Tekil Mesaj gösterimi
Alt 8. February 2013, 12:44 PM   #4
sevginur
Uzman Üye
 
sevginur - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 300
Tesekkür: 477
198 Mesajina 386 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
sevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud ofsevginur has much to be proud of
Standart

Cennete Kimler Girer?

(Görüntülü dersimizin yazılı ekleyelim neti sınırlı olan izleyemeyen kardeşlerimize kolaylık olsun..)

Allah Teâlâ şöyle buyurur:

“İman etmiş olanlar; Yahûdi, Hıristiyan ve Sabiî olanlar; bunlardan kim Allah'a ve Ahiret gününe inanır ve iyi işler yaparsa, onların ödülleri Rableri katındadır. Üstlerinde ne bir korku olur, ne de üzülürler.” (Bakara 2/62)

Kendine peygamber tebliği ulaşmayan kişi, sadece şirkten ve bildiği doğrulardan sorumlu olur. Peygamber tebliği ulaşan ise o peygambere inanmak ve onun gösterdiği gibi yaşamak zorundadır. Tebliğin ulaşması, peygamberin mucizesini, yani peygamberlik belgesini görmekle olur. Çünkü o zaman Allah’ın elçisini, gözüyle görmüş gibi kesin bilgiye ulaşır. Muhammed aleyhisselamın belgesi Kur’ân’dır. Kur’ân âyetlerini, kendi anlayacağı dille anlayarak okumamış veya dinlememiş kişilere de tebliğ ulaşmış olmaz.

Yukarıdaki âyetin bir benzeri Mâide suresinde geçer. O âyet, öncesi ve sonrasıyla şöyledir:

“De ki: "Ey kitap ehli! Tevrat'ı, İncil’i ve Rabbinizden size indirilmiş olanı uygulamadıkça bir değeriniz olmaz. (Ya Muhammed) Rabbinden sana indirilenler, onların çoğunun azgınlık ve inkârını kesin artıracaktır. Onun için bu kâfirler topluluğuna üzülme.

İman etmiş olanlar; Yahûdi, Sabiî veya Hıristiyan olanlar; işte bunlardan kim Allah'a ve Ahiret gününe inanır ve iyi işler yaparsa üstlerinde ne bir korku olur, ne de üzülürler.

İsrail oğullarından kesin söz aldık ve elçiler gönderdik. Ama onlar, canlarının istemediği bir şey getiren elçilerden kimini yalanlamışlar, kimini de öldürmüşlerdir.” (Mâide 5/67-70)

Konu ile ilgili bir âyet de şöyledir:

“Yanlarındaki Tevrat’ta ve İncil’de yazılı bulacakları ümmi Peygambere uyanlara; işte onlara o Peygamber iyiliği emreder, kötülüğü yasaklar. İyi şeyleri helal, pis şeyleri haram kılar. Sırtlarından ağır yükleri, boyunlarından demir halkaları kaldırır atar. Kim ki ona inanır, onu saygıyla destekler, ona yardım eder, onunla birlikte gönderilen o Nur’a uyarsa; işte onlar umduklarına kavuşurlar.” (A’raf 7/157)

Bu üç dinde; Yahûdi, Sabiî ve Hıristiyanlarda Allah’ın varlığı ve birliği inancı ile Ahiret inancı vardır. Ayette geçen “iyi işler” kavramı, kişilerin bilgisine göre değişir. Yukarıdaki âyetlerin açıkça gösterdiği gibi onlardan kim, son peygamberin tebliği ile karşılaşırsa ona inanmak ve orada belirtilen iyi işleri yapmak zorundadır. Allah, bu konuda peygamberlerden kesin söz almıştır:

"Size kitap ve hikmet veririm de, sonra sizdekini doğru sayan bir elçi gelirse, ona muhakkak inanacaksınız ve yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. Onlar: "Kabul ettik" demişlerdi. "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım" demişti.” (Al-i İmran 3/81)

Sonuç olarak yukarıdaki ayeti şöyle anlamak gerekir.

