Tekil Mesaj gösterimi
Alt 7. November 2012, 03:58 AM   #5
merdem
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Nov 2012
Mesajlar: 1.606
Tesekkür: 667
710 Mesajina 1.305 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 23
merdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud ofmerdem has much to be proud of
Standart Hadisciler de tam bir karara varmis degiller

Allah sasirtmaya görsün. Peygamberimizden sefaat bekliyorlar. Peygamberimiz de : Ümmetim Kur'an'i terketti diyor. Esasinda Kur'an böylelerini terkeder.

İbn Abbas: “Ben Rasûlullah (s.a.s.) üzerinde, mümkün olan en güzel elbiseyi gördüm.” (Ebû Dâvud, Libas 8, h. no: 4037)

Not: Bir karar verilemedi.

Enes (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) yün elbise giydi, yamalı ayakkabı giydi.” Enes şunu da ilâve etti: “Rasûlullah beşi’ yemeği yedi ve sert elbise giydi.” (Enes’in râvîsi) Hasen’e soruldu: “Beşi’ dediğin yemek nedir?” O şu cevabı verdi: “Arpanın iri öğütülmüşüdür, ağızdaki lokmayı kişi, ancak bir yudum su ile yutabilirdi.” (Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, İ. Canan, c. 17, s. 425)

Not: Peygamberimize gelince cuval giydiriyorlar.

*****************************

Ebu’l-Ahvas babasından naklen diyor ki: “Üzerimde âdi bir elbise olduğu halde Rasûlullah (s.a.s.)’ın yanına gelmiştim. Bana: “Senin malın yok mu?” diye sordu. “Evet var!” cevabıma: “Hangi çeşit maldan?” sorusunu yöneltti. “Her çeşit maldan Allah bana vermiştir (Deve, sığır, davar, at, köle, hepsinden var)” demem üzerine: “Öyleyse Allah Teâlâ sana bir mal verdiği vakit Allah’ın verdiği bu nimetin eseri ve fazileti senin üzerinde görülmelidir!” buyurdu.” (Nesâî, Ziynet 83, h. no: 8, 196)


“Sizden biri bolluğa erince iş elbisesinden başka bir de Cuma elbisesi edinirse üzerine (bir vebal) yoktur.” (Ebû Dâvud, Salât 219, h. no: 1078; İbn Mâce, İkametu’s-Salât 82, h. no: 1095)

****************
“Kim muktedir olduğu (gücü yettiği) halde tevâzu maksadıyla (Allah için) (kıymetli) elbise giymeyi terk ederse, Allah kıyâmet günü, onu mahlûkatın başları üstüne çağırır ve dilediği iman elbisesini giymekte onu muhayyer bırakır.” (Tirmizî, Kıyâmet 40, h. no: 2483)


**********************

"Sakın ha papaz kıyafetini giymeyesiniz. Kim onların kıyafetini giyinirse ve onlara benzerse benden değildir." (Müslim 6/144; Nesaî, 2/298)


Not: Bizim hanimlar rahibelere benzer o baska birsey, sevaptir, cennetlik olurlar.

**********************

“Kadınlardan erkeklere benziyenlerle, erkeklerden de kadınlara benzeyenler bizden değildir.” (Ahmed bin Hanbel, II/199)



Abdullah İbn Abbas'dan rivâyet edilmiştir: "Peygamberimiz erkekleşen kadınlarla kadınlaşan erkekleri tel’în etti, lânetledi ve buyurdu: “Onları evlerinden çıkarınız.” Abdullah diyor ki: “Peygamber (s.a.s.) falancayı, halife Ömer de filancayı bulundukları yerden çıkarmışlardı." Başka bir rivâyette de aynı hadis şu şekilde gelmektedir: "Rasûlullah erkeklerden kadınlara benzemek isteyenlerle kadınlardan erkeklere benzemek isteyenleri lânetledi.” (Buhârî, Libâs 62; Ebû Dâvud, Libâs 28; Tirmizî, Edeb 24; İbn Mâce, Nikâh 22; Dârimî, II/281; Ahmed bin Hanbel, 1982, 2006, 2123)

