Tekil Mesaj gösterimi
Alt 1. October 2008, 06:30 AM   #2
EVVAB_İNSAN
Uzman Üye
 
EVVAB_İNSAN - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 220
Tesekkür: 35
42 Mesajina 53 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
EVVAB_İNSAN is on a distinguished road
Standart

ŞEHİTLİK VE AYRILIK

Aradan iki yılı aşkın bir süre geçti. Bedir Harbi yapıldı ve Uhud Harbi hazırlıkları başladı. Bu sıralarda Ümmü Seleme ve kocası Ebu Seleme arasında geçen bir konuşmayı tarihçi İbn Sa’d şöyle vermektedir:

Ümmü Seleme: “Öğrendiğime göre, ikisi de cennetlik eşlerden biri önceden ölür de öteki başka biriyle evlenmezse Allah onları cenette de karı-koca yaparmış.”
Ebu Seleme: “Söylediğin doğrudur. Fakat sen beni dinlersen, benim senden önce ölmem durumunda evlen, ey Ümmü Seleme.” Ve bu asil eş ellerini açarak şöyle dua etmeyi de geciktirmedi: “Allahım, Ümmü Selememe benden sonra, onu üzmeyecek, kırmayacak, hayırlı bir eş nasip et…” Nihayet Uhud Harbi’ne gidildi ve Ebu Seleme kolundan aldığı bir ok yarasıyla yatağa düştü. Tedavi iyi sonuç vermişti.

Gazi ayağa kalktı ve Allah Resûlü tarafından bir görevle civar yerlerden birine gönderildi. Ne var ki, ok yarası tekrar nüksetti ve Uhud Savaşı üzerinden henüz iki ay geçmişti ki Ebu Seleme, aldığı yara yüzünden şehit oldu. Üzgün ve gözü yaşlı Ümmü Seleme şöyle diyordu: “Ey Allahım! Ebu Seleme’nin söylediği gibi hayırlı birisi nereden çıkacak? Böyle biri olabilir mi ki?”

Ümmü Seleme bunları düşünüp duruken bir haber geldi evine: “Hz. Peygamber seninle evlenmek istiyor…” Ebu Seleme’nin duasının kabul edildiğini anlayan genç dul, dört çocukla birlikte, Allah Resûlü gibi bir insana mutluluk veremeyeceğini düşündüğü için, haberciye şöyle dedi: “Ben birkaç çocuğu olan bir kadınım. Üstelik sinirliyim. Hem, evliliğim konusunda fikir beyan edecek kimsem de yok.” Peygamber buna şöyle cevap verdi: “Çocukların rızkını Allah verir; sinirliliğini de Allah giderir. Evlenmen konusunda fikir beyan edecek kişilere gelince, benden herkes mutlaka razı olacaktır.”

Evlilik gerçekleşti. Ancak Ümmü Seleme o sırada küçük bir yavru olan kızı Zeynep’i emzirmekteydi. Araplarda, o sırada geçerli olan âdete göre, emzikli kadınların kocalarıyla temasları normal sayılırdı. Daha sonra Hz. Peygamber tarafından kaldırılan bu âdet, o sırada bizzat Hz. Peygamber’in de uyduğu bir yasak olacak ki, çocuğunu emzirmekte olan Ümmü Seleme’ye yaklaşmadığı ashabın dikkatini çekti. Durumu fark eden Ammâr b. Yâsir, küçük Zeynep’i annesinden ayırıp civar yerlerden bir süt anneye teslim etti. Ümmü Seleme ile başbaşa kalan Hz. Peygamber ona sordu: “Ne dersin, yedi gün seninle, yedişer gün de öteki hanımlarla mı kalayım, yoksa beraberliği üçer gün olarak mı tespit edelim?” Ümmü Seleme: “Nasıl isterseniz öyle olsun, ey Allah’ın Resûlü” diye cevap verdi. Ve beraberlik üçer gün olarak gerçekleşti.

