Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26. January 2014, 06:21 PM   #5
Hasan Akçay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: Dec 2010
Mesajlar: 811
Tesekkür: 0
155 Mesajina 223 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 24
Hasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud ofHasan Akçay has much to be proud of
Standart

“Oralarda”dan kasıt Cennetlerdir.

Kabul edilebilir bi görüs
ama yalnizca bi görüs.

Kur'an bunu onaylamiyor.

Bakar misiniz, Rahmân suresinin ayetlerinde fîhima ve fîhinne, aralarindaki fark gözetilerek, büyük bi özenle kullanilmis. Örnegin 54'te fîhinne, 52'de fîhima var.

Malum, fîhimâ "o iki yerde" demek ve
"iki" kavramini vurguluyor. .

Zaten ayetlerde sürekli "iki"ye atifta bulunuluyor.

Iki deniz.
Iki dogu.
Iki bati.
Iki pinar.
Iki bahçe...

Ikiden çok bahçe misillu bi çokluga
bu anlatimda yer yok.

Ayetlerde, sizin "cennetler" dediginiz, "ikiden çok bahçe"nin zamiri olarak fîhinne asla kullanilmamis.

Örnegin
su cümle yok: O ikiden çok bahçede her türlü meyva bulunmaktadir -Fîhinne min kulli fâkihe.
su var: O iki bahçede her türlü meyva bulunmaktadir -Fîhimâ min kulli fâkihe.

Yine de açiklamanizda mantiga uygunluk erdemi gözetilmis. Bu da bir sey.
Tesekkür ederim.

“Fiyhinne kasıratuttarfi, lem yatmishunne insün kablehüm ve la cann”
Âyetinde “o dilberler” ifadesi yoktur
.

Peki, dilberler yok. Bu mealin sahibi KASARA fiiline, geleneksel olarak yapildigi üzere, (bakislari) "dikmek" anlamini vermis ama o isi yapanlarin "dilberler" olduguna katilmiyor.

Öte yandan her kim ise bakislarini diken o zevat, neden dikiyorlar bakislarini ve nerelere dikiyorlar?

Aslinda KASARA bir seyi "ortadan kaldirmak" demek. Örnegin 4:101'de salâtin bir bölümünü ortadan kaldirmak, yerine getirmemek. Yani bir bakima "kismak" ama Rahmân suresini tercüme ederken emin degiliz. O yüzden olsa gerek 72'de "maksûrât"i (çadırlara) "kapanmak" yapiveriyoruz.

Nedir fiilimizin bizim müdahalemizden arinmis anlami;

(bakislari) dikmek mi,
(bakislari) kismak mi,
(çadirlara) kapanmak mi?

Peki,

TARAF-TARF "uç" demek olduguna göre
"kasara"yi neden
siyakta "devsirmelikler" diye anilan

agaçlarin meyva yüklü "uçlar"iyla
cennet halkinin arasindaki
mesafenin ortadan kaldirilmasi

diye okumuyoruz?

56'ya ait Mealin tashih edilmiş/düzeltilmiş şekli:
“Oralarda, daha önce bildik, bilmedik, geçmiş, gelecek hiç kimse tarafından dokunulmamış; el ve göz değmemiş, bakışlarını dikenler vardır.”


Lütfen siz açiklar misiniz, tam olarak kimdir o bakislarini dikenler ya da kisanlar?

Devşirilecek olanlar da Rabbımız olan Yüce Allah’ın belirttikleridir.
Sadece “meyveler” olarak sınırlanamaz
.

Konumuz
kâsirâtut tarf

Sâd 54'e bakar misiniz lütfen.

Orda Allah "kâsirâtut tarf"a RIZKUNÂ diyor,
RIZKIMIZ, لرزقنا.

Konu Hasan Akçay tarafından (4. February 2014 Saat 04:51 AM ) değiştirilmiştir.
Hasan Akçay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla