Tekil Mesaj gösterimi
Alt 7. March 2013, 02:05 PM   #17
mustafabey
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2012
Mesajlar: 108
Tesekkür: 19
41 Mesajina 61 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 22
mustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud ofmustafabey has much to be proud of
Standart

Aleyküm Selam;

Kelam ve kelimeler hakkında düşünüp idrak ve muhakeme ile hayrı satın almamız gereklidir.
Kelamlar hiç bir zaman akıl olamaz. Kelam ve kelimeler akla ulaştıran bir yoldur.
Allah yaşamda kelime sahiplerine ve onlarla hareket edenlere, onlarla görenlere değil, akıl sahiplerine seslenir.
Din insanın sınırlarını çizer, bu sınırlarda, çizgide yaptığımız her türlü hal, hareket ve düşünceler ibadettir.
Allah, insanın sınırlarını çizmiştir.
Bunun adına Din denir.
İnsan, kendi sınırlarının dışına çıktığı zaman, herşey dehşettir.


Kelamlar soyuttur, temsil ettiği anlam ve manalar semboller vardır. Aklımız ve bilgimiz ölçüsünde bu manaları kavrar yaşam içerisinde görebiliriz. Kelamlar tek manada değildir, bizim bunu anlayamamış olmamız, soyut algılama bilincine olgunluğuna erişememiz, anlamaya çalışanları şuçlama hakkını bizde doğurmaz.
Dini anlamak, soyut kavramaya bağlıdır, soyut kavrama yeteneği yoksa tutuculuk ortaya çıkar, illede benim dediğim, atalarımın dediği doğrudur anlayışı ortaya çıkar.


Bir kavramın farklı boyutlarını görmeye çalışmak, üzerinde düşünmek, aklı işletmeye çalışmak, kelimenin özünü kavramaya çalışmak, bu anlatılanların insanlıkla nasıl ilişkisi vardır gibi problemleri çözmeye çalışmak kimseyi dinden çıkarmaz, bilakis imana dine yaklaştırır.


Çocuklar somut kavramları anlarlar, soyut kavramlar çocukların anlayacağı düzeyde değildir, çünkü çocuklar daha soyut kavramları anlayacak olgunluğa ulaşmamışlardır. Bu bir süreçtir, bir anda ulaşılacak bir durum değildir. Çocuklara şekilsel, somut verilerle açıklama yapılır, bu bir eğitim işidir. Dinde de durum aynıdır, ilk önce somut, şekilsel olarak algılama vardır, sonraki aşamalarda düşünerek soyut kavramlar anlaşılalabilir.
Tekrar söylüyorum kelam ve kelimeler akıl değildir, akla ulaştıran bir yoldur, rehberdir.


Helal ve haram bir lokmadır, bu lokmada bizim yediğimiz içtiğimiz şey manasında değildir.

Helal olan; insan onuruna ve haysiyetine yaraşır bir şekilde, düşünerek aklederek yapılan, insanın yüzünü ağartan, insanın kursağının kaldırdığı her türlü eylem ve düşünceler…

Haram olan, insan onuruna yaraşmayacak şekilde, domuz karakterine bürünerek, düşünmeden, akılsızca, duygusal olarak istek ve arzuların kontrolüne girerek, fitne ve fesat çıkarmak, hakkında hiçbir fikir sahibi olmadığın şeyleri başkasına satmak, laf getirip götürmek, resullerin ibret olarak bıraktıklarını ve Allah kelamını sanki resul gibi kendininmiş gibi üstünlük taslamak, insanları esir etmeye çalışmak, insanları Allahın yolundan ve ibretinden alıkoymak necistir, haram olanlardır.

Haram ve helal olanlar yiyecek içecek mevzusu değildir, dinin temeli İNSAN’dır. İnsanlık dışına taşanlar haram, insanlık içine girenler helaldir. DİN ve İNSAN kavramlarını birlikte değerlendirirsek olayı daha iyi kavrayabiliriz.
Beden ve canımız bize emanettir, emanete saygı göstermeliyiz, bedenimize ve canımıza zarar verecek hal ve hareketlerde bulunmamalıyız. Ne yiyip içeceğimizide bu kapsamda değerlendirebiliriz. Domuz etine zorda kalsakda yemeyiz, ot yeriz bu durum ayrı. Kitapda anlatılan domuz etinin ne olduğunu asıl soyut manada anlayabilirsek isabetli olacaktır.

Bu kavramları anlamak için daha derin düşünmeliyiz, bizim buna ihtiyacımız var. İnsanlar bir robot değildir, şunu yap bunu yapma denemez, şu günah bu sevap diye bir sınırlama, tanımlama olmaz, ölçüye göre, bilgisine göre aklederek düşünerek insan ne yapacağına karar verir, mükafatını veya cezasını görür. Yaşamdaki her şey deneyim ve tecrübe ile elde edilir, insanlar yanlış yaparak doğruya ulaşır. Yapılan tüm yanlışların amacı bir doğruyu ortaya çıkarmak içindir. İnsanlığın ilerlemesi kolay olmamaktadır.

Günah insanın ağzınızdan çıkan, bilmeden sarfettiğimizdir, imanı bozar. İnsan insana fitne verir, yaşamdan aldığımız, kendi deneyimimiz bizi doğruya ulaştırır, asıl olan yaşamdır, anlatılanlar değil. Ayetleri yaşamdan okuyanlar ona ehil olanlardır, kelimeden değil. Allah yaşamda kelime sahiplerine ve onlarla hareket edenlere, onlarla görenlere değil, akıl sahiplerine seslenir.
mustafabey isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
mustafabey Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
galipyetkin (8. March 2013)