Saygın bartsimpson.
Sayın arkadaşım. Sen bana bu gün altında yaşadığımız 'emperyalist kapitalizmin' etkilerinden bahsediyorsun. Millet memnun ki, bu sistemi tatbik edenleri iktidarda tutup "bizi yönet" diyorlar. Sonra da milletin %90'ı müslüman, müslüman da değil "inanmış/inançlı" diyorlar. Müslüman kelimesinin anlattığı mânâ belli; ya "inanan"ın veya "inançlı"nın?
Hiç düşündün mü İbrahim Peygamber'in beyti neden bekkede idi? Toplum içinde yaşamak varken neden havralar, manastırlar kuruldu hem de kuş uçmaz kervan geçmez yerlerde? Meselâ: Sumela Manastırı ve Kapadokya'daki yeraltı şehri vs.. Neden Musa Peygamber kavmini 40 yıl çöllerde dolaştırdı? Kaçtıkları şey ne idi?
Uygulanan sitemi beğenmiyorsanız ve gücünüz yetiyorsa değiştirin! Hem de hemen.
Ama konu bu değil.
Bu sistemde olsa bile konu YASAL İHTİYAÇ MİKTARInı aşmayacak şekilde planlama yapmak ve diğer kişileri (ve de hatta hayvanları dahi çok çalıştırıp az yem vermek gibi) mağdur durumda bırakmamak,"kıst" üzere hareket etmek, böylece "riba"da(edilecek kârda) hakkı aşmamak ve "zekât"a girmemek, aksi takdirde zekâtı vermek.
İşte zekât olarak vermeyip de iç edilen kısım "kat kat riba"dır.
“Müminler, mallarınızı aranızda haksızlıkla yemeyin; karşılıklı rızaya dayalı bir ticaretle olursa yiyebilirsiniz.” (Nisa 4/29)
Saygılarımla.
Galip Yetkin
Konu galipyetkin tarafından (2. September 2017 Saat 11:15 AM ) değiştirilmiştir.
|