Şerait - Şeriat - Din başlıklı yazımdan bir pasaj aktarıyorum
........... Allah’ın vahyi indirerek, iyinin kötünün tanımını yaptığı, yolları açıkladığı, güzel ve çirkin ahlâkı tanımladığı, adalet ve merhameti överek bunun ilkelerini verdiği emir ve önerilerinin toplamının bilimsel adı ŞERaİTtir.
Doğru imanı da içermesine rağmen daha ziyade hak olan dinin hak olan ''sosyo ekonomi politiğinin'' sınırlarının çizilip, ilkelerinin verildiği Allah’ın insana teklifinin kendisine ŞERiAT denilir.
İnsanın kapasitesi oranında ve önceki geleneklerinin kötülerinden arınıp yeni bir hayat seçmesine ve teklif edilene icabet ettiğini düşünerek ondan anladığını imanî ve amelî pratiğe geçirmesine/yaşam tarzı yapmasına DİN denilir. Zaten ŞERAİTin borç yükleyen niteliğine karşılık olarak din(Deyn), ödenmesi gereken borcu olduğunun bilincinde olmaktır. Bu anlamıyla din, insanın Vahiy’den anladığını, borcuna dâhil ettiği bir yol, bir kabuldür.
Zaman içinde toplumun sosyo ekonomik gelişmesi, bilgi birikimi ile ve ihtiyaç duyulduğunda yeniden ana kaynağa, bir yandan da zaman ve ihtiyaca bakıp, üzerinde iyice düşünülerek algılanabilecek içerikleri vardır. işte bu sosyo ekonomik içerikler ŞERİATtir.
Ama muhafazakâr bunu kabul etmez veya böyle bir şeyi risk almak olarak düşündüğü için kolaycılığa sapar ve kendisine rivayet edilen sünneti esas alarak, maksatlara inmeden yoluna devam ettiği için, bir zaman gelir ki, bu hükümler(rivayet ve sünnetler) ölü hale gelir.
.......... velhasıl ŞERİAT, imani alanlar dışında ekonomik ve sosyal hayatın adalet üzere düzenlenmesidir. Peygamberin kişileri iman yönünden zorlama yetkisi yoktur, fakat şeriat/ekonomik ve sosyal yaşam bakımından zorlama, tedbir alma yetkisi vardır.
Saygılarımla.
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (12. May 2016 Saat 10:01 AM ) değiştirilmiştir.
|