Tekil Mesaj gösterimi
Alt 12. July 2014, 07:31 PM   #9
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bölüm-9.

Bu cümleden olmak üzere şunların da veballeri sıradan insanınkinde çok çok ağırdır. Yönetime ve sair güce sahip olmayanın yaptığı a dalaletsizlikle, mülke vaziyet eden güçlülerin ve emaneti üzerlerine almış gayrı adil olanların günah ve sürçmeleri de diğerlerinden defalarca ağır vebal ve günah yüklenmektir. Yine kedi titrini kullanarak haksızlık yapanla, dini değerleri kullanarak, Allah dininde bulunmayanları orada varmış gibi lanse ederek(Allah’a iftira etmek) suretiyle ağır basmaya çalışanların veya bunun tersine var olan ilkeleri görmezden gelerek, üstünü örterek ve anlam çarpıtarak iptal edenlerin günahları kat kat büyüktür. Bunu firavun gibiler(Ekâbir feodalist ve liberalistler) iftira yolunu kullanarak insanları feodalizmin ve liberalizmin dostu, sosyalizmin ve kollektivizmin düşmanı yapmışlardır. İşte zamanımız sözde dindarları niyet, yöntem ve hakkı karalama, batılı hak gibi gösterme benzerliğiyle Firavun amellerine çok benzeyen yolu tutmuş, toplumcuları karalamaktadırlar. Tıpkı firavuna ve feodalizme karşı duran fityan yüksek ahlaklı kollektivist müminleri karaladığı gibi sanayi devrimi sonrası kapitalist sözde müminler aynı karalamaları sürdürmekte, Allah’ın yümünlü dediği ensar ve iysar ehli( Ekonomik soldakileri) ve yerel menfaatleri savunan ve emperyalizm ve kapitalizmle entegrasyonu ret eden bu zamanın fityan ehlini(El Yesiyru) meymenetsiz ilan eden riyakârlar türemiştir.

Zaten ele alacağımız Yakup'un mektubu 3. babın başındaki ayetler çoğunlukla toplumcu ekonomi politikten yana üstün ahlaklarından dolayı suçlanan ve suçlu ilan edilen hakikat ehli anti-liberalist ve anti-kapitalist kesimi iftira ve bühtanlarla karalamaya çalışan nemmanları kınamaktadır. Çünkü insanların en şerlileri bu yöntemle insanların şereflerine leke sürerek toplumun gözünden düşürme tuzakları kuranlardır. Zikreden ve şükreden aynı ağza dünya menfaati için yalan ve iftira söyletmek yakışır mı?
Şimdi bu dalalet ehlini Yakup kitabından dinleyelim. Bab–3 de dil ve sözün hayra ve şerre yönlendirmede önemi vurgulanır.

Güçlü bir atın küçük bir demir parçası olup ismi "gem" olan şeyi ağza yerleştirerek küçük bir el hareketiyle çok güçlü atın amaca uygun kullanılması yine sözün de çıktığı yer olan ağızla yönlendirmektir. Geminin küçük bir dümeni yine fizik yasalarının lehe iş görür hale getirilmesiyle o yüz bin tonları bulan gemiyi dümen sayesinde bir parmakla döndürmektir. İşte bunun için toplumu ıslah edecek olanlar da, ifsad edecek olanlarda kelamı kullanırlar. Onun için ıslah için kavramları hakiki anlamlarına oturtmak, ifsad için de kavram ve terimleri yerlerinden oynatmak, tağyir ve tebdil etmekle sağlanır. Bu öyle güçlü bir düzenektir ki, tıpkı atın gemle, tonlarca ağırlıktaki bir gemiyi bir parmak darbesiyle istenilen istikamete sevkeden dümenin işlevi gibi bir işlevi vardır. İşte hikmet dolu bu ayetler, hikmeti yukarıdan olanlar için çok şeyler ve çok ince şeyler anlatır. Kötülüklerde hikmetli olanlar için ise hayırdan yana çok şey anlatmaz. Zaten onlar sofistçe veya safsatacılıkla kötü amaçlar için dili silah gibi kullanmaktadırlar. Öyle ise bu metni yazalım.

