Tekil Mesaj gösterimi
Alt 15. February 2013, 09:08 AM   #84
galipyetkin
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Sep 2011
Mesajlar: 1.458
Tesekkür: 105
574 Mesajina 958 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
galipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud ofgalipyetkin has much to be proud of
Standart

Bir alıntı:

Aile Reisliği Kaçınılmazdır

“Allah’ın, insanlardan bazısını bazısına üstün kılması sebebiyle ve ailenin geçiminden sorumlu olmalarından dolayı erkekler; kadınların yönetcisidir.” (Nisa 34)

“Ey iman edenler! Kendinizi ve aile fertlerinizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun...” (Tahrim 66)

İnsan, Allah’ın dünyada halifesi olmakla beraber, fıtrat/yaratılış itibariyle zayıf bir varlıktır. Dar gönüllüdür, sıkıntıda feryad eder, iyilik yapma mevkiinde olduğunda cimrileşir. İyiliğe doymaz, kötülükle karşılaştığında ümitsizliğe düşer ve perişanlık sergiler. Zulmü bitmez ve cehaletinin sonu gelmez.

Hâl böyle olunca; nerede insan varsa, orada problem var demektir. İşte idareci bundan dolayı; insan hayatı ve toplum düzeni için “olmazsa olmaz” dır.

Aile, cemiyetin en küçük birimidir. Bazen 3–5 kişiden, bazen de daha fazla kişiden teşekkül eder. Hatta bizim eski aile yapımızın uzantısı mahiyetinde devam eden aileler bünyesinde 10 kişiyi de geçtiği olur. Netice itibariyle; sadece aile çatısı altında değil, her nerede birden fazla insan, bir arada müşterek bir hayatı devam ettirme durumunda iseler; muhakkak sözü dinlenecek birisine ihtiyaçları olacaktır.

İnsan topluluklarında; ilk sözü söylemek veya görüş beyan etmek herkese tanınması gereken bir hak ise de, “son sözü” şüphesiz (1) kişi söyleyecektir. İşte o (1) kişi; reistir, baştır, başkandır ve benzeridir.

Değil 50–60 seneli hayat yolculuğu, günübirlik seyahatlerde bile, iki kişinin ihtilafa düşmemesi için, birinin diğerine uyması ve uyum göstermesi icap eder. Kaldı ki, evlilik; normalde hem süresi uzun hem de meşakkat ve çileleri bitmeyen bir beraberliktir.Ailenin geçimi, eğitimi, hukukun kollanması, disiplinin sağlanması, zuhur edecek beklenen ve beklenmeyen problemlerin çözüme kavuşturulması, sabır gereken yerde sabır, tehlikeyi göze almak gereken yerlerde cesaret, soğukkanlılık icap eden durumda serinkanlılık,… hepsi hepsi reisi gerektiren hallerdir. İşte bütün bunlardan, üstesinden gelmeye aday birisi sorumlu olacaktır ki, biz buna aile reisi diyoruz.

Aile reisinin, fizyolojik dünyasının da, psikolojik dünyasının da yukarıdaki meselelerin üstesinden gelmeye müsait olması icap etmektedir. Bu kimse de normal şartlarda erkektir, babadır. Burada erkeğin reisliği, fıtrata uygun bir seçimdir. Rabbimiz de bu seçimi böylece yapmış olup, gerekçelerini de bize, konu başında geçtiği gibi açıklamaktadır:”Ailede reis erkektir. Çünkü:

a.)Erkek, idari özellikler hususunda kadından üstün yaratılmıştır.
b.)Ailenin geçimi erkeğe havale edilmiş bir görevdir.”

İdarecilikte, hissi davranmamak, duyguları ile harekete geçmemek, refleks şeklinde mukabelede bulunmamak Ve serinkanlılığını muhafaza etmek, başta gelen hususiyetlerdir. Bu konulardaki erkek farklılıkları konusunda, istisnalar hariç tutulursa kadınlar da erkeklerle hemfikirdirler.

Öyleyse; İslam aile yapısında, aile reisliği müessesesi vardır ve bunun başkanı da erkektir. Burada ne erkeğin çalım satması ve ne de hanımların eziklik hissine kapılması; bahis konusudur. Sosyal hayatta nice erkekleri, erkek idarecilerin yönetmesi bir çalım satma konusu değilse ve nice hanımların da, erkeklerin idaresi altında çalışıyor olmaları bir sınıf farkı olarak algılanmıyorsa; aile hayatında hiç de problem olmayacaktır. Aksi düşünce ve telakkiler; medyatik olduruşa gelmenin ta kendisidir.

Aile, madem çatısı altında müşterek bir hayat sürülen müessesedir; burada bir yöneticinin olması kaçınılmazdır. Bu yönetici; düşünüp-danışacak sorup-soruşturacak ve bu müşterek çatı için bir yönetmelik tespit edecek ve buna uyulmasını isteyecektir ki; nizam olsun da düzensizlik yaşanmasın. Trafik nizamnamesindeki; “kırmızıda dur”, “park yapma”, “ters yönden gelme”: ikazlarını nasıl yadırgamıyorsak aile reisinin ocağın selameti için koyduğu kuralları da yadırgayamayız.

Müdür ve amirinden izin almak nasıl emrindekileri küçültmüyorsa; aile reisinden izin istemek de hiçbir zaman bir onur konusu olarak düşünülemez. Bu işin başka kültürlerde, Avrupa’da ve Amerika’da nasıl olduğu da bizi hiç mi hiç alakadar etmez. Biz İslam’ın insanıyız ve sadece ailemizin değil, bütün dünyanın asayişi bizden sorulur.

Prof.Dr.Osman Öztürk


Ne dersiniz?

Saygılarımla.
Galip Yetkin

Konu galipyetkin tarafından (12. April 2016 Saat 08:41 PM ) değiştirilmiştir.
galipyetkin isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla