Tekil Mesaj gösterimi
Alt 30. December 2010, 01:20 PM   #3
Miralay
Uzman Üye
 
Üyelik tarihi: May 2010
Mesajlar: 568
Tesekkür: 4.080
276 Mesajina 635 Tesekkür Aldi
Tecrübe Puanı: 25
Miralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud ofMiralay has much to be proud of
Standart

ve aleykümselam ebu Maruf kardeşim.
Fazla mesai benzetmen pek olmamış gibi geldi bana.

Yukarda bahsedilen konuların pek çoğu hükümler ihtiva eder. Hepimiz biliriz ki, dinde hüküm koyma yetkisi sadece Cenab-ı Allah'a aittir.

Yukarıda yazılanlar hijyen,alışkanlık,..vs. amaçlarla yapılırsa tamam sizin dediğiniz gibi fazla mesai durumuyla değerlendirilebilir. Lakin bunu dini kaygılarla,sevap kazanma umuduyla yapıldığı zaman, haşa! peygamberimize (Salat ve selam üzerine olsun) Allah adına hüküm koyma yetkisi vermiş oluruz. Ki, O mübarek te, Kur'andan başka birşeyle hüküm vermemiştir.

Her ne kadar bu tür hadislere "sahih" dense de, asrı saadetten günümüze sağlam olarak gelmiş hadislerin sayısı bir elin parmakları sayısıncadır ancak. Onlar da o zamanlar kitap haline getirilerek sabitlenmediğinden dolayı, onlarında sağlıklı olduğuna güvenmemiz sakıncalı olur.

Malumunuz, Allah'ın elçisi (Selam üzerine olsun) yanında küçük yaştan itibaren bulunan Hz.Ali, her daim beraber olan sadık arkadaşı Hz.Ebubekir,Hz.Ömer,Hz.Osman (Allah onlardan razı olsun) 'dan rivayet edilen hadisleri toplasak, ne kadar az oldğunu göreceğiz.

Mübareğin hayatı boyunca, her daim yanından ayrılmayan bu mübarek kişilerden bu denli az sayıda hadis rivayet edildiğine şahit olunca; hadislere neden güvenmediğimize hak vereceksinizdir umarım.

Saygılarımla, Allah'a emanet olunuz.
Miralay isimli Üye şimdilik offline konumundadır   Alıntı ile Cevapla
Miralay Adli üyeye bu mesaji için Tesekkür Eden 2 Kisi:
yeşil (7. November 2011), _mustafa_ (20. January 2012)