Sayın sensable.
Adem ve eşi.
Çoğumuz bu ifadeyi ''Adem ve Havva'' diye; Adem erkek cinsinin, Havva kadın cinsinin sembolü olarak anlıyoruz. Halbuki burada anlatılan dişi-erkek ayırımı yapılmadan ''İnsan''dır: ki ceset denilen ölümlü ve topraktan gelen vücut ile o vücuda hayatiyet veren can dediğimiz kavram birleşimidir. Yani ceset veya vücut can'ın, can ceset veya vücudun ayrılmaz eşidir. Lütfen şuraya bir göz atar mısınız?
http://www.hanifler.com/showthread.php?t=2616
Böylece bu ikisinin birleşmesinden meydana gelen tek parçanın/insanın zevci/eşi de diğer bir insandır. Erkek de dişi de olabilir. (Karı-kocalıktan bahsetmiyor)
Diğer bir anlatımla da adem ile aynı fiili işleyen yaşam eşdeşleridir.
Cennet.
Hayalimizde yaşattığımız ütopik, bambaşka bir alem değildir. Cennet kollektif bir sosyal ve ekonomik yaşam olup Ta-Ha -118, 119. ayetlerde ''Muhakkak ki senin için orada aç, çıplak, susuz kalmak, güneşten yanmak diye bir şey yoktur.'' diye anlatılmiştır.
Yani cennet ekmek elden su gölden misali yan gelip yatma yeri olmayıp, yeniden kurulacak dünyada veya kainattaki arzda, kıyametle yok olmuş dünyadaki yaşamına bedel/benzer bir yaşamdır.
Adem tövbe etmiş ve tövbesi kabul edilmiştir. Tövbenin kabulü işlenmiş suçu ortadan kaldırmaz, ceza verilmesini önler. İşte kollektif/toplumcu bir sosyal ve ekonomik yaşamdan hırsları, ihtirasları, mal-mülk aç gözlülüğü ile başkalarının haklarına tecavüz eden, birbirine köle olmuş ceset ve candan oluşan Adem ile yandaşları o yaşamdan, ''cennet yaşamından'' kovulmuş-afaroz edilmiştir.Çünkü toplumsal yaşama uyum sağlayamamış bencildirler. Bu dünyadaki yaşamıyla yeniden kurulacak arzda cennet yaşamına sahip olup olamıyacağına, uyum sağlayıp sağlayamıyacağına da bu dünyadaki yaşamı kıstas alınarak ahırette karar verilecektir.
Benim görüşlerim böyle.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.