****************

Ebû Hureyre’den rivâyet edilmiştir. O şöyle dedi: "Rasûlullah (s.a.s.) kadın elbisesi giyen erkeklerle, erkek kıyafeti giren kadınlara lânet etti." (Ebû Dâvud, Libas 31, h. no: 4098; Ahmed bin Hanbel, II/325; İbn Mâce)



Ümmü Atiyye’den: “Rasûlullah (s.a.s.)’a şöyle sordum: ‘Bizden birisinin (dış) elbisesi olmazsa dışarı çıkmasında bir sakınca var mı?’ Rasûlullah (s.a.s.): “Kocasının elbisesini giyinerek çıksın” buyurdu. (Buhârî, 1/439; Müslim, 3/20)


Not: Bir lanetme bahanesi daha.
****************

Hz.* ‬Âişe* (‬r.* ‬anhâ*) ‬ilk başörtüsü uygulamasını şöyle anlatır:* "‬Allah ilk muhâcir kadınlara rahmet etsin onlar*; "‬Baş örtülerini yakalarının üstüne taksınlar...*" (‬en-Nûr,* ‬24/31*) ‬ayeti inince etekliklerini kesip bunlardan başörtüsü yaptılar*"‬.* ‬Yine Safiyye binti Şeybe şöyle anlatır:* "‬Biz Âişe ile birlikte idik.* ‬Kureyş kadınlarından ve onların üstünlüklerinden söz ettik.* ‬Hz.* ‬Âîşe dedi ki:* ‬Şüphesiz Kureyş kadınlarının birtakım üstünlükleri vardır.* ‬Ancak ben,* ‬Allah'a yemin olsun ki,* ‬Allah'ın kitabını daha çok tasdik eden ve bu kitaba daha kuvvetle inanan Ensar kadınlarından daha faziletlisini görmedim.* ‬Nitekim Nûr sûresinde* "‬Kadınlar başörtülerini yakalarının üstüne taksınlar...*" ‬ayeti inince,* ‬onların erkekleri bu ayetleri okuyarak eve döndüler.* ‬Bu erkekler eşlerine,* ‬kız,* ‬kız kardeş ve hısımlarına bunları okudular.* ‬Bu kadınlardan her biri etek kumaşlarından,* ‬Allah'ın kitabını tasdik ve ona iman ederek başörtüsü hazırladılar.* ‬Ertesi sabah,* ‬Hz.* ‬Peygamberin arkasında başörtüleriyle sabah namazına durdular.* ‬Sanki onların başları üstünde kargalar vardı*"

*(‬Buharî,* ‬Tefsîru Sûre,* ‬29/12*; ‬İbn Kesîr,* ‬Muhtasar,* ‬M.* ‬Alî,* ‬es-Sâbûnî,* ‬7.* ‬Baskı,* ‬Beyrut* ‬1402/1981,* ‬II,* ‬600*)‬.


Aişe radıyallahu anha’dan gelen rivayette; “Allah ilk muhacir hanımlara rahmet eylesin. “Ey peygamber, hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına söyle…” ayeti nazil olunca elbiselerinin bir parçasını yırtarak yüzlerini örttüler. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem’in arkasında başlarında kargalar varmış gibi namaz kıldılar.” Buhari (4759) Ebu Davud (4102) Taberi (18/94) Beyhaki (7/88) İshak b. Rahuye (1280)Hakim (2/431, 4/216)) İbnu Katan Kitabu’n-Nazar (s.173) İbn Ebi Hatim Tefsir (8/2575)Fethu’l-Bari (8/490) İbni Habib Gaye ve Nihaye (s.213) Durru’l-Mensur (8/209) Zemahşeri Keşşaf (4/401)

Not: Bir hadiste etekler yirtilip basörtüsü yapiliyor, öbür hadiste yüzler kapatilmak icin elbiselerden parcalar yirtiliyor. Eh artik etek namina bir sey de kalmiyor. Düsünün bir sag veyahut sol gözü kapatmak icin de bir parca yirtmak lazim geliyor.

“Mescidlerde olsun, kabirlerde olsun Allah Teâlâ’yı ziyârette giydiğiniz en güzel elbise beyazdır.” (Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, İ. Canan, c. 17, s. 461)

Not: Kadinlara gelince kara carsaf.

****************
Ebû Hureyre ve Enes (r. Anhumâ) anlatıyorlar: Rasûlullah (s.a.s.) kişinin ayakta giyinmesini yasakladı.” (Tirmizî, Libas 35, h. no: 1776, 1777; Ebû Dâvud, Libas 44, h. no: 4135)

Not: Bunu da daha yeni duydum.

********************
“Sakın kimse tek ayakkabı ile yürümesin, ya ikisini de çıkarsın, yahut ikisini de giysin.” Buhârî, Libas 39; Müslim, Libas 68, h. no: 2097; Muvattâ, Libas 14, 15, h. no: 2, 916; Ebû Dâvud, Libas 44, h. no: 4139; Tirmizî, Libas 37, h. no: 1780)

??????????????????????????????????????

**************************

İbn Abbas (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) kolları ve boyu kısa kamîs (gömlek) giyerdi.” (Kütüb-i Sitte Tercüme ve Şerhi, İ. Canan, c. 17, s. 463)

Not: Demek o modalar da varmis.

***************************

Abdullah İbn Amr (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.) (bir gün) yanımıza geldiler. Bir elinde ipek bir elbise, diğer elinde de altın vardı: “İşte bu iki şey ümmetimin erkeklerine haramdır, kadınlara helâldir” buyurdular.” (Ebû Dâvud, Libas 14, h. no: 4057; Nesâî, Ziynet 40, h. no: 8, 160)

Not: Hürriyet, milliyet, cumhuriyet duyan duymayana duyursun: kadinlarada yeni haklar geldi. Ama nerede nasil giyecek sorusunu aciklayamadik.

Sevbân (r.a.) anlatıyor: “Rasûlullah (s.a.s.)’ın yanına Fâtıma bintu Hübeyre, elinde altından iri yüzükler (feth) olduğu halde gelmişti. Hz. Peygamber (s.a.s.), kadının ellerine vurmaya başladı. Fâtıma da hemen (oradan sıvışıp) Rasûlullah’ın kızı Fâtımatu’z-Zehrâ’nın yanına girdi. Ona Rasûlullah (s.a.s.)’ın kendisine olan davranışını anlattı. Bunun üzerine Hz. Fâtıma (r.a.) boynundaki altın zinciri çıkarıp: ‘Bunu bana Hasan’ın babası Ali (r.a.) hediye etti’ dedi. Zincir daha elinde iken Rasûlullah (s.a.s.) yanlarına girdi ve şunu söyledi: “Ey Fâtıma! Halkın: ‘Rasûlullah’ın kızının elinde ateşten bir zincir var!’ demesi seni memnun eder mi?” dedi ve böyle diyerek oturmadan geri dönüp gitti. Bunun üzerine Fâtıma (r.a.) zinciri çarşıya gönderip sattırdı, parasıyla bir köle satın aldı ve onu âzâd etti. Bu olanlar Rasûlullah’a anlatılınca: “Fâtıma’yı ateşten kurtaran Allah’a hamdolsun!” buyurdu.” (Nesâî, Ziynet 39, h. No: 8, 158)

Not: Haklar iptal edildi.

************************

"Cennette bir kadının nasifı, dünyadan ve bir o kadar daha şeyden de hayırlıdır.” Dedim ki: ‘Ya Rasûlallah, nasif nedir?’ “Başörtüsüdür” buyurdular." (Ahmed bin Hanbel, II/483)

Not: Imandan falan bahseden yok.

*************************






Ahzab suresinde bildirilen cilbab, erkeğin de, kadının da giydiği araplara özgü bir elbise, bir gömlektir.

Nur suresinde, (kadınlar, himarlarını (örtülerini) yakalarına örtsünler) deniyor. Eğer cilbab çarşaf demek olsaydı, himar denmezdi.

Örneğin İmam Malik, müslümanların giysilerinin dini bir norm olmadığını söyler ve yaygın kıyafeti 'Hicaz Örfü' olarak tanımlar.

Çarşaf hakkında iki bilgi:

Alıntı:Çarşaf kelimesi, Farsça çader-şepten [gece örtüsü] bozularak Türkçe'ye girmiştir; tesettür için ev dışında giyilen üstlüktür. Tanzimatta hacca giden İranlılardan alınan çarşaf, önceleri bid'at sayılıp pek tutulmamışsa da, 1870'ten sonra yaygınlaştı. Daha sonra II. Abdülhamid Han, 4 Ramazan 1309 (2 Nisan 1892) tarihli bir emirle çarşafı yasakladı. (Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi)

Alıntı:1913'te yüz binlerce Balkan muhacirleri İstanbul'a Ortodoks kadınlarının giydiği siyah çarşafı ile gelmişti. Zamanla bu da İstanbul'a yayıldı. Hükümetin zaten uğraşacak hâli yoktu, çarşafa mani olamadı. (M. Zeki Pakalın, Osmanlı Tarih Deyimler sözlüğü)

*****************************

Âyetler incelendiğinde cennetliklerin elbiselerinin genel olarak ipekten olduğu ele alınmakta; kalın ve ince ipekten/atlastan yapıldıkları zikredilmektedir. Ayrıca özellikle renk olarak ise "yeşil" belirlenmektedir. Hadisler ise cennet elbiselerinin eskimez olduğunu, onların cennet ağaçlarının tomurcuklarından çıktığını ifade ettiği gibi cennet giysisi ve aksesuarı olarak mendil ve başörtüsünü zikretmektedir.


Not: Alintidir.

*********************

Kur'ân âyetlerine bakıldığında, cennetliklerin takılarının altın ve gümüşten bilezikler ve inciler olduğunu anlattığı görülecektir. Takılarla ve süslerle ilgili olarak bir hadiste ise onların mükemmelliğini ifade eden muhtevâya rastlamaktayız. “Cennet ehlinden biri uzanıp bakacak olsa ve onun bileziği görünse, o bilezik; -güneşin, yıldızların ışığını söndürdüğü gibi- güneşi söndürürdü.” (Tirmizî, Cennet 7). Kur'ân'da olmamasına rağmen bir hadiste cennet kadınlarının başlarında taçların bulunduğu şöyle ifade edilmektedir: "Onların başlarında taçlar vardır. O taçlarda bulunan en kıymetsiz inci, doğu ile batı arasını aydınlatır." (Tirmizî, Cennet 23). Bu hadisin çok az farklı bir varyantını da Müsned'de buluyoruz: "...O kadının üzerindeki en düşük bir inci tanesi doğu ile batı arasını aydınlatır... Kadının üzerinde taçlar vardır. O taçlar üzerindeki en düşük inci doğu ile batı arasını aydınlatır.” (Ahmed bin Hanbel, III/75)

Not: Kim demis gaybi Allah‘tan baska kimse bilemez diye? Kimlere yine ne vahy‘ler gelmis.

**************************

Cennetteki elbiselerin cennet ağaçlarından, özellikle de Tûbâ ağacından elde edildiğini de yine hadislerden öğreniyoruz: "Bir adam, Ey Allah'ın Rasûlü, Tûbâ nedir? dedi. Rasulullah: "Cennette bir ağaçtır, yüz yıllık bir mesafesi vardır. Cennet ehlinin elbiseleri onun tomurcuklarından çıkar." (Ahmed bin Hanbel, III/71). Bir başka hadis ise şöyledir: "...Bir adam, ‘ey Allah'ın Rasûlü, Tûbâ nedir?’ dedi. “Cennette yüz yıllık mesafesi olan ve cennet ehlinin elbiseleri tomurcuklarından çıkan bir ağaçtır." buyurdular." (Ahmed bin Hanbel, III/71, 155, V/248, 257, 264; İbn Kesir, en-Nihâye ve’l-Fiten, s. 305). Bir başka hadiste ise bir bedevînin "Cennet ehlinin elbiselerinden haber ver, onlar yaratılırlar mı yoksa dokunurlar mı?" demesi üzerine Rasûlullah şöyle buyurur: "...Hayır, cennet meyveleri onların içinden yarılır çıkar, yani onun tomurcuklarından çıkar. " (Ahmed bin Hanbel, II/224)

Not: Cennetten son haberler.

*************************

merdem
merdem isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
merdem Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (12. March 2013)