerlendirmek gerekir.

Not: (Bu göz tipleri Arapların çok beğendiği göz tipleri olup, kadın ve erkeğin güzelliğini ifadede kullanırlar.)

Şimdi âyetlerde geçen “Hûr”ve “Iyn” sözcüklerinin gerçek anlamlarını sunalım. Siz de bu gerçek anlamları bu sözcüklerin geçtiği tüm âyet ve hadislere uygulayınız.

“Hûr” sözcüğü, yapı olarak cem’/çoğul bir sözcüktür. Bu sözcük hem müzekker/eril “haver” sözcüğünün çoğulu, hem de müennes/dişil “havrâ” sözcüğünün çoğuludur.
Yani hem erkekleri hem de kadınları ifade eder.
Anlamı ise; parlak siyah göz demektir. Sığır gözü, ceylan gözü gibi. Ayrıca gözün akının çok ak, karasının da çok kara olması(parlak, ferli) anlamındadır da.
“Iyn” sözcüğü, büyük gözlüler anlamındadır. Bu sözcük de yapı olarak hem müzekker “a’yün” kelimesinin, hem de müennes “aynâ’” kelimesinin çoğuludur. Her iki cins manayı da tezammün etmektedir. Araplar iri gözlü kadınlara “imreetün aynâün”, iri gözlü erkeklere de “racülün a’yünün” derler.
Bu iki sözcük beraber “Hûrun ıynün” gibi kullanıldığında anlam, “iri parlak gözlüler anlamında olur ki, orada verilen eşleri nitelediğinden “iri parlak gözlü eşler” anlamı kazanır. Tefsir ve meallerde “iri parlak gözlü hûriler” ifadeleri yanlıştır. Böyle anlam verildiğinde sıfatlar kişileştirilmiş olur. “İri parlak gözlüler” denince “hûr” sözcüğünü lafızdan yok etmek gerekir.Bu günkü yanlış inancın kaynağı da budur. Bu yanlış anlayış, yani Hûr ve ıyn sözcüklerinin dişi olarak algılanması eski tefsircilerin hatalarıdır. Eldeki bilgi ve belgelere göre de ilk hata Hasan Basrî ile başlamıştır. Arkadan da yüzlerce yalan ve tutarsız rivayet ile bu fikir desteklenmiştir.
Kaynak: İşte Kur'an(Hakkı Yılmaz)

Kusursuzluk Sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Barış (29. December 2009)