Tekil Mesaj gösterimi
Alt 7. March 2013, 03:40 PM   #19
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Selamun aleyküm,

Rabbimizin biz inananlara, haram ettiği bir hayvanın etinin anlatıldığı ayetler üzerine, rabbin bize indirdiği kur'anla yetinmeyip, hakkında kesin bilgisi olmamakla birlikte, başka bir kaynağa da dayanarak haram edileni, haramlıktan çıkardığını gösteren yazıma karşılık, hataları görüp, düzeltmeye çalışmasını beklediğimiz kardeşlerimizden birinin yine "yanlış anlamışım, yanlış biliyormuşum, düşünememişim" diyerek hatasını kabul etmesini beklerdim.

Ancak bunun yerine, yine kur'andaki gerçeklerden uzaklaşarak, soyut anlam, somut anlam, insan, haram-helal diye yenecek içecek bir şey yoktur, kelamlar soyuttur, temsil ettiği anlam ve semboller vardır vb. sözlerle "özürü kabahatinden büyük" deyimi ile açıklanan durumlara düşülmüştür.

Şimdi, ilgili kardeşimizin yazılarını alıntılar halinde ele alarak, altına da hala nasıl hatalar yaptığını açıklamaya çalışıyorum.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aleyküm Selam;

Kelam ve kelimeler hakkında düşünüp idrak ve muhakeme ile hayrı satın almamız gereklidir.
Kelamlar hiç bir zaman akıl olamaz. Kelam ve kelimeler akla ulaştıran bir yoldur.
Allah yaşamda kelime sahiplerine ve onlarla hareket edenlere, onlarla görenlere değil, akıl sahiplerine seslenir.
Din insanın sınırlarını çizer, bu sınırlarda, çizgide yaptığımız her türlü hal, hareket ve düşünceler ibadettir.
Allah, insanın sınırlarını çizmiştir.
Bunun adına Din denir.
İnsan, kendi sınırlarının dışına çıktığı zaman, herşey dehşettir.
Bu genel-geçer ifadelerle anlatmaya çalıştığın şeyin için boştur. Kelimeleri ve bunlardan oluşan cümleleri görmeyen birisi ne kadar akıllı olursa olsun, o cümlede anlatılanı bilemez.

İşte rabbimiz, bizim için seçtiği dini de bize aynı zamanda kelimelerle açıklamıştır.Dahi düzeyinde akıllı olan kimseler bile, bu kelimeleri okuyup anlamadıkça, bu kelimelrle istenen yaşam biçimini bilemeyecekken, kelimelerden oluşan kur'anı okuyup anlamayan biri için akıl neyi ifade edebilir?

Salt akıl insanların kurtuluşu için yeterli olsaydı, kur'ana da gerek kalmazdı, sadece herkes aklının bulduğuna göre yaşasın denerek, "kurandan sorulacaksınız" denmezdi.(değilmi?)

Ama, akıl sahiplerini muhatap alan rabbimiz, "kur'andan sorulacaksınız dediğine göre, akıl sahipleri; kur'andaki kelimeleri ve cümleleri tam gerçekliğiyle kabul ederek yaşamaya mecburdur. Kelimelere veya cümlelere, gerçek/görünen anlamını gözardı ederek, gerçeğe uygun olmayacak şekilde semboller, mecazlar icat etmek akıl işi değil, akılsızlıktır.


Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Kelamlar soyuttur, temsil ettiği anlam ve manalar semboller vardır. Aklımız ve bilgimiz ölçüsünde bu manaları kavrar yaşam içerisinde görebiliriz. Kelamlar tek manada değildir, bizim bunu anlayamamış olmamız, soyut algılama bilincine olgunluğuna erişememiz, anlamaya çalışanları şuçlama hakkını bizde doğurmaz.
Dini anlamak, soyut kavramaya bağlıdır, soyut kavrama yeteneği yoksa tutuculuk ortaya çıkar, illede benim dediğim, atalarımın dediği doğrudur anlayışı ortaya çıkar.
Bu sözler üzerine, Yazacak çok şey var ama gerek duymayıp, kısa tutalım.
Kelamların hepsi birden fazla anlama da sahip olamaz. özellikle isimler çoğu zaman tek anlamlıdır. Örneğin; istanbul, Atatürk, pasta, masa vb...

İşte bunlar gibi bir isim olan "domuz eti" de, sadece domuzun etini anlatan bir isimdir. Şimdi, siz hiç polemik yaratmadan; "domuz etinin" başka hangi anlama geldiğini yada neyi sembolize ettiğini yazabilirmisiniz?


Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Bir kavramın farklı boyutlarını görmeye çalışmak, üzerinde düşünmek, aklı işletmeye çalışmak, kelimenin özünü kavramaya çalışmak, bu anlatılanların insanlıkla nasıl ilişkisi vardır gibi problemleri çözmeye çalışmak kimseyi dinden çıkarmaz, bilakis imana dine yaklaştırır.
"domuz eti" kavramı üzerinde;

1- istediğin kadar farklı boyut ara kardeşim, bulursan buraya yaz, bizde görelim.

2- "Domuz eti" denmiş yahu! Yine bu deyimin özü ve üveyi varsa onu yaz lütfen...

3- "Domuz eti" ni bu şekliyle görmek istemeyip, "domuz" figürü üzerinden, yapay kurgular, buluşlar icat ederek, dinle, insanlıkla nasıl bir ilgi kurulabilir? Kurarsanızda bu dinin gerçekleri ile nasıl bağdaşabilir? Bunu da açıklayınız.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Çocuklar somut kavramları anlarlar, soyut kavramlar çocukların anlayacağı düzeyde değildir, çünkü çocuklar daha soyut kavramları anlayacak olgunluğa ulaşmamışlardır. Bu bir süreçtir, bir anda ulaşılacak bir durum değildir. Çocuklara şekilsel, somut verilerle açıklama yapılır, bu bir eğitim işidir. Dinde de durum aynıdır, ilk önce somut, şekilsel olarak algılama vardır, sonraki aşamalarda düşünerek soyut kavramlar anlaşılalabilir.
Tekrar söylüyorum kelam ve kelimeler akıl değildir, akla ulaştıran bir yoldur, rehberdir.
Hah, tamam kardeşim. Kelimeler, soyut kavramlardır diye kendine göre bir tanım yap, sonrada çocuklar soyut kavramları anlayacak düzeyde değildir diye konumuzla çok ilgisiz başka bir boyut açarak, konuyu direk cevaplamaktan kendini kurtarmaya çalış.

Ben ne çocuğum, ne de okuduğumu anlayamayacak kadar akıl melekesi olmayan biriyim.

Bırakın şimdi çoluk-çocuk hikayelerini de "domuz eti"nin haram oluşu gerçekliğine ilişkin ne düşündüğünüzü söyleyin?

1- Sana göre domuzun etini müslümanlar yiyebilirmi, helalmidir, değilmidir onu söyle?

2- Yada, sana göre yenmesi haram olan hayvanlar varmıdır, varsa hangileridir niçin?

3- Eğer domuz eti haram değildir, yenilebilir derseniz ve haram olan hayvan yoktur derseniz, kendinizin de kur'ana göre müslüman olup olmadığınızı yazınız.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Helal ve haram bir lokmadır, bu lokmada bizim yediğimiz içtiğimiz şey manasında değildir.
Siz, kur'anda haram edilen yiyecekler ile içeceklerin yer aldığı ayetlerin olduğunu bilmiyormusunuz, kabulmü edemiyorsunuz?

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Helal olan; insan onuruna ve haysiyetine yaraşır bir şekilde, düşünerek aklederek yapılan, insanın yüzünü ağartan, insanın kursağının kaldırdığı her türlü eylem ve düşünceler…

Haram olan, insan onuruna yaraşmayacak şekilde, domuz karakterine bürünerek, düşünmeden, akılsızca, duygusal olarak istek ve arzuların kontrolüne girerek, fitne ve fesat çıkarmak, hakkında hiçbir fikir sahibi olmadığın şeyleri başkasına satmak, laf getirip götürmek, resullerin ibret olarak bıraktıklarını ve Allah kelamını sanki resul gibi kendininmiş gibi üstünlük taslamak, insanları esir etmeye çalışmak, insanları Allahın yolundan ve ibretinden alıkoymak necistir, haram olanlardır.
Yani, haram yada helaller sadece eylem, olay, düşünce, söz vb. şeylerdir öylemi?

Yiyecek içecek olarak müzlümanlara haram edilen bir şey yoktur öylemi? Siz, bunları kur'an dışında başka kaynaklara göre söylüyorsanız, müslümanların dininin kaynağının kur'an olduğunu hatırlayarak, kur'ana göre bunları söyleyemeyeceğinizi kabul edebilirmisiniz?

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Haram ve helal olanlar yiyecek içecek mevzusu değildir, dinin temeli İNSAN’dır. İnsanlık dışına taşanlar haram, insanlık içine girenler helaldir. DİN ve İNSAN kavramlarını birlikte değerlendirirsek olayı daha iyi kavrayabiliriz.
Leş (ölmüş hayvan), kan, domuz eti, mundar (insan, hayvan veya başka etkenlerin darbeleri sonucu kesilmeden ölmüş) hayvanlar ile Allahtan başkası adına kesilen hayvanlar size göre yiyecek değilmidir de haram kabul etmiyorsunuz?