“İman etmiş olanlar; Yahûdi, Hıristiyan ve Sabiî (olup kendilerine Son Elçi’nin tebliği ulaşmamış) olanlar; işte bunlardan kim (şirk koşmadan) Allah'a ve Ahiret gününe inanır ve iyi işler yaparsa, onların ödülleri Rableri katındadır. Üstlerinde ne bir korku olur, ne de üzülürler.” (Bakara 2/62)
(Kur'an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar.) KİTABINDAN
----------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Sevgili merdem izleyemeyen kardeşlerimiz açısından konuyu (Kur'an Işığında Doğru Bildiğimiz Yanlışlar.) Kitabından ekleyelim daha iyi anlayalım.Çok güzel anlattı demekle konuyu dogru açıkladı demek istediniz ..Bu görüş yeterlimi iştişare edebiliriz..Abdulaziz hocamın dersleri halen takip ediyorum.Abdulaziz hocamızın katıldığım sizin gibi fetvaları katılmadığım fetvaları var..Tek konuyu okuyup yada izleyip tamam dogrudur demek yerine konuyu kurana uygun olanı iştişare ile daha iyi anlıyorum .Br abimiz ,bir kardeşimiz aklımıza gelmeyen yada es geçtiğimiz bir ayet ilefarklı bir bilgi sunabilir bu yüzden tüm alimlerimizin fetvaları önemli ..


Şirk koşmamışsa diyor Abdulaziz hocamız diyelim tebliğ ulaşmamış şirk koşmuyor ama bu insan inanç taşımayan kişi ilah olarak kimi görüyorki şirk koşmuyorsa zaten mümin değilmidir. Tebliğ ulaşmamış insan Allahı nasıl tasavur edebilir düşündürdü açıkçası şöyle deseydi :Tebliğ ulaşmasada fıtratı gereği bir yaratıcının Allah olduğunu aklen bilir kainatta tüm tasarruf ona aittir diyebilir illaki tebliğ ulaşmasada şirk koşmaz olabilirmi..


Kendine peygamber tebliği ulaşmayan kişi, sadece şirkten ve bildiği doğrulardan sorumlu olur....

Her insan’ın aklı ile allah’ı bilmesi mümkündür. İbrahim peygamber’in çocukluğunda aklını kullandığını ve babasına ne demişti enam suresinin 74. Ayeti bize bildirmektedir.
Ve hani İbrâhîm, babası Azer'e, "Sen putları tanrılar mı ediniyorsun? Şüphesiz ben seni ve kavmini ap açık bir sapıklık içinde görüyorum" demişti. .(enam 6/74)
Buna göre insanlar iki kısımdır. Kendilerine bir elçinin tebliği ulaşmış olanlar,
Kendilerine tebliğ ulaşmamış olanlar :
Kendine bir elçinin tebliği ulaşmamış olanın sorumluluğu fıtrata uymakla sınırlıdır. Fıtrata uymak, şirke karşı yani allah’tan başkasına kul olmaya karşı direnmeyi ve aklını kullanarak araştırmayı gerektirir.
Allah’ın varlığının ve birliğinin delili her yerde olduğu halde, ortak koşanlarla ilgili hiç bir delil yoktur. Bu konuda tek dayanak gelenektir. Allah subhanehu şöyle buyuruyor.

Ve onlara, "Allah'ın indirdiğine ve elçiye gelin" dendiği zaman, "Atalarımızı üzerinde bulduğumuz şey bize yeter" dediler. Ataları bir şey bilmeyen ve doğru yolu bulmayan kimseler olsa da mı?

Ey iman eden kimseler! Kendiniz kendi üzeresiniz [herkes kendinden sorumludur]. Siz, hidâyete erdiğiniz zaman, sapan kimseler size zarar veremezler. Hepinizin dönüşü Allah'adır. Sonra da O, yapmış olduğunuz şeyleri size haber verecektir.

“onlara, “allah ne indirmişse ona ve o elçi’ye gelin.” Denince şöyle derler: “atalarımızda ne bulmuşsak o bize yeter”. Ya ataları bir şey bilmez, doğru yolu da tutmaz kimseler idiyse?” (mâide 5/104-105)

selamlar...
__________________
De ki: “Ey kâfirler!
Ben sizin taptıklarınıza tapmam/ Ben sizin yaptığınız ibâdeti yapmam.
Siz de benim taptığıma tapıcı değilsiniz/ Siz de benim yaptığım ibâdeti yapmazsınız.
Ve ben asla sizin taptıklarınıza tapacak değilim/ Ben asla sizin yapmış olduğunuz ibâdeti yapıcı değilim. Siz de benim taptığıma tapacak değilsiniz/ Siz de benim yapmakta olduğum ibâdeti yapıcı değilsiniz.
Sizin dininiz sadece sizin için, benim dinim de sadece benim içindir.”
Kâfirûn Sûresi
sevginur isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla