Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. February 2010, 11:04 PM   #23
kamer
Super Moderator
 
kamer - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 283
Tesekkür: 457
131 Mesajina 293 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
kamer is on a distinguished road
Standart

Alıntı:
snobyx Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Selamun Aleykum,

Değerli kardeşim yukarıdaki cümlenizden anladığım kadarı ile Cumhuriyetten evvelki dönemde yaşayan insanlar Kuran'ı rahatça anlayabiliyorlar çünkü kendi aralarında konuştukları dil bugünkü Türkçe'den farklı ve Tebliğnin orjinal dili olan Arapça'ya yakın.Yani Selçuklu ve Osmanlı döneminde yaşayanlar bizden daha farklı bir Türkçe konuşuyorlar.Yanlış anladıysam lütfen düzeltin.

Eğer doğru anladıysam bir soru sormak isterim.Mesela 13.14.veya 19.yüzyılda Anadolu'da yaşayan bir insanla,günümüzde yaşayan herhangi bir Türk vatandaşını bir araya getirsek anlaşabilirler mi?Birbirlerinin konuşmasını anlayabilirler mi?

Eğer anlayamazlar diyorsanız,şimdi fark ettim ki bu korkunç bir şeydir.Çünkü tüm bir milletin geçmişle olan bağları koparılmış,Torun dedesini anlayamaz hale getirilmiş demektir.

Cevabınızı merakla bekliyorum...

Selametle...
Aleyküm Selam kardeşim,

Osmanlıda saraylının kullandığı dil ile sokaktaki insanların kullandığı dil arasındaki farka bir örnek olsun diye alıntıyı paylaşıyorum.

Şeyhülislam Esad Efendi'nin 1725-32 yılları arasında yazılan Lehcet-ül Lugat isimli sözlüğünün önsözü, 18. yüzyıl Osmanlıcası'nın özellikle rafine bir örneği olarak alıntılanmaya değer:

"Amed-i medid ve ahd-i ba'iddir ki daniş-gâh-ı istifadede nihade-i zanu-yı taleb etmekle arzu-yı kesb-i edeb kılıp gerçi irre-i ahen-i berd-i gûşiş-i bî-müzd zerre-i fulad-ı fu'ad-ı infihamı hıred edemeyip şecere bî-semere-i isti'daddan yek-bar-ı imkân intişar-ı nüşare-i asar-ı hayr-ül me'ad as'ab-ı min-hart-ül katad olup ancak piş-nigâh-ı ihvan ve hullanda hem-ayar-ı nühas-ı hassas olan hey'et-i danişveriyi zaharif-i tafazzul ile temviye ve tezyin edip bezm-gâh-ı sühan-gûyanda iksar-ı sersere ile ser-halka-i ihvab-ı hava-ayin olmuş idim." [4]

1790 dolayında yazılan bir yemek kitabından alınan aşağıdaki bölüm, Osmanlıca'nın nisbeten sade bir örneğidir:

"Türkîde turunc dediğimiz mîveye Farisî'de narenc denir. Portakal derler, İstanbul'da şekerden leziz zuhur etmeye başladı. Hatta nev-zuhur Frenk hekimleri 'Asitane sahil-i bahr ve ahalisi et'ime-i mütenevvia ile aluf ve fesad-ı dem hasebiyle iskorpit illetine mübtelalardır. Elbet beher yevm bir dane portakal ekli lazımdır ve vacibdir.' Maa-haza kendüleri illet-i müstekreh-i frengîden muallel olup bahusus oldukları arzda portakalı ancak kibarı görebildiğinden Asitane'de kesreti kendülerini hayran eylediğinden hezeyan-ı gûna-gûn ederler. Maa-haza alil-ül mizac olan ihvana muzır olmak melhuzdur." [5]

Dönemin konuşma Türkçesinin sesini, klasik Osmanlı eğitimi almış yazarların metinlerinde tanımak çok güçtür. Buna karşılık Osmanlı eğitimi almamış bir İstanbullu Ermeniye ait olan aşağıdaki metinde, günümüz Türkçesinden hemen hemen farksız bir sokak diliyle karşılaşırız. 1736 yılında İran sefaret heyetine müzisyen olarak katılan Tamburi Artin Efendi'nin seyahatnamesi, Ermeni harfleriyle Türkçe olarak kaleme alınmıştır.

"Yezd ile Kerman arasında kum deryası dedikleri vardır ki inceliği ve beyazlığı saat kumu gibidir ve bir köyleri vardır ki yolcular konar. Damlara ve sokaklara bir adam nazar etse gûya kar yağmış sanır. Yol üzerinde bir buçuk, iki saat çekecek kadar yerde kule gibi miller yapılıdır ki karşına tutar da öyle gidersin. Eğer o milleri sağına veya soluna alır isen, yolu şaşırırsın ve birer ikişer minare derinliğinde kum ile dolmuş hendekler vardır ki hiç belli değil. Atın ayağı eğer oralara basacak olursa kurtulmak muhaldır. Çabalandıkça batar gider." [6]

Kaynak:http://tr.wikipedia.org/wiki/Osmanl%...%BCrk%C3%A7esi

Mutlu ve esen kalın.
__________________
And olsun Biz Kur`an`ı düşünme/öğüt için kolaylaştırdık/hazırladık. O hâlde var mı ibret alıp düşünen? Kamer/17-22-32-40
kamer isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
kamer Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 5 Kisi:
Barış (17. February 2010), dost1 (17. February 2010), Miralay (19. July 2010), PİLOT (16. February 2010), snobyx (16. February 2010)