Yukarıdaki yazımdan devam:
Resul ile nebi arasındaki fark:
“Nebi” bir makam. Devletteki diplomat makamı gibi. Kişi diplomat olduğunda bu ünvanı sürekli taşır. Mesela evdeyken veya uyurken de o yine bir diplomattır, diplomat makamının sahibidir. Bu diplomat, yurt dışına gönderilip devlet adına görüşme yaparken o artık bir “elçi”dir çünkü “elçilik yapmakta”dır. Yani diplomat makamın adı, elçi ise icraatın adı. O diplomat yurda geri döndüğünde halen diplomattır ama artık elçi değildir, çünkü elçilik yapmamaktadır.
“Nebi” de makamın adı. Bu makama gelen kişi artık hep nebidir, bu ünvanı sürekli taşır. Mesela evdeyken veya uyurken o yine bir nebidir. O nebi, vahyi tebliğ ettiği anlarda ise, bir “resul”dur, elçidir, tebliğ icraatını, elçilik icraatını yerine getirmekte olandır. Tebliğ yapmadığı anlarda onun resulluk sıfatı olmaz, nebi sıfatı olur.
Bu neden önemli dersek, çünkü Kuran’da “uyun” ifadesi sadece resul sıfatı için kullanılıyor, “Allah’a ve resulüne uyun” şeklinde. Böylece “uyulması istenen” şeyin kişinin/elçinin/tebliğcinin kendisi değil, elçinin elçilik etmekte olduğu, tebliğ etmekte olduğu vahyin kendisi, yani Kitap olduğu anlatılıyor. Bu yüzden "nebiye uyun" diye bir ibare yok çünkü nebi, elçilik yapan zat. İlginç bir nokta da, “Allah’a uyun” şeklinde bir ibarenin de olmaması. Çünkü resulün resullük/elçilik edişi olmazsa, uyacak bir şey da olmaz. O halde vahiy, ancak elçinin elçiliği üzerinde tanımlı ve uyulması istenen de bu vahiy.
https://www.youtube.com/watch?v=mK7I-8ybPRc <----- Nebi ve Resul Kavramları -Doç Zeki BAYRAKTAR-Yrd Doç Fatih ORUM