Sayın Aorskaya.
1). Birinci cümlede ''Tatmin edecek düzeyde verilmesinin zorunluluğu yoktur.'' diyor;
devamı ikinci cümlede ''Herkes tatmin edecek kadar verecek'' ifadesini kullanıyorsunuz.
2). Biz yazımızda zekat verilmesini gerektiren sebepleri yazıyoruz; siz ise ''laf ola beri gele'' kabilinden yazımızın bütünlüğündeki konuyu ele almadan cımbızlayarak aldığınız cümlelere itiraz yazıyor ve yazımızın bütünlüğündeki konuya uygun gerekçe de yazmıyorsunuz.
3) Belki farkında değilsiniz ama bunu hep yapıyorsunuz. Yazılan her yazı sizin tarafinızdan tekzipli. Tamam da bütününde-ana konuda değil de, cümleler üzerinde kalıyor, hiçbir yazıya tamamlayıcı bir unsur katmıyorsunuz. Her yazınızda yalnızca fikir ileri sürdünüz.
4) Biz toplumsal bir ''iffetli'' ekonomik ve sosyal yaşamdan bahsederken, bu yönde sizin bir tefekkürünüzü göremiyoruz. Biz zekatın toplumsal yaşamda işlemsel fonksiyonundan bahsederken, siz cımbızladığınız bir cümle üzerinde fikir yürütüyorsunuz.
5) Biz zekatın (haşr-9 ayetinden de konuşmayı biliriz ama konu bu değil) asgari verilme ölçülerinden bahsetmişken ne olduğu belirsiz, kişiden kişiye değişen bir '' tatmin olma'' diye bir afaki ölçü getirirken ''vezin-mizan''dan, Nahl-:71'den habersiz görünüyorsunuz ve kişileri pek hafife alıyorsunuz.
(Daha sonra devam edeceğim. Çünkü torun tepemde 'hadi dede, hadi dede'' diye beni zorlamakta. Oyunlardan oynayacakmış.)
Saygılarımla .
Galip Yetkin.
Konu galipyetkin tarafından (9. December 2019 Saat 08:35 AM ) değiştirilmiştir.
|