Nisa-34 ayeti üzerinde biraz beyin jimnastiği yapalım.
Dünya artık hayvan hakları yönünden bile hayvanları dövmeyi, hayvanlara kötü muameleyi yasaklarken Diyanetimiz, göz bebeğimiz, hâlâ daha kadınları dövün bundan fayda temin ederseniz başka yol aramayın, dövmeye devam edin diye dünyaya ilanlar veriyor. Diğerleri ondan farklı mı?
Gelelim Sayın Yaşar Nuri Öztürk'ün mealine:
Ne tavsiye ediyor.
"Sadakatsız ve iffetsizliği" cinsel kabahat/cinsel suç kabul ederek karınızın bunları işlemesinden KORKARSANIZ (yani karınızın ileride bunları yanınızda yapabileceğinden şüphe ederseniiz) evden, yanınızdan uzaklaştırın. Niye? Efendim kocasından uzak kalırsa aklı başına gelirmiş de.... (Yahu kadın daha birşey yapmış değil, meyil bile ettiği şüpheli siz kendi kaprislerinizle beyninizde bir şeyler yaratıyorsunuz........ Şüphe ediyorsunuz.......... Hezeyan.)
"Serkeş" diye nitelenen ve evinden, yerinden yurdundan uzaklaştırılan bu kadın tam tersini yapıp da "bu herife bu yaraşır", "oh be hürriyet varmış!" diyerek intikam almaya kalkar veya karşısına Nur-30'da belirtilen kişi çıkar, kadın da cinsel arzularına yenilirse esas o zaman cinsel zina yaparsa ne olacak?
Nedense bizim uleme hep kafasına karı-kızı takıyor.
Acaba buradaki ilişkiyi neden "ast-üst", "amir-memur", "işveren-işçi", "eril-dişil", "etkin-edilgen".... karakterler arası ilişki olarak görmüyor? Kitap insanları "kadın"-"erkek" olarak ayırmıyor.
Nisa "kadın" demek değildir.
Sonra:
Ayette geçen "sadakatsızlık ve iffetsizlik", namusla-mamusla da ilgili ifadeler değildir. Bu kelimeler ekonomiyi ilgilendiren ifadeler olup ne yazık ki mânâları saptırılmış, kadınlara isim, sifat olarak verilmeye başlanmış, namusla ilişkilendirilerek esas ifade ettikleri ekonomik mânâları unutturulmaya çalışılmiştır.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (29. April 2015 Saat 08:03 PM ) değiştirilmiştir.
|