Tekil Mesaj gösterimi
Alt 23. November 2012, 11:22 PM   #19
aorskaya
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Aug 2009
Mesajlar: 933
Tesekkür: 110
268 Mesajina 414 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 16
aorskaya will become famous soon enoughaorskaya will become famous soon enough
Standart

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

"Bilimsel teori, bir olgunun, sürekli olarak doğrulanmış gözlem ve deneyler baz alınarak yapılan bir açıklamasıdır."

Teori düzeyine çıkmış açıklamaları, belki binlerce bilim adamı çok uzun zamanlar boyunca gözlemlemiş, üzerinde düşünmüş, deneyler yapmış belli sonuçlara ulaşmış teori düzeyinde kabul edilmiştir.
Ben, bilimin sonuçlarının Allah'a işaret ettiğini gören bilim adamlarının bunu kabul edip, açıklayarak savunamamasını eleştiriyor ve onun bilim adamlığından şüphe edilmesi gerekir diyorum.

Sen ise bana bilimi, teoriyi ve bunlara harcanan emek ve zamanın öneminden bahsediyor, bilimi anlatmaya çalışıyorsun.

Bilimin önemini reddedenmi var sevgili kardeşim. Bilim, islamında aradığı, öğütlediği bir şeydir ve bu yüzden bilim islama aykırı olmaz.

Ancak, bilim adamı objektif değerlere sahip olduğu zaman bilim adamı olur. Bilime itiraz yoktur, bilim adamının tanımına itiraz vardır. Bilimle uğraşan herkes bilim adamı demek değildir.

Bilim adamı bulduğu her sonucu, tarafsız bir şekilde ilan edebilirse bilim adamı olur. İşte, bilim deney, gözlem, araştırma vb. sonucu bazı şeylerin ilgisini Allah ile ilişkili bulmuşsa, bilim adamıda bunu kabul etmek ve açıklamak zorunda olur.

Kendisi kabul etmese dahi, bilimin ilişkisini açıklaması gerekir. Ama, kendi nefsini ilah kabul edenler, gerçek ve tek ilah olan Allah'ı kabul edemedikleri için, onun varlığını gösteren buluşları da onsuz açıklamaya çalışırlar.

Evrim teorisi de bunlardan biridir.

Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Teori düzeyinde kabul edilmiş bir açıklamayı(evrim teorisini) benim zanna dayalı olarak ret etmem pek akıllıca, mantıklı bir davranış olmaz.

O kadar bilim adamının çalışmarını, gözlemlerini geçerli bir bilgiye sahip olmadan kabul etmemek, yukarıda açıkladığım gibi casiye 8-9 ayetlerde bahsedilen duruma düşmüş gibi oluruz.

Casiye 4: Sizin yaratılışınızda ve türetip yaydığı bütün canlılarda da kesin bilgiyle inanan bir topluluk için ayetler (âyâtun) vardır.
Casiye 8: Kendisine Allah’ın âyetlerinin(âyâti allâhi) okunduğunu işitir de, sonra büyüklük taslayarak sanki onları hiç duymamış gibi direnir. İşte onu elem dolu bir azap ile müjdele!
Casiye 9: Âyetlerimizden(min âyâti-nâ) bir şey öğrenince onu alaya alır. Onlar için alçaltıcı bir azap vardır!

Onun için prensip olarak işi bilenlere, uzmanlara, bilim adamlarına güvenmek gerekir. Teoriyi zanna dayalı olarak yanlışlamak demek, binlerce kişiyi bu konuda çalışmış olan bilim adamlarının emeklerini hiçe saymak demek olur. Günümüzün doğrusu olarak kabul etmek gerekir.
1- Sana yada hiç kimseye, bir iddiayı, görüşü, teoriyi zanna dayanarak reddet diyemem, bunu ima dahi etmem.

Zanna göre hareket insanı yanlışa düşürebilir. Bu nedenle sadece zanna dayalı olarak reddetme...

2- Ancak, ne kadar çok emek harcanırsa harcansın, ne kadar çok kimse meşgul olursa olsun, sonuçları doğru şekilde açıklanmayan, bir bilgi, ilmi bir değer taşımaz. Bilim, bu bilginin tüm ilişkilerini ortaya koymalıdır.

3- Zanna göre, evrim teorisini reddetmeyen sen, yine zanna dayalı olarak teoriyi kabul etmekle kendinle çeliştiğini görebilirmisin?

Red için elinde bir delilin yoksa, kabul için elinde delilin nedir? Her durumda, senin elinde zandan başka bir şey yok! O halde sen zanna dayalı reddetmeyi mantıksızlık bulurken, zanna dayalı kabulü nasıl mantıklı bulabiliyorsun?