Ümmü Seleme, Peygamber hanımlarının, güzelliği ile dikkat çekenlerden biriydi. Bunları kıskanmasıyla da ünlü olan Hz. Âişe, Ümmü Seleme’nin güzelliğinden de rahatsız olmuştu. İbn Sa’d’da yer alan bir açıklamasını kendi ağzından dinleyelim: “Allah Resûlü , Ümmü Seleme ile evlendiğinde çok üzülmüş, endişelenmiştim. Çünkü Ümmü Seleme’nin altif edilecektir.a ilave ediyor: güzelliği dillerde dolaşıyordu. Merakımı gidermek için bu kadını hemen görmek istedim ve görür görmez, söylenenden daha da güzel olduğunu fark ettim. Bu durumu Hz. Peygamber’in öteki eşi Hafsa’ya açtığımda o şöyle konuştu: ‘Dediğin kadar değil, ama güzel kadın…’ Bu söz üzerine Ümmü Seleme’yi tekrar tetkik ettim ve gördüm ki, gerçekten normal güzellikte bir kadın, benim abarttığım kadar değil. Fakat ben çok kıskançtım doğrusu…”

Hz. Peygamber bir gün Ümmü Seleme’ye dedi ki: “Necaşî’ye bazı hediyeler göndermiştim. Onlar geri gelecek. Çünkü Necaşî’nin öldüğünü haber aldım. O hediyeler gelince onları sana vereceğim.” Bir yolculukta Hz. Peygamber, Ümmü Seleme yerine yanlışlıkla Safiyye Valide’nin çadırına gitmiş, durumu fark edince geri dönüp Seleme’nin yanına gelmişti. Durumu izlemekte olan Ümmü Seleme, Safiyye Ana’nın Yahudi oluşunu diline dolayarak şöyle dedi: “Benim yanıma gelmeniz gereken bir zamanda Yahudi kızının yanına mı gidiyorsunuz?” Hz. Peygamber buna çok kızdı. Böyle bir küçümseyişin Resûlü öfkelendirdiğini fark eden Ümmü Seleme hemen affını diledi ve çok pişman olduğunu ilave etti…

Ümmü Seleme, Peygamber hanımları içinde okuma-yazma bilen üç kişiden biriydi. Bu, onu daha kültürlü olma noktasına getirdiği için zaman zaman bilgisini ve dirayetini ağırlıklı olarak ortaya koyuyordu. Özellikle kadınlara karşı sert davranışlarıyla tanınan Hattâb oğlu Ömer’e bir gün şöyle diyor: “Şaşarım sana ey Hattâb’ın oğlu! Her şeye burnunu sokuyorsun. Hatta Peygamber ile eşleri arasına bile giriyorsun.” (Bintuş-Şati, 326)

Kur’an’ın Ehlibeyt’le ilgili ayeti, onun odasında inmişti. Peygamber, onu bir gün ağlarken gördü ve sebebini sordu. Dedi ki: “Ehlibeyt’i saydın, fakat beni ve çocuklarımı dışta bıraktın ey Allah’ın Resûlü.” şöyle buyurdu Hz. Peygamber: “Üzülme, sen de çocukların da Ehlibeyttensiniz.” (Bintuş-Şati, 326)

Ünlü Cemel olayında Hz. Ali’yi destekledi. Dedi ki Ali’ye: “Eğer beni kabul edeceğini bilsem, gelir savaşa katılırım. Ama gözbebeğim kadar sevdiğim oğlum Ömer’i gönderiyorum seninle. Yanında çarpışsın.” Sonra Hz. Âişe’ye gidip şöyle konuştu: “Nereye gidiyorsun ey Âişe? Şu ümmeti düşün, Allah’tan kork. Ali’ye kılıç çekilir mi? Böyle bir şeyi yaptıktan sonra insana ‘Hadi Firdevs cennetine gir.’ deseler orada bulunan Muhammed’den utanır da içeri giremez. Otur yerine ey Âişe! Allah Resûlü tarafından başına örtülen örtüyü parçalama.”

Ümmü Seleme, H. 60 veya 61’de öldü.; Bakî Mezarlığı’na gömüldü.
(Ümmü Seleme için bk. İbn İshak, paragraf: 282-292, 374-380, 406; İbn Hişâm, 1/334 vd; İbn Sa’d, 8/86-96; İbn Esir, Üsdül Gaabe, ilgili yer)

(ASRISAADET’İN BÜYÜK KADINLARI” PROF. DR. YAŞAR NURİ ÖZTÜRK)
__________________
Gerçekler Bizi Özgür Kılar...

Konu EVVAB_İNSAN tarafından (10. October 2008 Saat 10:34 AM ) değiştirilmiştir.
EVVAB_İNSAN isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla