Tarikatta Râbıta ve Nakşibendilik
Selamun Aleykum ! Değerli Kardeşlerim!
Bu başlık altında yapılam müzakerelerin daha iyi değerlendirilmesine yönelik olarak Süleymaniye Vakfı yayınlarından 2000 yılında çıkan Ve Ferit Aydın tarafından yazılan "TARİKATTA RÂBITA VE NAKŞİBENDİLİK" kitabından bilgileri sizlerle paylaşmak istiyorum.
BÖLÜM – I
TARÎKAT KAYNAKLARINA GÖRE RÂBITA HAKKINDA GENEL BİLGİLER
"Râbıta" Kelimesinin Sözlük ve terim anlamı:
Râbıta: Arapça "rabt" kökünden türetilmiş bir kelimedir. Sözlükte birleştirmek, bitiştirmek, iliştirmek ve bağlamak anlamına gelmektedir.
Arap ülkelerinde, (Rabita'tül-Üdebâ=Edebiyatçılar birliği) ve (Rabita'tül-Qurrâ' =Kur'ân Hafızları Cemiyeti) gibi adlar altında çeşitli dernek ve kuruluşlar vardır ki bu isimler, aynı mesleğe mensup kimselerin belli bir amaçla bu kuruluşların çatısı altında bir araya gelmiş olduklarını ifade etmektedir. Yani bu bileşik adlar içindeki "râbıta" kelimesi, söz konusu birliği anlatmak için kullanılmaktadır.
İşte bütün bu ayrıntılar, "râbıta" sözcüğünün lügatteki genel anlamı hak*kında bize yeterli bir bilgi vermektedir.
Kelimenin, konumuz açısından ifade ettiği özel anlama gelince, bir tasavvuf terimi olarak (daha doğrusu Nakşibendî Tarîkatı'nın kuralla*rından biri olarak) râbıta: Mürîdin, kendini mürşidi ile yüz yüze gelmiş var*sayıp ondan feyiz aldığını (ondan metafizik anlamda güç aldığını ya da nurlandığını) zihninde canlandırması demektir.
Râbıtanın ne ifade ettiğini ve ne yüce fazîletlerden, ne büyük erdemler*den olduğunu, çeşitli ma*nevî ve lâhûtî hallerin râbıta ile nasıl yaşandığını ve bu yüzden ne yüksek mertebelere erişildiğini anlatan yazılar; râbıtayı Kurân-ı Kerîm'e ve Rasulullah (s)'ın sünnetine dayandırmaya çalışan açıklamalar; hatta sırf bu konuda ya*zılmış kitapçıklar bile vardır. Ancak bu yazılar, üslûp ve anla*tım bakımından çok rasgele ve dağınıktır. Dolayısıyla "Râbıtanın Uygulanış Biçimi ve Şartları" başlığı altında daha sonra verilecek olan sistematik bilgiler, Nakşibendîler tarafından şimdiye kadar gelişigüzel yapılmış açıklamaların, söy*lenmiş ya da yazılıp çi*zilmiş sözlerin derli toplu bir özeti olacaktır diyebili*riz.
__________________
Halil Ay
|