Tekil Mesaj gösterimi
Alt 26. January 2014, 05:24 PM   #4
dost1
Site Yöneticisi
 
dost1 - ait Kullanıcı Resmi (Avatar)
 
Üyelik tarihi: Sep 2008
Mesajlar: 3.016
Tesekkür: 3.567
1.083 Mesajina 2.384 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 100000
dost1 is on a distinguished road
Standart

Selamun aleyküm, Değerli Hasan Akçay Kardeşim.

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
56.Fîhinne kâsirâtut tarfi lem yatmishunne insun kablehum ve lâ cânn.

Oralarda,
daha önce insan ve cinn tarafından dokunulmamış [el ve göz değmemiş],
bakışlarını sadece eşlerine dikenler vardır.

Bu çeviride benim anlamadigim hususlar var.

Bu iletimde
o hususlarin yalnizca birisi üzerinde duracagim.
En bastaki oralarda, fîhinne kelimesi.

"Oralarda"ki ORALAR nerelerdir?

Yani nerelerdedir
bakislarini eslerine diken o dilberler?
Oralarda” dan kasıt Cennetlerdir.

“Fiyhinne kasıratuttarfi, lem yatmishunne insün kablehüm ve la cann”
Âyetinde “o dilberler” ifadesi yoktur.


Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster
54'te
"devsirme"den
söz ediliyor:

Astarları kalın ipekten [atlastan] yataklara yaslanmış kimseler olarak
iki cennetin de devşirmesi yakındır.

Muttekiîne alâ furuşin betâinuhâ min istebrak (istebrakin), ve cenel cenneteyni dân.

Aslinda
bu ayetin dogru çevirisi
her halde sudur:

Cennet halki, astarlari kalin ipekten döseklere yaslanirlar, ve o iki bahçenin devsirmelikleri yakin mi yakindir.

Belli ki
"devsirme"den kasit
anilan iki cennetin (bahçenin)
meyvalaridir.

Bazi çevirilerde
devsirme degil de
devsirmelikler denmis.

Devsirmelikler: agaçlardaki meyvalar.

Bu, daha isabetli bi çeviri bence.
Çünkü daha açik ve net.

Yakındır “ sözcüğünden iki anlam da çıkarılabilir.

1.İki cennette olanların devşireceklerinin süresel olarak yakın olmasıdır.
2.İki cennette olanların, devşireceklerinin ulaşabilecek şekilde “yakın mı yakın/en yakın” olduklarıdır.
Bu çıkarım Hakka suresinin 23.ayetindeki “Gutûfuhâ dâniyetün” ifadesinden çıkarılabilir.

Alıntı:
Hasan Akçay Nickli Üyeden Alıntı Mesajı göster

Simdi...
"Oralarda"dan kasit eger o meyva agaçlari ise
bundan çikan sonuç
bakislarini eslerine diken dilberler
meyva agaçlarinin içindedir.

Anlamadigim husus:

Meyva agaçlarinda ne yetisir;
meyva mi,
bakislarini eslerine diken dilberler mi?

Kâsirâtut tarf
niçin

meyvalar olmuyor da
dilberler oluyor;

niçin

RIZIK olmuyor da
INSANLAR oluyor?

Yok
"oralarda"daki "oralar"dan kasit eger o iki bahçe ise
dilberler
o iki bahçededir.

Tamam.

Ama
bu mümkün degil.

Çünkü "oralarda"nin Arapça metindeki karsiligi "fihinne"dir; fihinne ikiden çok yerde demek. O iki bahçe ikiden çok degil ki; yalnizca iki tane.

Bir açiklama lütfen.
Değerli Kardeşim,

Fiyhinne kasıratuttarfi, lem yatmishunne insün kablehüm ve la cann
Âyetindeki “kasirat” sözcüğü dişil çoğul bir ifade olduğundan ve şartlanmışlıklardan kaynaklanan nedenlerle ne yazık ki, "kasıratuttarfi meallere, “bakışlarını sadece eşlerine dikenler,bakışlarını sadece eşlerine dikmiş dilberler” vb ifadeler olarak eklenmiştir.
Âyetin aslında ne “” ne de “dilber” sözcüğü sözkonusu bile değildir.
Yazınızı yazdığınız sayfadaki mealde de bu durum:
“Oralarda, daha önce insan ve cinn tarafından dokunulmamış [el ve göz değmemiş], bakışlarını sadece eşlerine dikenler vardır.” şeklindedir.
Meali yapan Kardeşimiz bu durumu tashih etmiştir/düzeltmiştir ancak, henüz bu sayfalarda gerekli tashihler /düzeltmeler yapılamamıştır.Mealin tashih edilmiş/düzeltilmiş şekli:
“56Oralarda, daha önce bildik, bilmedik, geçmiş, gelecek hiç kimse tarafından dokunulmamış; el ve göz değmemiş, bakışlarını dikenler vardır.”
şeklindedir.

Değerli Kardeşim,
Âhiretle ilgili olan hususlar cennetteki nimetler bize hep sembolik olarak, örnekleri gösterilmek suretiyle ifade edilmiştir .
Âhirette yaşam ve yaşam koşulları değişecektir.
Hicr;45-48:
45,46Şüphesiz ki Allah'ın koruması altına giren kişiler, cennetlerde ve pınarlardadır: “Selâmetle güven içinde oraya girin!”
47Ve Biz Allah'ın koruması altına girmiş kişilerin göğüslerindeki kinleri çıkarıp attık. Onlar kardeşler hâlinde yüz yüze sedirlere otururlar.
48Cennette kendilerine hiçbir yorgunluk dokunmaz. Onlar oradan çıkarılacak da değildirler.


Devşirilecek olanlar da Rabbımız olan Yüce Allah’ın belirttikleridir. Sadece “meyveler olarak sınırlanamaz.
Rabbimiz oradakilere hiçbir kısıtlama getirmeyecek ve istedikleri her şeyi lütfedecektir.
Bu duruma Fussilet 31 de, “nefislerinizin arzuladığı her şey “ şeklinde vurgu yapılmıştır.

Fussilet 30-32:
30-32Şüphesiz, “Rabbimiz Allah'tır” deyip sonra dosdoğru olanlar; onların üzerine, haberci âyetler sürekli iner; “Korkmayın, üzülmeyin. Size vaat edilen cennetle sevinin. Biz, dünya hayatında ve âhirette sizin yol gösterenleriniz, yardımcılarınız, koruyanlarınızız. Cennette, kullarının günahlarını çok örten, onları cezalandırmayan ve bağışı bol olan, engin merhamet sahibinden bir ikram olarak sizin için nefislerinizin arzuladığı her şey var. Orada istediğiniz şeyler de sizin içindir.”

Kusursuzluk sadece Allah'a mahsusdur.
Doğrusunu en iyi bilen Alalh'tır.
Sevgi,saygı ve muhabbetle.
Allah'a emanet olunuz.
__________________
Halil Ay
dost1 isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
dost1 Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
beyazasi (26. January 2014), Bilgi (26. January 2014)