En azından, reddetmesen dahi, kabul de etmemen yani "nötr" olman gerekirdi.(değilmi?)

(benim akli ve yine teoriyi yanlışlayan başka ilmi delillerle kendilerine itirazlarımı daha önce açıkladığım için zanla hareket etmediğim görülür.)


Alıntı:
mustafabey Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
Aorskaya kardeşim Edison olayına gelince, şöyle bir benzetme yapalım;

Genel anlayışımıza göre; zengin olan, hali vakti olan kurban keser. Kurban kesildiği zaman eti 3 kısma ayrılır, biri kendi ailemiz, biri eşe dosta, biri fakir fukaraya. Burda hayvanı almak için kendi kazancımızı kullandık, birinin yetiştirdiği hayvanı alarak kestik ve dağıttık. Yendi bitti.

Edison ve ismini bilmediğimiz ilmen zengin olan bilim adamlarıda, yaşamlarını ilme adayarak Allahın yarattığı ayetleri okudular, bir bilgi birikimi sahibi oldular ve elde ettikleri bu birikimle elektiriği veya lambayı icat ettiler. Bunu insanlığa sundular. Şimdi burda zenginlik ne?, kurban ne?, kurbanı kesen kim?, kurbanın eti ne?, bu eti yiyen kimler?

Şimdi benzetiyoruz ya; Edison ve arkadaşlarının kestiği kurbanın etini hala biz yiyoruz dahada kimler yiyecek kimler… açıkcası böylesine insanlığa hizmet etmiş, karşılığında yaşamında bir şey görmemiş, ilmeden insanların cennete mi yoksa cehenneme gideceğini Allah bilir. Eğer cehenneme gideceklerse biz şimdiden girmeyi garantiledik cehennemi, buda bir getiridir.

Ben ilmen ileri giden insanların Allahı reddeceğini hiç sanmıyorum! İnsanların sözleri değil icraatleri önemli, dilin kemiği yok.
1- Edisonun buluşunu açıklayan kurban örneğiniz, hiç tutarlı değildir! Öncelikle, kurbanın 3 bölüneceği gibi şeyleri kuranın neresinden buluyorsun bilinmez ama, bunun üzerinde durmayacağım.

Sadece; "RABBİN ADINI ANMADAN KESİLENLERİN HARAM OLDUĞUNU" söyleyerek, edison ve benzerlerinin, LA İLAHE yi bulup, anlayıp, kabul edip, sonra da her şeyin İLLA ALLAH la ilgisi olduğunu kabul edip, gösteremedikçe; onların icatları da, eti yiyenlerin gıda olarak fayda görmesine karşın, kurban kesenlerin, kabul edilmeyen kurbana dönüştüğünü bilmeniz gerekir.

Şimdi, bu durumda Edison kurban kesmemiş, insanlara et dağıtmıştır. İnsanlar, eti yiyerek fayda sağlamışlardır. Ama, Edison kurban iyiliğinde değere kavuşamamıştır.

2- açıkcası böylesine insanlığa hizmet etmiş, karşılığında yaşamında bir şey görmemiş, ilmeden insanların cennete mi yoksa cehenneme gideceğini Allah bilir. demişsin.

Hayır kardeşim, herşeyden önce elbette rabbimiz bilir ama, kimlerin cennete gideceğinden değilde, cennete gidemeyeceği bilgisinden hareketle, Cehenneme girecekleri bilebiliriz. (Rabbimizin şefaat durumu ayrıdır)

"LA İLAHE İLLA ALLAH" kavramını bilip, kabul edemeyen ve akıl özürü bulunmayan herkes EBEDİ CEHENNEME gidecektir.

Rabbim bunu müslümanlığın ilk ve temel şartı olarak bildirmiş olup, buna iman etmeyen kimselerin müslüman olması söz konusu olmayacağından, müslüman olmayuanlarında gidecekleri yer belli olduğundan, sen de bilirsin, ben de bilirim.

Gördüğün gibi, cennete gidecekleri de, kesin cehenneme gidecekleri de rabbimizin kelamından bilebiliyoruz. Yeterki, onu "kovulmuş şeytandan rabbimize sığınarak" anlamaya çalışalım. O zaman bize neler anlattığını daha iyi görür, daha iyi kavrar ve daha doğru kararlar verebiliriz.

selamlarımla...
aorskaya

Konu aorskaya tarafından (23. November 2012 Saat 11:24 PM ) değiştirilmiştir.
aorskaya isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla