Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. March 2010, 09:23 PM   #4
mavera
Uzman Üye
 
mavera - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 126
Tesekkür: 43
65 Mesajina 146 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
mavera is on a distinguished road
Standart

http://www.hanifler.com/showthread.php?t=133

Maun 2 – 3. Âyetler: İşte odur, yetimi itip kakan ve yoksulu doyurmayı teşvik etmeyen kimse.

Âyette “طعامالمسكين - ta’âmu’l-miskîn” ifadesi kullanılmıştır. Bu ifade, “miskinlere yemek yedirmeyi/yedirmeye teşvik etmek” anlamına gelen “اطعامالمسكين - it’âmu’l-miskîn”den farklı bir ifadedir. “Ta’âmu’l-miskîn” ifadesi, “miskinin kendi hakkı olan yemek” demektir.

Bu nedenle, “yoksulu doyurmayı teşvik etmemek”le itham edilen sorumsuz ve ahlâksız kimseler kendilerine ait bir yemeği esirgemekle değil, bizzat yoksula ait olan yiyecekleri vermemekle suçlanmaktadırlar.

Burada çok ince bir anlatım vardır. Verilmeyen o yemekler vermeyen o kimselerin mülkiyetinde görünüyor olsa bile, aslında doğrudan o yoksullara aittir.

Bu şu anlama gelmektedir: O yemek, verenlerin üzerine borç olan, yoksulun hakkı olan yemektir. Yemeği veren, onu bir bahşiş veya lütuf olarak değil, tersine, yoksulun hakkı olduğu için ve zorunlu olarak verecektir, vermelidir.

Yoksulun bu hakkı, Zariyat sûresinin 19. âyetinde “Onların mallarında sâil ve mahrumların hakkı vardır” denilmek sûretiyle belirtilmiştir.
mavera isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mavera Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 3 Kisi:
Barış (16. April 2010), dost1 (16. March 2010), yeşil (7. November 2011)