Konu: Nur Suresi
Tekil Mesaj gösterimi
Alt 21. April 2012, 12:09 AM   #7
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.015
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun Aleykum! Değerli Hasan Akçay Kardeşim!

Dilimizde; yabancı sözcüklerden dilimize geçen ve farklı anlamlar yüklenen sözcükler oldukça çoktur. "Irz" sözcüğü de Arapça'dan dilimize geçmiş ve Arapça anlamı dışında dilimizde kullanılan sözcüklerden birisidir.


Irz sözcüğü, Arapçada çoğu defa başka bir sözcükle birleşip yeni bir anlam oluşturmak suretiyle kullanılır:
لاَ تعرضْ عِرضَ فُلانٍ! – Irzına sataşma!= Hakkında kötü konuşma!
عَرَضَ عِرضَهُ. – Sövüp hakaret etti. Soyu-sopu ve asaletiyle onu aşağıladı.
طَعَنَ فلان في عِرض فلان. – Irzını rencide etti=Hakkında kötü konuştu.
أكْرَمْتُ عنه عِرضي. – Irzımı ondan korudum=Canımı/kendimi ondan korudum.
فلانٌ نقِيّ العِرض. – Falancanın ırzı temizdir=Haysiyetlidir.
فلان مُنتنُ العِرض. – Bedeni pis kokuyor.
فلان جَرِبُ العِرضِ. – Soyu-sopu bozuk.
إمرأةٌ طَيِّبةُ العِرضِ. –Vücudu hoş kokan kadın.
فلان كريم العرضِ. – Soylu/soplu birisi=Asilzâde birisi.
Arap Dilciler, Ebu'd-Derdâ'nın: أَقْرِضْ مِن عِرضك لِيوم فَقْركَ! – sözünü:''Seni yerip ayıplayan kişiye karşılık verme! Onu, kıyamet günü ihtiyacın olunca alacağın olarak kabul et!'' şeklinde anlamışlardır.

Yine Arap dilciler, Hz. Ömer'in Hutay'e adlı şaire söylediği
فانْدّفّعْتَ تُغَنّي بأعراض المسلمين! sözünü; 'Şiirinde müslümanların soyunu-sopunu/ırzlarını yermeye koyuldun' şeklinde yorumlamışlardır.

Arap televizyonlarında film vb. seyrederken şöyle ifadeleri sıkça duymak mümkündür: فليس لي مال سِوى عِرضي. 'Irzım/canımdan başka hiçbir malım/kuruşum yoktur.


Birçok Arap şair, 'ırz' kelimesini değişik anlamlar ifade edecek biçimde kullanmıştır. Onlardan bazıları şöyledir:
لَوأن الصّخورَ الصُّمَّ يسمعْنَ صَلْقَنَا لَرُحْنَ وفي أعراضهن فُطورُ.
-Şayet sağır kayalar feryadımızı duysalardı, bünyelerinde gedikler açılmış bir halde kaçarlardı.
رُبَّ مهزولٍ سمينٌ عِرضُه وسمين الجسمِ مهزولُ الحَسَبِ.
-Nice güçsüzler var ki, ırzı/kişiliği güçlüdür. Nice bedeni güçlü olanlar vardır ki, onların da soyu-sopunda iş yoktur.
فإنّ أبي ووالده وعرضي لعرضِ محمد منكم وِقاءُ.
-Babam, onun babası ve benim ırzım:bedenim/canım, size karşı Muhammed'in ırzını:bedenini/canını korumak için kalkandır.
ولكنّ أعراضَ الكِرامِ مَصُونـــةٌ إذا كان أعراضَ اللئامِ تُفَرفََرُ.
-Alçakların ırzları/kişilikleri bocalasa bile, asilzadelerin ırzları/kişilikleri korunmuştur.
قاتلك اللهُ! ما أشَدَّ عليـ كَ البَدْلَ في صَوْنِ عرضك الجَرِبِ.
-Allah cezanı versin! Soysuzluğunu korumada ne kadar değiştin!?
يُنْبِئُكَ ذُو عِرضهم عنّي وعالمُهـــــم وليس جاهلُ أمرٍ مِثْلَ مَن عَلِمَا.
-Onların soylu-sopluları/asilzadeleri/eşrafı ve alimleri sana beni anlatıyor. Bilmeyen, bilen gibi olmaz!
أصون عرضي بمالي لا أدنّسه لا بارك اللهُ بعد العرض في المال.
-Paramla ırzımı/nâmusumu:kişiliğimi korurum, onu kirletmem. Çünkü, ırz/nâmûs:kişilik olmadıktan sonra Allah paraya da bereket vermez.
Örneklerde de görüldüğü gibi 'ırz' sözcüğü bazen 'beden/can/vücut' anlamında, bazen de 'manevi kişilik/haysiyet, şeref, asalet..' anlamında kullanılmıştır.

Örneklerde görüldüğü gibi Arapça'da "ırz" sözcüğü, bazen maddî varlığı, bazen de insanın manevî varlığını ifade etmekte olup, cinsellik ifade eden bir anlamı bulunmamaktadır.

Arapça lügatlerin hiçbirinde, "ırz" kelimesinin, cinsellik ifade ettiğine veya cinselliği çağrıştıran bir anlamının olduğuna rastlanmaz ancak bu sözcük dilimizde tamamen farklı bir anlamda kullanılmaktadır.

Türkçe Deyimler sözlüğünde Irza geçmek: Aldatarak ya da zor kullanarak, bir kimseyi cinsel zevkine konu yapmak, zor kullanarak cinsi temasta bulunmak anlamına gelmektedir. Bu sözcük hukuk literatüründeki anlamı da yine "cinsel ilişki"yle ilgilidir.

Mealde Arapça "ferc" sözcüğü yerine yine Arapça olan "ırz" sözcüğü; Arapça anlamıyla değil Türkçeleşmiş anlamıyla kullanılmıştır.

En güzeli "ferc" sözcüğünü olduğu gibi çevirmektir. Âyette geçen "FURUC" , "iki şey arasındaki aralık" demek olan الفرج – ferc sözcüğünden türemiştir. Bu sözcük genellikle "yarmak" anlamındaki فجر – fecr sözcüğü ile karıştırılmaktadır ki,örnek verdiğiniz kaf 6 da "yarıkları" şeklinde belirtilmiş. Genelde bu karıştırmanın bir sonucu olarak, dişi canlıların üreme organlarına فرج فروج – ferc, füruc denmesinin bu organların yarık oluşundan ileri geldiği zannedilir. Hâlbuki sebep bu organların yarık oluşları değil, iki ayağın aralığında bulunuyor olmalarıdır.
Yazınızdaki Kaf 6. Âyet, "göğün yarılması"nı değil, "aralanması"nı ifade etmektedir.

Değerli Kardeşim Allah razı olsun "furuc" sözcüğünü "İki şey arasındaki aralık" ya da "apış arasındaki" diye çevirmek en güzelidir.

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Allah'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Kullanicisina Bu Mesaji Için Tesekkür Edenler:
Miralay (26. April 2012)