Aklı örten, yani sarhoşluk veren sıvı ve gaz halinde türevleri olan maddeleri haram içeçecek olarak kabul edemiyormusunuz?

Bir kere daha sorayım;

siz gerçekten müslümanmısınız?

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Beden ve canımız bize emanettir, emanete saygı göstermeliyiz, bedenimize ve canımıza zarar verecek hal ve hareketlerde bulunmamalıyız. Ne yiyip içeceğimizide bu kapsamda değerlendirebiliriz. Domuz etine zorda kalsakda yemeyiz, ot yeriz bu durum ayrı. Kitapda anlatılan domuz etinin ne olduğunu asıl soyut manada anlayabilirsek isabetli olacaktır.
Kitapda anlatılan domuz etinin ne olduğunu asıl soyut manada anlayabilirsek isabetli olacaktır. diyorsunuz.

Gerçekten anlatın kardeşim, domuz etinin soyut manasını da herkes görsün. Biz de öğrenelim bari...

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
1- Bu kavramları anlamak için daha derin düşünmeliyiz, bizim buna ihtiyacımız var.
2- İnsanlar bir robot değildir, şunu yap bunu yapma denemez, şu günah bu sevap diye bir sınırlama, tanımlama olmaz, ölçüye göre, bilgisine göre aklederek düşünerek insan ne yapacağına karar verir, mükafatını veya cezasını görür.
3- Yaşamdaki her şey deneyim ve tecrübe ile elde edilir, insanlar yanlış yaparak doğruya ulaşır. Yapılan tüm yanlışların amacı bir doğruyu ortaya çıkarmak içindir. İnsanlığın ilerlemesi kolay olmamaktadır.
1- "Domuz eti" kavramını istediğin kadar derin düşün. Bakalım domuz denen hayvanın etinden başka ne bulabileceksin?

2- İnsanlar robot değildir elbette ama başıboşda değildir. Rabbimiz insanları bana kuluk etsin diye yarattım diyor ve yaşam biçimi olarak islam dinini uygun görüyor. Bu nedenle rabbimiz, öbür hayatının cennette geçmesini istiyorsan şunu yap, bunu yapma demektedir. Yine dediklerini yapmayanlarında cehennemden kurtulamayacağını belirtmektedir.

Yaratanın, yarattığına bunları söylemesi, mantık dışımıdır? Kabul edemezmisiniz?

3- İnsanlar domuz eti yedikleri, harama uymadıkları içinmi ilerleyebilirler?

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Günah insanın ağzınızdan çıkan, bilmeden sarfettiğimizdir, imanı bozar. İnsan insana fitne verir, yaşamdan aldığımız, kendi deneyimimiz bizi doğruya ulaştırır, asıl olan yaşamdır, anlatılanlar değil. Ayetleri yaşamdan okuyanlar ona ehil olanlardır, kelimeden değil. Allah yaşamda kelime sahiplerine ve onlarla hareket edenlere, onlarla görenlere değil, akıl sahiplerine seslenir.
1-yaşamdan aldığımız, kendi deneyimimiz bizi doğruya ulaştırır, asıl olan yaşamdır, anlatılanlar değil.

Tabi ya asıl olan yaşamdır. Kur'anda anlatılanların hiç önemi yoktur. İnsan, yaşayarak, doğruyu yanlışı öğrenir, yada başkalarının yaşamından görerek yaşarsa, sorun yoktur, Kur'ana da gerek yoktur değilmi?

2- Ayetleri yaşamdan okuyanlar ona ehil olanlardır, kelimeden değil.

Siz, yaşamdan okuyun ayetleri kardeşim... Siz böyle yaparak nasıl kurtulacağınızı düşünüyorsunuz ama, ben sadece yaşamdan okuyarak yaşarsam kurtulamayacağımı ve yaşamdan önce kur'andan okuyup, anlayarak, yaşamımı da başkalarının yaşamından değil, kendi kur'an anlayışındaki yaşamımla kurtulabileceğimi biliyorum. Neredenmi? Kaynak: kur'an


Not: Bu uzunlukta yazıyı yazmak zorunda bırakan kardeşimiz olarak, eğer kendinizi müslüman kabul ediyorsanız, çok vahim yanlışlar içinde olduğunuzu belirtmek isterim.

Müslüman değilseniz yada dinin gerçekleri sizi çok ilgilendirmiyorsa, o zaman bu yazdıklarımı akıl sahibi müslüman kardeşlerim iyi değerlendirsinler.

saygılarımla,
aorskaya
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla