Alıntı:
Tebyin Nickli Üyeden Alıntı
Şuna adım gibi eminim
Eğer 200 bin liralık devasa minareleriniz varsa
Ve hemen gölgesindeki gecekonduda hem de bir kıbrıs gazisi açlıktan ölmüşse (olay burada vuku buldu)
Böyle bir camide Elçi asla namaz kılmamıştır/kılmayıda emretmemiştir.
Bize, son nebinin taştan putları yıkmak için geldiği öğretilmişti değil mi?
Peki, habire trilyonlar yutan bu taş yapıların putlardan farkı ne?
Taş yapılar görkemlendikçe insanların küçülmesinin manası ne?
|
O kadar güzel ifade etmişsin ki Tebyin, Allah razı olsun.
Sevgili Aşık,
Kurandaki salat kavramına odaklanıp, ayetler eşliğinde kafandaki soruları yanıtladığında, geriye şu soru kalır.(Bende kalmıştı en azından.)
Salat bu ise, namaz nedir, şartı kaydı vs.nedir,yeri nedir?
Aslında namaz kelimesini kullanarak yaptığımız sorgulama dahi en baştan bir eksiklik veya hata taşır içinde. Salatı kavradıktan sonra, salatlara namaz diyemeyeceğimize göre, namazı bu haliyle Kuranda zaten bulamayacağımız açıktır. Birşeyi Kuranda aramak yerine, Kuranı odağa alıp, oradan açılmak gerekir.
Peki bu halde ne çıkıyor karşımıza?
Dua/yakarış...
Gelenekteki namazın Kuranda karşılığı yok.İlmihallerde yazan, sayfalarca şekil şartları belirtilen, Allahın huzuruna girilip çıkılan namazdan bahsediyorum.Terimsel anlamı ile namaz deyince tüm bu külliyattan bahsediyoruz çünkü.
Kurana bakınca ise karşımıza dua/yakarış ile ilgili ayetler çıkıyor. Kulun Rabbine yakarışı,halini arz edişi, kendisiyle Rabbi arasındaki hususi haller yani. Bunun ise Kurandan da bildiğimiz gibi zamanı, katı şartları vs.yoktur. Zaten zorunlu dua zamanı ve hali/şekli olabilir mi? Mantığımızın reddettiği, aklımızın almadığı bu husus zaten dinde de yeri olmayan bir husus. Aklın yolu ve dinin yolu ayrı değil.
Bana ''namaz'' kılıyor musun dersen eğer, ne yanıt vereceğimi bilemem. Sen namaz derken ne kastediyorsun bilmeden vereceğim yanıt eksik/yanlış olabilir.
Ben Rabbime yakarırım, dua ederim. Doğal olarak kendi dilimde, kendi kelimelerimle, resullerin Kurandaki seslenişlerini örnek alarak ama kuru bir ezber halinde değil,içimden geldiği gibi Rabbimle konuşurum,dertleşirim,ağlaşırım, yere de kapanırım,oturur da söyleşirim. Buna namaz deniyorsa, namaz kılıyorum, ama ben yakarmak ifadesini kullanmayı tercih ederim ve bunu da kimsenin yanında/evinde yapmıyorum, evimde ve genelde geceleri,sessizce köşeye çekilip yakarırım. Bu da bir kul için doğal olan, yerine getirmek için kimseye birşey sormasının gerekmediği bir haldir zaten. Dinimiz kadar doğal...
Selam ve sevgi ile.