A.S Sevgili Elmuh,
Alak suresinde gelen salla kelimesinin anlamını elçinin bildiğini diğerlerinin ise elçinin anladığı şekilde bilmediğini düşünüyorum...çünkü elçiye sadece ayetler gelmemiştir elçimin kalbine destekte gelmiştir..bu destek yaptığından emin oldurma halinin ta kendisidir..
salla kelimesi o zaman ki insanların kafalarında elbet bir fiili bildiriyordu..cehalette salla,putlar için yaşamada salla..ama onlar Allahıda işin içine katarak şirket görünümünde salla'nın manasını biliyorlardı..oysa tek otorite Allahtır ve salla O'nun içinin anlamından bihaberdiler..
ben şahsım adına birkaç yıl evvel şekilseli savunurdum..lakin ben kuranda,içinde salat kelimelerinin bulunduğu ayetleri toparlayıp incelediğimde hata ettiğimin farkına vardım..
bence secde Rabbin tüm hükümlerinin kabulünden ziyade ''yaşamak''tır..ruku ise tevazudur..hayata insana karşı..zaten bir ayette ''ruku halinde zekat verin''den de bu anlaşılmakta..
ve zaten ben şekilsel olarak yapılan namazların faydadan çok zarar getirdiğini düşünüyorum..çünkü kişide şu düşünce hakim oluyor:''Ben namaz kılıyorum''
şimdi namaz kılıyorum derken dinin direğini o olarak algılıyor,zekatı infakı devre dışı bırakıyor..
vel hasılı Elmuh kardeşim,
bu saatten sonra düşüncem o ki;
Dinde şekilsel namaz yok..elçide böyle bir namaz kılmadı ama elçi Rabbe niyaz etti/desteğini istedi /af diledi..
kıyam için :uyanmak/idrak etmek
ruku için:Rabbın hükümlerini kabul etmek/kabullenmek/tevazu sahibi olmak/kibirden uzak durmak
secde için:Rabbin hükümlerince yaşamak
olarak nitelendiriyorum..
bu şekilllerin bozunuma uğramış diğer din mensuplarının öğretileri olarak algılıyorum..
ve dediğim gibi bence:
Alakta geçen salla yani Allah için yaşa/davran emrinin ne olduğunun sadece Elçi tarafından kavrandığını anlaşıldığını ve zaman içinde elçininde insanlara olan öğretmenliğiyle O'na inananlarında bunu kavradığını düşünüyorum..
sağlıcakla
Konu muvahhit tarafından (24. July 2009 Saat 04:20 PM ) değiştirilmiştir.
|