“Bizlere itaat etmeleri için atların ağızlarına gem vurmakla ONLARIN BÜTÜN BEDENİNİ DE ÇEVİRİYORUZ. İşte gemilerde çok büyük ve sert yellerle sürüklendiği halde, DÜMENCİNİN GÖNLÜ NEREYE İSTERSE, çok küçük bir dümenle oraya çevrilir. Böylece de dil küçük bir uzuvdur ve büyük şeylerle övünür. İşte, ne kadar az ateş, ne kadar çok odun tutuşturur.”(Yakub mektubu Bab–3 ayetler 3, 4, 5)

Şimdi dilin hayırda da, şerde de öneminin vurgulandığı 6. ayete geldik. İnsan bütün vahşi hayvanların haşaratın zapdedilmesinde çok önemli güç sahibi olduğu halde diline kâmilen hâkim olan insanın olamayacağını da aşağıdaki ayetlerle ortaya koyduktan sonra dilin sadece sahibini değil, âlemi ifsad ediciliği de(Fesada verici) ateşe vericilik ve yangın çıkartıcılık olarak açıklanır. Şimdi onu verelim:

“Ve dil ateştir; dil aramızda bütün bedeni lekeleyen ve cehennemden alevlenerek tabiatın devranını alevlendiren FESAD ÂLEMİDİR… Çünkü(fakat) kimse dili zaptetmeye kadir değildir. Durdurulamaz bir kötülüktür, öldürücü zehirle doludur. Onunla Rabbi takdis ederiz ve onunla Allah’ın benzeyişinde yaratılmış olan insanları lanetleriz. Takdis ve lanet aynı ağızdan çıkıyor. Ey kardeşler bunlar böyle olmamalıdır.”(Yakub mektubu Bab–3 ayetler 6 ile 10 arası).

Bu araştırma ve delil sunmaya yönelme saikimiz de hased ve fırkacılığın kötülük üretici olduğunu bir kez daha hatırlatmaktı. Aynı kıbleye yönelme dışında insanların aynı amaca yönelmesini vücut diliyle anlatan başka bir kült yoktur. Niyetler, amaçlar ve faydalar ayrı ise ister istemez hased ve fırkacılık var olacaktır. Bunu sona erdirmek için hak dinin fityan ismini verdiği ve kul hakkından temizlenip temiz kalmayı çok önemseyen hak dinin gerçek müminleri sosyalist Müslümanların yaptığı gibi faydalar çatışan çelişen değil, eşit taksim edilen doğrultuda olması gerekir. Ama özde değil, sözde müminler tarih boyu hakiki Müslümanlar(kollektivist muttaki dindarlar) hakkında iftiralar uydurarak hayâsızca iftira ve yalanlara sığınmışlardır. Çünkü kendini beğenmek, biricik olmak hastalığından ve daha doğrusu kibir ve bencillikten arınamadıkları için, cimrilik üzere ekonomi politikleri seçmiş(Feodalizm ve liberalizm gibi) bireyci ve bencilliği görmezden gelen veya dindarlıkla bağdaştıran batıl dini görüş ve yorumlar ihdas etmişler veya böylelerine sarılmışlardır. Bunu bakınız Yeramya(a.s) ne de güzel dile getirir. Önceki bölümlerde açıkladığımız kamuoyunun da yanılıp yanıltılacağını da ortaya koyan bu kıymetli ayetleri verelim. İlkelere raptedilmemiş çoğunluk iradesini savunan günümüz parmak demokrasisi safsatacısı nemmanların bir kez daha uyarılması açısından burada aynen veriyoruz.

YERAMYA KİTABINDAN: İNSANLARIN SOSYO EKONOMİ POLİTİK GÜNAHLARI:

Yeramya kitabı Bab 5 Ayet 22 de:

“Çünkü kavim sefihtirler. Seni bilmiyorlar, onlar divane oğullarıdır ki anlayışları yok. Kötülük etmekte hikmetlidirler. Fakat iyilik etmek de bilgileri yoktur.”

Yeramya kitabı Ayet 28 de: Adalet ve rahmetten uzaklaşmış, lirik zevklerle işi geçiştiren din için de hitabı şöyledir.

“Semirdiler, parlıyorlar, Kötü işlerde tanıklık ediyorlar, öksüzün davasını görmüyorlar, kendi işleri yolunda gitsin. Yoksulun da hakkını hak etmezler.”

Yeramya Bab 5 Ayet 31 de, ikiyüzlü din adamı ve siyasetçilerin kol gezmesinde suçun daha çoğunun doğru görünen ama asla doğruluktan hoşlanmayan “ümmette “ olduğunu ne de güzel anlatır aşağıdaki ayet.

“Peygamberler(muallimler) hile ile peygamberlik yaparlar. Kâhinler onların eli ile hâkim oluyorlar, KAViM DE BÖYLE SEVİYOR, bunun sonunda ne yapacaksınız”

Burada bir nokta koyup..............
/devam edecek)

Saygılarımla.
Galip Yetkin.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
galipyetkin Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
dost1 (13. July 2014)